Odayı Okyanusa Çevirenler

70 7 2
                                    

Bir odayı okyanusa çeviren bir kadın tanımanın verdiği gururla yazma fikri ayrıcalık gibi, defalarca vaveyla sanki kentin muğlak bulvarları, sonra eline sığınmış elim öz evladın olmuştur bunu unutma.

Defalarca aynı şeyleri yazdığım fikri bazen beynimi işgal ediyor ziyanı yok, çok büyük bir yazar olmaya gayret etmedim yazmak istedim yazdım. Denize kahırlı akan ırmaklar misali öyle ince ince karışıyordu gölgeler birbirine, çok bilmiş balıkçılar bazen şikayetçi olur durumdan ne fark eder ? İrtifa kazanmak otobüsün durmaksızın durduğu o duraklarda, bavula aşık olmak açılırken aynı bavula kin gütmek toplanırken, yorgunum sadece yorgun dizlerim depremli kanıttır. Oysa porselen bir mucize ahşap kuşlar uçmayı öğrenmeye çalışır. 

Trans halinde çok derin düşüşünde pi sayısı kadar sonsuz düşmeye hazırım yanında, külfet olur gülmek omuzlara karanfil, çınar, papatya, filbahar kurtarmak için köklerine asit döküp koşarak gelirler. Bir kıta kaktüslü elzem bir manevra ölümü yırtıp geldiğin tek odalı saray, bilirsin gülmeyi senle sevdim. Eflatun bir senkron binaların yüksek ölümleri zarif bir dokunuş kadar hayat veren. Çok anlamsız uçurumlar koyarım aynı cümlenin başına kıçına bu en çok böyle olunca bize benziyor. Kıvılcımla patlayacak kadar karanlık zihnim ve kesilmemesi için bileğime kokunu iliştirmen. Çöle ekilmiş çok renkli seraplar ve eşsiz yıldızlar sığdırdığın bir şişe... 

Orkestra bana bir sigara yaktırdı ve çayıma iki şeker ekledim, pagan olmuş o devirde Roma cinayet için bambaşka bir uçak, körfezden sızan sarin gazı biraz radyasyon, yeniden mi Çernobil faciası ? Yoksa konu çok mu başka ? Koridorlarca ceketimi astığım tortu çığlıklı hamam böcekleri, kehanete inançsız kalmış bir falcıyım bazen sessizce. Mataraya koyduklarından doğmayan gün kadar gerçeksiz şimdi kanunsuz güldüm işte. Pasaklı ölüm kadar beyhude geçip gitmeler. İsa olsam bu yazıya hak verirdim ama İsa değilim. Saygılar 

FECAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin