Altı

607 79 127
                                    

"Hyung, uyanıyor"

"Eh, gürültü çıkarırsanız tabi uyanır"

"Ben mi yaptım?" Hoseok oturduğu yerden kalkıp gözlerini yavaşça aralayan Taehyung'un yanına yaklaştı "Beni konuşduran sizsiniz, ayrıca, uyanması iyi oldu. Yemek yemesi lazım"

"Neredeyim ben?" Taehyung gözlerini açar açmaz söylediği cümle olmuştu. Beş dakika önce uyanmıştı aslında. Adının Hoseok olduğunu öğrendiği gencin sakin konuşmasına rağmen sesini rahatlıkla duymuştu. Kulağı hassastı.

Tabi onun haricinde okulda 'gerizekalı' dediği Jungkook da buradaydı. Jimin'in yanında oturmuş bir konu hakkında konuşuyorlardı. Kendisi hakkında olduğunu düşünüyordu. Zira üçlü tam uyuyan gencin yanında başka şeyler hakkında konuşamazdı.

Gözlerini açmasıyla alnında soğuk bir baskı hissetmişti. Hoseok'un hekim olduğunu bildiğinden ateşini kontrol ettiğini düşünmüştü. Hoseok'a baktığında başını arkadaşlarına çevirip iki yana salladığını gördü.

"Çorba hazırdı zaten, ısıtıp getiriyorum" Jimin gülümseyerek ayağa kalktığında aynı zamanda Hoseok da ayağa kalkmış, kendi eczane masasına yaklaşarak Taehyung için iyi gelecek ilaç aramaya başlamıştı. Bunu fırsat bilerek Jungkook oturduğu sandalyeden ayağa kalkmış ve tam Taehyung'un yanına oturmuştu.

"Benim kim olduğumu biliyor musun?"

"Jungkook" Daha yeni uyandığından sesi pürüzlü çıkmıştı Taehyung'un. Bir kaç kere öksürmüş ve gözlerini kapatmıştı.

"E hatırlıyor!?" Demişti hızla yerinden kalkıp Hoseok'un yanına gitmişti Jungkook. Yüzündeki geniş gülümsemeyle Hoseok'a baktığında Hoseok göz devirmiş, tekrardan aradığı bitkini bulmak için dolabı karıştırmaya devam etmişti.

"Saat kaç?" diye sordu Taehyung, pencere arkasında olduğundan tam olarak anlayamıyordu, ancak akşam olduğu kesindi. Odada bir kaç tane mum yakılmış, yukarıdan ise bir lampa asılmıştı.

"Yarasalar daha yeni uçuşmaya başladı" Jungkook tekrar arkadaşının yanına oturduğunda Taehyung onun tam olarak ne dediğini anlamadı. Soruyu duymadığını düşündü. "Saat kaç?"

"Daha yeni uçuşuyorlar dedim ya" Jungkook bir az yüksek sesle cevap verdiğinde Jimin elindeki sıcak çorbayı masanın üstüne bıraktı. Jungkook'un yanına yaklaşıp küçük, fakat bir o kadar ağır eliyle omuzuna vurdu. "Çocuğa bağırma. Daha yeni uyandı"

"Benim ne suçum var?" Vurulan omuzunu okşadı sol eliyle. Kırılmış ifadeyle hyung'una baktı. "Saati sordu, ben de söyledim"

"Bağırarak niye söylüyorsun? Adamın kulağı değil, kafası gitti"

Taehyung onların halini anlamadı. Jungkook saati söylediğini söylüyordu. Sorduğu sorunun cevabını doğru düzgün  alamamıştı oysa. Bir umut arkadaşı olduğu için Jimin'e de sordu aynı soruyu.

"Jimin, saat kaç?"

"Gördün mü?" Jungkook omuzunu vuran arkadaşına bakarak iki elini Taehyung tarafa uzattığında Jimin kaşlarını çatarak Jungkook'a, sonra ise Taehyung'a baktı. O sırada Hoseok ezdiği otların suyunu çıkarmış, bardağa dökerek arkadaşlarının yanına gelmişti. Ancak üçünün de yüzündeki ifadelerinden birşeylerin ters gittiğini anlamış olacaktı ki, bardağı masaya bırakmış "Noldu?" diye sormuştu Jimin'e bakarak.

Tarih, anıları meydana çıkarır✓ (TaeJin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin