5.Bölüm
-Dong Wook-
Bu gelen... Tam da akşamdan beri onu düşünüyorum ve karşımda en beğendiğim kız modeliyle duruyor... Yoo Jin, çok tatlı!... Meryem ile koşarak yanımıza geldiler. Meryem ağzı kulaklarında bir yüz ifadesiyle bağırmaya başladı:
-İşte karşınızdaaaaaaa, Kore'nin yeni UEE'siiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hyun da son derece şaşırmış görünüyordu. Neden mi bu kadar şaşırıyoruz? Çünkü, daima simsiyah ve çok rüküş giyinen havalı Yoo Jin gitmiş, yerine saçları şirin bir şekilde toplanmış, kot, kısa bir pantolon, askılı bir tişört üzerine yarım uzun kollu bir tişört daha geçirmiş bir Yoo Jin duruyordu. Meryem:
-Eeee...
-Ne?
-Bir yorum yapsanıza, o kadar hazırladık kızı!
-Şey, bence harika olmuş! Değil mi Hyun?
Hyun kocaman ama bir o kadar da şaşkın bir gülümsemeyle:
-Evet bence de harika!
Yoo Jin:
-Teşekkür ederim:)
Ben:
-İyi de neden bir anda tarzını değiştirdin?
Yoo Jin:
-Bence bunu Meryem açıklamalı.:D
Meryem:
-Aslında böyle bir planımız yoktu ama sabah Yoo Jin benim evime geldi, birlikte kahvaltı yaptık sonra da giyinmeye başladık ama Yoo Jin'in kendi için seçtiklerini ben hiç sevmemiştim sonra da onu böyle giydirdim. Gelmeden önce de alışveriş yapıp ona benim tarzımda kıyafetler aldık. İşte böyle.
İkimizin de ağzı bir karış açık kalmıştı.
Hyun:
-Siz kızların hızlı mı yoksa yavaş mı olduğunu bir türlü anlamıyorum. Şu kadarcık zamanda bütün bunları nasıl yaptınız?
Yoo Jin:
-Gereken yerde hızlıyız bir kere!
----------------------
Öncelikle bir kaç tarihi mekana gittik ve bir sürü resim çektik. Daha doğrusu Meryem bizi çekiyordu:).
Meryem:
-Heeey! Güzel bir poz verecek olan yok mu?! Tamam doğalken de iyisiniz ama birkaçını çerçeveletmeyi düşünüyorum, gelin şuraya!
Hep bir ağızdan:
-Tamam!
Biz komik komik pozlar verirken Meryem de bizi çekiyordu. Sonra yakındaki birinden bizi birlikte çekmesini istedik. Meryem çok mutlu görünüyordu ve bizi de mutlu ediyordu.:)
Hyun:
-Yeter artık başka bir yere gidelim.
Meryem:
-Ahh, benim için farketmez! Ömrümün sonuna kadar burada kalabilirim!
Ellerin, açıp havada sallamaya başladı.
Yoo Jin:
-Hadi amaaaa...
Meryemin iki kolundan da tutup sürüklemeye başladık. Meryem:
-Tamam ya, o ne öyle çocuk gibi.
Ben:
-Ayyy, bu kız 21 yaşında olamaz! Anca 5 yaşında bu!
İlk önce yüzünü buruşturdu ama sonra hepimiz gülmeye başladık. Bu kız ne yapsam gülüyor.:) Bir kaç yeri daha gezdikten sonra yemek yemeye gittik. Yoo Jin ve Hyun masada kaldılar biz de yemekleri almaya gittik. Aslında, içimde birden Yoo Jin'le birlikte masada bekleme isteği belirdi ama ayaklarım beni yemeklere doğru sürükledi.
Sıra bize geldiğinde Meryem'e döndüm:
-Eee, ne isterdiniz benim tatlı prensesim?
Bir an duraksadı:
-Şeyyy, kek ve gazoz alacağım.
-Tamam.
Yemekleri aldıktan sonra bizimkilerin yanına oturduk.
- Meryem -
Bbbbaaannnnna "tatlı prensesim" mi dedi bu? Az kalsın bayılacaktım ama kendimi toparlayıp cevap verdim:
-Şeyyy, kek ve gazoz alacağım.
Yemek yerken hala Dong Wook'un söyledikleri aklımdaydı. Bir anda Yoo Jin'in söyledikleriyle düşüncelerimden ayrıldım:
-Meryem artık eve gidelim ne dersin?
Hyun:
-Ama daha saat kaç ki?!
Dong Wook:
-Evet yaa...:(
Dong Wook bile gitmemi istemezken nasıl olur da Yoo Jin'i dinlerim ki!
Ben:
-Yoo Jin, bence hemen gidipte bu tatlı çocukları üzmeyelim, olmaz mı?(Elimle Hyun ve Dong Wook'u gösterdim. İkisi "Acı bize!" der gibi Yoo Jin'e bakıyordu.)
Yoo Jin'e o kadar ısrar ettik ki en sonunda 1 saat daha gezmemize izin verdi.:)
Eve giderken bir yandan da düşünüyordum: "Bu gün gerçekten çok güzel geçmişti.".
-------------------
İKİ GÜN SONRA
-------------------
Şarkı çalışmalarım bittikten sonra kafeteryaya inip yemeğimi aldım. Her zamanki gibi elmalı soda da almıştım. Oturmak için yer ararken gazozum tepsiden düştü. Ben de gazoz nereye yuvarlandı diye yere bakarken Dong Wook'un sesi duyuldu:
-Meryem bu senin mi?
Gazoz elindeydi. Yanına gittim:
-Evet, teşekkür ederim.
-Görünüşe bakılırsa oturacak yer arıyorsun. Gel benim yanım boş.
-Şey, bilmem ki etraftaki stajerlerden bazıları senin hayranın yani yanlış anlayabilirler.
-Benim tatlı prensesim benim için endişeliyor mu? Ah, gözlerim yaşardı.
Gene söylemişti. Evet bu sefer emindim, rüya görmüyordum. Yan sandelyeye oturdum:
-Tabii ki endişelenirim. Senin de çılgın hayranların olabilir.(İçimden: "Benim gibi".)
-Tamam, bırak bunları da sen çalışmalar nasıl gidiyor onu anlat.
Sohbet bu şekilde uzayıp gitti. Doğrusu o benden üç kat fazla konuşuyordu. Neden onun yanında bu kadar kendimi kasıyordum ki? Ağzım iki çift laf zor çıkıyordu.
Dong Wook'un menejeri gelip onu çağırınca özür dileyerek yanımdan ayrıldı. Tam olarak gözden kaybolunca ben de yemeğime döndüm.
Bir kaç dakika sonra yan masadaki kızlar yerlerinden kalkıp yanıma gelmeye başladı. Doğru ya bu kızlar Dong Wook ve ben konuşurken sürekli bize bakıp aralarında fısır fısır konuşuyordu. Açıkçası neden yanıma geldiklerini merak etmiştim.
Gelenler, beş-altı tane dans çalışmalarından tanıdığım kızdı. Yaşları benden küçük olduğu için bana 'unni' diye seslenirlerdi.
Min Li:
-Unni, şey biz sana önemli bir şey soracaktık.
Doğrusu meraklanmıştım.
-Ne oldu kızlar? Bir sorun mu var?
Yeesun söze atıldı:
-Şey unni, biz... Bazı şeyler duyduk ve gördük de... Şey, artık eminiz ki, yani bize göre... Dong Wook sunbae senden hoşlanıyor.
5. Bölümün sonu