7.Bölüm
-Hyun-
Dong Wook:
-Baksana Hyun, bunlar bizi ekti herhalde.
İçimden: "Nasıl yani?"
Kaşlarımı kaldırdıp yüzüne baktım:
-Nasıl yani?
Sanki bir şey ima etmeye çalışır gibi:
-Yani, birlikte dışarı çıktıklarına göre şimdi gezip tozuyorlardır. Ama biz burada sıkıntıdan patlıyoruz. Offf.....
-Evet haklısın ya...... Bir dakka, (Hafifçe koluna vurdum.) Gel birlikte biraz yaramazlık yapalım, ne dersin?
Sırıtmaya başladı:
-Ne gibi?
-Ben Meryem'in evinin adresini biliyorum. Kesin eve uğramışlardır, sonra da eğlenmeye gitmişlerdir. Acaba diyorum ki, peşlerinden gidip şunları biraz kızdıralım mı? Hehe.
-Hehe. Olur, zaten burada kös kös oturuyoruz, bari gidip şunlarla biraz eğlenelim:D
Sanki şeytani bir plan kurmuş da ona uygulama gidiyormuş gibi gülüyorduk. Aslında yollar çok karışıktı ama elimdeki adres de buralarda bir yeri işaret ediyordu.
Dong Wook endişeli bir şekilde bana döndü:
-Hyun, kaybolmadığımıza eminsin, değil mi?
-Tabii eminim. Ne sandın sen beni!
-Tamam be, kız gibi bağırma sokak ortasında bana:D
-Kes sesini!
Dong Wook birden gözlerini ilerde bir şeye dikti ve gene sırıtmaya başladı. Bu çocuk sırıtınca şeytandan da beter şeyler düşünüyormuş gibi geliyor bana.
İlerde bir yeri işaret etti:
-İşte, oradalar.
Sahiden de Meryem ve Yoo Jin sokağın öbür ucundaydılar. Etraf çok karanlıktı ama onlar olduğunu anlamıştık.
-Sonunda avlarımızı yakaladık. Hihi...
-Hyun, kendine gel sen "yaramazlık" derken ne kastediyordun?
-Yok be, o anlamda demedim. Hani biraz eğlence katalım olaya diye yaptım. Hehe.
Biraz sonra kızlar bir kafeye girdi ve arkalarından da biz... Ama girdiğimiz anda donup kaldık. Ortalık yaşlı kadın doluydu! Dog Wook kulağıma eğildi:
-Hay, gelmez olaydık. Burası ne böyle ya, tüm yaşlı teyzeler bu kafede mi toplanıyor?!
-Sus sus, bağırma. Boşver sen teyzeleri. Bak, bizim kızlar şu masadalar. Gel, arkalarına oturalım.
Tam bir adım atmıştım ki Dong Wook kolumdan tuttu:
-Hyun, bunlar Meryem'le Yoo Jin değil.
-Nasıl yani?
Eliyle masadakileri işaret etti: Meryem'in halası ve evlerindeki aşçı...
--------------------
Tekrardan Meryem'in evine doğru yürüyorduk.
Ben:
-Dong Wook, bence senin bir göz doktoruna görünmen gerek. O yaşta iki kadını nasıl Meryem ile Yoo Jin'e benzettiğini hala anlamış değilim.
-Üfff.....
-------------------
Tam evin önüne geldiğimiz anda tekrar donduk. Ama bu seferki ciddi bir durumdu: Bir adam Meryem ve Yoo Jin'i bir arabaya bindirmeye çalışıyordu. Bir yadan da "Hadi, hadi çabuk." diyor ve Meryem'i sırtından arabanın içine doğru itiyordu. Meryem de Yoo Jin'in elinden tutmuştu. İkisinin de ellerinde çantaya benzer şeyler vardı. Don Wook anında beni duvarın arkasına çekti: