8. Bölüm
-Ohhhhhhhh...
Sonunda şirketteki işler bitmişti ve ben evimde, karnım tok bir şekilde sıcacık yatağımdaydım. Bir zaman sonra yatmaktan da sıkıldım... Manyak gibi sesler çıkarmaya başladım:
-Whooooooooooaaaaaaaaaaaaaa. Meuuuvvvvvvvv dap dap dupo dup çiki çiki bom bom çiki bom bom ooooo yeeeeaaaa come onnnnnnnnnnnnnn maaaaaaaaaaaannnnnnnn.....
Kendi sesimden telefonun sesini zor duydum. Mesaj gelmişti, ablamdan: " Meryem, hemen bilgisayarını aç, sana önemli bir mail gönderdim!". Bir de baktım, 48 mesaj! Hepsi de ablamdan! Kısacası: Eyvah! Sırayla hepsini açmaya başladım. Sanırım sabahtan beri mesaj yazıyordu bakmam için. Sonunda şu "önemli mesaj"ı buldum:
...................
-Meryem, bana gönderdiğin şarkı kayıtlarını dinledim. İyiydi:D Bence şimdiden klibi çekmeliyiz. Ben klibin taslağını şirkete ve sana gönderdim. Şirketteki tüm işleri de hallettim. Şimdiden klip için seti hazırlıyorlardır. Bence sen de bu gece iyice dinlen. Program:
-Klip çekilecek:D
-Klip yayınlanacak.
-İlk konserini vereceksin.
-İlk konserini vereceğin gün doğum günün olduğundan akşam parti yapacağız. (Ben de geleceğim.)
Not: Klipteki kıyafetleri senin tasarımlarından seçtim. Şu an sanırım şirkettekiler kıyafetleri de hazırlamışlardır.
...................
NNNNNNNEEEEEEEEE! Ablamın çılgın olduğunu biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum! Bir kaç ay sonraki programı alıp bir kaç gün önceye mi ayarlamıştı?! Her neyse, artık yapacak bir şey yoktu. Sonuçta şirkettekiler ona güveniyordu...
Halam da bunu duyunca ufak bir şok geçirdi ama bunun üstesinden gelebileceğimi ve özellikle de ablamın bana oldukça yardım ettiğini söyleyince rahatladı.
-ERTESİ GÜN-
Anlaşılan daha ben şirkete gelmeden tüm haber yayılmıştı. Neredeyse Güney Kore'nin tüm röportajcıları şirketin önündeydi. Zar zor içeri girdiğimde anında beni sete götürdüler...
İşlerin nasıl geliştiğin, anlayamıyordum. Etrafımdakiler sürekli "Zamanımız yok!" veya "Çabuk!" diye seslenip duruyordu. Dansı öğrenmek için bile sadece iki günüm vardı! Sadece iki saatte bir, on beş dakikalık molalar veriyorduk. O sırada da ya yemek yiyor ya da Yoo Jin, Hyun ve Dong Wook'la konuşuyordum. Yoo Jin'in Dong Wook'dan hoşlanıyor olması ne kadar beni üzse ve tanımlayamadığım bir duyguya yol açsa da, o kadar "meşgul olmak zorundaydım" ki bunu düşünmeye bile vakit bulamıyordum...
-23 ARALIK-(Ertesi gün)
Dans hareketlerini artık sorunsuz bir şekilde ezberlemiştim. Bugün klibi de çektik. Sıra albüm için fotoğraf çekimlerinde...
-AKŞAM-
Yemekten sonra odama çıktım ve bayağı bir dinlendikten sonra uzun süredir günlüğüme yazmadığımı hatırladım...
-24 ARALIK-
En yoğun gün bu gündü. Yarın albüm çıkışını yapacaktık. Sonunda bir mola verdik ve kafeteryaya çıktım. Yoo Jin bir masadan seslendi:
-Meryem! Burdayız!
Yanlarına gittim. Hyun ve Dong Wook yine burdaydı. Alaylı bir şekilde Hyun'a baktım:
-Acaba sürekli sizi Yoo Jin'in yanında görmemin özel bir nedeni var mı?
Hyun:
-Sana destek olmak için burdayız!