16.Bölüm
Ses çıkarmamaya dikkat ederek içeri girdim. Jun, Hikari'den yarım metre uzakta kıvrılmış yatıyordu. Jun'u uyanması için hafifçe sarstım:
-Jun... Jun uyan... (Daha sert sarsmaya başladım.)Uyansana!
Yavaşça gözlerini açıp etrafına bakındı. Ses çıkarmaması için parmağımı ağzıma götürüp "sus" işareti yaptım. Anlamamış gibi bana baktı sonra kafasını arkaya çevirdi. Biraz uzağındaki Hikari'yi görünce hızla ayağa kalktı. Ardı ardına yutkunarak zorlukla konuştu:
-Ben... (Bana döndü.) Jung Min sen mi getirdin beni buraya?
Ben de ayağa kalktım:
-Tabii ki ben yapmadım. Ne sanıyorsun beni? Ben senin gibi miyim? Şu haline bak. Oğlum bunlar arkadaş arkadaş. Bana bak yoksa sen...
Jun'un bir şey yapmadığına emindim ama dün gece neden buraya geldiğini merak ediyordum. Dediklerimin üzerine gözlerini daha da açıp sesini yükseltti:
-Hiç bir şey yapmadım. Aklımın ucundan bile geçmedi hiç bir şey. Asıl sen beni ne sanıyorsun? Sen beni neyle suçladığının farkında mısın? Uff yaa...
Jun ağlamaya başladı.
Ben:
-Oğlum sen sahiden... Ne ağlıyorsun ya? Bak yakalanacağız şimdi...
Jun yere çöktü:
-Abi git yaaa... Halime bak yaa... Ühüü... Amacım sadece...
Ellerimi açtım:
-Oğlum sen sahiden aşıksın. İyi misin sen?!
Jun ağlamaya devam etti:
-Hikari'yi hipnotize ettim 24 saatliğine bana aşık olması için... Suç mu yani? Ühüüü...
Sırtını sıvazladım:
-Dostum seni anlıyorum. Sahiden anlıyorum... Anlıyor muyum? Yok anlamıyorum. Ama sana yardım edeceğim.
Sözümü tamamlar tamamlamaz Hikari yavaşça yerinden kalktı:
-Bu ses ne böyle?...
İkimiz de "Eyvah" deyip kendimizi odanın dışına attık. Hikari kapıyı yavaşça açtı:
-Yahu dün gece bazı sesler duydum sanki ama...
Uyku mahmuruydu. Jun sırıttı:
-Yok yaa deprem olmuştur kesin. Hıhı..(Beni dürttü.) Dimi Jung Min?!
Jun'u kurtarmam gerek diye düşündüm ve kafamı salladım:
-Evet evet. Kesin depremdir. Hatta tusunamidir o. Çok olur buralarda, bilirsin.
Hikari uykulu uykulu yanımızdan geçti. Bir yandan da başını sallıyordu. Jun'la itişe kakışa mutfağa ilerledik. Herkes yavaş yavaş kahvaltı masası geldi. Herkes oturunca en son Hikari merdivenlerin başından göründü. Hong Ki de arkasından zıplaya zıplaya iniyordu:
-Hikari-chan:D Oyun oynayalım mıııı? Hadi hadi oynayalıııımm! :D
Hikari onu uzaklaştırdı:
-Ya bir dakika dur. Yorgunum yeni ka-
Bize doğru-daha doğrusu Jun'a doğru- bakınca sözünü yarıda kesti. Gözlerini kocaman açtı ve bir robot gibi merdivenleri inmeye başladı. Hong Ki arkasından onu tuhaf tuhaf izliyordu. Aynı şekilde bizde... Kahvaltı sırasında Jun'a bakmayı hiç kesmedi. Jun sürekli yere bakıyordu. Jun'un hipnotizesi işi yaramış gibi görünüyor. Diğerlerinin bu hipnotize olayını bilmemesi gerek. Etraftaki sessizliği bozmak için: