17. Bölüm
-KORE-(Hikari ve Kevser Japonya'dan döndükten sonra)
-SEVRANUR-
Ben:
-Meryem, senin durumunu bilemeyeceğim. Hyun zaten hep böyleydi, gıcıktı. Ama Jun... Yani... Çok şaşırdım. Cidden beni bile şaşırttı çocuk. 3 günlüğüne Japonya'ya gittiniz, olanlara bak. Bir 3 gün daha kalsaydınız kim bilir Jung Min, Kevser'e neler yapardı?
Kevser:
-Niye? Jung Min'in benimle alakası ne?
İmalı imalı ona baktım:
-Aman Kevser, sanki senin peşinden gelmedi Japonya'ya.
Kevser:
-Niye benim peşimden gelsin ki? Senin aklın da hep bu tür şeylere çalışır zaten.
Biz laf dalaşı yaparken Dilşad söze girdi:
-Bence de Hyun'un yaptığı çok normal ama Jun biraz fazla belli etmiş hislerini.
-HYUNG JUN'UN EVİ-
-JUNG MİN-
Hyun:
-Anlatsanıza, ne oldu Japonya'da?
Jun dudaklarını büzdü:
-Hıh anlatmak istemiyorum.
Hemen atladım:
-Kıza bir evlenme teklifi etmediği kaldı!
Elinde abur cubur tepsisiyle gelen Young Saeng:
-Ooooooo.... Karizmayı fena halde çizdirmişsin oğlum.
Jun hızla ayağa kalktı:
-Hayır! Bi'kerem ben o kadar abartmadım! (Bana döndü.) Hem bi'kerem sen hiç mi bir şey yapmadın?
Kaşlarımı kaldırdım:
-Bazı şeyleri inkar edemem ama ben kendimi rezil etmedim.
Elinde kumandayla zap yapan Kyu, kumandayı bana çevirdi:
-İtiraf tuşuna basıyorum, itiraf et!
Ben:
-Alır şimdi o kumandayı sana yediririm, tamam mı? Birilerini görünce nefesi kesilen ben değilim!
Kyu'nun rengi bir anda kırmızıdan mora döndü. Oh daha beter olsun.
Hyun ortamıza doğru ilerledi:
-Bu işe el koyuyorum, bu konuyu oturup enine boyuna konuşmalıyız.
Jun zıplamaya başladı:
-Herkes itiraf etsin! Hepimiz içimizdekileri dökelim. Aramıza sırlar girdi. Sıra sıra dağlar, sırlarrrr-r-r-r "vuuuuuuuuuuu". Ah başım ağrıyor.
Kyu:
-Bu "vuuuuuuuu" ne ya?
Jun:
-Sorma çok uzun hikayesi var.
Young Saeng:
-Konuyu saptırıyorsunuz.
Jun, benim ve Kyu'nun elini tuttu. Boşta eli kalmadığı için Hyun'un burnuna ayağıyla dokundu:
-Üç dediğim an, hepimiz itiraf edeceğiz. Young Saeng, sana da beynimle bağlanıyorum. Bir, iki, üç.... (Jun ve ben ciyakladık.) (Ben) KEVSER'DEN HOŞLANIYORUM! (Jun) HİKARİ'DEN HOŞLANIYORUM! (Jun ve ben) HEM DE ÇOK!