Cızbız Partisi

60 2 0
                                    

20. BÖLÜM

-KYU JONG-

-ARABADA-

Yeterince yakışıklı mıyım acaba? Sonuçta Cızbız partisi ama.....en azından....hoş görünsem fena olmaz diyorum yani...Ahhhh! Kendime bir tane çaktım. Kimse görmüş müdür acep? Kafayı yiyicem. 

Nolur Dilşad orada olmasın. Hasta falan olsun!

Ne diyorum ben ya? Onu görmeden duramam ki?

Onunla nasıl konuşabilirim ki? Kesinlikle beni gördüğü anda hemen kaçacak. Başka ne yapabilir ki? Ona bir adamın yapabileceği en absürd ilan-ı aşk örneğini sundum.

Nolur beni gördüğünde her zaman olduğu gibi gülümsesin.... Ah onun gülümsemesi...

Ama ben onun yüzüne bile bakamazken gülümsemesini nasıl göreceğim? Biri bana yardım etsin ne olur! Bu arada neden sadece beni davet ediyorlar?  Eyvahhhhhh! Demek iş bu kadar ciddiye bindi. Sanırım kendim en zoruna hazırlamalıyım. Eğer gerekirse duygularımı ona söylerim. Evet, bunu yapabilirim.

hayır bunu asla yapamam!

-MERYEM-

-Kızlar, hadi! Ufukta SS501 göründü!!

Ablam içeriden seslendi:

-Ben dedim size, bu kıza korsan filmleri izletmeyin dedim. Hayır izledi ama genede bir işe yaramadı. Korsanca konuşuyorsun ama onların modasına uymuyorsun. Bu bir ihanet Meryem!

Ablama sadece gülmekle yetindim. Yenilgisinin acısını benden çırkarmaya çalışıyor. Ne yenilgisi mi? Ah, çok uzun hikaye sonra anlatırım.

Sevranur abla paytak paytak geldi:

-Ben bunların içinde yürüyemem ki!

Ah doğru ya, ona da aynı şeyi yapmıştım. Çok yaramazım. :D Kendimle gurur duyuyorum.

Herkes kapının önünde sıra oldu.Daha doğrusu olmaya çalıştılar. Bu iş ablam ve Sevranur abla için zor tabii. Neden mi? Ay sizde çok meraklısınız, az biraz sabredin.... Güvenin bana, sabretttiğinize değecek.

Ama bir kişi eksiğiz. Kevser, yukarı kattaki Dilşad'a bağırdı:

-Dilşad eğer saklanmaya devam edersen, ona karşı bir şeyler hissettiğini açık açık belli edersin. 

Üçüncü katta ki Dilşad cırlamaya başladı:

-Ama ben bir şey hissetmiyorum!!!! Kaç kere söyliyicem!

Merdivenin başına gidip seslendim:

-Tamam, tamam. Nasıl istersen-

Üstünde beyaz bir eşofman, saçı taranmamış halde aşşağı kata ayaklarını vura vura indi:

-Nasıl istersem değil!!! Öyle!!! Gıcıklarrrrr! (gözleri kocaman kacaman, dişlerini göstererek aşşağı indi) Size katılmayı reddediyorum.

Daha fazla dayanamayan ablam, Dilşad'ı tek seferde kucaklayıp sıranın ortasına koydu, tehdidkar bir sesle:

-Bak şimdi canım, zaten zor bir durumdayım. Onegai(lütfen), bu işi zorlaştırma.

Ablamın uyarısı çok etkili olmuş olsa gerek ki Dilşad sessizce yerinde beklemeye başladı.

Ablam yanıma geldi ve bana pis pis baktı. Sanırım bu akşam ölüm fermanımı imzalayacak. Birazdan çok eğleneceğim, bu yüzden her şeye değer. Artık dayanamıyorum. Size anlatıcam.

Sadece 'Sana'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin