Ben 15.yüzyılda maceristanda büyümüş bir asker idim.Küçüklüğüm hep sefalet ile geçti.O zamanlarda ya asker olup korunacaksın ya da sıradan birisi olup korunmaya muhtaç kalacaksın durumu vardı.O zamanın mekteplerine bile kitap parası olmadan giderdim,herkes benim ile dalga geçip küçümserken bana ''sen gerizekalımısın yoksa aptal mı''gibi benzer sorular sorarlardı.Bende ağlayarak annemin yanına giderdim.Annem beni teselli ederdi ve o çocuklarla kavga etmememi onlar büyüğünce lord olabileceklerini ve daha kötüsü sana işkence edebileceklerini söylerdi.Çünkü şehrin tek mektebi orada idi.Büyüdüm Askerlik eğitimleri ve korumayı öğrendim.Ama kim bilebilirdi ki bi komutan olabileceğimi.Orduda 3 sene eğitim aldıktan sonra annem öldü.Bende annemin öğütlerini hep yerine getirdim.Günlerden birgün Ülkemizin kralı sentinos isyancıları bastirmak için komutanlardan bazılarını görevlendirdi.Buna bende dahildim,uzun arasokak kavga olaylarından sonra isyancılara bazı güçler daha geldi.Yüksek makamlı kişiler kraldan memnun olmadıkları için isyancılara destek verdiler.Gerek silah,gerekse yiyecek olarak.Bende Kralımıza birşey danışmak için kaleye gittim.krala bir meydan savaşını ve komutasını bana vermesini önerdim.Bana ''tanıdığım komutanlar,güvendiğim komutanlar,tecrübeli komutanlar orduma liderlik eder'' dedi.''Senin gibi Acemi ve cahil insanlar orduma liderlik edemez'' dedi.Bende utandım birşey diyemedim,kralın önünde yerin 1000 kat aşağısını gitmiştim.Bende emekli oldum ve birdaha kralı görmemeye yemin ettim.
10 YIL SONRA
Günlerden birgün kral beni odasına çağırdı ve bende gittim.Benim omzumu elini atarak ve ağlayarak ''haklıymışsın'' dedi.Bende üzüldüm o da.Bana orduma liderlik et şu isyancılara karşı.Bende şaşırarak söyledim ki;Ne isyan bastırılmadı mı? ''bu ne yani devlet sırrımı diye içimden geçirdim''.''Ne yazık ki henüz bastırılamadı bunu bu halktan gizlemez isek isyan burdada çıkar onları kandırdığımızı anlarlar ve iş kötüye gider Çünkü şehrin stok durumu iç açıcı değil '' dedi.Bende Görevi az da olsa korkarak kabul ettim.Askerlerle strateji belirleyip,isyancıların başına gidip,meydan savaşı teklifi götürecektim.Ama onların kabul etmesi bizim için avantaj olduğunu onlarında benim de bildiğimi biliyorlar o yüzden aklıma bir plan geldi.Meydan savaşı teklifimi götürdüm ve isyancıların başını sarhoş edip,onların asker kılığına girip onu kabul etmesini sağladım.İşte bu dahiyane bir plandı diye bağırdı Kuzeyden gelen askerler.Birden bana ''isyantutmaz''lakabını koydular.Ertesi gün bize mektup geldi,Kuzeyin ve batı yakasının,kralının komutanına;Siz bizimle boy mu ölçüleceksiniz?Askerlerinizi orhani ovasına konuşlandırın çünkü savaş geliyor.Mektubu alır almaz anladım ki adam hala sarhoş idi.Çünkü mektup yazılarında şarap damlası ve yamuk harfler vardı.Kuşluk vaktinde askerlerimiz konuşlanmış bir biçimde bekliyordu.Düşman da gelirken 500 atlımızın ikiye ayrılıp sağa ve sola ayrı kollar halinde konuşlanmasını ormanda saklanmasını emrettim.Sonra biraz kestirirken aklıma isyancıların başının kim olduğunu hatırladım.Der demez Borazanlar öttü isyancı askerleri saldırı pozisyonuna geçti.Bende askerlere bağırdım;Adam gibi'mi ölmek,yoksa kadın gibi titreyerek mi ölmek istiyorsunuz.Burda ,Bugün benimle savaşın,ülkenizi kurtarın.Çocuklarınızı,karınızı eğer şimdi koruyamazsanız birdaha hiçbir zaman koruyamayacaksınız.Benimle,Şimdi bu savaşa varmısınız cesur savaşçılaaar ileriiiiii borazanı çalın ileriiiii.Bağırma ve haykırma sesleri içinde dalan ordum verdiğim büyük cesaretle düşmana daha dalmadan donunu ıslattı ve bende şöyle dedim;Atlılar şimdiiiiiiii.Atlılarım birden ormanın içinden çıkıp isyancıların arkalarından dolaşıp,öldürdüler.Komutanlarını savaş sırasında öldürmek ve isyancılarının şevkini kırmak için atımla komutanlarına saldırdım.atım şaha kalkarken komutanları bana saldırdı. atın ayağıyla komutanı yere doğru yığdı.Bende atımdan indim ve kılıcımı indirmeden şöyle bağırdım;Ben gerizekalı ve ya aptal değilim......