New York'un en iyi hastanelerinden birin de Creedmoor psikiyatri merkezin de tedavisi başlamıştı.
Henüz iki hafta olmuştu. Alışması gereken bir durum olmadığına emindi. Ama sessiz kaldığı ve doktorlara normal biri olduğunu gösterdiği zaman cezasının kaldırılacağına emindi. Tüm o suçları işlemediğinden de emindi. Ama kafasında ki o lanet olasıca soruyu atamıyordu. 'tüm bu olaylar başıma nasıl geldi?'
Saat sabah onu gösterdiğinde Doktor Bayan Lesi ile olan muayenesine gitmesi için içeri iki hemşire gelip odasında oturuyorken ona deli gömleğini giydiriyordu. Parry'nin hoşuna gitmese de buna izin vermesi gerektiğini hissediyordu. Ne kadar az sorun o kadar çabuk kurtulma diye düşünüyordu.
Doktor Lesi'nin odasına girdiklerinde Parry'i masanın önündeki koltuğa oturttular ve dışarı çıktılar.
Doktor Lesi:
'Günaydın Parry'
'Günaydın Bayan Lesi'
'Bugün nasılsın?'
'Teşekkür ederim. İyiyim. Siz nasılsınız?'
'Teşekkür ederim. Bende iyiyim.'
Doktor Bayan Lesi masasındaki deri siyah koltuğuna oturdu ve eline Parry Jession yazan bir dosya alıp incelenmeye başladı.
'Parry, dikkat ediyorum da geldiğinden beri bize hiç sorun çıkarmadın. Bunun özel bir nedeni var mı?'
'Evet Bayan Lesi var.'
'Peki nedir?'
'Çünkü ben hasta biri değilim ve normal insanlar gibi bana söyleneni yapıyorum. Size zorluk çıkarmıyorum. Buraya geleli henüz iki hafta oldu. Fakat hala benim nasıl bir psikolojik sorunum olduğunu henüz söylemediniz.'
Doktor Lesi söyleyip söylememe arasında kararsızdı ama onunda gözlemlediği kadarıyla Parry gerçekten de bir akıl hastası değildi. Daha önce çok fazla hastayla karşılaşmıştı.
Fakat Parry onlardan hiç birine benzemiyordu. Sevimli siyah gözlü, pembe yanaklı, beyaz bir kızdı. Aynı zamanda akıllı bir kızdı henüz on sekiz yaşında lise mezunu ama olgun bir genç kızdı. En iyi fikrin konuyu değiştirmesi olduğuna karar verdi.
' Polis merkezinde yazdığın ifadeyi hatırlıyor musun?'
Bu soru karşısında Parry savunmasız hissetti. Hatırlamadığı o boşluklar onu korkutuyor ama yalanda söylemek istemiyordu.
'Evet hatırlıyorum. Ama ne yazdığımı değil. Bana göz altın da göstermişlerdi.'
'Peki, ifadeni yazarken ne düşünüyordun?'
'ne yazmam gerektiğini düşüyordum. Kağıda boş baktığımı hatırlıyorum. Sanırım can sıkıntısından kafamdan kelimeler yazmaya başladım. Sonra kapı açıldı ve memur Clark yerde kan revan içinde yatıyordu.'
Parry'nin gözleri dolmuştu.
Doktor Lesi baktığı dosyanın içinden bir fotoğraf çıkardı.
'Peki, bunu hatırlıyor musun?'
Parry fotoğrafa bakınca bir tükenmez kalem gördü. Sıradan basit bir kalem.
'Evet'
'Nerden hatırladığını söyleyebilir misin?'
'Memur Clark'ın bana verdiği kalem. İfademi de bu kalem ile yazacaktım. Konumuzla kalemin ne alakası var Doktor Lesi.'
'Bu kalem memur Clark'ın göğsünden çıkan kalem Parry. İncelemede de senin parmak izlerin var. Buna ne diyeceksin?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAGOS AUROR
Misterio / Suspensobana bir kalem verin ve olanlari izleyin. **** bir yazar olmak ne kadar zor olabilir. kendi düşüncelerini yazar, okurlara aktarır. ama bizim yazarımız kendinden başka birinin düşüncelerini kaleme alıyor. Yazmaya başladıktan sonra yazılan her satır o...