• EZİYET ~ | •

2K 125 51
                                    

~Jimin~

Chae, haftalardır uyuyordu. Yanına birçok kez girmiştim. Ama bir kez bile kalkmamamıştı. Biliyorum, sesimi duyuyordu. Ama uyanamamıştı. O ölemezdi... Chae'siz yaşayamazdım. Eğer ona birşey olursa, bana da birşey olurdu. Ben onsuz yaşayamazdım.

Dört hafta oldu. Hastaneden bir saatliğine bile gitmemiştim. Ben ve kızlar kalıyorduk. Onlar arada gidiyordu. Arada da Jungkook'lar geliyordu.

Beni yalnız bırakmamıştı. Ben de onu, ama artık uyan Chae. Bu adam senin için herşeyinden vaz geçti. Seni, benden başkası güldürmesin diye, sana eziyet ettirdim. Herşey senin içindi. Afet beni Chae.

Sana kim yaptı bunu? Kim seni bu hâle soktu?

~Egosuz Yazarınızdan~

Chae, ölüyordu. Kimse henüz hastalığını bilmiyordu. Ama büyük birşey olduğu belliydi. Herşeyi duymasına rağmen uyanamamıştı. Belki de... Belki de yakında beyin ölümü gerçekleşecekti. Belki de, eskisi gibi hayata dönecekti.

Jimin, onu bir an bile yalnız bırakmadı. Sebebini bilmeden, hesap sormadan geldi ve bekledi. Onu sevdiğini birkez daha anladı. Ölmek onun için çok zordu. Önce annesini, sonra kardeşini kaybetmişti. Şimdi de Chae'yi kaybedemezdi.

Jisoo, harap durumdaydı. Ama kendini suçluyordu hep. Keşke onu yalnız bırakmasaydı. Dur diyip geçmeseydi. Zaten hiç kimseyle konuşmuyordu. Ne yemek yiyor, ne de odadan çıkıyordu. Arada hastahaneye uğruyordu.

Lisa, ne okula gidiyor, ne yemek yiyor, ne de yüzü gülüyordu. Sadece hastahaneye geliyor ve eve gidiyordu. Chae'yi çok seviyordu ve onu kaybetmek istemiyordu.

Jennie, artık hiç konuşmuyordu. Hatta kimse onu görmemişti. Sahile gidiyordu. Geç saatlere kadar da eve gitmiyordu.

Anne ve babası...
Chae için harap olmuşlardı. Annesi hep fenalaşıyor ve sakinleştirici iğne vuruyorlardı.
Babasının kalp hastalığı yüzünden hastahane de kalıyordu.

Gerçek ailesinin ise hiçbirşeyden haberi yoktu. Kim Jong In ve sevgilisinin bile harap olduğu şu durumda.

~Rose~

Ne konuşabiliyor, ne de gözlerimi açabiliyordum. Sadece uyuyordum. Jimin'e ulaşabilmek için herşey yapıyordum. Ama olmuyordu. Ben yaklaştıkça, O uzaklaşıyordu.

Seni özledim Park Jimin,
Gülüşünü, duruşunu, bakışını...
Ama sen yoksun, ben burada, bu odada tek başıma cihaza bağlı olarak yaşıyordum ve sen yoktun.
Belki ben uyurken geliyorsundur, ama ben uyanıkken yoksun. Seni özledim Park Jimin.

Peki ya siz ailem dediğim insanlar,
Ben bu zamana kadar hep sizin için yaşadım. Ama artık kimse için yaşamayacağım.

Anne, o gülüşün, o sevişin...
Seni özledim anne, gel ve başımı okşa. Belki şu an benim yüzümden kötü durumdasın. Ama gel, benim senin kokuna ihtiyacım var.

Baba, benim inandığım kahramanım...
Her çocuğun kahramanıdır babası, peki sen neden beni kurtarmadın? Özlüyorum sizi baba.

Kızlar,
Sizinle geçirdiğimiz günler...
Özlüyorum sizi. Lisa, Jennie, Jisoo...
Neredesiniz? Hani hep yanımda olacaktınız.

Evet, ölüyorum. Daha fazla dayananamıyorum anne, daha fazla direnemiyorum. Gücüm kalmadı. Siz de daha fazla beklemeyin.

Hiç görmediğim ailem,
Acaba nasıldınız? Beni sever miydiniz? Çıkıp 'ben sizin kızınızım' desem, beni bağrınıza basar mıydınız? Gerçek anne kokusunu bana hediye eder miydiniz? Neydi anne kokusu? Yada gerçek anne kokusu?

...Eleveda Herkese...

EZİYET | RosMin [Düzenleniyor] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin