"Akıl en üstün güçtür; yaratır ve şekillendirir
Ve insanı akıl yönetir,düşüncelerine ne zaman baş vursa
Dilediğine dilediği şekli verir.
Ve bu, mutluluk da getirir hastalık da
O sadece gizlice düşünür ve sonucu ortaya çıkarır
Çevre onu gördüğü aynadan başka bir şey değildir."
----------
"İnsan ne düşünüyorsa odur." aforizması, yalnızca insanın var oluş gerçeğini açıklamakla kalmaz, aynı zamanda hayatındaki her durum ve koşulu anlamayıda olanaklı kılar. İnsan kelimenin tam anlamıyla düşündüğü şeydir, düşüncelerinin toplamı karakterini oluşturur.
Nasıl ki bitkinin yeşermesini sağlayan tohumdur ve tohumsuz bitki düşünülemez ise, aynı şekilde insanın eylemlerini yeşertende gizli düşünce tohumlarıdır ve bunlar olmadan eylemlerde ortaya çıkmaz.
Aynı durum, planlanarak gerçekleştirilen eylemler kadar "kendiliğinden" ve "plansız" diye nitelendirilen eylemler için de geçerlidir.
Eylem düşünce filizidir; neşe ve kedet onu meyvelendirir, bu yüzden insan kendi çiftliğinde yetiştirdiği acı ve tatlı meyveleri toplar.
"Aklımızdaki düiünceler bizi anlatır,
Ne olduğumuzu
Düşünce ile yoğrulup hangi şekli aldığımızı,
Kişi eğer kötü düşüncelere sahip ise
acı peşine dolanır ve onunla yuvarlanıp gider...
... Kişi eğer temiz düşüncelere sahipse
Mutluluk da onu izler
Kendi gölgesinde - elbette."
İnsanın gelişimini sağlayan bir yasa vardır; öyle ki insan rasgele oluşmuş bir varlık değildir.
Neden ve sonuç, tıpkı somut ve maddi şeyler dünyasında olduğu gibi gizli düşünce aleminde de kesindir ve herhangi bir sapmaya uğramaz.Asil ve ulvi bir karakter lütuf değildir ya da şans eseri oluşmaz; ancak, doğru düşünmede sürekli bir çabayla uzun süreli ilahi düşüncelerin bir bileşkesi olarak doğar.Adi ve kötü bir karakter de aynı şekilde sürekli olarak benimsenen alçakça düşüncelerin bir neticesidir.
İnsanı olgunlaştıran da hamlaştıran da kendisidir.Düşünce cephaneliğinde kendi kendini yok ettiği siahlar üretir; aynı zamanda kendisine mutluluk, güç ve huzur bulacağı cennetvari evler inşa etmek için aletler icat eder. İnsan düşüncelerini doğru seçerek ve yerinde uygulayarak ilahi mükemmelliğe ulaşır; düşüncelerini kötüye kullanarak ve yanlış yerlerde uygulayarak hayvanlardan bile alt seviyeye düşer. Bu iki uç arasındaki her şey karakterinin aşamalarıdır, ve insan hem bunun yaratıcısı hem de efendisidir.
Bu çağda gün ışığına çıkarılmış ruha dair güzel gerçeklerden hiçbiri şu ifadeden daha hoşnut edici ya da ilahi vaat ve umut bakımından daha etkileyici değildir: İnsan düşüncenin efendisi, karakterinin kalıpçısı, çevrenin,şartların ve kaderinin yaratıcısı ve şekillendiricisidir.
Bir güç, zeka ve sevgi varlığı ve kendi düşüncelerinin efendisi olarak insan her duruma göre anahtarı kendi elinde tutar ve istediği yaşamı elde etmek için değişimi ve yaşamsal gücü kendi içinde barındırır.
İnsanen güçsüz ve en umarsız halde bile her zaman efendidir; ancak, güçsüzlüğünde ve düşkünlüğünde evini yöneten akılsız bir efendiden farksız olur.
------------
Eğer yazıma ilgi olursa 2.bölüm başarmada düşünce faktörü hakkında olacak.