Savaş Başlıyor!

503 45 28
                                    

Medya:Catrin'in çiçeği

Sabah dışarıdan gelen çığlıkla uyandım. Hızla doğrulurken üzerime çıkmış kedi yere düştü. Onu elime aldım ve çadırdan çıktım. Etrafa bakınarak bizimkileri bulmaya çalıştım. Kalkan kırılmış, parçaları yere düşmüştü. Biraz daha yürüdüm ve sonunda kalabalığa ulaştım. Herkes bir noktaya toplanmış bir yere bakmaya çalışıyordu. Kalabalığı yararak ortaya ulaştım ve gördüğüm manzara karşısında gözlerim faltaşı gibi açıldı. A grubundan bir kız üstü başı kanlar içerisinde yerde yatıyordu. O... ÖLMÜŞTÜ! Emily şokla olduğu yerde kalmış, Alex kızın nabzını kontrol ediyordu ya da etmeye çalışıyordu.
- O öldüyse bedeni neden burada?
       Aklımdaki soruyu dile getirdim. Tüm bakışlar bana döndü. Alex derin bir nefes aldı ve cevapladı:
- Bilmiyorum fakat burada hiç iyi şeyler dönmüyor. Bir an önce buradan ayrılmalıyız.
- Onu burada mı bırakacağız?
             Kızın arkadaşı ağlayarak bizebakıyordu.
-Malesef Ginny, onu burada bırakmalıyız.
-Ama o benim arkadaşımdı.
-Üzgünüm.
     
           Kızın ağlaması daha da şiddetlenirken yere çöktü. Herkes kamp alanına dönüp çadırlarını toplamaya gitti.
5 kişi hariç. Alex, Emily,Slyvia, John ve ben. Ağlayan kızı arkadaşları uzaklaştırmış ve gerisinde bizi bırakmıştı.
-Burada bizi ölüme bıraktılar. Anlamıyor musunuz? Element soyluların neslini tüketmeye çalıştıyorlar.

         Emily şokla karışık, sinirli bir şekilde bunu dile getirdi. Koruyucular ona yalnızca baktı. Başka ne yapabilirdiler ki?

   -Burayı hemen tahliye etmeliyiz. Daha fazla ölü vermek istemiyorum.

    Bakışlarım Alex'e dönerken John bir anda koşmaya başladı. Kurt olup gözden kaybolurken şaşkınlıkla ardından baktık. Ve o sırada ileriden bir çığlık geldi. Biz de reflex olarak koşmaya başladık.
       Kamp alanına geldiğimizde kurta dönüşmüş kişiler ve yerde bacağında kanlar akan çocuktan başka hareketlilik yoktu. Herkes ormanda bir noktaya kilitlenmiş bakıyordu.
     Çocuğun yanına ilerledim ve bacağına baktım. ISIRILMIŞTI! Bayılacak gibiydi. Bilincini açık tutmak için ona sorular sormaya başladım.

-Bunu kim yaptı?
-Bir kurt. Bir anda a.. ağaçların arasından çık.. çıktı. Hayatımda onun kadar büyük kurt gör..görmedim. John'dan bile daha büyüktü.
-Sana neden saldırdı?
-Bilmiyorum

      Üzerimdeki ceketin cebinden kediyi çıkardım ve ardından ceketi çocuğun bacağına sıkı sıkı sardım. Yanıma gelen Slyvia çocuğa baktı ve bana döndü.
- Kampı tahliye etmeye başla. Ve çabuk ol! Ben onunla ilgilenirim.

    Elinde oluşturduğu su baloncuğunu çocuğa doğru gönderdi. Havada baloncuğu yakalayan çocuk suyu içmeye başladı.

SU!

Zihnimde bana fısıldayan bu sesi görmezden gelmeye çalıştım. Ellerimi çırparak kalabalığa ilerledim.
-Hadi herkes toplansın,gidiyoruz.
  
   Çantalarına yönelen topluluk hızlıca uzaklaştı.
-Cat!
   Bana seslenen Emily'e baktım. Yanıma yaklaştı ve ellerimin arasına birşey koydu.
       Kedi bağırarak bana bakıyordu. Acıkmış  olmalıydı.
-Galiba bu senin ve acıkmış. John'un yanına git. O bir şeyler bulur.
    
   Parlayan gözlerle yüzüme son defa baktı ve grubuna ilerlemeye başladı.
     John emirler yağdırarak grubunu yönlendiriyordu. Herkesin pür dikkat emirlere uymaya çalışır gibi hali vardı.
-Grubun en güçlüleri, tehtit hissettiğiniz anda kurda dönüşücek ve Elementleri koruyacak. En zayıflarınız! Kurda dönüşenleri görünce siz de kuşa dönüşün ve bize ayak bağı olmayın. Anladınız mı beni!!?
  Herkes anladığını belli edip dağıldı.
       
  John'un yanına ulaştım ve omzuna dokundum. Bana döndü ve soğuk yüzü bir anda sıcak bakışlara dönüştü. Miyavlayan yavru odağına girdi ve gülümseyerek onu elleri arasına aldı.

-Bu miniği nereden buldun?
        Bulaşıcı gülümseme benim yüzümde de yer adindi ve cevap verdim.
-Buraya geldiğimiz akşam çadırımın yanında buldum.
-Aç olmuş. Hadi gel miniğin karnını doyuralım.
     John'u takip ettim. Elinde oluşturduğu mor ışık topunu bana doğru uzattı.
-Sen de bir top yapmalısın. Süt oluşturmamız gerek.
  Dudaklarımı bülerek elindeki topa baktım. Tamam kedi için yapmalıyım.
       Kapalı duran elimi ileri uzattım ve elimde yeşil bir top olduğunu hayal ettim. Kolumdan başlayarak vücuduma yayılan ısı en sonunda elimde toplandı ve istem dışı elimi açtım.
-İlk denemeye göre iyi fakat sen bu küçücuk şeyi oluşturana kadar öldüğün tüm krallığa yayılır.

Alayla söylediği şey üzerine elimdeki topu ona attım. Gülerek havada yakaladı ve mor ışıkla birleştirdi. Elinde beyaz garip bir çiçek oluştu ve bunu kedinin ağzına dayadı. Büyük bir açlıkla çiçeği emen kediye, hayretle baktım.
-Eğer biraz daha aç kalsaymış beni yemeye başlayabilirdi.
 
   Olumlu anlamda kafa salladı ve artık gitmeye hazır olan öğrencilere ilerledi. Bende yanına vardım ve toplanmış çantama hayretle baktım. Yardımsever öğrenciler.
       Sırt çantamı taktım ve kediyi kucağıma alarak ilerledim. Herkes toplanınca ilerlemeye başladık. Gözlerim hâlâ ağlayan kıza takıldı. Kim bilir ne kadar umutları vardı. Daha neler neler yapacaklardı? Peki ya ölen kız, o daha hayatı yaşayamamıştı bile. Burada eğitim göreceğini zannederken gördüğü tek şey ölüm olmuştu. Belki de daha çok kayıplar vericektik. Belki de hepimiz ölücektik. Ve kimse bizim öldüğümüzü anlamayacaktı. Belki de onlar ölmemizi istemişti.
       Kafamı sallayıp düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Grubun en gerisinden geldiğimi fark edince hızlanarak koruyucuların yanına ulaştım. Herkes sessizce yürüyordu. Bazı arkadaş gruplarından fısıldamalar geliyordu, hepsi bu. Kimsenin seslice konuşmaya cesareti yoktu.
     Yavaşça göl tarafına yaklaştım. Gözlerim yanıyordu ve kimsenin beni böyle görmesini istemoyordum. Beklenen ilk yaş süzüldü yanağımdan. Yere düşüşünü izledim. Ve beni durduracak birşey oldu. Yere düşen gözyaşım toprakta çok güzel bir çiçeği büyüttü. Şaşkınlıkla yere eğildim ve çiçeği kopardım. Mavi bir ışıkla yanıp söndü. Kimseye fark ettirmeden çiçeği çantama koydum ve koşarak gruba yetiştim. Derin bir nefes aldım ve zihnimde canlanan sese hak verdim.
"Kamp bitti, şimdi savaş başlıyor. "

Evet. Aşırı uzun aradan sonra yine buradayım. 😆
Fakat lise hiç de kolay değilmiş😥. Hele performanlar yok mu?
Neyse umarım yeterlidir bu bölüm. Diğer bölümü şimdiden yazmaya başladım. Bu gidişle 2 ay sonra atarım😂 . Şimdilik görüşürüz okuyucularım.

Element KoruyucularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin