BÖLÜM 3: UYANIŞ

50 11 0
                                    

2 saatlik yolculuğun ardından uçak Ankara'ya inmişti. Özel kuvvetlerden bir araç Samet'i bekliyordu. Araç gizli bir yoldan özel kuvvetlere gidiyordu. Arabanın içinde derin düşüncelere dalan Samet olan bitenlerin boşa olmadığını ve meselenin vattan olduğunu biliyordu. Arabadakiler suskundu. Sessizliği şoför bozdu:

"Üsteğmenim affınıza sığınarak bir şey sormak istiyorum."

"Buyur tabi ki"

"Fas'ta ki görevde o subayı neden kurtardınız. Tabi ki yaptığınız takdir edilecek bir davranış ama emir komuta zincirini yok sayacak kadar sizi ne itti bu davranışa?"

"Bunu soran ilk kişi değilsin. Sana da vereyim sorunun cevabını. O subayla operasyondan bir gün önce akşam nöbetinde sohbet etmiştik. 2 yaşında bir kızı olduğunu ve sadece doğduğunda 3 günlük izin alıp bebeğini görmeye gittiğini söylemişti. Yani bir kez tek görmüştü. Esir düştüğü an birden  küçük bir kız silueti geldi gözümün önüne. O an flaş koptu bende ve birden içeriye dalıp 4 amerikan askerini vurdum ve subayı kurtardım. Böyle işte."

"Allah sizden razı olsun teğmenim."

"Allah milletimizden razı olsun"

Araba karargaha varmıştı. Samet şoförün kapıyı açmasına müsahade etmeden kapıyı açıp karargaha girdi. Henüz toplantı odasına çağrılmamıştı. Bekleme odasında vakit geçirirken birden:

"Teğmenim Özel kuvvetler Komutanları sizi bekliyor buyurun." diye kısa boylu bir asker seslendi.

Samet çok heyecanlandı. Nasıl heyecanlanmasın ki olaylar bir tarafa 3 yıl sonra ilk kez karargaha adım atmıştı. Sivil kıyafetine göz atıp "Ulan 100 yıl görev yapsam bu şekilde gezemem bu karargahta. Teşekkür ederim Allah'ım bir günlüğüne de olsa bu şansı verdiğin için."

Odaya giriş yaptığında dikdörtgen bir masa etrafında en başta Özel kuvvetler 1. Komutanı Yusuf Sözer,  sağ başta özel kuvvetler 2. komutanı Yusuf Yıldız, sol başta ise özel kuvvetler 3. komutanı Veysel Argundoğan vardı. Masayı dolduran diğer askerler ise Fas'ta görev aldığı birlikti. 

"Hoş geldin Samet buyur geç otur bakalım."

"Sağ olun komutanım" Samet kendisi için ayrılan sandalyeye oturdu ve birlikteki 6 Üsteğmen arkadaşına göz selamı verdi. 

Projeksiyonun hazırlanmasının ardından Yusuf Sözer:

"Değerli özel kuvvetler komutanlarım ve ülkemizin en önemli birliğini oluşturan korkusuz ve eşi benzeri olmayan mücadeleler kazanmış atalarımızı gururlandıran Üsteğmenlerim hepiniz burda bulunduğunuz için teşekkür ediyorum."

"Sağ olun" hep bir ağızdan yükseldi bu eda. 

"Burada toplanmamızın sebebini hepiniz biliyorsunuz. Vatan tehlikededir. Kem gözlerin hedefi bu cennet topraklardır. Bu mühim ve tehlike arz eden dönemde her birinize ihtiyacımız vardır. Birazdan göstereceğim bölgelere görevlendirme yapılacaktır. Düşman dört bir taraftan kuşatma gerçekleştiriyor. Mühim olan organize bir şekilde hareket etmektir."

Duvara yansıtılan haritada 3 bölge de işaretlenmişti. Komutan:

"Ege bölgesinde NİT'in istihbaratı ile yunanlıların konuşlandığı kesinleşti. Ege bölgesine Üsteğmen Furkan Akıncı ve Erkan Özgür'ü görevlendirdik. Üsteğmenler  bölgede donanmanın başında olup gerekirse İzmir ve Çanakkale' de konuşlandırdığımız 100.000 piyadeye de komutanlık yapacaklar."

"Emredersiniz Komutanım" yüksek bir sesle onayladı Üsteğmenler."

"İngilizlerin Irak sınırı ve Suriye sınırından 300.000 piyade ile ilerlediğini biliyoruz. Bu bölgeyi iyice bilen yıllarca oralarda görev almış Üsteğmen Eray Yıldırım ve Şamil Aydın'ı uygun gördük. 150.000 kara kuvvetleri emrinizdedir."

VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin