Yeni bir hafta yeni bir bölüm. Bu hafta, hayatınızın sıradanlıktan çıkması dileğiyle. Multide; yeni kitabın ilk düet şarkısı var.
Hepinize iyi okumalar...Merdivenlerden hep beraber inerken ben Ediz ve Yelizleri görmemek için önden önden ilerliyordum. Tam kapıya geldiğimizde Serkan'la karşılaşınca gülümseyerek duraksadım ve kollarımı kocaman açarak "Bakın burada kimler varmış." dedim. Serkan da gülerek beni kollarının arasına çekti ve sırtımı sıvazlayarak "Nasılsın ufaklık?" diye sordu. Gülümseyerek ondan ayrılırken "Seni görüm daha iyi oldum." dedim ve o Edizlere dönerken ben de onun yanındaki Nurçin'e -Serkan'la yemekhanede bastıktan sonra sevgili yaptığım kız- sarıldım.
Nurçin sevecenlikle bana sarılırken "Nasılsın?" diye sorunca "İyiyim, sen?" diye sordum. "Ben de iyiyim." diye cevap verdiğinde Serkan'a dönerek alınmış gibi baktım ve "Sen buraların yolunu bilir miydin beyefendi?" dedim. Serkan gülerek saçlarımı karıştırıp "Çalışıyoruz her halde kızım." dediğinde gülümsedim ve "Hayat nasıl gidiyor? Alışabildin mi eve?" diye sordum.
Serkan yaklaşık bir beş altı ay önce 18 yaşına girmişti ve reşit olur olmaz ilk işi buradan kurtulmak olmuştu. Arkadaşlarıyla güzel bir eve çıkmış ve o evde Alp için bile bir oda hazırlamıştı ama maalesef ki onu henüz yanına alamamıştı. Alp henüz 10 yaşında olduğu için hala onu yanına almaya çalışıyor ve ona bütün avantajları sağlamak için çok uğraşıyordu.
"Hala tam anlamıyla yerleşemedik, yavaş yavaş alışıyoruz." dediğinde Ediz lafa girerek "Kiraya yetişebiliyor musunuz?" diye sordu. Serkan kafasını sallayarak "Dört arkadaşız ve hepimiz de çalışıyoruz. Bu yüzden fazla sıkışmıyoruz. Şimdilik tek sorun Alp'ten ayrı olmam." dediğinde hafifçe tebessüm ettim ve kolunu sıvazlayarak "Halledilir ya, sıkma canını." dedim. O da gülümseyerek "Bir insan iki yılda hiç mi değişmez? Ne bu pozitiflik kızım?!" diye sitem edercesine konuştu.
Gülerek omuz silktim ve "Alp'in yanına gittin mi?" diye sordum. Başını sallayarak "Bir iki saattir beraberiz, gitmeden bir sizi de göreyim dedim." dediğinde gülümseyerek "İyi yapmışsın, özletmiştin kendini." dedim. Serkan gülerek saçlarımı karıştırırken Buket laf girerek "Bu gün Melis'in buraya gelişinin ikinci yılını kutlamak için dışarı çıkacağız. Siz de gelsenize." dedi. Ben umutla Serkan'a bakıp "Evet ya, çok güzel olur." dediğimde Yeliz arkamdan "Bir bunlar eksikti." diye mırıldanınca ona öyle bir baktım ki gözlerinden net bir koktu ifadesi geçti.
Yeliz benden gözlerini kaçırarak Ediz' sırnaşınca göz devirerek Serkan'a döndüm. Nurçin'e sorarcasına bakıp "Gidelim mi güzelim, işin var mı?" diye sorduğunda Nurçin omuz silkerek "Gidelim bence, hem bizim için de değişiklik olur." dedi. Sevinçle yerimde zıplayıp gülerek el çırptığımda Serkan gülerek "Allah aşkına Melis, 16 yaşına girdin artık, bırak şu hareketleri." deyince ona gözlerimi kısarak dil çıkardım. Serkan gülerek arkasındaki kapıyı gösterip "Gidelim o zaman. Siz arabaya sığacak gibi değilsiniz zaten, iki kişi bizle gelsin." dediğinde ona gözlerimi büyüterek baktım ve "Doğru söyle Serkan, kimden çaldın o arabayı?" diye sordum. Bu dediklerime bizimkiler gülerken Serkan da sırıtarak göz devirdi ve "Kimseden araba çalmadım ufaklık, buraya geleceğim diye Kamil Amca arabayı verdi." dedi
Kamil Amca, Serkan'ın hala çalışıyor olduğu sahildeki kafenin sahibiydi ve pek çok konuda ona çok yardımı olmuştu. Sanki Serkan'ın olmayan babası gibiydi ve her işine koşup her derdine çare bulmaya çalışıyordu. Serkan'ın evini de o bulduğu için ve onun eviyle Serkan'ın evi arasında iki sokak olduğu için arada arabasını Serkan'a veriyordu. Çok tatlı ton ton bir amcaydı ve karısı da vefat ettiğinden yalnız yaşadığı için arabaya fazla gerek duymuyordu.
Nurçin "Gidelim o zaman." dediğine hemen öne atılıp Serkan'ın koluna girdim ve Buketlere bakarak "Ben Serkanlarla gideceğim, o arabanın havası bozuk olacak." deyip Yeliz' baktım. Yeliz bu dediğime göz devirirken Buket öne çıkarak "Ben de sizinle geleyim bari." dedi. Kerem ona bakarak "Ben Ahmet Amcayla gideyim gamzeli güzelim. Ediz yalnız kalmasın." dediğinde alaycı bir ifadeyle güldüm ve "Sevgilisiyle aynı arabada yalnız kalacağını sanmıyorum." dedikten sonra Serkan'a dönüp "Ben bahçedeyim." diyerek kapıya yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Roman pour AdolescentsEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...