Bölüm 1

20 3 5
                                    

Multi: Tüm karakterler. (En üstteki kız Eslem,Onun solundaki Çağrı,Çağrının altındaki Nehir,Nehir'in altındaki Ömer, Eslem'in sağındaki Berk diğer 2 karakter sürprizz...

Bu ikinci kitabım ancak ilk kitap pek güzel bir konuya sahip değildi bu kitabın daha iyi olması dileğiyle...
Keyifli okumalarr...

Her zamanki gibi yine telefonumun sesi ile uyandım artık Çağrı'nın aramasıyla uyanmam günlük rutinim hâline gelmişti. Bu çocuk nasıl okuyordu da her sabah benden erken uyanıp beni okulun başlamasına 1 saat kala arayıp uyandırabiliyordu. Ben bunu düşünürken yaklaşık 1 buçuk dakika geçmiş ve benim sabırsız arkadaşım Çağrı aramayı bırakmıştı. 5 dakika sonra beni arayacağını bilmeme rağmen bir ilk yapıp ben aradım. Telefonu açtığında nefes nefese kalmıştı sesi pek net değildi ben tam "alo" dediğimde kapının sesini duydum kafamı çevirip baktığımda kapının hemen önünde derin ve hızlı hızlı nefes alan Çağrıyı gördüm. Bu çocuk hakikaten maldı. Elimle girmesini işaret ettim. Girer girmez konuşmaya başladı "ya Eslem ödüm b*kuma kaçtı ya nerdesin sen niye açmıyosun seni 11 kez aradım çok panik oldum yaa" ben bu uzun ve anlamsız cümlesinde sadece 11 kez aramasına takılmıştım. Telefonu açtığımda sadece 3 cevapsız arama yazıyordu diye düşünürken Çağrı "heeeey" diye seslendi ve bu düşünceyi düşünmeyi bıraktım. Çağrı'ya "sen aşağı in annem börek yapmıştı onlardan ye bende giyinip geliyorum" börek lafını duyar duymaz mutfağa doğru koşmaya başladı. Ben gidene kadar börekleri bitirirse aç kalacaktım. Hemen okul formalarımı giydim saçımı topuz yaptım ve aşağı indim. Gördüklerime inanmakta acayip güçlük çektim çünkü Çağrı , aptal kardeşim Berk ve canım akıllı kankam Ömer masaya oturmuş beraber kahavltı yapıyorlardı. Hemen yanlarına oturup yemeye başladım.

Eslem= Ömer sen ne ara geldin kanka?

Ömer= Çağrı sana ulaşamayınca beni aradı bende endişelenip geldim.

Eslem=Off Çağrı offf . Herkesi paniklettin yaa

Çağrı= Eeee nabıyım kızım hem o nasıl bir kelime ya "paniklettin" "şemsettin gibi" ona paniklettin değil

Berk= Panik yaptırdın olmalıydııı

Eslem=Bak Berk şöyle bizim laflarımızı gıcık sözlerinle bölüm durma sana burdan bir koyarım kendini Remziye teyzenin ekmeklerini doğradığı kesme tahtasında bulursun

Berk= O kim Eslem

Ömer=Ohoo Berk sende kimseyi tanımıyon ben bile tanıyom yaa

Çağrı=(berk'in kulağına) Bende tanımıyom çaktırma kanka

Berk= hahaahaha

Annem= Hadi gençler geç kalıyorsunuz

Biz= Tamam çıkıyoruzz

Hep beraber evden çıktık maalesef ki aptal Berk de bizimle geldi. En azından bizim okulda okumuyordu gerçi istese okuyamazdı çünkü o daha 8. Sınıfa giden bir Ezikk. Berk'le yollarımız ayrıldığında Çağrı ve Ömer'in arasına geçip Çağrı'yı sinir etmek için Ömer'in koluna girdim.Çağrı her zamanki gibi oflayarak benim koluma girdi ve konuşmaya başladı. Onu dinlemeyip her söylediğine başımızı ileri geri sallayarak cevap veriyorduk en sonunda yine başımızı salladığımızda üzülerek kolumdan çıktı ve hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Biz Ömer'le birbirimize bakıp 1-2-3 diye saydıktan sonra koşup Çağrı'ya "Kanka ya kusura bakma biz seni dinlemiyoduk da " dedik. Çağrı "fark ettim" dedi ve okul kapısından içeri girdi.Çağrı ve ben aynı sınıfta ancak Ömer başka bir sınıftaydı o yüzden bizim sınıfın önünden geçerken Ömüşe el sallayıp kendi sınıfımıza girdik.

Sınıfa girdiğimizde bizim oturduğumuz sırada hayatımda ilk kez gördüğüm bir çocuk oturuyordu. Hemen "hooop orası bizim kalk ordan" diye çıkıştım süt bebesi hemen "öff ya tamam yemedik sıranızı" deyip kalktı. Çağrıyla beşlik çakıp yerimize oturduk. Ders zili çaldı,öğretmenler zili çaldı ama adının "Mert" olduğunu öğrendiğim çocuk gitmedi. Çağrı ayaklanıp "şşt delikanlı sen buralarda yoktun hayırdır?" dedi. Mert " artık bu sınıftayım işte kalanını karıştırma " dedi. Bu sözlerinden bile çocuğun kendini dağ sanan ova olduğunu anladık. Teneffüslerde Ömerle görüştük, kantine gittik derken nihayet sondan bir önceki ders geldi. Bu ders sosyaldi ve kimse bu dersi tınlamıyordu kısacası herkes kafasına göre takılıyodu. Teneffüs olduğunda Çağrı tuvalete gideceğini söyleyip gitti. Ben de Ömer'in sınıfına gittim. Ömer normalde Çağrı ve benden başka kimseyle takılmazdı ancak sınıfta yanında çok güzel kumral bir kız vardı. Ömer'in gözünde ışık olduğnu düşünüp heyecanla Ömer'in gözlerine baktım. Gözünde hiçbir ifade yoktu ama bana baktığı gibi de bakmıyordu. Ömer'in yanına gittim ve oturdum tam konuşmaya başlayacakken kumral saçlı kız "Ben Nehir, sen de Eslem olmalısın" dedi. Beni nereden tanıyordu yoksa kimliğimi mi çaldı diye düşünürken Ömerin "Esleeem" diye seslenmesiyle bu düşüncemden kurtuldum. Nehir "Ömer senden bahsetti, öğrendiklerime göre uyumayı çok sever ve patates kızartmasına bayılıyormuşsun" dedi. Ben de " Evet ama baldan nefret ederim" dediğimde. "Yok artık bu kadar tesadüf olamaz ben de" dedi. İşte tam o sırada zil çaldı ve ben Ömer ile Nehir'e el sallayıp kendi sınıfıma gittim. Çağrıyı uyanık gördüğüm için bir anlık hayrete düştüm çünkü uykucu kankim her an uyuyordu. Yanına oturduğumda "noldu" dedim. O da "yok birşey" dedi. Ben de " peki öyleyse" diyerek kafamı koluma koyup gözlerimi kapattım. "Annemi ve babamı düşündüm, Berk'i düşündüm, Çağrı'yı düşündüm,Ömer'i düşündüm ve tam Nehir'i düşünecekken aklıma Nehir'i Çağrı'ya anlatmadığım geldi ve hemen başımı kaldırıp gözlerimi açtım. Çağrı kendi kendine kahkaha atıyordu mal mal ona baktığımda ne bakıyorsun demek amacıyla bana baktı bana bakınca kahkahası iyice kuvvetlendi ona çok sinirlendim ve "ne gülüyon gerizekalı" diye sordum. "Kı-kızım haaahhahaha bu saç hahaha bu saçlar ne dediğinde çantamdan aynalı tarağımı çıkarıp saçlarıma baktım sadece saçım düğümlenmişti. Çağrı'nın bunu neden bu kadar büyüttüğünü anlamayıp saçımı taradım ve düğümü çözdüm. En sonunda Çağrı da sustu. Hoca'nın gelmeyeceğini düşünmeye başladığımda içeri Mert girdi. Bana bakıp sırıttı,sırıtmasına anlam veremeyip kaşlarımı çattım ve kafamı çevirip uyudum. Gözlerimi açtığımda herkes toplanmıştı ve Çağrı da uyuyordu. Hemen onu uyandırıp çantamı toparladım ve Ömer'i alıp beraber eve gitmeye başladık. İlk baş Ömer ayrıldı sonra Çağrı ve yalnız başıma ilerlemeye başladım. Tam köşeyi döndüğümde uzaktan gelen Mert'i ve çekiştirdiği Nehir'i gördüm. Mert Nehir'in bileğini tutmuş ve onu çekiştiriyordu. Nehir korkmuş gibiydi ve sessizce ağlıyordu. En sonunda ağacın arkasına geçip izlemeye başladım onlara oldukça yakındım ve Mert kötü birşey yaptığında koşarak yetişebilirdim. Mert Nehir'e "neden" diye bağırdığında Nehir "istemiyorum" diye bağırdı ve hızla oradan uzaklaşıp diğer tarafa doğru yürümeye başladı. Bende saklandığım yerden çıkıp yoluma devam ettim ve anahtarımı çıkarıp eve girdim. Kendime tost yaptım ve yedim. Annem evde yoktu sanırım daha işten çıkmamıştı. Daha sonra malzemelerimi hazırlayıp kurabiye yaptım. Yemek yapma konusunda başarılıydım ancak ev temizlemekte çok kötüydüm aslında kötü değildim temizlik yapmaya üşeniyordum. Annem de bunu bildiğinden sadece odamı toplasam yeterli olacağını söylüyordu. Kurabiyeleri başka bir borcama çıkarıp ağzımda 1 tane kurabiye attım güzel olmuştu. Saat 7ydi ve canım sıkılmıştı annemin mesaiye kaldığından emin olup dışarıdaki kapının önündeki paspasın altına anahtar bıraktım. Annem amahtarı oraya koymamı söylerdi ben de öyle yapardım. Daha da sonra odama çıktım ve dolabımı açtım pijamalarımı giyip yatağıma uzandım. Ömer ve Çağrı ile olan grupta mesajlaştıktan sonra saat 8.30 da uyudum.


Nasıl olmuşş heyecanlı bitirmedim ve bu bölümü gerçekten beğendim... Votelerinizi bekliyorum.... :)   ;)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İnek PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin