YANLIŞ KARAR
Ayşe adında bir kız vardı. Ayşe, ailesiyle birlikte büyük bir şehrin küçük bir ilçesinde yaşıyordu. Ayşe çok zeki bir kızdı, okumayı çok seviyordu. Ailesi de onu bu noktada tüm kalbiyle destekliyordu, ta ki babasının işleri kötüleşip durumları kritik bir noktaya gelene kadar. Durumları kötüleşince, baba eve bir ekmek bile zor getirince işler aile için olumsuz yönde değişmeye başladı.
Ayşe’nin babası Halil Bey düşündü taşındı ve kızını bu fakir hayattan kurtarmaya karar verdi. Zaten uzun zamandır Ayşe’ye talip zengin bir kısmet de vardı. Kızı okusun diye yanaşmamıştı en başında ama madem şimdi gücü yetmiyordu kızını okutmaya, neden bu talibe sıcak bakmasındı?
Ayşe bu durumu duyunca evlenmek değil okumak istediğini söylese de babası buna karşı çıktı ve kızını hiç dinlemeden, akan gözyaşlarını görmeden onu okuldan aldı. Okuldan alındığını okul müdüründen duyan Ayşe soluğu evde aldı ve babasının karşısına dikildi:
- “Sen nasıl bir babasın? Sen değil miydin benim büyük yerlere gelmemi isteyen, iyi bir meslek sahibi olmam için beni hep destekleyen? Şimdi ne oldu sana? Bunu neden yapıyorsun bana?” dedi ve sözlerinin devamını ağlamaktan getiremedi.
Babası umursamaz göründü, kızına cevap vermeye yanaşmadı bile. Belki de susarak susturmaya çalıştığı, içinde kopan fırtınalardı. Annesi Fatma Hanım ise kocasına mı yoksa kızına mı yetişsin bilemedi. Kızı Ayşe üzüntüsünden kendini günlerce odaya kapattı ve göz yaşları kuruyuncaya kadar ağladı. Artık göz yaşlarını içine akıtmaktaydı. Fatma Hanım kızının ağlamasına daha fazla dayanamadı, ana yüreğiydi onunki nasıl dayanabilirdi ki? Ayşe’nin odasına gitti ve kızını sakinleştirmek için uğraştı. Başaramadı. Kelimeler Fatma için de kifayetsizdi. Bunun üzerine kocasının yanına gitti ve ikna edebilme umuduyla kocasıyla konuştu. Başaramadı. Zaten hayatı boyunca kime söz dinletebilmişti ki? Kimin karşısında dimdik durabilmiş, tuttuğunu koparmayı başarabilmişti ki? Mazlum bir kadındı Fatma, çaresizdi. Yine ne yapacağını bilemedi ve susmayı tercih etti. Sustu Fatma ve içinde susturamadığı feryatları duyan olmadı.
Ayşe’nin babası Halil Bey kızını şehrin en zengin adamı olan Osman Bey’in oğlu Civan’a vermek istiyordu. Osman Bey de zaten bunu istiyordu fakat oğlu Civan’ın da görüşünü almak istedi. Civan, şimdiye kadar babasının hiçbir isteğine karşı çıkmamıştı, bu kararına da saygısızlık etmedi ve kararı onayladı.
Ayşe bu arada kendinden habersiz gelişen olayları duyduktan sonra en yakın arkadaşı Suna ile konuştu. Olanları duyan Suna çok şaşırdı ve Ayşe’ye yardım etmek için çareler düşünmeye başladı. Konuşurlarken Ayşe’nin aklına bir fikir geldi. Suna’ya:
-“Hemen git öğretmenlerime söyle gelip babamı ikna etsinler, bu işten vazgeçirsinler.” dedi. Suna:
-“Tamam Ayşe ben öğretmenlere söylerim, iyi akıl ettin, onlar aileni mutlaka ikna ederler.” dedi ve vakit kaybetmeden soluğu öğretmenlerinin yanında aldı. Durumu onlara anlattı.
Ayşe’yi çok seven öğretmenleri bunun üzerine toplandılar ve Halil Bey’in evine gittiler. Halil Bey’i bu karardan vazgeçirmeye çalıştılar. Öğretmenlerden biri:
-“Halil Bey sen kızın Ayşe’yi okula gönder, ben Ayşe’nin bütün masraflarını üstlenirim. Ayşe zeki birisidir, bırakın okusun. Bir meslek sahibi olur ve sizi bu fakirlikten o kurtarır.” dedi. Başka bir öğretmeni ise:
-“Kızını evlendirip kızının geleceği ile oynama.” dedi. Tüm bu çabalara rağmen Halil Bey ikna olmadı ve kızını Osman Bey’in oğlu Civan’a verdi. Aynı hızla düğün hazırlıkları başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ KARAR
HumorYANLIŞ KARAR Ayşe adında bir kız vardı. Ayşe, ailesiyle birlikte büyük bir şehrin küçük bir ilçesinde yaşıyordu. Ayşe çok zeki bir kızdı, okumayı çok seviyordu. Ailesi de onu bu noktada tüm kalbiyle destekliyordu, ta ki babasının işleri kötüleşip d...