Yataktan yine sıçrayarak uyandım. Tuvalete gidip günlük rutinimi -el yüz cilt diş temizliği falan- yapıp odama doğru ilerledim. Biraz yatağımın üstünde telefonuma gelen bildirimlerle ilgilenirken servise geç kaldığımı anlayıp hemen dolabıma yöneldim. Giyecek bir şeyler ararken yeni aldığım uzun kolsuz elbisemi farkettim ve hemen üstüme geçirdim. Boynuma her zaman taktığım altın ince kolyeyi takmaya çalıştım. Aklımdan 'bi sevgilim olsaydı takardı şimdi bana' diye gecirirken aşağıdan annemin sesini işittim.
"Hadi Emily 10 dakikaya servisin gelicek ve sen hala kahvaltı yapmadın"
diye seslenince ona yanıt olarak sadece tamam diye bağırdım.
Kahkülümü düzeltip siyah kemik gözlüklerimi yeşil gözlerime geçirdim ve kendimi aynada son birkez süzüp odamdan çıkıp merdivenleden aşağı mutfağa geçtim.
Ağzıma birşeyler atarken servisimin korna sesini duydum.Jason -kendisi bizim çatlak servisçimizdir- sabahın yedisinde yine korna çalıyor diyerek kapıya yöneldim. Anneme bir öpücük atarken evden çıktım.
Sevise seksi bir yürüyüşle girmeyi planlıyordum ama hiç beklediğim gibi olmadı. Içeri tökezliyerek girmiştim, lanet olsun ki rezil olmuştum.
Birilerinin kıkırdadığını fark ettim kim olduklarına bakmadan her zamanki yerime oturdum 'en arkanın iki önü' .
Çantamdam kulaklığımı çıkarıp telefonuma taktım. Ahh bi kere daha lanet olsun şarjım %9 nasıl olur . Kulaklığı telefondan çıkarıp güç tasarrufunu devreye soktum. Okula gidene kadar idare etmem gerekiyordu. Daha sonra okulda birinden şarz aleti alabilirdim.
İçimden saydırmaya devam ederken birinin beni izlediğini fark ettim. Kafamı o tarafa çevirerek kim olduğuna baktım ahh bu okulda beni tek fark eden çocuktu. Ona bi bakış atıp önüme döndüm.
***
Ahh ben size kendimi tanıtayım
Adım Emily ama beni tanıyan herkes bana Emy der. Lise 1i özel bi okulda okuyan daha sonra ailevi problemlerden dolayı devlet okuluna geçmek zorunda kalan babasını kaybetmiş -gerçek anlamda kaybetmiş onun nerde olduğuna dair hiç bir fikrimiz yok- annesiyle yaşayan, dışardan bi o kadar utangaç ama içerden fena mı fena salak bi kızım. Şuan lise üçteydim ve bu lanet senenin bir an önce bitmesini istiyorum.
***
Yolu izlemeye karar vedim bende ne yapayım sıkılmaktan iyidir. Aa noldu bu servisçiye ya niye başka yoldan gidiyo halbuki az kalmıştık okula varmaya. Sonra hoş bir evinde durduk ve evi kadar hoş bir çocuk içeri girdi. Ama önce pek bakmadım ne yapsın bu çocuk diye sonra onun benimle göz göze geldiğimini fark ettim ve utandım. Bu çocuk niye bana yaklaşıyor off sakin ol Emy sakin.
Çocuk benim oturduğum koltuğun önünde durmuş bana bakıyordu. Daha sonra bana yanımdaki koltuğu gösteren bi hareket yapıp ne dediğini anladım.
Ahh Emy ne salaksın koltuğa koca çantanı koymuşsun. Tabi çocuk başka yer olmadığından benim yanıma geçecekti yoksa ne yapsın çocuk senle diye düşünürken çantamı kendime çekip oturması işaret ettim.
Çocuk 'nihayet' dercesine bana baktı ve otudu.
Yol boyunca konuşmadık. Zaten çocuk zoraki yanıma oturmuştu bide sohbet mi açacaktı. 'Nesin sen Emy ahh' dedim içimden.
Sonunda okula vardık ve teker teker servisten indik.
Okul bahçesinde girişe doğru ilerlerken etraftaki sürtükleri inceliyordum. Ahh hep aynıydılar.
Okulun belli bir popüleri yoktu daha çok grubu vardı. 3. ve 4. sınıf öğrencileri vardı bu grupta. Kızlar genelde çekici erkekler ise çoğu zaman hoş du. Yani öylede denebilir. Neyi kaldırıyorum ben daima öyleydiler.
Ilk ders ispanyolcaydı. Ahh bu dili kim buldu ne zor dil böyle. Neyseki zil çaldı ve ders bitti hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Bu lenet sınıfta daha fazla kalamıyacaktım. Yoksa hiç görmek istemediğim şeylerle karşılaşacaktım. Önce lavaboya girdim. Ahh burayada gelmiş lanet olasıcalar. Lavabodan çıkıp koridordaki dolabıma yöneldim. Burda da mı yiyişen tipler hemde dolabımın hemen yanında. Burdanda hızlıca uzaklaşıp sınıfa döndüm. Karşıma Aly -yani Alison en yakın arkadaşım- çıktı. Hızlı adımlarla ona yaklaştım.
"Nerelerdeydin seni sürtük. Ilk ders yoktun ve beni okulun ilk saati nasıl bir şeytana dönüştüğümü iyi bilirsin."
"Ah tatlı Emy güzel Emy ben sana demeyi unuttum."
Karşımda bu kadar tatlı olması yasaklanmalıydı. Dayanamadım ve ona sıkıca sarıldım.
Aly çok sevimli bir kızdı sarı, poposuna kadar değen saçları ve masmavi iri gözlere sahipti ama bazen tam bir şeytan olabilirdi. Ve gerçek anlamda seksiydi.
Sarılmamız bittiğinde hala cevaplamadığı soruyu tekrar ona tekrar yönelttim. O da bana 2. dilini değiştirdiğini söyledi.
Bu günü böyle geçirdik ve okul bitti. Servisime doğru ilerlerken yanımdan yeni çocuk vardı. Benimle aynı hizada ilerlemeye devam ediyordu. Suratına baktığımda bana muzipçe gülüyordu. Bense sadece suratına bakıyordum. Birden lafa atladı;
"Yine yanına o koca çantanı koyacaksan ben hiç oturmayayım"
-sırıttı-
"Ah şey Hayır yani evet yani-'
lafımı bitirmeden devam etti;
"Tamam ben seni anladım 'Kahküllü"
'Kahkülü mü' dedim içimden. Ben bu çocuğu sevmedim. Bakalım geri kalan yıl nasıl geçecek.
Hiç birşey demeden servise bindim o da benim arkamdan bindi ve yanıma oturdu yol boyu konuşmadık. Daha sonra evine gelince bana ;
"Görüşürüz Kahkülü "
diyip yanımdan kalktı.
Bense sadece güldüm ama yalandan bi gülmeydi ve o bunu anlatmıştı.
Eve geldim bir şeyler atıştırdım. Leptobumu açtım ve biraz facebookta dolaşmaya karar verdim.
O da ne? Bi arkadaşlık isteği mi bu? Kim olduğunu merak ederek açtım. Ve neyle karşılaşıyım. Aly'nin erkek kardeşi hemde 10 yaşında. Zaten ne bekliyordum ki okulun görünmez kızı Emy'im ben.
Sinirli bir şekilde elime 'Sevgili Günlüğümü' elime alıp bir şeyler karaladım.
Hey seni aptal günlük;
17. yaş günüme sadece 1 buçuk ay kaldı ve ben hala öpüşebilecek birini bulamadım. Ama öpüşmek için aşık olman lazım değil mi?
Ah o da yok sevgili günlük.
Doğum günümü sabırsızlıkla bekliyorum (!)
Şimdilik bu kadar bana birini bulana kadar benim gözüme gözükme(!)
xoxo
Görünmez Kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emy'nin Aptal Günlüğü (askıya alındı)
Teen Fiction17 yaşıma girmek üzereydim ama hala aradığım şeyi bulamamıştım. -AŞKI- Artık aşkı tadamadan öleceğime emindim taki o güne kadar.