No es para ti es..Para Él *4*

2K 135 36
                                    

Alec Benjamin-Let me down slowly(Beni yavaşça hayal kırıklığına uğrat)

Bu senin için değil bu onun için

Oy ve yorum plz

Keyifli Okumalar ♡

Uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Kendime iyice gelince beyaz tavana bakmayı es geçip elimi tutan kişiye kafamı çevirdim.

Min Yoongi.

Uyuklarken ki halini görünce sessizce kıkırdadım ve başını yavaşça tutarak yastığıma yaklaştırıp koydum. Tam o sırada sarsıntı yüzünden irkildi sanırım ve minik gözleri açıldı.

Beni görünce derin bir nefes verip bana sarılmıştı hızlıca. "Jess ri uyanmışsın. Nasıl hissediyorsun. Ayrıca neden söylemedin hamile olduğunu? Hayır yani herkesi geçtim Jungkook bunları-" Korkuyla ondan ayrılıp lafını kestim. "Söylemedin değil mi?"

Yüzünü sıvazlayıp hayır anlamında kafasını sallayınca derin bi nefes aldım.

"Ama bu asla söylemeyeceğim anlamına gelmiyor. 3 hafta sonra seni Fransa'ya götüreceğim. Ayrıca biliyorsun turlarda başlıyor Avrupa'da. Ve bil bakalım biz Avrupa turundayken kim Amore Hastanesinde tedavi görüp aramıza yeni bir kisiyle katılacak? Doğru! Sen." dedi gülümsemeye çalışarak.

Bi dakika ne?

"Neyden bahsediyorsun?" diye sordum şaşkınca. Nefesini verip bana baktı ve ben baygınken olanları anlattı. Sesi anlatırken titremişti. Benim için çok korkmuş olmalıydı. Gözlerim onun gözleri gibi hafifçe dolarken ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

Herkese zaten çok az yükleri varmış gibi bir de ben yük oluyordum.

"Bak Jess seni kardeşim gibi sevdim ve seni kaybedemem. Hiçbirimiz kaybedemeyiz." Karnıma bakıp tebessüm etti. "Bu ufaklıkta buna dahil. Bize neden söylemedin az çok anlayabiliyorum şu an da. Ama yinede o doğsa bile simdi tedavi olmazsan seni kaybedebiliriz."

"Ne yani ben tedavi olurken o içimde hiç bi şey hissetmeyecek mi? O haplardan, serumlardan zarar görmeyecek mi sanıyorsun? Yoongi abi, her yolu inan denedim. Çocuğumu kucağıma almayı, sevmeyi, ilk kelimesini söyletmeyi bende istiyorum ama," Titrek bi nefes aldım, bunu söylemek zoruma gidiyordu.

"Ama üzgünüm doktor sana her bilgiye söylememiş olmalı. Bana ne dedi biliyor musun? Vazgeç!" Hıçkırmamak bir süre durdum. Kolumla yüzümü silip alayla güldüm. "Fetüsü aldırmalısın dedi. Bebek kelimesini veya evlat kelimesini bile kullanmadı. Bu ne demek ya? Anneye çocuğundan vazgeç demek ve bu ikilemede bıraktırmaya çalışmak -ki ben hiç ikilemeye düşmedim, ne kadar aciz hissettiriyor bilemezsin." Gözlerimdeki yaşlar yanaklarımdan aşağıya süzülüp hastane kıyafetime düştüler.

Canım yanıyordu.

Böyle ölmek istemiyordum ama baba tarafında ki genler ne yazık ki söyleyecek söz bırakmıyordu.

"Bak anlıyorum ama bir git, belki bi çözüm buluruz." Sağ elime doğru peçete uzattı ve sol elimi tuttu. "Hem...Jungkook ne zaman öğrenecek?"

Yutkundum ve sesli bi nefes verdim. "Mahkemede çocuğu olduğunu öğrenecek ama hastalığımı asla." Elimi çok ciddi bir şekilde salladım. "Sakın, ama bak sakın ona söyleme. Öğrenirse sizinle iletişimimi keserim. Zaten 2 haftaya Türkiye'ye gideceğim. İyileşirsem sizi görmeye geleceğim."

Gözleri fal taşı gibi açıldı. "Ne! Türkiye mi? Bizi mi bırakacaksın yani? Daha ne için ayrıldığınızı bile bilmiyoruz ama saygı duyuyoruz diye bizi yeğenimizden mahrum mu bırakacaksın? Yapma Jess, bu bize yapılan haksızlıktan başka bi şey değil." dedi isyankar ifadesiyle ama ben kararımı vermiştim.

Gᴜ̈ʏᴀ İꜱ̧ᴋᴏʟɪᴋ✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin