Akşam olmuştu. Okuldaki herkes akşam yemeği için yemekhaneye gelmiş, yemeklerini yiyordu.
Gün boyu oradan oraya koşturduğu için bitap düşmüş birinci sınıflar, zorlukla yemekhaneye gelip, biraz olsun enerji için yemek yiyorlardı. Alan ve arkadaşları, bugün onları çok zorlamıştı. Bu bir oryantasyon geleneğiydi. Üst sınıflar yeni gelenlere âdeta işkence ediyordu. Bu yüzden birinci sınıflara oryantasyon, işkence gibi gelmişti.
Çoğu öğrenci yemeğini yarılamışken yemekhanenin kapısından içeri Ester girdi ve hemen yemeğini aldı. Ardından etrafa bakındı. Gözleri Pam'i arıyordu. O sıra Alan ve yanındaki Jack ile göz göze geldiler. Ester onlara en sert bakışlarını yolladı ve etrafa bakmaya devam etti. Pam ve Artemis cam kenarında olan dört kişilik masalardan birine oturmuşlardı ve yemeklerini yiyorlardı. Ester onları görünce hemen yanlarına doğru ilerledi. Yanlarına gelince de hemen boş bir yere oturdu ve önce boynunu ovdu. Sonra da yemeğini yemeye başladı. O sıra Pam hemen konuştu.
- Geç kaldın.
Ester ağzındaki lokmayı yuttu ve sinirli bir şekilde ona cevap verdi.
- Sorma! Şu Alan denen herif yüzünden gün boyu oradan oraya koşturdum durdum.
Artemis yumuşak bakışlarıyla ona baktı ve:
- Çok mu yordu seni, dedi.
Ester hemen ona cevap verdi.
- Hem de çok. Sırf ona karşı çıktım diye başımdan hiç ayrılmadı. Sizinle ayrıldıktan sonra bana sürekli iş yaptırdı. Sesimi çıkarmadan dediklerini en mükemmeliyle yaptım ama hıncını bir türlü alamadı resmen. Verdiği işi her bitirdiğimde bana yenisini verip durdu. En son da kocaman kocaman kutular taşıttı bana.
Pam hemen söylenmeye başladı.
- Vay pisliğe bak sen!
Ester hışımla kafasını salladı ve konuşmaya devam etti.
- O kocaman kutuları bir sürü yere taşıdım. Hayır, bir de yemek saatinden yarım saat önce verdi bu işi ve "Kutuları teslim etmeden yemek yemeye gelme." dedi.
Bunun üzerine Artemis:
- İnsafsız, diyerek nerede oturduğunu bildiği Alan'a baktı.
Onun bu bakışıyla diğer ikisi de hemen Alan'a doğru baktılar. Üçünün de bakışları sert ve keskindi. O sıra Pam, gözlerini kısarak Ester'e baktı ve:
- Kara listemize yeni birini daha eklememiz gerekiyor sanırım kardeşim, dedi.
Ester büyük bir kararlılıkla onaylar şekilde başını sallarken Artemis, onun dediğini anlamayarak konuştu.
- Kara liste mi?
Ester'in avucunda ufak, siyah bir defter ile tüy kalemi belirirken Pam, Artemis'i cevapladı. O sıra da Ester, deftere Alan'ın ismini yazmakla meşguldü.
- Küçüklüğümüzden beri tuttuğumuz bir liste. Bizi sinir eden herkesi o listeye yazıyoruz ve zamanı geldiğinde yaptıklarının karşılığını veriyoruz.
Ester, Alan'ın ve onun yandaşı Jack'in ismini yazdıktan sonra defteri Artemis'e uzattı ve bakması için ona izin verdi. Artemis kendisine uzatılan defteri aldı ve şaşkın bir şekilde gözlerini sayfaların üzerinde yazan isimlerde gezdirdi. Bazı isimlerin üstleri çizilmişti. O an Artemis, ikizleri sinir edecek bir şey yapmamayı aklının bir köşesine not etti ve defteri Ester'e geri uzattı. Ester defteri alıp, tüy kalemle birlikte ortadan kaldırırken Pam'e döndü ve omuzlarını göstererek konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...