Hiçbir Zaman

948 46 3
                                    

Merhabalar. Yeni bölüm karşınızda.  Umarım beğenirsiniz. Yorum ve oylarınızı eksik etmemeniz dileğiyle. :)

Suyu tenimin her noktasında hissederken, yüzyıllardır süregelen "suyun iyileştirici gücü" nün düşünceler için de geçerli olduğunu farketmiştim. Düşüncelerinizi zihninizden ayırıp, ulaşamayacağınız bir noktaya itiyordu, ve zihniniz arınıyordu.

Düşünemeyecek kadar yorulmuştum artık. Eski hayatımı özlediğimi farkettim. Eski mutlu hayatımı.. Beacon Hills'e gelmeden önceki huzurlu hayatım..

Kolumdaki eli hissedip havuzun dibinden yukarı çekildiğimde ne olduğunu şaşırmıştım. Transtan çıkmış gibi hissetmiştim kendimi. Boynuma dolanan kolları hissettiğimde çırpınmaya başladım.

"Tanrıya şükür Lily, iyisin." Duyduğum sesin David'e ait olduğunu anladığımda şaşkınlığım iki katına çıkmıştı. Kendimi geri çekip su yüzeyinde kalmak için çabalarken yüzünde dehşeti yansıtan ifadesiyle bana bakan David'e kaşlarımı çattım.

"Ne yapıyorsun? Delirdin mi? Ne işin var burada?" diye sordum David'e, sesim istediğimden daha yüksek çıkmıştı. Kenara doğru yüzüp havuzdan çıkınca David de benimle beraber çıkmıştı.

"Ben.. ben senin tehlikede oldu- tehlikede olduğunu gördüm." dedi David nefesini düzene sokmaya çalışırken.

"David sakin olur musun?" diyerek elimi onun omzuna koydum. "Ben iyiyim. Tehlike yok."

"Hayır! Var! Anlamıyorsun! O adam, sana zarar veriyordu. Gördüm bunu. Rüyada gibiydim ama gerçek olduğunu biliyordum. Lily, ölüyordun…" dedi David. Sanki ayakta kalacak gücü yokmuş gibi sendeleyince sıkıca onu tuttum.

Yalan söylemiyordu. Ama bu doğru olduğu anlamına da gelmezdi. "Nasıl mümkün olabilir? Sen Lydia gibi değilsin. Yani ölümü hissedemezsin." dedim kafam karışırken.

"Hayır, bilmiyorum.. Bu şey.. bu zihin kontrolü gibiydi.. Ama hissettim Lily." dedi David gözlerimin içine bakarak.

"Tamam, sakin olmalısın şimdi. Bak ben kanlı canlı karşındayım. Bak, sende tüm kıyafetin ıslanmış bir şekilde karşımdasın. Hangi akılla böyle havuza atladın ki?" dedim ona kızar gibi.

Bir anda bana sarılıp kollarını omzuma dolayınca tereddüt etmiştim. "Seni hiç bırakmamalıydım. Gitmekle hata yaptım. Hata yaptım.." dedi David sanki yıllardır birbirini görmeyen insanların hasretleşmeleri gibi.

Elimi sırtına koyup hafifçe vurdum. Avcı kadının söyledikleri aklıma gelmişti. David, benim kurtuluşum olacaktı. Ama nasıl...

"Kurulanmamız lazım, özellikle senin." dedim ondan ayrılıp gülümsemeye çalışarak. Gülümsemeye çalışıyordum çünkü tereddüt ediyordum. "Seni erkek soyunma odasına götürmem gerek. Araban burada mı? Kıyafetin var mı?" diye sordum David'e.

Başını olumlu anlamda salladı. "Bagajda." dedi.

"Tamam o zaman." dedim kenara koyduğum temiz havluyu ona uzatarak. "Sen bunu al. Benim dolabımda yedek var. Ben duş alıp giyinince arabana gidip sana kıyafet getiricem. Sen de o zamana kadar hem sakinleş hem de duş al olur mu?" dedim, sanki küçük bir çocuğa açıklama yapar gibi kelimelerin üzerine basarak.

"Lily çocuk değilim." diyerek güldü David.

"Bu haldeyken, gayet öylesin." dedim bende ona karşılık gülerek. David'den arabasının anahtarını alıp onu erkek soyunma odasına bıraktıktan sonra kızların soyunma odasına gittim. Hızlıca duş alıp kurulandıktan sonra şortumu ve sweatshirtümü üzerime geçirdim. Havluyu ve mayomu çantama koyup dolaba kilitledim.

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin