Jimin gözlerini açtığında daha önce hiç görmediği (kendi gözleriyle) yerdeydi. Her yeri tutulmuştu ve ağrıyordu. Kendine bağlı tuhaf kablolora bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yavaşça oturur pozisyona geçti. Daha sonra ayaklarını yataktan kaydırdı ve soğuk, pürüzsüz zemine bastı. Ayağa kalkmadan üzerindeki kabloları çıkarttı. Ve en son serumu çıkartmaya başladı. Elleri titriyordu. Baya bir uğraştıktan sonra serumu çıkardı. Canı acımıştı, gözleri yaşaracak kadar... Bunu pek umursamadı
Ayağa kalktı ve yavaş adımlarla kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında karşısında takım elbiseli, iri yarı adamlar vardı. Adamlar ona döndü. "buradan çıkmanız yasak Küçük Bey" dedi. Jimin ise cevap vermeden içeri girdi.
Zaten Jimin bunun olabileceğini tahmin etmişti. Çünkü o gayri meşru bir çocuktu. Annesi ölmüştü. Zaten babası da ondan nefret ediyordu. Nedeni hakkında ise bir fikri yoktu. Yıllar boyunca Bay Park(jimininbabası) onu dış dünyadan saklamıştı.
Park holding korenin önde gelen şirketlerinden biriydi. Daha önce hakkında hiç kötü bir makale yazılmamıştı. Ve yazılamazdı. Yazanları ve yazılarını ortadan kaldırıyorlardı.
Park Jimini kimse bilmiyordu. Zaten kimsesi yoktu. Annesi ise onu doğrurken ölmüştü. Jimin bu yüzden kendinden nefret ediyordu.
Yavaşça ayaklarını sürüyerek yatağına geri döndü. O çok merak ettiği dış dünyayı düşünmeye başladı. Sonra aklına o güzel adam geldi.
Tanrıya, onun bayılmadan önce gördüğü bir hayal olmaması için yalvardı.
Daha sonra aklına gelen düşünceyle kalbi deli gibi atmaya başladı. Burası bir hastaneydi (bunu da okuduğu mangalar aklına geldiği için anlamıştı.) ama Jiminin evden çıkması yasaktı.(daha önce hiç dışarı çıkmamıştı.)Ve onu buraya getiren kişi o güzel adamdan başkası olamazdı. Ama eğer onu buraya o getirdiyse büyük bir tehlikeye girmişti. Çünkü Bay Park o adamı yaşatmazdı.
Jimin gerilmeye başladı ve aklına gelen düşüncelerle tekrar yerinden kalktı ve olabildiğince hızlı bir şekilde kapıya ilerledi adamları dinlemeden kapıdan çıkmaya çalıştı, sadece çalıştı. Jimini odaya zorla sokup üstüne kapıyı kilitlemişti. Jimin o güzel adama yapacakları kötü şeyleri düşünürken yanaklarından gözyaşları dökülmeye başladı.
Kapıdan gelen anahtar sesiyle önünde oturduğu yerden kalktı. Gelenin o adam olma umduyle göz yaşlarını sildi her ne kadar yerine yenileri eklense de...
Kapı açıldığında hayal kırıklığına uğramıştı. Gelen ise bir doktordu. Doktor ona yaklaşmaya başladığında Jimin eş zamanlı olarak gerilemeye başladı. Jimin en sonunda yatağa çarptı artık gerileyecek yeri kalmamıştı doktor, Jiminin yeni farkettiği , elindeki iğeyi ona batırdı. İğne kas gevşetici bir iğneyi Jimin yatağa çöktü. Doktor onu yatağa yatırıp odadan çıktı. O ise o güzel adamı düşünerek uykuya daldı.
