Eylem
Fethi'den hiç bir tepki gelmezken bedenim hayal kırıklığı ile titredi. İstemeden de olsa kendimi geri çekerken gözümden akan yaşa da engel olamıyordum. Gözlerine bakmakta güçlük çekerken onun ne düşündüğünü bakışlarından tahmin bile edemiyordum."Beni etkilemeye mi çalışıyorsun? Yok merak etme seni aldatmıyorum. Şimdilik ihtiyaçlarımı karşılıyorsun. Böyle devam. Güzel iş"
"S-sen ne diyorsun Fethi! Canımı yakmak mı istiyorsun? Doğru yoldasın. Ölüyorum anlamıyor musun? Cehennem ediyorsun bana hayatı. Ama sana tek bir şey söyleyeceğim. Cehennem senin ise orda yanmaya bile razıyım. Yakmaktan sakın çekinme"
"Bakıyorum formundasın yine. Geldiğimde aynı performansı yatakta bekliyor olacağım "
Söylediklerine cevap vereceğim sırada Can'ın ağlaması ile kelimelerimi tek tek yuttum. Fethi hemen odadan çıkarken bende Can ile ilginemeye başladım.
Kısa sürede hazırlanıp aşağı kahvaltıya inerken yardımcılar her zamanki gibi Fethi'nin korkusundan ne yapacaklarını şaşırmıştılar. Soğuk kanlılıkla sofraya oturdum. Alışık olduklarının aksine bu kez hayattan yılmış ama yine de çatlayana kadar yiyen Eylem değil de bu kez ufak tefek atıştırmalıklardan yiyordum. Haliyle onlarda bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Bebeğim için yediklerime dikkat ederdim genellikle. Yani çok ve sağlıklı yiyordum.
Yine her zamanki sıkıcı acı bir gün yaşarken kapı çaldı. Sonunda kendime yapacak bir aktivite bulduğum için mutlu olmuştum. Kapı açmak gibi bir aktivite. Hey Allah'ım.
"Evet"
Karşımda postacıyı görmemle Fethi'nin dediklerini hatırladım. Şimdi bu kutuyu alıp hiiç merak etmeden odasına bırakmam lazım. Evet aynen öyle.
"Ah tabi. Nereye imza atıyoruz. Korumalar imzaladı bana kutuyu size vermem söylendi"
Harika! İmzamı bile mi saklıyor bu adam yaaa.
"Ha tabi. Teşekkürler"
Şimdi anladım. Korumaların bana bakması, üstelik ben evde yanlızken eve girmeleri yasaktı. Kocamın sahiplenici tavırları mı desem, sert duruşu mu desem, yada kıskançlığı mı bilemedim. 3. şıkkı direk eledim.
Kapıyı kapattım ve elimde kutu ile çalışma odasına doğru yol aldım. Kutuyu dikkatle masaya bırakıp geri geri kapıya doğru ileriledim. Ayh resmen yan gözle kutuya bakıyordum.
Bir kutu olayını daha bitirdikten sonra odama çekildim. Oğlumla ana oğul saati geçirirken yine aniden kapı pat diye açıldı. Gelen Fethi idi. Bu adam nasıl her seferin ben çıplakken girmeyi başarıyor acaba. Bir ara odayı kontrol etmem gerek. Kamera falan koyar. Kamera. Koyar. Ah aptal kafam ev zaten kamera yurdu gibi. Elbet burda da vardır 3-5 tane.
"Kutu nerde!"
"Saol bizde iyiyiz. Yok biz yedik sen aç mısın?"
"Ne saçmalıyorsun sen"
"Nerde olacak. Nereye bırak dediysen orada!"
" Bana sesini yükseltme"
"İyi de benim her sana laf anlatmam senin için ses yükseltmek oluyor. Millet sağır olur bizimkisi ayarsız duyuyor"
Fethi'nin gözlerinin koyulaşmasından sinirlendiğini anlamak zor değildi.
"Tamam. Özür dilerim. Sesimi yükselttim yada yükseltmedim farketmez. Ben seni seviyorum ve incitmek istemiyorum. Her ne kadar sen beni paramparça etsen de"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçimdeki Sevgiyi Bul
FanfictionSiyahtan daha karanlık bir adam, beyazdan daha saf bir kadın... Sevmeyi bilmeyen adam, sevginin dibine yaşayan kadın. Bir gece yolları ıssız bir caddede kesişiyor. Adamın siyahına bir damla beyazlık, kadının beyazına bir damla siyahlık karışıyor. ...