25.Bölüm

4.2K 187 13
                                    

-1 Hafta Sonra Kutlama Yemeği-

"Öncelikle Tad kızını bana emanet ettiğin için çok teşekkür ederim" Dedi onu kat ve kat yakışıklı yapan takım elbisesinin içindeyken. Tad ona içten bir gülümseme yolladığında gözlerime bakıp devam etti. 

"Elindeki yüzüğün verdiği anlama göre benimsin. Ve yarın, 1 aylık bir tatile gidiyoruz bildiğiniz gibi. Bu yemeğide hem kutlama hemde teşekkür amaçlı yapmak istedik, teşekkürler" Dedikten sonra yanıma oturdu. Tanıdığımız herkes; Peter ve ailesi, çocuklar ve sevgilileri hatta hala sevgili yolunda ilerleyen Harry ve Miranda ikiliside vardı. Herkes yemeğe başladığında elimdeki yüzüğe ve Zayn'e bakıp gülümsedim. Daha sonra yemeğime dönücekken Josh ile göz göze geldim. Rahatsız edici bir gülümseme vardı suratında. Kötülüğün simgesi olan gülümseme. 

"Benimde söyliyeceklerim var, şimdiden özür dilerim Allison" Diyerek sandalyesinden kalktığında 1 Saat önceki saçmalamasının devamını getiriceğini anlamıştım...

-1 Saat Önce-

"Ne saçmalıycaksın bilmiyorum ama canım sıkıldı ve eğlenmem gerekiyodu. Saçmalamanı dinleyip dalga geçicem başla" Diyerek arabamın önüne yaslanıp kollarımı birbirine bağladım. 

"Nişanlanmışsın" Alt dudağımı dışarı çıkartarak kafamı yana eğdim. 

"Kısmen" 

"Bir yalancıyla nasıl bir gelecek kurabiliyorsun Allison?" Dedi küçümseyici bir tonla. 

"Ahahaha çok komiksin" 

"Bu akşamki kutlamada görüşücez Allison, belkide hayatında ilk defa şaşırıcaksın belkide... yıkılıcaksın"

-Kutlamadan devam- {Christina Aguilera- You Lost Me İle Okuyun Multi Amcada Var}

I am done, smoking gun. 
Bittim, açıkça ortada. 


We've lost it all, the love is gone. 
Kaybettik hepsini, aşk bitti. 


She has won, now it's no fun. 
O kazandı, artık hiç komik değil bu. 


We've lost it all, the love is gone. 
Kaybettik hepsini, aşk bitti. 

Hepimiz dikkatimizi yemekten alıp Josh'a odakladık. İçeriye gidip bir dosyayla geri döndü. Kapağına baktığım gibi Peter'a dönmüştüm çünkü üzerinde 'Fleck Dosyası' Yazıyordu.

"Bilmediğiniz gibi ahahah bakın burası çok komik! Biliyor musunuz babam ve bir kadın iş çeviriyorlar. Sakın yanlış anlaşılmasın çünkü işin içinde annemde var. Ve bilin bakalım başka kim var? 1D!" Tad'e baktım. Rengi beyaza dönmüştü. Ve Zayn... Gerilmişti?

"Bakın buda kadının fotoğrafı dikkatli bakın orda kimler var? Zayn, Babacığım, Anneciğim ve grubun geri kalanı değil mi Allison?" Diyerek arkamda durup önüme bir kağıt koydu. 

Dediği gibi herkes ordaydı. Gözlerim dolmuştu. Bu yaşlar... Bana çok yabancıydı. Gözlerim dolmuş adeta şok geçiriyordum. Elimdeki çatal sesli bir şekilde tabağı bulduğunda Zayn'e döndüm. Gözlerindeki pişmanlık duygusu görülür dereceye gelmişti. 

"B-bu k-kadın k-im?" Elimi tutmak için hamle yaptığında sandalyeyi itip ayağa kalktım. Sandalye yeri boylarken bağırdım. 

"BU KADIN KİM DEDİM!" 

"Allison, bak bunu sana söyliye-" 

"Söyliyceksin Zayn!" Ağlamaya başlamıştım artık. Hıçkırarak, sarsılarak ağlıyordum. 

"Josh! Çok ileri gidiyosun!" 

"Neden anne? Siz onun arkasından iş çevirirken yeterince ilerlemiştiniz bence" Dedikten sonra kahkaha attı. Normalde olsa vurur, bağırır, çağırır bir şeyleri kırardım ama şimdi elimden hiçbirşey gelmiyordu. Bitmiştim. Belkide... Yıkılmıştım.


"Allison?"

"Yalan de! Lanet olası yalan söylüyo de! Ben senin arkandan iş çevirmedim de!" Diyerek ona yumruk atmaya başlamıştım. Ellerimi tutmaya çalışıyordu ama başarılı olamıyordu. 

"Ben sana güvendim! Ben seni sevdim! Ben sana aşık oldum! Bununla mı karşılık vericektin!" Diyerek onu kuvvetli bir şekilde masaya ittim. Daha sonra göz göze geldiğimiz Peter ve Pattie'ye baktım. 

"Ulan ben sizi annemle babam yerine koydum! Tad'den sonra baba dediğim adam sendin. Bu yapılır mı be?" İçimdeki boşluk gittikçe büyüyor, canımı acıtıyordu. Karadelik gibiydi adeta bütün anıları içine çekiyordu. Ve hepsi benden koparken kanatıyordu içimi. 

Yeşil gözlere baktım. Hepsi ayağa kalkmıştı. Yanına gidip onuda geri ittim. 

"Sen nasıl yaptın! Sen! Sen! Sen!" Diyerek hepsini gösterdim. 

"Siz nasıl yaptınız ha? Kardeşim dedim lan! Kardeşim..." Daha sonra aklıma dank etti. 

"Yoksa... Yoksa bana bunun için mi yaklaştınız?" Diyerek kahkaha attım. 

"Tabi ya! Yoksa neden bi manyakla uğraşasınız değil mi?" Zayn donmuş gibiydi. Yanına gidip yakalarından tuttuğumda birisi kollarımı kavradı. Geri çekilirken hala bağırıyordum. 

"Defol git evimden! Bırak Tad! Son kez birşey yapıcam!" 

"Allison sakin olur musun?"

"T-tamam" Tad yavaşça beni bıraktığında onun yanına ilerledim.

"Gözlerime bak" Kafasını kaldırdı. Gözlerime baktığında hıçkırmamak için kendimi tuttum. Boğazımdaki yumru nedeniyle sesim titredi. 

"Bu yüzük..." Kafamı eğip parmağımdaki yüzüğe baktım. Sol elimi kaldırıp Sağ elimdeki yüzüğü çıkarttım. 

"Az öncede söylediğin gibi benim sana ait olduğumun bir kanıtıydı. B-ben... Sana ait değilim. Zahmet etmişsin. Beni kaybettin"

Diyerek yüzüğü parmağımdan çıkartıp yere fırlattım. Koşarcasına evden çıkarken arkamdan bıraktığım göçüğün altında kaldığımı hissettim....

I feel like our world's been infected. 
Aşkımızın mikrop kaptığını hissediyorum. 


And somehow you left me neglected. 
Ve nasıl olduysa beni ihmal edip bıraktın. 


We've found our lifes been changed. 
Hayatlarımızı değişmiş şekilde bulduk. 


Babe, you lost me. 
Bebeğim, beni kaybettin. 

Şimdik yazarken gözlerimin dolduğu gerçektir. Evet işte şimdi olaylar başlıyor. Bu bölümde ağlamadıysanızda bundan sonraki bölümlerde ağlıycağınız bir gerçek çünkü işin sadece Zayn kısmı ortaya serildi, Allison hala Annesinden habersiz. Bölüm kısa oldu geçiş diyelim diycem bu nasıl geçmiş dalgamı geçiyosun diyceksiniz. Neyse kısa bir bölümün sonuna geldik. Bir sonraki bölüme görüşmek üzere.

YORUM YAPIN SİZİ GİDİ CADILAR! 

Çete || TanışmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang