1.5

7K 463 59
                                    

Bıçaklanmam üzerine 1 hafta geçmişti. Kendimi iyi hissediyordum. Bu yüzden de okula gidecektim. Kaya'ya mesaj atmamıştım. Eğer atarsam anlar diye düşündüm.

Ameliyat başarılı geçmişti. Sandığım gibi ölmemiştim. Uyandığımda verdiğim ilk tepki "eh bir dahaki ne artık" olmuştu. Sanırım deliriyorum.

Bahçeden girdiğimde beni ilk karşılayan Buğra olmuştu. Gülümsüyordu. "Başkan" dedi. "Biri demiş öldü. Şimdide desinler kral geri döndü" Söylediğine bende güldüm.

"Ben yokken neler oldu anlat bakalım." Okula doğru yürüdük.

"Günlük görevlerini ben yaptım zaten onları geçiyorum. Kız basketbol maçını kazandık. Bu iyi haber. Kötü haber ise okula zarar veren hala ortada yok."

"Kötüyü vermesiydin iyidi" gözlerimi devirdim. "Maça gelirsek, bir ara yanlarına gidip tebrik edelim."

Kafasıyla onayladı. Bakışlarım bahçede gezinirken gözlerim birine takıldı. Sırıtırken yanıma geldi. Karşı karşıya duruyorduk.

"Buralar bana kalacak diye sevinmiştim"

Güldüm. "Aptallık etmişsin melez."

Sırıtması 'melez' dememle göz devirmeye dönüştü. Sonrasında ise duraksadı."Buna söylediğime inanmıyorum ama... dönmene sevindik. Kavga edecek biri olmayınca sıkıcı oluyormuş buralar"

"Oysa ben hiç sevinmedim"

Kaşları çatıldı. "Ölmeyi mi tercih edersin?" Sorusuna cevap vermek yerine omuz silktim.

Bir şey demesine kalmadan bir öğrenci geldi yanımıza. "Mira abla" 9'ların bana abla demesinden nefret etsem de ona bakıp "ne oldu?" dedim.

Nefes nefese kalması iyiye işaret değildi. Eliyle okulu gösterdi ve o tarafa doğru koşmaya başladı. Aytaç'a bakıp peşinden gittim.

📘📘📘

"KİM YAPIYOR LAN BUNLARI!" sesim bütün koridorda yankılandı. Öfkeden deliye dönmüştüm. Birisi okulun öğrencilerine ait olan dolapları boyamıştı.

Okuldaki her bir çeteye ayrı ayrı hakaret ve küfür içeren sözler yazmıştı. Kim yaptıysa bizden nefret ettiği belliydi.

"Bilmiyoruz" dedi bize haberi veren öğrenci. Sinirle duvara tekme attım. "müdüre söyledik ama kamera kayıtlarının yine olmadığını söyledi"

"Başlarım lan böyle işe" hızla arkamı döndüğümde sırtımdaki yara kendini belli edercesine acıdı.

"Sakin ol kendine zarar vereceksin". Bunu söyleyenin Aytaç olmasını istesem de söyleyen kişi Buğra'ydı.

Sakinleşmeye çalıştım.

📒📒📒

Kaya'hmak: Mira geldi sen yoksun

M: olmam mı gerekiyor

M: Mira'dan bana ne

M: ya da şöyle sorayım

M: ne zamandır Mira'yı umursuyorsun

Kaya'hmak: dengesizin tekisin

M: saol canım sende

Kaya'hmak: noluyor lan

M: sana ne

M: cidden sıkıldım her şeyden

Kaya'hmak: iyi misin sen

M: srnce

Kaya'hmak: kötüsün ama neden

M: umirumsa mı

Kaya'hmak: nerdesin

M: ne yapacaksın

M: yanıma mı geleceksin

Kaya'hmak: gerekirse geleceğim evet

M: saçmalama Kaya

M: jykyim ben soeun yok

Kaya'hmak: yazamıyorsun bile nasıl iyisin

M: iyiyim

Kaya'hmak: yalan söylüyorsun

M: umurumda mı

M: ya da umrunda mı

Telefonu kapadım ve yatağın üzerine attım. "Sakin ol Mira. Sakin ol. Dayanabilirsin. Sadece son 1 yıl. Sonrasında kurtulacak ve güzel bir hayat yaşayacaksın"

İse yaramıyordu. Gözyaşlarım artmıştı. Yorganı bedenime sardım, ayaklarımı kendime doğru çektim ve başımı dizlerime yasladım.

Telefonuma ardı ardına mesajlar gelirken dayanamayıp telefonuma uzandım.

Kaya'hmak: daha ismini bile bilmezken şuan seni merak etmem ne kadar normal

Kaya'hmak: ne oldu

Kaya'hmak: çıktın mı

Kaya'hmak: cevap ver

Kaya'hmak: şuan ne yapmam gerektiğini bile bilmiyorum

M: iyiyim ben lan

M: bir anlık sinirlendim sadece

M: yazamadım çünkü sinirden ellerim titriyordu

M: sorun yok tamam mı

M: hadi git yat

M: saat geç oldu

Kaya'hmak: inandırıcı gelmedi

M: hadi ama

Kaya'hmak: peki..

Günlük [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin