1.9

7.1K 522 21
                                    

Kaya'hmak: 3 hafta oldu

Kaya'hmak: 15 tatil geldi

Kaya'hmak: ama ben hala senin kim olduğunu bilmeden konuşuyorum

M: bir şey yapacağım ama sana güvenemiyorum

Kaya'hmak: neden güvenemiyorsun

M: sana söyleyene kadar olduğun yerde kalacaksın

M: söylediğimde cama çıkacaksın

M: ama fotoğraf video çekmek ya da evden çıkmak yok

M: en azından ben gidene kadar

M: eğer yaparsan yine kaçarım ve birdaha sana yazmam

M: vaz mı geçsem

Kaya'hmak: söz veriyorum

Kaya'hmak: dediklerini yapacağım

M: cama çık

Onun evinin önünde bir duvar vardı. Cama çıkınca görebileceği bir duvar. Ben de o duvarın gri rengini biraz renklendirmek istemiştim.

Gizli biriktirdiğim paralar ile kendime sprey boya almıştım ve duvara ona sürekli söylediğim bir sözü yazmıştım.

Duvarda şekilli bir şekilde 'seni, senden nefret edecek kadar çok seviyorum...' yazıyordu.

Ona yazmaya başladıktan sonra cama çık demiştim. O cama çıkarken ben de duvara 'iyi geceler' yazdım.

Altına da 'MRS. M' yazdım. Neden İngilizce yazdım ben de bilmiyorum.

Karanlık olduğu için beni göremezdi. Başımda kapüşon ve yüzümde de sadece gözlerimi açıkta bırakacak bir maske vardı.

Duvarın boyalı olmayan kısmına sırtımı dayadım ve kafamı kaldırıp sokağın karşısındaki evinin camından bakan Aytaç'a baktım.

Maske olduğu için gülümsememi durdurmaya çalışmadım. O da gülümsüyordu. Gözünü yazıdan alıp bana çevirdi. Gülümsüyordu...

Evde yalnız olduğunu bildiğim için rahatça buraya gelmiştim. Gecenin bir yarısı burada olmam doğru değildi. Ama eve gidince bana kızacak biri yoktu. Annem de üvey babam da şehir dışına gitmişlerdi.

Pencerenin hemen önünde balkonu vardı. Bu yüzden camdan atlayıp balkona çıktı. Balkonun demirliklerine dirseklerini dayadı ve başını yana eğip bana baktı. Şuan ne kadar karizmatik durduğunu biliyor muydu?

"Kabul etmem gerek ki bunu beklemiyordum." Gülümsedi. İlk defa onu gülüşünü gizlemeden görüyordum. Genelde herkese soğuk bakardı. Buna ben de dahil.

Mira olduğumu bilseydi de böyle bakar mıydı? Sanmıyorum.

Gözümden akan yaşa engel olamadım. O bana çok fazlaydı.

Elimi uzatıp yanağımı sildim. Onun karşısında ağlamak istemiyordum.

"Ağlıyor musun sen? Ağlama" sen istersin de ben yapmam mı? Ama zorlanıyorum, diyemedim.

Telefondan mesaj yazdım.

M: keşke kim olduğumu öğrendiğinde de böyle gülümsesen,

M: desem bencillik etmiş olur muyum?

M: bencillik mi değil mi bilmiyorum ama asla gülmeyeceksin

M: işte bunu biliyorum

''Nereden biliyorsun?''

M: duvar nasıl

Güldü. ''Çok güzel.'' 

Bir kaç adım geri attım ve duvarın fotoğrafını çekmek için telefonumu kaldırdım. Tabi flashın patlamasını beklemediğim bir şeydi. Hızla telefonu indirip elimle ışığı kapadım. Kahkahası boş sokakta yankılandı. Bedenim kasılırken başımı kaldırıp ona baktım. Hala gülüyordu ve benim kalp atışım hızlanmıştı

Günlük [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin