Sabah telefonun alarmıyla uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda güneş tüm güzelliğiyle tepemdeydi.
Evet doğru tahmin dün gece annemin resimleriyle kaplı olan siyah odada uyumuştum.
Saate baktığımda okulun başlamasına 1 saat olduğunu farkettim.
Hızlıca kalkıp güzel bir duş aldım. Duştan çıktığımda zilin çalmasına yarım saat kalmıştı.
Hemen siyah bir şort giyip üstünede siyah askılı giydim. Sarı vanslarımı ayağıma geçirip saçlarımı taradım.
Saçlarım hala ıslaktı ama kurutmaya hiç niyetim yoktu. Napıyım sevmiyorum alalala.
Sarı sırt çantamın içine cüzdanım anahtarım gibi ıvır zıvırları attıktan sonra içine bir tanede boş defter koydum. Ayakkabılarımla çantalarımın aynı renk olmasına bayılıyorum cidden. Aynada kendime son kez baktıktan sonra telefonumu şortumun cebine koyarak evden çıktım.
Arabaya bindiğimde zilin çalmasına 5 dakika vardı. Kahvaltı yapmamıştım ve ben açtım.
Okula geldiğimde ders başlayalı 5 dakika olmuştu ama hiç aldırış etmeden ilk önce kantine gidip bir tane simit alıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıf kapısına geldiğimde simidide bitirmiştim. Sınıf kapısını çalmadan içeri girdiğimde bütün gözler bana dönmüştü. Bense boş bir yer bulmak için sınıfı inceliyordum. Tam o sırada yanı tek boş olan ve gözlerimin içine bakan gözlerle karşılaştım. Masmavi gözlerinde hiçbir duygu birikintisi barındırmıyordu sanki. Ne düşündüğünü veya ne hissettiğini anlamak imkansız gibiydi. Sert bir havası vardı. Duruşuyla "Ben kötü çocuğum uzak durun!" der gibi davranıyordu. Hiç düşünmeden kapıyı kapatarak en arkada oturan alvinin yanına geçtim.
Birden bütün sınıf bana dönüp "oha cidden mi? Alvinin yanına oturan bir kız ?" demeye başladılar. Tam o sıra sınıfta olduğundan bile haberim olmayan öğretmen konuşmaya başladı.
+Sen masal olmalısın ?
-Evet sizin için bir sakıncası mı var?
+Şey. Yok. Hayır. Şey
derken göz devirerek sözünü kestim.
-Tamam derse devam edin yeter bu kadar
diyip gözünü bir saniye bile çevirmeyen alvine dönerek:
-Bir sorun mu var?
+Ahh. Şey. Hayır ama saçların ıslak?
-Sabahları duş almayı severim
+Niye kurutmadın?
-Duş almayı severim dedim saçlarımı kurutmayı değil
+İyi bundan sonra kurutmayıda sev o zaman hasta olucaksın görceksin
-Anlamadım?
+Yok bir şey. Aynı kıyafetlerin gibi!!
-Yine anlamadım
+Kıyafet diyorum kıyafet! Üstümüze giydiğimiz şeylerden hani. Yokmu onlardan sende?
Sesi acayip sert çıkıyordu. Gözlerinden alev çıkıcak diye korkuyordum ama ona neydi ki? Biraz uzaklaşarak cevap verdim.
-Körmüsün ya! Görmüyomusun üstümdekileri?
+Aynen görmüyorum! Yani göremiyorum! O kadar kısa ki!! Hiç giymeseydin keşke ne gerek vardı ki?
-Off sanane bee !!
+MASAL!!!
diye tıslarken hica lafını bölmüştü.
+İsterseniz sorununuzu dışarda halledip öyle gelin ders işleyemiyoruz da biz ?
dediğinde alvin kolumu tutup dışarıya sürüklemişti.
-Napıyorsun sen?
+Gidiyoruz yürü!!
-Nereye?
+Eve!
-O niye?
+Giyinmeyi unutmuşsunuz küçük hanım bende giyinmeniz için eve bırakıcam!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Masalı
RomanceHerşey bu kadar zormu olmalıydı onun için? Herkes gibi sıradan rahat bir hayatı olması niye bu kadar zordu? Zaten hayatın en acı yüzünü doğduğu gün öğrenmişti. Annesi doğumdan bir kaç saat sonra ölmüş, babası ise doğduğunda bir kere bile görmeye gel...