Tam bir yıl geçmişti belki de geçmemişti benim için hiç bir şey, alışmıştım sadece alışmak istemesemde onun yokluğuna, zorunda kalmıştım sadece. Yine siyahlara bürünüp gelmiştim buraya, her şeyin bittiği yere. Bir yıl önce bu saate buraya geldiğimde bilmiyordum onu sen kez göreçeğimi kendi öz babamın gözlerimin önünde sevgilimi öldüreceğini bilmiyordum.
Baba demeye dilim varmayan insana yalvarmıştım dizlerinin önüne çöküp yalvarmıştım "ne olursun ona bir şey yapma!" tüm gücümle bağırmıstım ağlamaktan anlaşılmayan sesimle. Elindeki silahı doğrultmuştu karşıya doğru, elimin tersiyle buğulaşan gözlerimi silmistim. Silahın yönünü takip ederek karşımda ki jinyoung'la göz göze gelmistim. Dizlerinin üstüne yere çökmüş babamın adamları kalkmaması için onun iki kolundan tutuyordu, ama jinyoung ne kalkmaya çalışıyor ne bir şey diyordu, sadece bana hafif gülümseyerek bakıyordu. O an bana son kez baktığını son kez güldüğünü lanet olsun ki bilmiyordum.
Tekrardan o adama döndüğümde yerden destek alarak ayağa kalkmıştım, göz yaşlarımı silip silahın tam karşısına geçtim tüm soğuk kanlılığımı korumaya çalışıyordum belkide berbat bir şekilde başarısızdım. Silahın tetiğindeki elini iki elimle kavramıştım. Silahla aramdaki mesafeyi kapatarak konuşmustum, "sana yalvarıyorum ona dokunma!" sesimle oldukta titrek çıkmıştı ama yinede direniyordum "ona zarar vermen için ilk beni öldürmen gerekiyor" demiştim, hangi baba bunu yapardı bile isteye evladının canını yakardı? Onu öldürünce eline ne geçecekti, benim bu hayatta tek sevip değer verdiğim insanı benden böyle alamazdı buna izin veremezdim.
Jinyoung'un bağırma sesiyle ona dönmüştüm "iseul, ne yaptığını sanıyorsun!!" sadece gözlerinin içine bakmıştım korkuyordu ama belli etmemeye çalışıyordu, benim yüzümden ona bir şey olursa kendimi affetmezdim. Bu sefer sakince tane tane konuşmuştu "çekil o silahın önünden" başımı 'Hayır' anlamında sallamıstım yanaklarımdan süzülen yaşları silmistim kolumla "yapamam" demiştim sadece sesim oldukça kısık çıkmıştı benim bile duyamayacağım şekilde. O adamın "yeter!" diye bağırmasıyla kendimi yerde bulmuştum, baba denilecek o herife baktığımda silahı tekrardan jinyoung'a çevirmişti. Yerden kalkıp jinyoung'a doğru koşmaya başladım aramızdaki mesafeyi kapatıp sarılmak istemiştim sadece, ama o adamın söyledikleri yüzünden yarı yolda durmuştum "eğer bir adım daha atarsan onu vururum!" lanet olsun ona sarılamamıstım. "İseul" Jinyoung'un bana seslenmesiyle göz göze geldik bir süre sadece susmustu bense söyleceği her şeyi merakla bekliyordum, "seni seviyorum" dedikten sonra hafif bir şekilde gülümsemisti.
Ardından bir el silah sesi duymamla gözlerimi sıkıca kapatıp ellimi kulağıma götürmüştüm, bir süre öylece beklemiştim çünkü gözlerimi açacak bir cesaretim yoktu. Yapmışmıydı gerçekten sevdiğim çocuğu benden almışmıydı? Sıkmaktan acıyan gözlerimi açtığımda yerde yatanın onun olduğunu gördüm, kanlar içinde kıpırdamadan öylece yatıyordu. Hıçkırıklara boğulup ağlamaya başlamıştım "jinyoung!" diye bağırsamda cevap gelmeyeceğini biliyordum, yanına gitmeliydim yanına gidip bir şeyler yapmalıydım. Olmayan gücümle ona koşmaya calışsamda o lanet herifin adamları beni engellemişti. Sonrası karanlıktı ölmeyi dilemiştim, böylece ona kavuşabilirdim.
UMARIM YENİ HİKAYEMİ BEĞENİP SEVERSİNİZ DÜSÜNCELERİNİ YORUMA YAZMAYI İHMAL ETMEYİN. OYLARINIZI BEKLİYORUM DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE ☺️💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON İNTİKAM
FanficAKLA YATMAYAN BİRİNİ KALBİNE SIĞDIRMAKTIR AŞK. "EN DERİN DENİZLERDE BOĞULA BOĞULA ÖĞRENİRSİN TEK BİR NEFESLE YAŞAMAYI" ELBET BİR GÜN SENİNDE SONUN OLACAK.