ALLAH'U TEALA'NIN ZATI VE SIFATLARIYLA İLGİLİ İTİKADIMIZ 3

17 3 0
                                    

SORU : Fiili sıfatlar ne demektir?

CEVAP: Allah-u Teala'nın kainatla olan münasebetini en açık bir şekilde ifade eden ve O'nun kainatı yaratış ve idare edişini oldukça ayrıntılı bir biçimde anlatan sıfatlardır.

Allah-u Teala'nın: Tahlik (icat etmek, yoktan yaratmak), Terzik (rızık vermek), İhya (diriltmek), İmate (öldürmek), Ten'im (nimet vermek), Te'zib (azap etmek) gibi bütün filleri, Allah-u Teala'nın subuti sıfatı olan: "Tekvin" sıfatına raci (dönücü) dür.

SORU : Matüridiler, Allah-u Teala'nın subuti (zati) ve fiili sıfatları hakkında ne demişlerdir?

CEVAP: Bu sıfatların hepsi Allah-u Teala nın zatı ile kaim (zatında) olup kadimdirler.

Zira kulların görme, işitme gibi sıfatlan onlardan ayrılır. Allah-u Teala'nın sıfatları ise O'ndan ayrılmaz.

SORU : Bu sıfatların kadim olmasının manası nedir?

CEVAP: Allah-u Teala'nın zatının evveli (başlangıcı) olmadığı gibi, zatıyla kaim olan bu sıfatların da evveli yoktur.

Zira kadim (evveli olmayan) zatın, kadim olmayan (hadis; sonradan olan) sıfatlara mahal olması (onlarla vasıflanması) düşünülemez.

Selefiler ve Eş'ariler de, subûti (zati) sıfatlar hakkında Matüridilerle aynı görüştedirler, ancak Eş'ariler, fiili sıfatların hadis olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Onlar, ilim sıfatına kudret ve iradenin eklenmesiyle fiili sıfatların tamamlanabileceği görüşündedirler.

Onlara göre Matüridilerin fiili sıfat olarak kabul ettikleri sıfatlar, doğrudan sıfat olmayıp ilim, kudret ve iradenin taallüklarını temsil ederler. Kadim olmayıp hadistirler.

Dolayısıyla hadis olan bu sıfatlar Allah-u Teala'nın zatıyla kaim değildirler.

SORU : Allah-u Teala'nın subûti ve fiili sıfatlarının zatı ile olan münasebeti nedir? 

CEVAP : Allah-u Teala'nın bu sıfatlan, zatının ne aynı ne de gayrıdır.

SORU: Bir şey diğer bir şeyin aynı değilse gayri olması, gayri değilse, aynı olması lazım gelir. Buna göre yukarıdaki ifade çelişkili değil midir?

CEVAP : Çelişkili değildir, çünkü "Şerhu-l Emali" de belirtildiği üzere Ehl-i Sünnet alimleri: "Sıfat zatın aynı değildir." derken, sıfatları zatın aynı kabul etmek suretiyle, onların mevcudiyetini ortadan kaldıran bazı Mutezili kelamcılarla İslam filozoflarının hatasından kurtulmuşlar, "Gayrı değildir." derken de, bu sıfatların "Kulların sıfatları" gibi olduğu düşüncesinden kaçınmışlardır.

Veya: "Gayri değildir." derken sıfatı zattan ayırıp beşer seviyesine indiren ve Isa (Aleyhisselam) bedeninde maddileştiren Hıristiyanların yanlış inançlarından kaçınmak istemişlerdir.

Ehl-i Sünnet Ve'l-CemaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin