Final

7.9K 544 238
                                    

Gözlerimi kapadım ve kalbimin acısını dindirmek istercesine derin bir nefes aldım. Rüzgara rağmen nefes alamıyor gibi hissediyordum. ''Özür dilerim,'' diye fısıldadım tekrardan. ''Sana dedim ya hani.'' Başımı çevirip ona baktım tekrar. ''Seni asla bırakmam diye. Ya da ona benzer bir şey dedim.'' devamını getirmeden omuz silktim. 

''Söz verdin,'' diye fısıldadı. Kafamı salladım ve denize baktım.

''Verdim değil mi?" Derin bir nefes  aldım. "Ölüm basit bir şey. Tabi zamanı geldiğinde,'' ona bakmasam da sesimi duyduğunu biliyordum. ''İntihar mı?'' Durdum. Güldüm. ''İşte o, tüm acılara rağmen çok aptalca bir şey.'' 

Geri geri yürüdüm ve ölümden uzaklaştım. İntihar bana aptalca geliyordu. Canının yanmasını bu şekilde durdurmak aptalcaydı. Annemin beni intihar ederek bıraktığı gibi ben de Kaya'yı bırakamazdım. O benden isterse nefret etsin, yinede yapamazdım. 

Uçurumun kenarından uzaklaştığımda yere oturdum ve dizlerimi kendime çekip başımı dizlerime dayadım. Hıçkırarak ağlamaya başladım, sanki bir daha ağlamayacak gibi. 

Yanıma geldiğini topraklı yolda çıkan ayak sesinden duydum. Kollarını bana sardığında ise ağlamayı kesmesem de nefesim kesilmişti bile. Zaten zor aldığım nefes şimdi hiç yoktu. O da yere oturdu ve beni kendine çekti. Başım omzunda duruyordu. Yıllardır hayal ettiğim gibi. Ama tek istemediğim yanı ağlıyor olmamdı. 

Başını başıma koydu ve burnu saçlarıma değerken derin bir nefes aldı. ''Özür dilerim. Sana yaşattığım her şey için. Çok özür dilerim,'' sesindeki üzüntü hıçkırıklarımı arttırdı. 

Yıllardır içimde tuttuğum gözyaşları artık isyan edercesine dışarı çıkıyordu. ''Ve teşekkür ederim,'' diye devam ettirdi. ''Canını yaksam dahi yanımda kaldığın için.''

''Bu bir masal değil Kaya,'' dedim zorda olsa ondan ayrılırken. Ayağa kalktım. Başım dönse de dengemi korumaya çalışıyordum. Gözlerine baktım ve gözyaşlarımı sildim. ''Eğer öyle olsaydı şu an bir mutlu sonda olurduk. Kadın, adama gerçek kişiliğini gösterir. Adam ona aşık olur.'' Gülümsedi ama acıyla. ''Ne sen bana aşıksın ne de ben mutluyum.''

Bizim hikayemiz hiç bir zaman diğerlerine benzememişti. Benzemeyecekti de. Bu kavuşmamamız anlamına gelse bile. Çünkü bu gerçek hayattı. Her zaman gerçekler, hayallere ağır basardı.

Elini uzattı ve belimden tutup beni kendine çekti. Biraz eğilip, ''haklısın,'' diye fısıldadı kulağıma. ''Aşık değilim. Sen de mutlu değilsin. Hala büyük bir sorunun ve verdiğin kayıplar var.'' 

Gerçekler acıtır dedikleri bu olsa gerek. Onun ağzından duymak gerçekten canımı yakmıştı. 

Başını saçlarıma gömdüğü sırada bende kollarımı boynuna dolayıp ona sarıldım. Kokusunu içime çektim. Bir süre öyle kaldıktan sonra başını kulağıma yaklaştırdı ve fısıldadı. Ölüm belki o uçurumdan atlamak değildi ama onun bu kadar yakınımda olması kesinlikle ölüme eş değerdi.

''Ama...'' nefesini saçlarımda hissettim. Kalp atışım hızlandı. ''Kadın, adama aşkı öğretir. Adam, kadını hayatının merkezine koyar.'' Gözlerimi kapadım. ''Sadece izin ver. İzin ver yaptıklarının yanında sadece yanında kalayım. Sadece yanımda kal,'' diye devam ettirdi. 

Gözyaşım yanağımdan süzüldü ve onun boynunu ıslattı. Benden ayrıldı ve gözlerime baktı. Yanağımdan akan göz yaşını sildiği sırada tenime değen eli ürpertmişti. ''Senin beni sevdiğin kadar seni sevemem ama yaptığın o şey...'' derken gözleri arkamdaki uçuruma takıldı. İntihar edeceğimi sanmasından bahsediyordu. ''Sana hissettiklerimin nefret olmadığını anlamamı sağladı. Ortaokulda en yakınım sendin. O kıza hissettiklerimin aşk değilde takıntı olduğunu liseye geçtiğimde fark ettim. Ama senin yaptığın...'' durdu. ''Daha doğrusu yaptığını sandığım hainlik canımı çok yakmıştı. Sonradan ne kadar önemsediğimi fark ettim. Ama iş işten geçmişti. Bir anda düşman olduk ve yollarımız ayrıldı. Aslında sana değildi nefretim. Bütün bu olanlara engel olamadığımız içindi. Tabi bunu daha yeni anladım.''

Günlük [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin