-Bölüm 45- SORUNLAR

7.2K 294 22
                                    

Tüm gece uyuyamadım. Sık aralıklarla uyanarak geçirdiğim ilk geceden sonra yeni evimde ilk sabaha da uyanmıştım. Yerimi yadırgadığımı düşünüyordum. Ya da evdeki yamyamlar yüzünden diken üzerindeydim, bilemiyorum. Babam hakkında belki daha saygılı olmalıydım. Ama bu pek elimde değildi. Tamam bunca zaman babam sandığım adamla aramız pek iyi değildi –bana karşı mesafeli olması sebebiyle-

Ama gerçek babamın böyle olacağını hiç düşünmemiştim. Anlaşılacak şekilde ifade etmem gerekirse, kan çekmiyordu. Bu adam bana her anlamda yabancıydı. Merak etmiyor değildim, bunca zaman neredeydi? Ve neden şimdi gelip bu şekilde hayatıma girmişti?

Telefonumu komodinden alıp saate baktım. Dokuza çeyrek vardı. Acaba belli bir kahvaltı saati de var mıydı? Gözlerimi devirip yorganı üzerimden attım. Banyoda işlerimi halledip pijamalarımı değiştirdim. Kot pantolon üzerine basic bir tişört giydim.

Yeni odamın kapısını arkamdan kapatırken tedirgince etrafa bakındım. Suçluymuşum gibi gözlerim tüm koridoru taradı. Mila sürpriz yumurta misali ortaya çıkmadan bir an önce aşağıya inmeliydim. Gerçi beni aşağıda bekliyor olabilirdi de. Babasının yanında bana bulaşabileceğini düşünmüyordum. Ya da babamızın? Mila ile aynı havayı paylaşmak beni sinir ederken aynı babayı mı paylaşacaktık? Bu kulağa gülünç geliyordu.

“Günaydın,” dedim çekingen bir sesle mutfağa girerken. Doğan Bey kahvaltı masasında oturuyordu. Tahmin ettiğiniz gibi baş köşeye kurulmuş, elindeki tablet ile muhtemelen sabah haberleri okuyordu. Başını kaldırıp memnun bir ifadeyle gülümsedi.

“Günaydın tatlım, gel.” Gösterdiği sandalyeye geçip oturdum. Kendimi pek acıkmış hissetmiyordum ama bir süre bu evde yaşayacaksam uyumlu olmam gerekiyordu.

“Günaydınnnnnn!”

Mila abartılı bir neşeyle mutfağa girdi ve hızla babasına doğru ilerledi. Arkasından boynuna sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. “Babacığım, nasılsın?” diye sordu. Doğan Bey gülümsedi. Başımı önüme çevirip tabağıma odaklandım. Ne hissettiğimi veya ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.

İtiraf etmem gerekirse kendimi biraz kırılmış gibi hissediyordum. Mila’yı ikinci kez kıskandım. Daha önce Furkan içindi fakat şimdi tamamen başka bir nedenden dolayı. Babasını tanıyıp onunla büyüdüğü için çok şanslıydı. Gerçekten onu seven bir babası vardı. Gerçek babası.

Bu eve gelirken tüm bunları hiç düşünmemiştim. Mila’nın beni kıskandırmak, canımı sıkmak için yaptığını düşünmek haksızlık olurdu. Çünkü hareketlerinde hiçbir samimiyetsizliğe şahit olmamıştım. Hatta varlığımı bile fark etmemiş olabilirdi.

“Kardeşine de  günaydın demeyecek misin?” Gerildim. Ne gerek vardı ki şimdi? Mila ile iyi anlaşmamızın imkânı yoktu. Hadi ama o kız evimi basıp bana bıçak bile çekmişti!

"Günaydın Simay," dedi soğuk bir sesle. Tüm neşesi yerle bir olmuştu. Bunun için üzülmeyecektim.

"Günaydın," diye mırıldanmakla yetindim. Kahvaltı oldukça güzel görünüyordu. Farklı bir şekilde olmasını beklemiyordum zaten. Kafamı kaldırmadan ettiğim kahvaltı sonunda neyse ki doyduğumu hissedip ayaklandım.

"Doydun mu? Ne çabuk." Doğan Karahan'ın beni bu şekilde düşünüyor olması beni rahatsız etmekten öteye geçmiyordu.

"Evet. Afiyet olsun." Üzerine bir şey demeden hızla toz oldum. Odamı sevemeyeceğimi söylemiştim ama şimdi bu fikirden vazgeçtim. Orası benim kaçıp sığındığım küçük limanım olacaktı. Ya da ben bu evi terk edecektim. Merdiven basamaklarını çıkmaya başladığımda kapı çalındı ve saniyeler sonra Furkan ve hizmetçilerden birinin konuştuğunu duydum. 

"Simay evde mi?" diye sormuştu.

"Evet Furkan Bey, hoş geldiniz."

"Furkan mı?!" diye neredeyse çığlık atarak mutfaktan fırlayan Mila'yı görünce çıktığım basamakları koşarak indim.

Orada dur güzelim, o çocuk benim!

Mila kapıya yaslanarak Furkan'la ayakta flört ediyor gibi bir tavırla sırıtıyordu. Gözlerimi kısarak burnumdan soludum. Bu nasıl benim kardeşim olabilirdi ki? Ben bu edepsiz değildim ki. Annelerimizin farklı olduğu gerçeği yüzüme çarptı.

"Hayatım, hoş geldin." Mila'yı görmezden gelip Furkan'ın boynuna sarıldım. Elleri belimdeki yerini alırken memnun bir ifade ile gülümsedim.

"Hoş buldum, bitanem."

1-0 !

Çığlık atarak sevinç dansı yapmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Geleceğini söylememiştin," dedim geri çekilirken. Göz ucuyla Mila'ya baktım. Suratı asık bir şekilde bizi izliyordu. Yüzünde belirgin bir şekilde kıskançlığın izleri vardı. Bana ölümcül bir bakış atıp yanımızdan uzaklaştı.

"Mesaj attım aslında, görmedin."

"Telefonum odamdaydı ben de kahvaltıda," dedim mahcup bir tavırla. Gülümsedi.

"Dışarı çıkalım. Bir şeyler yaparız," dedi sesindeki bir miktar soruyla.

"Olur. Üstümü değiştirip geliyorum."

"Hiçbir yere gitmiyorsun."

Gülümsemem yüzümde donarken kaşlarımı çatarak omzumun üzerinden geriye baktım. Doğan Karahan yavaş yavaş bize doğru geliyordu.

"O ne demek?" dedim hayretle.

"Duydun."

"Evet ama anlamadım. Ne demek bir yere gitmiyorsun? Bu ne cürret?" dedim kaşlarımı çatarak. Son cümlem kaşlarının şaşkınlıkla havalanmasına neden olmuştu. Sinirli haliyle hiç tanışmamıştım ama çok kötü olabileceğini tahmin ediyordum.

"Benimle bu şekilde konuşmamalısın." dedi tok bir sesle.

Güldüm.

"Ben senin babanım. Bana karşı terbiyeli olmalısın."

"Babam olduğun yeni mi aklına geldi?" diye patladım bir anda.

"Simay.." diye araya girdi Furkan. Sevdiğim çocuğun ailevi sorunlarımın tam ortasında olması beni utançtan yerin dibine sokuyordu. Acaba ne kadar yıkık bir sevgiliye sahip olduğunu düşünüyor muydu?

"Bilmediğin şeyler var," dedi Doğan Karahan biraz daha yatışarak.

"Anlatmıyorsunuz ki! Annem de böyle şeyler geveleyip duruyor, şimdi de aynı şeyleri sen söylüyorsun. Anlatın da bileyim o zaman," dedim sinirle.

"Bunlar zamanla konuşulacak şeyler," dedi sakince.

"Bana karışamazsınız. Bir anda ortaya çıkıp hayatımı alt üst ettiğiniz yetmezmiş gibi bir de  ne zaman ne yapacağıma karışamazsınız," dedim sert bir sesle. Dışarı çıkıp kapıyı sertçe arkamdan kapattım.

Eğer bu şekilde devam edecekse benim bu evde yaşamama imkan yoktu. Furkan'ın arabasına doğru ilerlerken düşündüğüm tek şey buydu.

Annemi, beni buna zorladığı için asla affetmeyecektim.

Aptal KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin