1. BÖLÜM

8K 240 11
                                    

Zeynep uyandığında başı çatlarcasına zonkluyordu. Dili damağına yapışmış bir damla su için adeta yalvarıyordu. Üzerindeki atlet sırıl sıklam olmuş ve vücuduna yapılmıştı. Baş ucundaki komidine uzandı gözlerini hiç açmadan. Üzerinde duran bir bardak suyu el yordamıyla buldu. Bir eliyle saçlarını düzeltirken diğer eliyle suyunu içmeye başladı. Akşamdan açık kalan televizyondan sesler geliyor ancak Zeynep ne olduğunu algılayamıyordu.

Komidinin üzerindeki telefonu titrediğinde gözlerini zar zor da olsa araladı ve ekranda yazan ismi okudu. İsteksizce telefonu kulağına götürürken duvar saatinin nerede asılı olduğunu hatırlamaya çalışarak gözleriyle duvarları taradı.

"Nerdesin sen tatlım? Kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyorum."

Zeynep bulanık görüşünü savuşturabilmek için elinin tersiyle gözlerini ovuşturdu. Televizyonda anlamlandıramadığı görüntüler dönerken telefondaki sesi yanıtladı.

"Uyuyordum."

"Ölüm uykusuna mı yattın şekerim? Ülke çalkalanıyor. Televizyonu aç hemen."

Zeynep karşısındaki ekrana boş boş bakarken cevap verdi.

"Açık zaten..."

Umursamaz bir şekilde suyunu içmeye devam ediyordu ki ekrandaki görüntüler bir anda anlamlanmaya başladı.

Gördükleri karşısında birden donup kaldı. Ve o bir anın sonunda ağzındaki suyu televizyona doğru püskürttü. Az önce açmaya üşendiği gözleri artık fal taşı gibiydi. Görme yetisi gelmişti de sanki konuşma yetisini kaybetmişti.

Telefondaki ses defalarca adını seslenirken öylece donup kaldı.

"Zeynep... Kız Zeynep duyuyor musun beni? Cevap versene ayol..."

***
12 saat önce...

Zeynep sözleştikleri yere geldiğinde gözleriyle mekanı taradı. Ahşap tonlarının hakim olduğu kafede neredeyse bütün masalar doluydu. Meraklı bir kaç bakış kendisini süzerken en köşedeki masalardan birinde oturan tanıdık sima kendisine el salladı.

Bir kaç adım atmıştı ki masalardan birinden kalkan genç kız yanına yaklaştı ve bir ricada bulundu.

"Bir fotoğraf çekebilir misiniz?"

Zeynep bütün içtenliğiyle gülümserken başıyla onay verdi.

"Tabiki..."

Genç kız hemen masasına koştu ve cep telefonunu aldı. Zeynep'e yaklaşıp telefonu uzattı. Zeynep şaşkın bakışlarla telefonu alırken kız tekrar masasına döndü ve arkadaşına sarılıp Zeynep'e poz verdi. Olayı idrak eden Zeynep hiç bozuntuya vermeden bir kaç poz fotoğraf çekti.

Kıza telefonu uzattığında en azından bir teşekkür bekliyordu. Ancak hiç oralı olmayan genç kız çekilen pozları inceleyerek masasına döndü.

Zeynep gözlerini devirerek yarıda kesilen yoluna devam ederken kendisini bekleyen adam ona bıkkın bir şekilde bakıyordu.

"Senin sorunun da bu. Çok fazla mütevazisin tatlım. İnsanlar sana çok kolay ulaşabiliyorlar. Belki de bu yüzden çok da takmıyorlar seni."

Zeynep sandalyesini çekip otururken söylendi.

"Hoşbuldum. Ben iyiyim sen nasılsın?"

Adam artık iyice sinirlenmişe benziyordu.

"Hiç iyi değilim hayatım. Bugün kanaldan aradılar."

Zeynep artık kaçınılmaz sona yaklaştıklarının farkındaydı. Televizyonda yayınlanan programının tutmadığını biliyordu. Ama tepkinin bu kadar çabuk geleceğini hiç düşünmemişti.

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin