Çocukluğumun Hayali İnsan Olmak (İkinci Bölüm)

146 163 0
                                    

ben okulumu köy okulunda okudum, kimse köylerde hocalık yapmak istemezdi, gelenlerde ya sürülmüştü yada gençlik hevesiyle bir hana uğrar gibi senenin 3 ayı tek eğitim görürdük, hatırlarım ki İstanbul 'dan gelen bir hanım hocamız vardı, öyle İstanbul ağzıyla konuşan düzgün bir Türkçe' ye sahip biriydi. Bizde 70 kişilik bir sınıftık bunların 65 Kürtçe tek konuşabiliyor 5 kişide yarım yamalak Türkçe biliyordu bende onlardandım ama Türkçe'miz kırıktı düzgün değildi! sevinmiştik bu öğretmen bize çok şey öğretir diye ilk dersi hayatım boyunca unutamayacağım kadar güzel bir ders vermişti, hepimiz hocanın sınıfa girmesini bekledik hoca geldi, ayakta bekledik hoca sınıfa girdi oturun diye kızgın bir ses tonuyla sınıfa seslendi, tabi kimse anlamadı neden oturmuyorsunuz diye yine bağırdı öğretmenim arkadaşlarım Türkçe, bilmiyor dedim o zaman sen söyle otursunlar diye Kürtçe oturun dedim arkadaşlar oturdu öğretmen yüzüme baktı ve dedi arkadaşlarına tercüme et madem, Türkçe bilmiyorlar ne diye derse gelmişler, bu yaştan sonra sizin yüzünüzden başka bir dili öğrenmek zorunda değilim ben! bildiğim şekilde öğretir işimi bitiririm dedi;o an kalbim hızlı çarpmıştı hayatım boyunca böyle bir duyguya kapılmamıştım, ilk defa yüreğime öfke ve kızgınlık sarmıştı, sanki hiç miyiz gibi bahsediyordu bizden, yüzümüze bile bakmamıştı oysaki kırlarımız dan güzel bir demet çiçek yapmıştık, annelerimiz köy ekmeğini, köyden yiyecek vermişti öğretmeninize götürün diye, o gelmeden evvel öğretmen evini annelerimiz pırıl pırıl temizlemiş, babalarımız dış cephesini onarıp bahçesini temizlemiş-tiler neden o bize öyle davrandı ki? Çocuktum anlam verememiştim, aklımda o kadar şey vardı ki hepsi uçup gitti bir anda, bilemezdim ki farklılıklarımızın aramızda uçurum olarak gördüğünü. Halbuki dokunsa oradaydık, elini uzatsa tutacak onlarca minik kalpler-dik, kocaman severdik durdum o an bir yutkundum iki cümleyi çevirmek içten değildi bir kırılan benim inancım olsun dedim, arkadaşlarıma o çeviriyi öyle yaptım dedim öğretmen diyor ki teneffüs arasında size Türkçeyi ben öğreteceğim, bizimle ders yapmaktan çok mutluymuş ilk yalanım böyle başlamıştı artık ders aralarında bildiğim bütün kelimeleri Kürtçeden Türkçeye çevirim başlamıştı, qbelki bu yüzdendir öğretmenlik hayalim, ben öğretmenim gibi yapmayacaktım cümlelerin farklı dillerdeki anlamları için bir çocuğun hayallerine leke bırakmayacaktım, neyse arkadaşlarımızla birlikte Türkçeyi çat pat öğrenmiştik, bir an geldi ki bu kararımın eşiğinden öyle bir geçtim ki, çünkü artık öğretmenimizin bizimle konuştuğu üslubunu artık ben tek değil, hepsi öğrenecekti, en büyük silahtı bizi yaralayan sözcükleri, hakaretleri, Türkçe dersinde bize ilk defa kara tahtadan yüzünü ayırıp soru sordu? hem tedirgin hem de ürkek yüreğimizle heyecanlanmıştık soru şu şekildeydi"Türk; öğün, çalış, güve"ne demek istiyor diye? Hamza ilk parmak kaldır- andı Hamza tez canlı, aklına ilk geleni söyleyen becerileri yüksek bir çocuk dedi ki hocam insan aklıyla çalıştığı zaman güven sahibi olmakla, kendi halkını da yükseklere taşır .Yanlış cevap burada tek altı çizilecek...

ZAMANIN ÖTESİNDE Kİ YASAKLANMIŞ AŞK HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin