Odamda oturuyorum ve bütün bu olanları düşünüyorum.
Olaylar nasıl böyle gelişti?
Bilmiyorum ama hayatımda ilk defa bazı şeylerin güzelleştiğini hissediyorum.
Ne denilebilir ki, kaç senedir sorgusuz sualsiz bi beklentim olmadan sadece sevdim, ve o adamla suan sevgiliyim. Sevgisinden o kadar eminim ki bu duygunun bütün bedenimi huzurla doldurduğunu hissediyorum.
Aşk güzel şey..Sabah gözlerime vuran güneşle birlikte uyandım.
Saatin kaç olduğuna bakmak için yatağımın yanındaki komidinin üzerinde telefonuma uzanıp saate bakicaktim ki, elime vazonun deymesiyle irkildim.
Kafamı oraya çevirdiğimde, kırmızı kocaman bir gül demetinin vazonun içinde olduğunu gördüm.
Vazoyu elime aldım ve önce kokladım. Gül kokusuna bayılırım.
Gülün içindeki notu farkettim ve alıp hemen okumaya başladım.
-Güller çok şanslı çünkü suan onları kokluyorsun (burda gülümsedim) ve ben çok şanslıyım çünkü seni gülümsetebiliyorum. Günaydın sevgilim :)
Yiaaa ama bu çocuk çok romantikk :))
Deli gibi sevinme merasimim bittikten sonra kalkıp üzerimi giyindim ve biraz da kıyafetlerimi toparladim çünkü bugün tatilin son günüydü okulun açılmasına sayılı günler kalmıştı.Kahvaltımı ettikten sonra annem akşam saat 7 de yola koyulucağımızı söyledi.
Bende son gün olduğu için biraz geziniceğimi söyleyip kalkıp dışarı çıktım.
Burağa mesaj aticaktim ki onun aradığını gördüm.
- büyük havuzun oradayım gel dedi ve kapattı.
Gerçekten baya naziksin beyefendi.
Büyük havuzun oraya geldiğimde onu görmem ile kalbim ağzımda atmaya başladı.
O da beni görünce heyecan yaptı anlayabiliyordum artık.
Birbirimize yaklaşıp yüz yüze geldik ve bir elime uzanıp tuttu.
Bende hiç bişey demeden sarıldım. Çok geçmeden elleri belimdeki yerini aldı.
Bazen konuşmadan da anlaşabilir bedenler.
Sarilmamiz bittiğinde seni bir yere götürücem diye elimden tuttu ve sürüklemeye başladı.
20 dakika yürüdük gibi bişey ama geldiğimiz yer muhteşem ötesi manzarası olan bir yerdi.
Burada böyle bir yerin varlığından haberdar değildim.
"Burayı keşfettiğimden beri gelirim, seni hep burada düşledim." Dedi.
Gözlerine baktım ve "ben seni her yerde düşledim, hep, baya uzun zamandır. Tamam bunları konuşmaya anlatmaya cesaretim yok ama artık saklamanin da bi manası yok. Uzun zamandır seviyordum seni, sen beni gormedigin de bile burak."
"Bunlari anlatma, şuan burdasin, yanımda."
Gülümsedik ve manzaranin güzel gözüktüğü bir yere oturduk.
Karşıya doğru bakarak "bu aksam gidiyoruz, daha tam hiç bir şeyin tadını bile cıkaramadik, sevgililiğimizin." dedim.
Derin bir nefes alıp verdim.
"Sen üniversiteye başlıyorsun" dediğim anda sözümü kesti.
"Ne olmuş üniversiteye başlıyorsam? Ayrılıcaz diye mi düşünüyorsun?"
"Hayır yani ne biliyim" diye tereddütte kaldığımda
"Daha hic bir sey başlamadı bile güzelim. Henüz yolun başındayız. Önümüzde uzun güzel bir gelecek var. Üniversiteye gitsem bile bırakmicam seni, sürekli buluşucaz... sınav haftaları hariç" diyip güldü.
Bende güldüm. Ve onun böyle şeyler söylemesi içimi rahatlatmıştı.
El ele otele geri döndük. Ben odama çıkıp herseyimi hazırladım. Annem arayip akşam yemegine inmemi söyledi çünkü yemekten sonra gidicektik.
Yemekten sonra babam görevlilerden bavullarımızı indirmelerini istedi.
O sırada bir bahane bulup burağı aramaya başladım. Koridordan dönerken çarpıştık, sonra da sarıldık. Sımsıkı..
"Gidiyorum sevgilim"
Onun gözlerinden yanağıma bir damla yaş damladı.
İçim burkuldu. hiç konuşmuyordu. Konuşamıyordu işte
Görüşecektik yine ama bu küçük ayrılık bile bizi üzüyor paramparça ediyordu.
Ellerimle gözyaşını sildim, elimi aldı kokladı avuç içime küçük bir öpücük kondurdu.
"Birkaç güne yanındayım" dedi.
Ve ben kendimi hangi ara arabanın içinde buldum hatırlamıyorum. Aklım avuç içlerimi öpen dudaklarında kaldı, kalbim kokusuna mühürlenmiş..Sahi vedalar hep böyle midir?