Bölüm x9: Büyük Hediye

0 0 0
                                    

Nao aynayı kırdıktan saatler sonra yemek tekrardan gelmişti. Altıncı gün başlamış ve Nao biraz önce inandığı gibi bir buçuk saat uyumadığını anlamıştı. Neyse ki hala mantık yürütebilecek kadar delirmemişti. Nao bu sefer de yemeği pas geçme kararı almıştı. Top havuzunun olduğu yere kafasını bile çevirmiyordu. Daha yeni sakinleşmişti, tekrar geçmişiyle yüzleşmek istemiyordu. Yemeği bu sefer ilk almaya güncü kadın cüceler (?) gelmişti. Artık gerçekten güncü kadın suretiyle çıkmışlardı Nao'nun karşısına. Ve öyle sıradan güncü kadınlar değillerdi. O köyün güzel genç kızı olan abla ve ninesiydi bunlar. Nao ağzının kenarlarını biraz genişleterek güldü.
-Hehehe, gerçekten uyumam lazım. Halüsinasyonlar görmeye başladım.
Kollarını açarak sırt üstü yere bıraktı kendini. Hala deli gibi kısık sesle yavaş yavaş gülüyordu. Şimdi de köpek gelip yemeğini alıyor olmalıydı. İyisi mi bakmasındı. Köpek, ninesi ve abla tabaktan çoktan ayrılmışlardı. Şu an sevişen cüceler ve yedinci cüce yemek alıyordu. Neyse ki hala cüceydiler. Nao bir iki saatlik uyku umuduyla gözlerini kapadı. Ama kapadığı gibi tekrar açıldı gözleri. Bir anda öfkeyle alevlendi gözleri. Az kalsın tırnaklarını geçirecekti onu uyandıran yedinci cüceye. Ama son anda kendini tekrar pişman olmamak için vaz geçmişti. Yedinci cüce ona uzun kirpikli mavi gözlerini kırpa kırpa bakıyordu. Uzun bir sessizliğin ardından cüce ona üç parmaklı elini uzattı. Hala o kokuyu yayıyordu. Nao hissizliğin getirdiği istemsizlikle elini kaldırdı. O güzel elinin tırnakları kan toplamıştı. Nao şimdi farkına varmıştı ellerinin eskiden ne kadar güzel olduğunu. Birden aniden ve aynı anda, yoğunca hissettiği bazı duygular kaos oluşturup içten içe parçalamaya başlamıştı Nao'yu. Kendisine karşı hissettiği nefret ve açlık bir yana bir de şimdi bu günahkara hak etmediği halde yardım etmeye çalışan bu güzel cüce ona farklı bir duygu hissettirmişti. Hani çok güzel hayalini bile kurmaktan çekindiğiniz bir hediye aldığınızda hissettiğiniz o duygu vardır ya, hediyeye layık olup olmadığınızı bilemezsiniz, işte öyle hissetmişti Nao. Aklı yerinde olsa biraz utanarak teşekkür ederdi ama şimdi patlamasın diye elleri arasına almıştı kafasını. Çığlıklar atıyordu. Birden bir enerji gelmişti bacaklarına. Odada koşuşturmaya başlamıştı. Gözleri kapalı koştuğu için küçük plastik bir sandalyeye ayağını çarpmış, sonra çarpmanın etkisiyle yana fırlayan ayağıyla öbür ayağının üstüne basıp yere düşmüştü. Gözlerini açtığında azdırıcının etkisiyle göreceği görüntü onu yüzde yetmiş beş delirtecekti. Ne görecekti?

Battland Maceraları Vol. 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin