6. Bölüm

5.7K 163 100
                                    

Kutuyu açtığımda karşıma çıkan simsiyah silah ve yanında duran benim açtığıma göre daha küçük olan başka bir siyah kutu vardı. Silahı yavaşça elime aldığımda Barlas bana daha dikkatlice bakmaya başladı. Sanki ne tepki vereceğimi önden görmeye çalışıyordu. Aklı başında olan her normal insan hediye paketi yapılmış bir silah gördüğünde korkar en azından şaşırırdı. Ama konu şurda aklı başında olan herkes. Benimki değil ve bunu zaten herkes biliyor. Ama artık bir tepki vermemin zamanı da gelmişti.
"Bununla ne yapacağım?"
"Eskiden poligona gitmeyi sevdiğini öğrendim."

Doğruydu. Severdim poligona gitmeyi ve aslında hala da gitmeyi seviyordum. Sadece bunu gizliyordum çünkü annem hiçbir zaman poligonda ateş etmemden memnun olmamıştı. Ama bu sevgimi törpüleyememiştim belki de istememiştim bilmiyorum. Ben bir süre yüzüne boş boş bakmaya devam ettiğimde gözleriyle masamın üstünde duran iki küçük peluş oyuncağı işaret etti. O oyuncaklar annem vefat etmeden önce ilk kez poligona gittiğimizde kazandığım oyuncaklardı. Babam annemin karşı çıkacağını bildiği için beni hiç poligona götürmemişti. O güne kadar.

O gün sabah kalktığımda babam ve ağabeylerimin hazırlandıklarını görmüş ve istemsizce yüzüm asılmıştı. Bunu farkeden babam ise annemin arkadaşlarıyla kahvaltıya gitmiş olmasını fırsat bilerek beni de götürmeye karar vermişti. O bunu söylediğinde Meriç'in nasıl güldüğünü hala hatırlıyorum. İğneleyici ve küstahça. Ve Merih. Babama bu niye geliyor der gibi baktığı anı. Babama göre o günden belliymiş kafaya koyduğumu yapma huyum. Eğer ben bir şeyi yapmaya karar verdiysem bunun önünde kendim de dahil olmak üzere kimse duramaz.
Bunun en büyük kanıtı da doktor olmam olabilir. Orta okuldayken karra vermiştim aslında doktor olmaya. Ama ondan önce de hep doktor olmak istemiştim. Kimse olmamı istemese de. Annem bile yanımda olmamıştı. Herkes yapamacağıma çok inanıyordu. Dayanamazsın çok çalışman gerekiyor mecburi hizmet var bla bla bla. Hepsiyle beni vazgeçirmeye çalıştılar hiçbir zaman cevap vermeye çalışmadım. Onlar orda konuştu bende doktor oldum. Olay buydu. Bir kadına göre fazla soğuk ve kararlı yani dikbaşlıydım belki de ama ben böyle mutluydum. Ve kimse için değişmeyi de düşünmüyordum.
Poligona gittiğimizde Merih ve Meriç benim daha da fazla sinirlenmem için tek silaha geçmişlerdi. O ikisi 20 atışta 8 atışı hedefe isabet etmişken ben 20 atışın 15 ini isabet ettirmiştim. İlk oyuncağımı böyle kazanmıştım ve ikincisi de yenilgiyle gaza gelen ve bana meydan okuyan Meriç ve Merih sayesinde olmuştu.

Yavaşça masanın yanındaki dolaba doğru ilerlerken Barlas'ın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Dolabın içinden çantamı alıp silahın emniyetini kontrol edip çantama koydum. Barlas'ın yanına dönüp ona bakmaya başladığımda artık bana şaşkınlık içinde bakmaya başlamıştı. Elime daha küçük olan siyah kutuyu almak için eğildiğimde Barlas ayağa kalktı. Heybetli vüssesiyle birlikte elimden tuttuğunda gözlerime bakıp
"Benimle evlenmek istiyor musun?"
Sorusuyla birlikte bir anda beynim durmuştu. Asla böyle bir soru sormasını beklemiyordum. Ne cevap vereceğimi bilemeden aniden gelen bir istekle
"Seni seviyorum."
Dedim. Onun tepkisini görmeye henüz hazır olmadığımı düşündüğüm için onun dışında her yere bakıyordum.
O sırada bir anda gözlerim dudaklarında takılı kaldı. Beni az önce nasıl öptüğünü hatırladım sanki beynim o anıyı tekrar yaşamamı istermiş gibi dudaklarımın üstünde sıcak dudaklar hissettim. Bir anda şaşkınlıkla gözlerim açılırken gözleri kapalı beni öpen bir Barlas vardı karşımda. Ben daha ne olduğunu kavramaya çalışırken Barlas alt dudağıma uzanmıştı. Yavaşça dudaklarımı aralayıp ona karşılık vermeye başlayınca beni duvara doğru sürükledi. Sırtımı duvara yasladığı anda kapı çalınmasıyla birlikte gerçek dünyaya döndük. Gelen Hazal'dı. Biz odaya çıktıktan sonra ne kafar zaman geçmişti bilmiyorum ama beni merak edip bakmaya gelmişti. Bir süre Hazal'la konuştuktan sonra Hazal gitmişti. Dönüp Barlas'a
"Hazır gelmişken harana bakıyim."
"Ne gerek var. Hem daha diğer kutuyu açmadın."
"Gereği var ki diyorum dimi?"
"İyi!"
Yarasını kontrol ettiğimde hiçbir sorun görünmüyordu. Aslında kontrol etmemede çok gerek yoktu ama içim rahat  etmemişti.
"Diğer kutuyu da açsana."
"Onda ne bar mermi yada şarjör mü?"
"Aç bak."
Kutuyu açtığımda içinde kafam kadar bir tektaş vardı. Yanıma yaklaşan Barlas elimi büyük elinim içine alıp yüzüğü parmağıma geçirdi.
"Bu yüzüğü asla çıkarma."
"Asla."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zoraki(!) kocacığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin