Bıçağı bir kez daha önümde ki cansız bedene sapladıktan sonra olay yerini temizleyip oradan ayrıldım. Eve gelirken çok dikkatli olmalıydım. Çünkü aylardır aranan seri katildim. Kurbanlarıma hiç acımayıp onlara yaşama şansı vermediğim için adım Azrail olmuştu. Bu ismi sevmiştim çünkü bana yakışıyordu. Eve geldiğimde duş alıp mutfağa indim. Kahvemi hazırladıktan sonra odamın penceresinin önüne geçtim. İki gün önce karşı eve taşınan kıza bakıyordum. Odasının penceresi benim odamdan görülüyordu ve o sanırsam dikkatli biri değil. Çünkü perdesini kapatmayı unutuyor. Yine kapatmayı unutmuştu ve üstünü giyiniyordu. Tam bluzunu çıkaracak iken beni gördü. Eli ayağına dolaştı. Perdeyi hızlıca kapatayım derken düşüp perdeyi yerinden çıkardı. Kalkacakken perdeye takılıp tekrar düştü. Yerden kalkmadan bana bakıp ağlamaya başladı. Ona karşı sırıtıp elimle görüşürüz diyerek odamın perdelerini çektim. Boş bardağı mutfağa bıraktıktan sonra odama yatmaya gittim. Sürekli o kızın halleri aklıma geliyordu. Hayatımda hiç böyle olmamıştım. Düşünsenize bir seri katil. Hiç kimseye acımıyor, insani duyguları ölmüş, kimse umrunda olmayan birisi bir kıza aşık oluyor. Size imkansız gibi geliyor ama sanırım ben bu imkansızı başardım...