İlk okulu hiç bir zaman sevemedim çünkü sürekli babamı düşünüp durdum. 1. Sınıfa başlarken ilk günümde babam trafik kazağsı geçirdi ve beyin tranvası dediler. 1 gün önce iş için amerikaya gidecekti, ben cok itiraz ettim , küçüğüm diye beni hiç dinlemedi. Amerikaya gitmeden önce şirketine uğrayacakmıs bana söylemedi. Oraya varmadan zaten kaza yapmış. Tırla çarpişmişlar, babam tırın altında kalmış, şansına yolda arabayla geçen bir doktor trafik kazagsini görmüş. Hemen hastahaneye kaldırmışlar. Bana bunu 1ay sonra söylediler çünkü babam 1 aylık iş seyahatine gidiyormuş, sonra bir gün ben televizyon izlerken annem yanıma geldi ağlayarak , "canım kızım biliyorum cök üzüleceğini ama sana bunu artık söylemem gerek baban trafik kazağsı geçirdi ve şu an yoğun bakımda" dediği an ben yikildim o an sanki dünya benim üzerime düşüyordu. Hemen odama girdim ve odamın kapısını kabattım. Hiç birşey bilinç altımda oturamıyordu.
Sonra aklıma annemin bana gerekli kalarak söylediği yalanları hatırladım bana dediki "teyzenin burnu kırılmış onu ziyarete gidiyorum" dedi bende küçük aklımla buna kanmıştım. 2 yıl boyunca hiç mutlu olamadım. Beni teyzemlere götürdüler hep orada kaldım. 2 yıl boyunca sıramla ben iç içeydik taaaa 3. Sınıfa kadar. 3' ün Başlangıcında zeynep adlı bir arkadaşımla tanıştım. Tam benim kafamdaydı, sürekli eğlenmem için şakalar espriler yapardı. Ona canımdan çok değer verdim. Sonra sürekli okul çıkışında babamın hastahanesine gittiğimi biliyordu ve hep bana aynı kelimeyi söylüyordu " ben biliyorum birgün baban iyileşecek" derdi. Kendimi bunla teselli ederdim, evet bu gerçekleşti babam hastahaneden çıkmıştı. Ama öfke konturolleri yoktu. Yani birşeyi hemen istiyordu. Sesi çok değişikti kalındı çünkü ses telleri zedenmiş. Beni çok seviyordu tabiki bende onu, yıllar geçe geçe iyileşti.