Emre nin oğlum bak deniz demesiyle gözlerimi açtım. Izmir e gidiyorduk. Uyku sersemi bir şekilde etrafıma dikkatlice baktım. Yaşayacağım şehir büyük ve kalabalıktı , üstelik deniz bile var. Biz Emre ile saf saf bakınırken okulun önünde bulduk kendimizi. Çok büyük bir okuldu. Babalarımız ile sora sora kayıt olacağımız yeri bulduk. Içeriye girip hazırlamış olduğumuz evrakları verdik. Adam bilgisayar başında birşeyler yaptıktan sonra hayırlı olsun diyerek bizi yolladı. Biz okuldan dışarıya çıkana kadar ,
Babam: hep beraber yemek yiyelim.
Emre nin babası: evet ya açıktık.
Emre: bizim ev ne olacak ?
Babam: sizin ev hazır. Gelmeden önce yurdu arayıp size oda ayırttık.
Ben: neeee ? Nasıl yani ? Baba sen bize ne dedin ne yaptın ? Yemek falan yemeyeceğim ben siz yiyin. Yurduma götür beni !
Babam: off tamam be şaka yaptık. Tamam uzatma. Ne yiyelim.
Ben: Emre ne yiyelim ?
Emre: balık ekmek yapsak ya denizin kenarında.
Ben: vay harika fikir. Evet balık ekmek yiyelim.
Hep beraber arabaya binip deniz kenarına gittik. Hepimiz balık ekmek söyledik. Yedikten sonra birer tane daha yedik. Karnımız doydu. Tekrar arabaya binip ev bulmaya geriye döndük. Arabayı park edip hep beraber önce kendimiz bakındık belki iki saat geçti bulamadık. Babam bu iş böyle olmaz deyip emlakçıya gidelim dedi. Biz emlakçı bulmaya çalışırken Emre hocamın söylediği klübü görmüş. Bana gösterdi. Gülümseyerek yürürken ben bir ev gördüm. Babama gösterdim. Üzerindeki telefon numarasını aradı babam. Adamla konuştuktan sonra adam evin yarım saat sonra evin önüne geldi. Eve girip baktık , ev çok küçüktü. Buna keza istediği parada yüksekti. Adama teşekkür edip ayrıldık. Emlakçı bakınırken bir ev daha gördük. Tekrar babam telefonla konuştu ve adam geldi. Evi baktığımızda ev çok güzeldi. Okul iki sokak önümüzde salon iki sokak arkamızda sokağımız da cafe vardı.
Babam: Emre ile bana dönerek ben evi beğendim siz ne diyorsunuz ?
Ben: beğendim. Markete , okula yakın salona da yakın daha ne olsun. Emre sen ne diyorsun ?
Emre: evimiz hayırlı olsun diyorum. Çok güzel ev her yere yakın.
Babam: sizde beğendiyseniz tutuyoruz o zaman.
Babam bizi hadi markete gidinde birşeyler alın eve akşam ne yiyeceksiniz diyerek markete yolladı bizi. Markete gidip sadece akşam yiyeceğimiz birşeyler aldık. Babamlar gidince ona göre rahat kafayla çıkacaktık. Eve geriye döndük. Babam dedi ki bir senelik kiranızı verdik. Ona göre idareli olun. Tamam baba diye cevap verdik. Aldıklarımızı dolaba koyup eşyalarımızı yerleştirilmeye başladık. Ikimizde eşyaları hallettik. Babalarımızın yanına geldik. Babamlar kalkalım yolumuz uzun deyip kalktılar. Birgün kalalım diye ısrar ettiysekte iş var diye geriye dönmek istediler. Onları sarıla sarıla uğurladık. Emre ile üzerimize değiştirip direk kulübe gittik. Oranın hocası ile konuştuk. Akşam sekizde antreman var. Burada olursunuz dedi. Tamam deyip sevinerek çıktık. Geze geze markete geldik. Kahvaltılık bakliyat cips kola sigara derken bir sürü poset ile eve geldik. Aldıklarımızı mutfağa koyduk. Ben yiyeceklerin yerlerini bulup koyarken Emre de dolaba koyulacakları yerleştirdi. Saat daha dörttü. Emre yürü öğrenci kartı çıkaralım. Beraber gidip öğrenci kartı çıkarttık. Eve geldiğimiz de saat beş buçuktu. Hemen mutfağa girip yiyecek birşeyler hazırladık. Yeni evimizde ilk yemeğimizdi. Hemen Emreyle beraber sofrayı da kare içine alarak fotoğraf çekildik. Güzel ve tuhaf bir duyguydu. Hemen facebook instagram watsapta yeni şehir yeni ev ilk yemek olarak paylaştım. Emre de başka bir slogan ile paylaşmış. Biran kendimize geldik. Oğlum antrenmana geç kalacağız hadi çabuk çabuk derken yemeğimizi yedik. Emre sofrayı topladı , ben bulaşıkları yıkadım. Antreman çantalarımızı hazırladık , saatin biraz daha ilerlemesini bekliyorduk. Yedi buçuk gibi evden çıktık , salona varmamız beş dakikayı bulmadı , soyunma odasında giyinip salona çıktık. Beraber tempolu bir şekilde koşmaya başladık. Biz koşarken bir kaç kişi geldi ve geri kalanı hocayla bir geldi. Hoca bizi koşarken görünce şaşırdı. Bizi tüm takımla tanıştırdı. Bugün hepimizin seviyesini görmek için maç yapacaksınız dedi. Önce koşarak ısındık. Açma germe hareketleriyle devam ettik. Hoca takımları ayırdı, Emre ile ben rakip olduk. Maç başladı başlamasına da abi takımda bizden başka kimse yoktu. Karşıda Emre bizim takımda ben. Geri kalan takım arkadaşların savunması var hücumu yok. Hoca saymadı hiç bir sayıyı bu yüzden kim kazandı kim kaybetti belli olmadı. Maç içerisinde hoca oyunu durdurup herkese birşeyler söyledi , ne Emre ye nede bana birşey demedi. Maç bitiminde hoca bizi yanına çağırdı. Beyler arkadaşlarınızın hücum şekliyle sizin ki farklı bu yüzden hücumu siz ikiniz üstleneceksiniz. Ona göre şimdiden bilginiz olsun. Iki arkadaş daha gelecek onların durumunu bilmiyorum göreceğiz dedi. Tamam hocam ne derseniz o, iyi akşamlar dedik ve eve doğru yürüdük. Takım arkadaşlarımız soğukardı. Muhtemelen sevmediler bizi diye diye eve geldik. Önce Emre sonra ben banyoya girdik. Ben banyodan çıkana kadar çerez koymuş film ayarlamış oturduk flim izledik. Saate bir baktık saat bir buçuk okul pazartesi başlayacak koy bir flim daha dedi Emre. Bir flim daha açtık. Onu izlerken
Emre: hiç aklına gelir miydi ? Aynı evde kalacağız evimiz olacak.
Ben: gelmezdi. Hayal gerçek oldu.
Emre: aynen hayaldi gerçek oldu.
Ben: oğlum filmi sikme bari hadi izleyelim.
Emre: tamam be.
Beraber filmi izledik. Yediğimiz içtiğimizi topladık. Emre nescafe yaptı. Ben bir sigara yaktım , balkonda beraber oturup dışarıyı izledik. Sabah ezanı okununca oğlum o ha ne yaptık biz diyerek içeriye girip yatalım dedik. Emre iyi geceler deyip odasına geçti. Ben iki üç bulaşığı yıkayıp odama geçtim. Uzerimi değiştirip yatağıma uzandım. Hala evimin olduğuna odamın olduğuna inanamadım. Biraz garipsedim. Salona geçip oturdum. Telefon ile oyun oynamaya başladım. Emre geldi neden yatmadığımı sordu. Uyuyamadım sen niye geldin ? Bende uyuyamadım. O zaman beraber salonda yatalım dedi. Tamam dedim. Salonda koltuğu açıp beraber yattık. Az muhabbet az haham hihihi yaparken uyuya kalmışız.