ALLEN CARR
SİGARAYI BIRAKMANIN KOLAY YOLU
Çeviren
Fatmagül Aaltonen
Eğer öğrettiklerimi uygularsanız, hayatınızın geri kalanında sigara içmediğiniz içi mutlu
olacaksınız.
* Yöntemi tektir.
* Sigaraya olan psikolojik ihtiyacınız sigara içtiğiniz sırada ortadan kaldırılıyor.
* Sigarayı bırakmak eksiklik demek değildir.
* Sigara içmeyen biri olarak kendinizi iyi hissedin.
-1-
YAZAR
Allen Carr’ın yirmi yıl önce bir vizyonu vardı: “Dünyayı sigara içmekten kurtarmak.”
2 Eylül 1934 yılında, İngiltere’de çok sigara içen bir babanın oğlu olarak dünyaya
gelir. Babasını akciğer kanserinden kaybetmesine rağmen Allen Carr 16 yaşında sigara
içmeye başlar. Bir kaç yıl içinde günde yaklaşık 100 sigara içmeye başlar. Bir çok kişinin
denediği gibi o da bir kaç kez sigarayı bırakmayı dener ancak başarısız olur. Bir yüzyılın
çeyreği boyunca elinden sigarayı bırakmayan Allen Carr, 1983 yılında kendisi için sigarayı
bırakmanın tek kolay yolunu keşfeder ve nihayet kurtulur. Bu seferki bırakışı daha önceki
denemelerine hiç benzemez. Çok rahat, kolay, acı çekmeden ve keyifli bir biçimde
sigaradan kurtulur. Ne kilo alır, ne gergin günler yaşar. Bu olağanüstü tecrübesini
çevresindeki sigara içen insanlarla paylaşmaya başlar ve böylece adım adım dünya
çapında kabul edilmiş ve denenmiş metodunu geliştirir. Birebir görüşmeleri çoğaldıkça
grup seansları vermeye başlar. Londra’da kurduğu ilk kliniğine on binlerce insan dünyanın
her yerinden seanslarına katılmaya başlar. Grup seans taleplerine tek başına
yetişemeyince, hem kendisi gibi uzmanlar yetiştirmeye hem de sigara bırakma konusunda
kitap yazmaya başlar. Yazar olmadığı için kitabını yazmaya şüphe ve kaygıyla başlar
ancak kitap milyonlarca insan tarafından okunur ve 25 dile çevrilir. Dünya çapında yaklaşık
50 klinik çalışmaktadır. Allen Carr halen uzman yetiştirir, sigara ve bırakması konulu
konferanslara ve televizyon programlarına uzman olarak davet edilir. Halen çeşitli
konularda kitaplar yazar.
ÇEVİRENİN NOTU
Çevirmen sigara içen bir kişi olarak kitabı incelemeye başlamış ve kitabın sigaranın
bu denli yaygın olduğu ülkemize kazandırılmasının yararlı olacağını düşünmüştür. Daha
çeviriye başlamadan önce sigarayı bırakmış, çeviri süresince de bir daha sigara içmemeye
kesin karar vermiştir. Size de aynı etkiyi yapması dileğiyle.
SİGARASIZLIĞA BİR ŞANS TANIYIN
Sigara içerek yalnızca sağlığımızı çok büyük bir tehlikeye attığımızı değil, aynı
zamanda nefesimizin ne kadar kötü koktuğunu, dişlerimizin ne kadar sarı, cildimizin ne
kadar kötü olduğunu, sabahları ağzımıza akşamdan ne kadar iğrenç bir tadın yerleştiğini,
merdivenleri ne kadar güç çıkıp tembelliğe alışarak kendimizi dinç hissetmekten ne kadar
uzaklaştığımızı bilir, bu beğenmediğimiz gerçekleri aklımızdan çıkarmaya çalışırız.
Sigarasız yaşamdan korktuğumuz ve yaşamın sigara olmadan aynı zevki vermeyeceğini
sandığımız için bütün bu gerçeklere katlanır, sigarayı bir türlü bırakamayız. Cesaretimizi
toplayıp yaşamımızı daha güzel bir hale getirmenin, en önemlisi de kendimizi ve çevremizi
zehirlemekten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi hâlâ?
İşte size fırsat: Sigaranın sağlığa verdiği zararların ayrıntılarına inmeden sigarayı
psikolojik etkilerle ele alan, tiryakileri küçümsemek yerine olayı onların bakış açısından
anlatan bir kitap. İnsanların sigaraya nasıl başladıklarını, hangi durumlarda, neden sigara
içtiklerini, sigara içmeye neden devam ettiklerini, sigarayı bırakmakta neden güçlük
çekliklerini ve sigarasız bir yaşamdan neden ürktüklerini –kısaca sigara konusunda her
şeyi- anlatan sonra da okuyucunun sigarasız yaşamın zevkine varmasını sağlayan ve NE
OLURSA OLSUN SİGARA İÇEN VEYA SİGARA İÇEN BİR YAKINI OLAN HERKESİN
MUTLAKA OKUMASI GEREKEN BİR KİTAP.
-2-
ALLEN CARR’IN
TÜRKÇE BASIM İÇİN NOTU
Günün birinde yazdığım sözlerin Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Güney Afrika,
Avustralya, Kolombiya, ABD ve Türkiye gibi çok farklı ülkelerde en çok satan kitaplar
arasına gireceğini ve buna ilaveten bütün dünyayı ve Türkiye’yi içerisine alan güçlü ve
başarılı bir küresel klinik ağı kuracağımı hayal bile edemezdim.
Bir sokak çocuğu olarak Türkiye hakkında sigara dumanına benzeyen bulanık
görüşlere sahiptim. Türkiye’yle ilgili iki olumlu çocukluk anısı yaşadım. Birincisi sigara
paketi biriktirme alışkanlığımla ilgili. En gizemli ve pahalı olanlar Türk sigaralarıydı. İkinci
ve en önemli anım “Türk Lokumu” ile ilgiliydi!
Bir gün en büyük zevkimin sigara tiryakilerini nikotin tuzağından kurtarmak ve bunun
yayında özellikle Türkiye’deki tiryakilere yardım etmek olacağını önceden tahmin etmemin
imkansız olduğunu kabul edersiniz. Bu kitabın Türkiye çapında açılan kliniklerle birlikte
Türk insanının nikotin bağımlılığından kurtulmasına yardımcı olacağına inancım
sonsuzdur.
-3-
İÇİNDEKİLER
1. Sigarayı Bırakamayacak Tiryakiye Daha Rastlamadım
2. Kolay Yöntem
3. Bırakmak Neden Zor Geliyor?
4. Sinsi Tuzak
5. Neden Hala Sigara İçiyoruz
6. Nikotin Bağımlılığı
7. İnandırıldığımız Aldatmacalar ve İrade Dışı Hareket
8. Sigara Özlemini Hafifletmek
9. Stres
10. Can Sıkıntısı
11. Konsantrasyon
12. Rahatlama
13. Kombine Sigara
14. Bıraktığım Şey Nedir?
15. Kendini Esir Etmek
16. Haftada ..... Pound Tasarruf Edeceğim
17. Sağlık
18. Enerji
19. Beni Rahatlatıyor ve Özgüven Veriyor
20. Kara Lekeler
21. Sigara İçmenin Avantajları
22. İrade Yöntemi ile Bırakmak
23. Sigarayı Azaltmak? Aman Dikkat Tuzak!
24. Tek Bir Sigara
25. Ara Sıra Sigara İçenler, Gençler, Sigara İçmeyenler
26. Gizli Gizli Sigara İçenler
27. Sosyal Baskı?!
28. Zamanlama
29. Sigarayı Özleyecek miyim?
30. Kilo Alacak mıyım?
31. Yanlış Motivasyonlardan Kaçınmak
32. Bırakmanın Kolay Yolu
33. Sigarasızlığa Alışma Süresi
34. Tek Bir Nefes
35. Benim İçin Daha mı Zor Olacak?
36. Başarısızlığın Ana Nedenleri
37. Sigaranın Yerine Kullanılanlar
38. Beni Sigaraya İtecek Durumlardan Kaçınmalı mıyım?
39. Sigaradan Kurtulduğunuzu Keşfettiğiniz An
40. Son Sigara
41. Son Bir Uyarı
42. Beş Yıllık Deneyim
43. Batan Gemideki Tiryakilere Yardım Edin
44. Sigara İçmeyenlere Bir Öğüt
Final: Bu Skandala Son Vermek İçin Yardımcı Olun
-4-
Önsöz
İşte sonunda bütün sigara tiryakilerinin beklediği mucize:
- Etkisini hemen gösteren
- En ağır tiryakilerde de aynı şekilde başarılı olan
- Sigara özlemini hafifleten
- Etkisi kalıcı olan
- Güçlü bir irade gerektirmeyen
- Şok tedavisi uygulamayan
- Yardımcı maddelere ve gereksiz ıvır zıvıra başvurmayan
- Kilo da aldırmayan bir yöntem
Sigara içiyor musunuz? O zaman okumaya devam edin.
Kendiniz sigara içmiyorsanız ve bu kitabı sevdiğiniz biri için aldıysanız o zaman onu
bu kitabı okumaya ikna edin. Onu ikna edemezseniz kitabı kendiniz okuyun; son
bölümdeki öğütler size hem sigaraya içenlere önemli noktaları aktarmak hem de kendi
çocuklarınızı sigaraya başlamaktan korumak konusunda yardımcı olacaktır. Çocuklarınızın
sigaradan tiksinecekleri yanılgısına düşmeyin. Bütün çocuklar tiryaki olana kadar öyle
düşünürler.
-5-
Giriş
“DÜNYAYI SİGARA DERDİNDEN KURTARACAĞIM” dediğimde karım
çıldıracağımı sandı. Çünkü yaklaşık iki yılda bir sigarayı bırakmak için yaptığım ciddi
atılımları biliyordu. Daha da önemlisi son kez sigarayı bıraktığımda altı ay azap çektikten
sonra yine başladığım için küçük bir çocuk gibi ağladığımı biliyordu –o gün ağlamamın
nedeni o kez de bırakmayı başaramazsam yaşamımın sonuna dek sigara içmeye devam
edeceğimi sanmamdı, o kadar çok enerji tüketmiştim ki başaramazsam bir daha bu
işkenceye katlanacak gücüm kalmayacağını biliyordum. En önemlisi de yukarıdaki cümleyi
son sigaramı söndürür söndürmez söylememdi, yalnız kendimi değil bütün dünyayı
kurtaracağıma inanıyordum.
Şöyle bir geriye baktığımda bugüne kadarki yaşamım sanki sigara sorununu
çözmek için bir hazırlıkmış gibi geliyor. O nefret ettiğim öğrencilik ve mali müşavirlik yılları
bile sigara sorununu çözmek açısından çok değerliydi. Herkesi her zaman aldatamazsınız
derler, oysa tütün endüstrisi yıllardır herkesi aldatmayı başarmış. Sigara tuzağının sırlarını
ortaya çıkaran ilk insanın ben olduğuma inanıyorum. Kendini beğenmiş bir izlenim
bıraktıysam bunu müthiş zekama değil, yalnızca yaşam tarzıma borçlu olduğumu hemen
ekleyeyim.
O tarihi gün 15 Temmuz 1983’tü. O gün son sigaramı söndürdüğüm an duyduğum
özgürlük hissi herhalde hapisten kaçan birinin yaşadığı duygudan daha hafif değildi. O an
bütün sigara tiryakilerinin düşlediği bir şeyi keyfettiğimi anladım: Sigarayı bırakmanın kolay
yolunu. Bu yöntemi arkadaşlarımda ve yakınlarımda denedikten sonra bu konuda
profesyonel bir danışman olup diğer tiryakilere bağımlılıklarından kurtulmalarında yardımcı
olmaya başladım.
Bu kitabın ilk baskısını 1985 yılında yazdım. Kendisinden 25. bölümde söz
edeceğim başarısızlıklarımın birinden esinlenmiştim. Beni ilk kez ziyaret etti ve iki
görüşmemiz de karşılıklı göz yaşlarımız ile sona erdi. O kadar gergindi ki, onu
söylediklerimi kavrayacak kadar bile rahatlatamadım. Birden aklıma bunları yazarsam ne
zaman isterse okuyabileceği ve böylece önemli noktaları anlayacağı düşüncesi geldi. Bu
giriş bölümünü kitabın yeni baskısı için yazıyorum. Elimdeki kitabın kapağındaki küçük
kırmızı ok kitabın yıllardır satış listelerinin başında yer aldığını gösteriyor. Bu kitabı
yazdığım için dünyanın her köşesinden teşekkür mektupları alıyorum. Ne yazık ki bu
mektupların hepsini cevaplandıramıyorum ama her biri beni ayrı ayrı sevindiriyor ve
aslında tek bir tanesi bile bütün bu zahmete değer.
Sigara konusunda her gün yeni bir şey öğreniyor olmama hala şaşırıyorum. Yine de
bu kitabın ana düşüncesi hiç değişmiyor. Hiçbir şey mükemmel olmayabilir ama kitabın en
kolay yazdığım ve tesadüfen okuyucuların çoğunun en sevdiği bölüm olan 21. bölümünde
kesinlikle değiştirme yapmam.
Danışmanlık deneyimlerimin yanı sıra şimdi artık kitabın da verdiği beş yıllık bir
birikim oluştu. Kitabın ikinci baskısında yer alan değişiklikleri daha kesin ve anlaşılır bir
ifade sağlamak amacı ile yaptım. Bu değişiklikleri yaparken yöntemimin başarısızlığa
uğradığı durumları göz önünde tutarak bunun nedenlerini ortadan kaldırmaya çalıştım.
Bunların çoğu anne babaları tarafından benimle görüşmeye zorlanan ve kendileri aslında
sigarayı bırakmak niyetinde olmayan geçlerdi. Bunların bile dörtte üçünü vazgeçirebilirim,
fakat bazen 25. bölümde anlattığım, sigarayı bırakmak için umutsuzca çaba harcayan kişi
gibi gerçek anlamda başarısızlıklar da oluyor. Başarısızlıklar beni çok üzüyor ve bazen
geceleri bu insanlara nasıl yardımcı olabilirim diye düşünmekten gözüme uyku girmiyor.
Bu durumlarda başarısızlığın sigarayı bırakamayan kişiye değil, bırakmanın ne kadar kolay
olduğunu ve insanın sigaranın hapsinden kurtulur kurtulmaz yaşamdan ne kadar zevk
-6-
alacağını kendisine anlatamadığım için kendime ait olduğuna inanıyorum. Biliyorum ki
sigara içen herkes yalnızca kolaylıkla değil aynı zamanda büyük bir zevkle sigarayı
bırakabilir fakat bazı insanlar o kadar sabit fikirli oluyorlar ki, hayal güçlerini çalıştıramıyor
ve sigarayı bırakmanın verdiği korku yüzünde yerlerinde sayıyorlar. Bu korkuyu sigaranın
yarattığı ve sigarayı bırakmaktaki en büyük kazancın bu korkudan kurtulmak olduğunu
anlamıyorlar.
Bu kitabın ilk baskısını sigarayı bırakmalarını sağlayamadığın insanlara adadım.
Seanslarımda başarısızlık halinde parayı geri vermeyi garanti ediyorum. Yöntemim yıllarca
eleştirildi. Yine de “Yönteminiz bende etkili olmadı” eleştirisini alıyorum. Yöntemimi nasıl
uyguladıklarını anlattıklarında ise söylediklerimin yarısını yerine getirmedikleri ortaya
çıkıyor ve de hala sigara içtikleri için şaşırıyorlar! Yaşamınızı bir labirentte çıkış yolunu
arayarak geçirdiğinizi düşünün. Bende labirentin planı var ve size “şimdi sola dön, sonra
sağa dön, vs.” Diyorum. Söylediklerimin birini atlarsanız diğerleri de anlamını yitirir ve
labirentten dışarı hiç çıkamazsınız.
Başlangıçta tek kişi ile seans yapıyordu. Yalnızca çok umutsuz vakalar bana
geliyordu. İnsanlar bana bir tür deli diye bakıyorlardı. Bugün sigara bırakma konusunda
öncü bir uzman olarak tanınıyorum ve seanslarıma dünyanın her köşesinden insanlar
geliyor. Şimdiki seanslarım sekizer kişilik, reklam yapmadığım halde bana başvuran bütün
insanlara yardımcı olamıyorum. Adımı rehberde ararsanız sigarayla ilgili hiçbir şey
yazmadığını göreceksiniz.
Hemen hemen her seansa eskiden alkolik veya eroinman olan yada birkaç
bağımlılığı birden olmuş biri katılıyor. Yöntemimi alkoliklerde ve eroinmanlarda
denediğimde (daha önce başka gruplara katılmamışlarsa) sigara tiryakilerinden daha kolay
tedavi olduklarını gözledim. Benim yöntemim her türlü bağımlılık için uygulanabilir. Sigara
tiryakisi, eroinman yada alkolik olsun beni en çok üzen şey eskiden bağımlı olanların
bıraktıktan sonra tekrar başlamaları. En üzücü mektupları bu kitabı okumuş veya video
filmimin yardımıyla sigarayı bırakmış fakat sonra yine başlamış insanlardan alıyorum.
Önce özgürlüğe kavuştukları için çok mutlular derken bir ikinci kez aynı tuzağa düşüp artık
bir daha kurtulmayı başaramayacaklarını fark ediyorlar. Bu sorunu çözmeyi, sigara
tiryakilerine tekrar bağımlılık kazanmamaları için yardımcı olmayı ve alkol, diğer
uyuşturucular ve sigara arasındaki ilişkiyi açıklığa kavuşturmayı çok istiyorum. Fakat bu
konunun başlı başına bir kitap oluşturacağını fark ettim ve şu anda onun üzerinde
çalışıyorum.
En çok aldığım eleştiri kitapta birçok tekrarın yer alması. Bu yüzden özür
dilemiyorum. İleride belirteceğim gibi asıl sorun bedensel bağımlılıkta değil beynimize
işlenmiş asılsız inançlarda; bağımlılığın etkisi bunun yanında hiç kalıyor. Nedense bu
tekrarlardan en çok şikayet edenler başarı gösteremeyen tiryakiler oluyor.
Daha önce de söylediğim gibi hem bir sürü övgü hem de biraz eleştiri alıyorum.
Başlangıçta doktorlar bana şüphe ile bakıyorlardı, şimdi bana en büyük destek onlardan
geliyor. Şimdiye kadar aldığım en güzel övgü bir doktorun “bu kitabı keşke ben yazmış
olsaydım” demesiydi.
-7-
1
Sigarayı Bırakamayacak Tiryakiye Daha Rastlamadım
Belki önce neden özellikle kendimi böyle bir kitap yazmaya uygun gördüğümü
anlatmam gerekir. Hayır, ne doktorum, nede psikolog; benim niteliklerim çok daha uygun.
Yaşamımın otuz üç yılını sürekli sigara içerek geçirdim. Son yıllarda bazı günler yüz
sigarayı buluyor, ama hiçbir zaman üç paketten az içmiyordum. Sigarayı bırakmak için
birçok girişimde bulundum. Bir kere altı ay boyunca sigara içmedim ve neredeyse
duvarlara tırmanıyordum, küçük bir tütün dumanı yakalayabilmek için trenlerde sigara
içilen kompartımanlara biniyordum.
İş sağlık konusuna gelince sigara içenlerin çoğu “sağlığımı etkilemeye başlamadan
önce bırakacağım zaten” derler. Ben öyle bir duruma gelmiştim ki sigarayla kendimi
öldürdüğümü gayet iyi biliyordum. Sürekli öksürmenin yaptığı basınç kronik baş ağrısına
neden oluyordu. Dikey olarak alnımın ortasına doğru yükselen sabit damar atışını
hissediyor, kafamın içinde her an bir şey patlayıp beyin kanamasından öleceğimi
sanıyordum. Bu düşünce beni rahatsız ediyor ama yine de sigarayı bırakmama neden
olmuyordu. Artık bırakmayı denemiyordum bile. Aslında sigara içmek bana keyif
vermiyordu. Sigara tiryakilerinin çoğu yaşamlarında bir zaman sigaradan zevk aldıkları
hayaline kapılırlar oysa bende hiç öyle olmadı. Ben tadından da kokusundan da hep nefret
ettim ama sigaranın beni rahatlattığına ve bana cesaret verdiğine inandırmıştım kendimi.
Sigarayı bırakma girişimlerimde hep perişan olurdum ve sigarasız yaşam çekilmez gibi
gelirdi.
Sonunda karım beni bir hipnoz tedavisine gönderdi. İtiraf etmeliyim ki son derece
kuşkuluydum, çünkü o zaman hipnotizmayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum ve karşıma şeytan
kılıklı gözleri fırıl fırıl oynayan birinin çıkacağını sanıyordum. Ben de bütün tiryakiler gibi
kendime sigarayla ilgili çeşitli aldatmacalar yapıyordum, yalnız bir tanesi hariç: Kendimi
hiçbir zaman iradesi zayıf bir insan olarak görmedim. Yaşamımdaki diğer her şey
kontrolüm altındaydı. Sigara konusunda ise işler tam tersiydi. Hipnotizmanın iradeyi
zorladığına inanırdım ve karşı koymadığım halde (çünkü birçok tiryaki gibi ben de sigarayı
kesinlikle bırakmak istiyordum) kimsenin beni sigara içmenin gereksizliğine
inandırabileceğini sanmıyordum. Bütün seans bana zaman kaybıymış gibi geldi. Hipnotist
kollarımı kaldırıp bazı şeyler yapmamı istedi ama hiçbir şey doğru dürüst yürümüyordu.
Bilincimi kaybetmedim. Trans haline geçemedim yada en azından yalnızca sigarayı
bırakmadım sigarasızlığa alışma yöntemlerinden bile zevk aldım.
Size şimdi bir hipnoz tedavisine koşmadan önce bir şeyi açıklığa kavuşturmak
istiyorum. Hipnoz tedavisi bir iletişim aracıdır, yanlış bir şey iletilirse sigarayı
bırakamazsınız. Gittiğim kişiyi eleştirmek istemiyorum çünkü ona gitmeseydim herhalde
şimdiye kadar çoktan ölmüş olurdum ama sigarayı onun uğraşları sayesinde değil
uğraşlarına rağmen bıraktım. Hipnoz tedavisini küçümsediğim izlenimini bırakmak
istemiyorum, bilakis kendi seanslarımda ben de hipnotizmayı kullanıyorum çünkü
hipnotizmanın iyiye yada kötüye kullanılabilecek çok kuvvetli bir yönlendirme gücü vardır.
Size biri tarafından tavsiye edilmemiş ve kendisine saygı ve güven duymadığınız bir
hipnotiste gitmeyin.
Sigara içtiğim o iğrenç yıllarda yaşamımın sigaraya bağlı olduğunu sanıyor ve
bırakmak yerine ölmeyi tercih ediyordum. Şimdi “bazen yine canınız istemiyor mu?” diye
soruyorlar. Cevabım çok açık: “Asla, asla, asla. Gayet güzel bir yaşamım oldu, sigara
yüzünden ölseydim yine de yakınmayacaktım.b Hayatta çok şansım oldu fakat başıma
-8-
gelen en güzel şey bu kabustan, yani ömür boyu sistemli olarak kendime zarar verme ve
bunun için bir de servet harcama tutsaklığından kurtulmak oldu.
Bir şeyi başından açıklığa kavuşturayım. Gizem dünyasıyla bir ilgim yoktur.
Büyücülere, perilere inanmam. Bilimsel bir beynim vardır ve büyü gibi şeyleler aklım
ermek. Hipnotizma ve sigara hakkında bilimsel araştırmalar okudum. Okuduğum hiçbir şey
bu gerçekleşen mucizeye bir açıklık getiremedi. Daha önceden haftalarca ağır
depresyonlar yaşayan ben nasıl oldu da birden bire sigarayı bu kadar kolay bir şekilde
bırakabildim? Bu sorunun cevabını sondan başa gitmeye çalıştığım için uzun süre
bulamadım. Sigarayı bırakmanın neden bu kadar kolay olduğunu bulmaya çalışıyordum,
oysa sorun sigara içenlerin bırakmakta neden bu denli güçlük çektikleridir. Hep o
sigarasızlığa alışmanın felaketinden söz edilir ama şöyle geriye bakım bu felaketi
anımsamaya çalıştığında silinmiş olduğunu fark ettim. Bedensel hiçbir şikayetim yoktu,
demek ki her şey tamamen beynin ürünüymüş.
Şimdi tüm zamanımı başka insanlara alışkanlıklarından vazgeçmeleri için yardımcı
olmakla geçiriyorum. Benim sayemde binlerce tiryaki kurtuldu. Bir noktayı başından
belirteyim: Sigarayı bırakmayacak tiryaki yoktur. Sigaraya benim kadar bağımlı (yada en
azından o denli bağımlı olduğunu sanan) birine daha rastlamadım. Sigarayı herkes
kolaylıkla bırakabilir. Aslında sigara içmeye devam etmemizin nedeni sigarasız yaşamın
zevk vermeyeceği ve bir şeyden yoksun kalacağımız korkusudur. Bunun kadar gerçek dışı
bir şey olamaz. Sigarasız yaşam hem aynı şekilde güzel hem de birçok yönden daha
eğlencelidir, sağlık, enerji ve paraysa birçok avantajın yalnızca birkaçıdır.
Sigarayı herkes kolaylıkla bırakabilir, -siz bile! Yapmanız gereken tek şey kitabın
devamını açık kalplilikle okumak. İçindeki düşüncelerin ne kadarını anlarsanız sigarayı o
kadar kolay bırakabilirsiniz. Tek bir kelime bile anlamasanız dahi, söylediklerimi harfiyen
uygularsanız sigarayı kolaylıkla bırakabilirsiniz. En önemlisi sigara içmediğiniz için yas
tutarak kendinizi bir şeyden yoksun bıraktığınız duygusuyla sürüklenip gitmezsiniz.
Şaşıracağınız tek şey neden o zamana kadar sigara içtiğiniz olur.
Önceden sizi uyarayım. Yöntemimi başarısızlığa uğratacak iki nokta var:
1) Söylediklerimi Uygulamamak
Kimileri benim bazı öğütler üzerinde inatla durmamı can sıkıcı buluyor. Örneğin size
sigarayı azaltmak için uğraş göstermemenizi veya sigaranın yerine şeker, sakız vs. Gibi
(özellikle nikotin içeriyorlarsa) başka şeyle kullanmamanızı söyleyeceğim. Bu konuda
hiçbir şekilde ödün vermiyorum çünkü ne dediğimi iyi biliyorum. Birtakım taktiklerle sigarayı
gerçekten sıradan çok insanın olduğunu inkar etmiyorum ama onlar sigarayı bu taktikler
sayesinde değil bu taktiklere rağmen bırakmışlardır. Bir hamakta ayakta sevişen insanlar
da vardır, işin en kolay yolu bu olmasa da... Söylediğim her şeyin bir nedeni var: Size
sigarayı bırakmayı kolaylaştırmak ve başarıyı garanti etmek.
2) Söylediklerimi tam olarak anlamamak
Hiçbir şeyi garanti olarak düşünmeyin. Yalnızca benim söylediklerimi değil kendi
düşüncelerinizi ve toplumun sigara konusunda size öğrettiklerini de sorgulayın. Sigarayı
yalnızca kötü bir alışkanlık olarak görenler iğrenç bir tadı olan, bir servete mal olan ve
ölüme yol açan bir alışkanlıktan vazgeçmek bu kadar zorken, başka alışkanlıkların neden
kolaylıkla bırakılabildiğini kendilerine bir sorsunlar. Sigaranın bir zevk olduğuna inananlar
hayatta çok daha fazla zevk veren başka şeyleri yapmanın ve bırakmanın neden kolay
olduğunu acaba hiç merak etmişler mi? Neden kendinizi bir sigara yakmak zorunda
hissediyor ve yakmazsanız paniğe kapılıyorsunuz?
-9-
-10-
2
Kolay Yöntem
Bu kitabın amacı alışılagelmiş diğer yöntemlerde olduğu gibi Everest Dağı’nı
tırmanacakmışçasına bir duyguya kapılıp haftalarca sigara diye ölerek sigara içenleri
kıskanmak yerine daha ilk dakikadan itibaren felaket bir hastalıktan kurtulmanın verdiği
yüksek morali aşılamaktır. Zamanla sigaraya baktıkça “ben bunu nasıl içiyordum” diye
şaşıracak, sigara içenleri kıskanmak yerine onlara acıma duygusu besleyeceksiniz.
Sigara içmeyen veya sigarayı yeni bırakmış bir kişi değilseniz bu kitabı bitirene
kadar sigara içmeye devam edin. Bu size şimdi bir çelişki gibi gelebilir. Sigaranın size
hiçbir şey kazandırmadığını daha sonra anlatacağım. Çok ilginçtir, bazen sigara içerken
sigaraya bakım kendimize neden sigara içtiğimizi sorarız. Sigara sigarasız kaldığımız
zaman değerli olur. Hoşunuza gitsin yada gitmesin bağımlı olduğunuza inandığınızı kabul
edelim. Bağıllılığınızdan eminseniz sigarasız hiçbir zaman tamamen rahatlayamaz yada
konsantre olamazsınız. Bu yüzden bu kitabı sonuna kadar okumadan sigarayı bırakmaya
kalkışmayın. Okurken sigara içme isteğiniz zamanla azalacaktır. Kendinizden tam olarak
emin olmadan bırakmayın, sonu kötü bitebilir. Unutmayın, benim söylediklerimi
uygulamanız yeterli olacaktır.
Kitabın ilk baskısından beri kazandığım birikimde beni 28. bölüm “Zamanlama”
dışında en çok kahreden şey kitabın sonuna kadar sigara içmeye devam edin talimatı
olmuştur. Ben sigarayı bıraktığım zaman birçok yakınım ve arkadaşım sırf ben bıraktım
diye sigarayı bıraktı. Herhalde “o bırakırsa biz çoktan bırakırız” diye düşündüler. Sonraki
yıllarda sigarayı bırakmamış olanları küçük mesajlarla özgürlüğün ne kadar güzel
olduğuna inandırmayı başardım. Bu kitap çıkınca hala sigara içmeye devam eden çetin
cevizlere hediye ettim. Dünyanın en sıkıcı kitabı bile olsa “bir arkadaş yazmış” diye okurlar
sandım. Aylar sonra sonunda kadar okuma zahmetinde bile bulunmadıklarını duyunca çok
şaşırdım ve kırıldım. O zamanki en iyi arkadaşımın kitabın ona hediye ettiğim imzalı orijinal
baskısını okumadan başka birine hediye ettiğini öğrendiğimde çok kırılmıştım. Çünkü
tiryakiliğin insanda yarattığı o inanılmaz korkuyu unutmuştum. Bu korku her arkadaşlığa
baskın çıkabilir. Neredeyse bir boşanmaya neden oluyordu. Annem bir gün karıma “Neden
ya sigara ya ben diye tehdit etmiyorsun?” diye sorduğunda karım “o zaman sigarayı seçer
de ondan” diye yanıtladı. Utanarak itiraf etmeliyim ki sanırım haklıydı. İşte sigaranın
insanlarda yarattığı korku bu denli büyüktür. Şimdi anlıyorum ki birçok tiryaki sigarayı
bırakmak zorunda kalmamak için bu kitabı sonuna kadar okumuyor. Bazıları o korkunç
günü ertelemek için özellikle günde bir satır okuyor. Anladığım kadarıyla birçok okuyucu
kendilerini seven biri tarafından bu kitabı okumaya zorlanıyor. Şöyle bir düşünün:
Kaybedecek neyiniz var? Kitabın sonunda sigarayı bırakmazsanız şimdikinden daha kötü
bir duruma düşmeyeceksiniz. KAYBEDECEK BİHÇİB ŞEY YOK, kazanacak o kadar çok
şey var ki! Birkaç gün veya haftadır sigara içmiyorsanız ve hala sigarayı bırakıp
bırakmadığınızdan emin değilseniz kitabı okurken sigara içmemeye devam edin. Artık
sigara içmeyen bir insansınız nasıl olsa. Bir de beyninizle bedeniniz bağdaşırsa bu kitabın
sonunda sigara içmemekten mutluluk duyan bir insan olursunuz.
Benim yöntemim temelde sigarayı bırakmanın alışılagelmiş yöntemlerinin tam tersidir.
“Normal yöntemler” sigaranın dezavantajlarını sıralayıp” yeterince uzun bir süre sigarasız
kalırsam sonunda sigara içme isteğim yok olur ve tütünün esiri olmadan yaşamdan zevk
alabilirim” ilkesini savunur.
-11-
Bu mantıksal bir yöntemdir. Her gün binlerce kişi bu yöntemin değişik bir türü ile
sigarayı bırakmaya çalışıyor. Fakat bu yöntemi başarılı bir şekilde uygulamak aşağıdaki
nedenlerden dolayı çok zordur.
1. Asıl sorun sigarayı bırakmak değil. Her söndürdüğünüz sigarayla sigarayı
bırakmış oluyorsunuz. Birinci gün size “artık sigara içmek istemiyorum” dedirtecek
nedenler olabilir. Sigara içen herkes her gün bu tür nedenlerle karşılaşır ve bu nedenler
insanları sigara içmemeye tahmininizden çok fazla zorlar. Asıl sorun ikinci, onuncu yada
on birinci gündedir. Zayıf veya çakırkeyif yada güçlü bir anınızda bir sigara içtiğiniz zaman
işin içine uyuşturucu bağımlılığı girdiği için canınız ikinci bir sigara isteyecek ve böylece
tekrar sigara içmeye başlamış olacaksınız.
2. Sağılığımıza verdiği zararın aslında bize sigarayı bıraktıracak bir etken
olması gerekir. Aklımız: “Bırak artık aptal kafa” diyerek bir bakıma işimizi daha da
güçleştirir. Örneğin sinirli veya heyecanlı olduğumuz zaman sigara içeriz. Sigara içen
birine sigaranın kendisini öldüreceğini söylediğinizde ilk yapacağı şey bir sigara yakmak
olur. İngiltere’nin ünlü kanser kliğini Royal Marsden Hospital’in önünde ülkedeki diğer
kliniklerden çok daha fazla sigara tiryakisi beklemektedir.
3. Bizi sigarayı bırakmaya zorlayan nedenler bırakmayı aslında aşağıdaki iki
unsurdan dolayı güçleştirir. Birincisi insanda özveride bulunma duygusu yaratmaları.
Sürekli o küçük dost, destek, günah yada keyif –yorumu kişiye kalmış- diye bildiğimiz
nesneyi bırakmaya zorlanıyoruz. İkincisi insanı umursamazlığa itmeleri. Sigara içmemizin
nedeni bırakmamızı gerektiren nedenlerden çok farklıdır. Asıl soru neden sigara içmek
istediğimiz yada buna neden gereksiniz duyduğumuzdur.
Benim yöntemimin temelinde neden sigarayı bırakmak istediğimizi tamamen
unutarak sigara sorununu ele alıp aşağıdaki soruları sormak yatıyor:
1. Sigara içmek bana ne veriyor?
2. Gerçekten zevk alıyor muyum?
3. Bu şeyleri yaşam boyunca ağzıma sokup kendimi zehirlemek ve bunun için
bir servet harcamak zorunda mıyım?
Sigaranın size hiçbir şey vermediği kesin bir gerçektir. İzin verin, bunu iyice
açıklayayım. Sigara içmenin dezavantajları avantajlarından daha fazladır demiyorum,
bunun öyle olduğunu her tiryaki bilir. Ben sigara içmenin size kesinlikler hiçbir şey
vermediğini söylüyorum. Sigaranın bugüne kadar sağladığı tek avantaj bir zamanlar
toplumun sigarayı “artı puan” olarak nitelendirmesiydi. Bugün ise tiryakiler bile sigara
içmeyi anti-sosyal bir davranış olarak yorumluyorlar. Çoğu tiryaki neden sigara içtiğine
mantıklı bir açıklama getirmek gereğini duyar fakat yaptığı açıklama aldatmaca ve
yanılgıdan ibarettir. İlk olarak bu aldatmaca ve yanılgıları ortadan kaldıracağız. Sigarayı
bıraktığınızda aslında hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda olmadığınızı göreceksiniz. Hem
bıraktığınız şeyin hiç bir şey olduğunu anlayacak hem de sigara içmeyen bir insan olarak
bir sürü güzel ve olumlu şeylere kavuşacaksınız. Sağlık ve para bunların yalnızca ikisi.
Yaşamın sigara olmadan bir daha o kadar zevk vermeyeceği yanılgısı kaybolur
kaybolmaz, siz sigarasız yaşamın hiçbir eksiği olmadığı gibi daha anlamlı olduğunu fark
eder etmek yoksunluk ve özlem duygusu yok olur olmaz sağlık ve tasarruf edilen para gibi
sigarayı bırakmanın bir sürü haklı nedenini tekrar ele alabiliriz. Yukarıdaki noktaları
kavradığınız zaman gerçek hedefinize ulaşmanız kolaylaşacak ve tütünün tutsaklığından
kurtulup yaşamın tadını çıkarabileceksiniz.
-12-
-13-
3
Bırakmak Neden Zor Geliyor?
Daha önce belirttiğim gibi bu konuya kendi bağımlılığım yüzünden ilgi duymaya
başladım. Sonunda bıraktığımda mucize olmuştu sanki. Daha önceki bırakma
girişimlerimde haftalarca ağır depresyonlar yaşardım. Arada bir nispeten keyfim yerine
gelir sonra yine depresyona girerdim. Hani kaygan bir çukurdan dışarıya çıkmaya
çalışırsınız; tam yukarıya çıkıp gün ışığını görünce birden ayağınız kayar ve tekrar aşağı
düşersiniz ya onun gibi bir şey. Sonunda yine bir sigara yakarsınız, tadı iğrenç gelir ve
neden o sigarayı yakmak gereğini duyduğunuzu anlamaya çalışırsınız.
Tiryakilere seanslarımdan önce yönelttiğim sorulardan biri “sigarayı bırakmak istiyor
musunuz?” sorusudur. Bir yerde aptalca bir soru. Bütün tiryakiler sigarayı bırakmaya can
atarlar. En koyu tiryakiye bile “sigaraya başlamadan önceki zamana geri dönme şansınız
olsaydı şimdiki aklınızla tekrar sigaraya başlar mıydınız?” diye sorduğunuzda “kesinlikle
hayır” cevabını alırsınız. Sigaranın sağlığına zarar verdiğini kabul etmeyen, sosyal baskıya
aldırmayan ve sigaraya para ayırabilen (bugünlerde artık fazla kalmadı) bir tiryakiye
“çocuklarınızı sigara içmeye teşvik eder misiniz?” diye sorduğumuzda yine “kesinlikle
hayır” cevabıyla karşılaşırsınız.
Bütün tiryakiler şeytani bir gücün etkisi altında olduklarının farkındadırlar. İlk
zamanlar insan kendini “yakında bırakacağım, bugün değil ama yarın” düşüncesiyle
avutur. Sonunda öyle bir noktaya gelir ki, ya iradesinin olmadığını yada sigaranın
yaşamdan tat alabilmek için gerekli bir şey olduğunu düşünmeye başlar.
Daha önce söylediğim gibi sorun bırakmanın neden kolay olduğunu değil, neden
“zor” olduğunu açıklamaktır. Aslında gerçek sorun insanların neden sigaraya başladıkları
veya bir zamanlar dünya nüfusunun yüzde altmışından fazlasının neden sigara içtiğiydi.
Bu sigara konusuna akıl sır ermez. Sigaraya başlamamızın tek nedeni binlerce
insanın sigara içiyor olması. Oysa her biri başlamamış olmayı dilediklerini belirtip sigaranın
para ve zaman kaybı olduğunu söylerler. Sigaradan zevk almadıklarına bir türlü
inanamayız ve yetişkinlere özenti olarak başlayıp bağımlılık kazanana dek bir sürü çaba
harcarız. Sonra yaşamımızın geri kalan bölümünü çocuklarımıza sigara içmemelerini
söyleyerek, kendimizi ise bu alışkanlıktan kurtarmaya çalışarak geçiririz.
Ayrıca yaşam boyu bu dert için bir servet harcarız. Günde ortalama yirmi tane
sigara içen bir tiryaki sigara için yaşamı boyunca 30.000 pound harcar. Bu parayla ne
yaparız? Pencereden dışarı atsak daha iyi olur. Oysa biz sistemli olarak ciğerlerimizi
kansere yol açan bir katranla doldurmak ve damarlarımızı yavaş yavaş tıkayıp zehirlemek
için kullanırız. Her geçen gün bedenimizin kas ve organlarını daha fazla oksijenden yoksun
bırakır giderek iyicene uyuşuk oluruz. Kendimizi pislik içinde bir yaşama, kötü kokan
nefese, sararmış dişlere, yanık izlerine, kirli küllüklere ve durmuş sigaranın o iğrenç
kokusuna mahkum ederiz. Yaşamımızın yarısını ya toplumun bize sigara içmeyi
yasakladığı yerlerde (hastaneler, okullar, otobüsler, tiyatrolar, kiliseler vs.) yada sigarayı
azaltmaya veya bırakmaya çalışırken yaşadığımız çaresizlik içerisinde geçiririz. Ne biçim
bir hobi bu böyle? Yaparken keşke yapmasam dedirten yapmazken ise kendini özleten.
Toplumun insana yaşam boyu cüzamlı bir hasta olarak bakmasına daha da kötüsü aslında
akıllı, mantıklı bir kişinin ömür boyu aşağılanmasına yol açan etken sigaradır. İnsan
farkında olmadan sigara paketinin üzerine ufacık yazılmış uyarıyı okuduğunda, sigara
içmeyenlerden oluşan bir grubun içinde bulunduğunda yada kansere veya ağız kokusuna
karşı bir kampanya sırasında kendisini yine aşağılanmış hisseder. Aklının bir köşesinde bu
-14-
kara lekeler varken yaşamdan ne bekleyebilir? HİÇBİR ŞEY! Eğlence? Keyfi? Rahatlama?
Destek? Enerji aşısı? Çıkardığınız zaman rahatlama duygusu verdiği için dar ayakkabı
giymekten hoşlanan bir insan değilseniz, bunların hepsi aldatmacadır!
Söylediğim gibi asıl sorun tiryakilerin sigarayı bırakmakta neden bu kadar güçlük
çektikleri değil insanların neden sigara içtiklerini bulmaktır.
Herhalde !İyi, güzel biliyoruz ama alışınca bırakmak zor geliyor” diyorsunuzdur. Peki
ama bırakmak neden bu kadar zor ve neden sigara içmek zorundayız? Sigara tiryakileri
yaşamları boyunca bu soruların cevaplarını bulmaya çalışırlar.
Bazısı sigaranın eksikliğini şiddetli bir şekilde duymaktan korkar. Aslında nikotin
eksikliğinin yarattığı özlem duygusu o kadar hafiftir ki birçok tiryaki uyuşturucu bağımlısı
olduğunu fark etmeden yaşayıp ölür (6. Bölüm)
Bazısı sigaranın büyük bir zevk olduğunu söyler. Bu doğru değildir. Sigara pis ve
iğrenç bir şeydir. Sigarayı yalnızca zevk için içtiğini sanan bir tiryakiye sigarası bittiğinde
içtiği marka yoksa onun yerine hiç sevmediği bir markayı içip içmeyeceğini sorun. Sigara
tiryakileri hiçbir şey içmemektense kenevir otu bile içerler. Bunun keyifle bir ilgisi yoktur.
Ben ıstakoz severim ama hiçbir zaman günde yirmi tane ıstakoz yemek gereksinimi
duymadım. Zevk aldığım başka şeyleri yapmadığımız zaman çaresizlik içinde kıvranmayız.
Bazısı nedenleri psikolojinin derinliğine inip Freud sendromu veya anne kucağındaki
bebeklik döneminde arar. Aslında durum tam tersidir. Sigara içmeye başlamamızın asıl
nedeni yetişkin ve olgun olduğumuzu göstermek istememizdir. Herkesin önünde
ağzımızda bir emzikle otursak utancımızdan ölürüz.
Bazısı burun deliklerinden duman yada ateş çıkarmanın tam tersine maço izlenimi
verdiğini düşünür. Bu düşüncenin de aslı yoktur, çünkü kulak deliğinde yanan bir sigara
komik olurdu. Kansere yol açan katran maddelerini ciğerlere doldurmak ise daha da
komiktir.
Bazısı el alışkanlığı, bazısı ağız alışkanlığı der. Öyleyse sigarayı neden yakarlar?
Dumanın ciğerlere inerken verdiği duygu derler. Ne kadar iğrenç duygudur, adına
tıkanmak derler. Birçok kişi sigara içmenin can sıkıntısını geçirdiğini savunur. Bu da bir
yanılgıdır, çünkü can sıkıntısı beynin bir ürünüdür.
Ben otuz üç yıl boyunca, beni rahatlattığına bana güven ve cesaret verdiğine
inandım. Aynı zamanda beni öldürdüğünü ve bana bir servete mal olduğunu da biliyordum.
Neden bir doktora gidip beni rahatlatacak, güven ve cesaret verecek bir alternatif
sormadım? Çünkü bir alternatif önereceğini biliyordum. Benimki bahaneden başka bir şey
değildi.
Bazıları sırf arkadaşları yüzünden içtiklerini söylerler. Gerçekten o kadar aptal olup
olmadıklarını merak ederim. Dua etsinler de arkadaşları istiyor diye, baş ağrısından
kurtulmak için başlarını kesmeye kalkışmasınlar!
Bu konuya biraz kafa yoran tiryakilerin çoğu sonunda bunun bir alışkanlık olduğu
sonucuna varır. Bu gerçek bir açıklama değildir ama bütün mantıklı nedenleri eledikten
sonra geriye kalan bir tek budur. Fakat korkarım bu açıklama da saçmadır. Yaşamımızın
her günü alışkanlıklarımızı değiştiririz, bunların bazıları çok da eğlencelidir. Benim yemek
alışkanlıklarım sigara içtiğim günlere dayanır. Sabah ve öğle yemek yemem, yalnızca bir
öğün yemek yerim o da akşam yemeğidir. Tatilde ise en çok sevdiğim öğün kahvaltıdır.
Eve geldiğimde en ufak bir çaba harcamadan normal alışkanlığıma dönerim.
-15-
İğrenç bir tadı olan, bizi ölüme sürükleyen bir servete mal olan, aslında bırakmak
için can attığımız ve istesek bir anda keserek kurtulabileceğimiz bu pis ve tiksindirici
alışkanlığa neden bu denli bağlıyız? Bırakmak neden bu kadar zor geliyor? Oysa hiç zor
değil, bilakis çok basit. Sigara içmenin gerçek nedenlerini anlar anlamaz kolayca
bırakacaksınız. Ve en geç üç hafta sonra bu kadar yıl neden sigara içtiğinize
şaşıracaksınız.
OKUMAYA DEVAM EDİN
-16-
4
Sinsi Tuzak
Sigara kadar sinsi ve kurnaz bir tuzak yoktur. Akıl almayacak kadar zekice
düşünülmüştür. Bizi başlangıçta bu tuzağa düşüren, tuzağın içindeki binlerce yetişkindir.
Bize sigaranın dünyanın parasına mal olan, ölüme yol açan pis, iğrenç bir alışkanlık
olduğunu söylemelerine rağmen biz hiçbir keyfi olmadığına inanamayız. Sigara
alışkanlığının acıklı yanlarından biri de alışana kadar birçok uğraş vermemizdir.
Yemi, peyniri olmayan tek tuzak sigaradır. Ağzımızın suyunu akıtan sigaranın enfes
değil iğrenç tadıdır. İlk içtiğimiz sigaranın tadı güzel olsaydı alarm çanları çalardı ve zeki
bir insan olarak yetişkinlerin yarısının büyük paralar harcayarak kendilerini neden
zehirlediklerini anlayabilirdir. Ama o ilk sigaranın tadı iğrenç olduğundan acemi beynimiz
hiçbir zaman bağımlılık kazanamayacağımız kanısına varır ve zevk almadığımızdan dolayı
ne zaman istersek o zaman bırakabileceğimizi sanırız.
İnsanı hedefine ulaşmaktan alıkoyan tek uyuşturucu sigaradır. Genç erkekler sert
bir izlenim bırakmaya, Humphrey Bogart yada Clint Eastwood’a özenerek başlarlar. Oysa
sertlik ilk sigaranın verdiği en son duygudur. İnsan içine çekmeye cesaret edemez ve çok
içtiğinde önce baş dönmesi sonra mide bulantısından yakınır. O anda yapmak istediği tek
şey diğerlerinden ayrılıp o pis sigaraları atmak olur.
Kızlar deneyimli, modern genç kadın olma amacındadırlar. Sigaralarını içerken ne
kadar komik olduklarını hepimiz görmüşüzdür. Erkekler sert, kızlar da deneyimli ve modern
görünmeyi öğrendikten sonra sigaraya hiç başlamamış olmayı dilerler.
Böylece yaşamımız boyunca neden sigara içtiğimizi açıklamaya çalışır.
Çocuklarımızı bu tuzağa karşı uyarır ve ara sıra kendimiz bırakmaya çalışırız.
Tuzak öyle ayarlanmıştır ki sigarayı ancak sağlık ve para sorunu olduğunda yada
cüzamlı muamelesi görmekten rahatsızlık duyduğumuz stresli, sıkıntılı anlarda bırakmaya
çalışırız.
Bırakır bırakmaz da sıkıntımız artar (o korkunç sigara özlemi) çünkü stres anında
rahatlamak için kullandığımız eski arkadaşımız artık yoktur yanımızda.
Birkaç gün eziyet çektikten sonra yanlış bir zaman seçtiğimize karar verir daha az
stresli bir anı beklemeye başlarız. O an geldiğinde ise bırakma nedenimiz ortadan kalkmış
olur. Tabii o an hiç gelmez çünkü kendimizi yaşamımızın giderek daha stresli olduğuna
inandırmışızdır bir kere. Anne babamızın korumasından çıktığımızda yaşamımızın doğal
akışı ev kurmak, borçlar, çocuk, daha fazla sorumluluk isteyen görevler vs. Olur. Bu da bir
yanılgıdır. Aslında yaşamımızın en stresli dönemleri çocukluğun ilk yılları ve ergenlik
dönemidir. Biz genellikle sorumluluğu stresle karıştırırız. Sigara içenlerin yaşamları
otomatik olarak daha çok stres doludur. Çünkü tütün toplumun ileri sürdüğü gibi bizi
rahatlatmak yada sıkıntılarımızı hafifletmek yerine tam tersine daha sinirli ve gergin
olmamıza neden olur.
Sigarayı bırakan tiryakiler bile (bir çoğu yaşamlarında bir veya birden daha çok kez
denerler) gayet mutlu bir yaşam sürerken birdenbire tekrar bağımlılık kazanırlar.
-17-
Bu sigara konusu büyük bir labirente dönüşmeye benzer. Girer girmez kafamız
dumanlanır, aklımız karışır ve yaşamımızın geri kalan kısmını kurtulmaya çalışarak
geçiririz. Bir çoğumuz başarırız fakat bir süre sonra tekrar aynı tuzağa düşeriz.
Ben otuz üç yılımı labirentin çıkış yolunu aramakla geçirdim. Bütün tiryakiler gibi bir
türlü işin içinden çıkamıyordum. Sonunda kendime mal edemeyeceğim bazı ilginç
durumların bir araya gelmesi sonucunda başardım. Sigarayı bırakmakta daha önce neden
bu denli güçlük çektiğimi, bıraktığımda ise bırakmanın neden bu denli kolay ve eğlenceli
olduğunu merak etmeye başladım.
Sigarayı bıraktığımdan beri sigaranın sırlarını çözmeyi önce hobi, sonra meslek
edindim. Sigara Rubik küpü gibi çözülmesi neredeyse olanaksız karışık ve büyüleyici bir
bilmeceye benzer. Fakat bütün karmaşık sabır oyunları gibi cevabı bilindiğinde çözümü
çok kolaydır. Ben sizi labirentten dışarıya çıkarıp bir daha oraya girmemenizi
sağlayacağım. Yapmanız gereken tek şey talimatlarımı uygulamaktır, yalnız bir kez yanlış
yola saparsanız diğer talimatların anlamı kalmaz.
Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki sigarayı herkes bırakabilir. Yalnız önce
gerçekleri ortaya koymak gerekir. Hayır bizde korku yaratan gerçekleri demiyorum, onları
bildiğinizi biliyorum. Sigaranın doğurduğu kötü sonuçlarla ilgili yeterli enformasyon var
zaten. Bu sizi sigaradan vazgeçirseydi şimdiye kadar çoktan bırakırdınız. Benim söylemek
istediğim sigarayı bırakmakta neden bu denli güçlük çektiğimiz. Bu soruyu yanıtlamak için
neden hala sigara içtiğimizin nedenini bulmamız gerekir.
-18-
-19-
5
Neden Hâlâ Sigara İçiyoruz
Hepimiz sosyal baskı, sosyal zorunluluk gibi saçma sapan nedenler yüzünden
sigaraya başlıyoruz. Fakat bağımlılık kazandığımızı fark ettiğimizde neden hâlâ sigara
içmeye devam ediyoruz?
Sigara içenlerin çoğu neden sigara içtiğini bilmez. Gerçek nedeni bilselerdi sigarayı
bırakırlardı. Seanslarımda binlerce tiryakiye neden sigara içtiklerini sorarım. Gerçek neden
hiç değişmese de yanıtlar çok farklıdır. Bu, benim seanslarda en komik fakat aynı
zamanda en acıklı bulduğum bölümdür.
Sigara içen herkes kalbinin derinliklerinde aptal olduğunun farkındadır. Bağımlılık
kazanmadan önce sigara içmeye gerek duymadığını bilir. Birçok tiryaki ilk sigarasının
tadının ne kadar iğrenç olduğunu ve bağımlılık kazanabilmek için ne denli çaba
harcadığını hâlâ anımsar. Tiryakiler sigara içmeyenlerin kaçırdıkları hiçbir şey olmamasına
ve kendileriyle alay etmelerine çok kızarlar.
Yine de tiryakiler mantıklı ve zeki insanlardır. Sağlık konusunda çok büyük risk
aldıklarını ve sigara için ömür boyu bir servet harcadıklarını bilirler. Bu yüzden
alışkanlıklarını haklı çıkarmak için mantıklı bir açıklama yapmak gereksinimi duyarlar.
Tiryakilerin sigara içmeye devam etmelerinin gerçek nedeni önümüzdeki iki
bölümde anlatacağım faktörlerin kurnazca bileşimidir.
1. NİKOTİN BAĞIMLILIĞI.
2. İNANDIRILDIĞIMIZ ALDATMACALAR
-20-
6
Nikotin Bağımlılığı
Tütünün içindeki renksiz yağlı bileşim nikotin bizi sigaraya bağlayan uyuşturucudur.
İnsanlığın bildiği uyuşturucuların hepsinden daha fazla bağımlılık sağlar; bazen tek bir
sigara bile bağımlılık için yeterli olur.
Sigaradan çekilen her nefes ciğerlerden beyne ufak bir doz nikotin taşır ve bu doz
etkisini bir eroinmanın damarlarına sıktığı eroinden daha çabuk gösterir. İnsan bir
sigaradan ortalama olarak yirmi nefes çekerse bir tek sigaradan yirmi doz uyuşturucu
almış olur.
Nikotin etkisini çabuk gösteren bir uyuşturucudur ve kandaki nikotin miktarı sigara
içtikten yarım saat sonra yarıya, bir saat sonra ise dörtte bire düşer. Bu da birçok tiryakinin
neden günde yaklaşık yirmi tane sigara içtiğini açıklar.
Sigaramızı söndürür söndürmez nikotin hızla vücudumuzu terk etmeye başlar ve
canımız tekrar sigara istemeye başlar.
Bu noktada tiryakilerin sigara eksikliğinin yarattığı özlem duygusu konusunda
düştükleri yaygın yanılgıyı düzeltmek istiyorum. Tiryakiler sigaranın eksikliğinin yarattığı
özlemin sigarayı bırakmaya çalışırken yada zorlanırken yaşanan o korkunç sarsıntı
olduğunu sanırlar. Aslında bu özlem duygusu öncelikle ruhsal bir şeydir, tiryaki zevk yada
destek diye bildiği şeyden yoksun kaldığını düşünür. Sonra bu konuya daha ayrıntılı olarak
değineceğim.
Nikotin eksikliğinin yarattığı özlem duygusu o kadar zayıftır ki çoğu tiryaki
uyuşturucu bağımlısı olduğun fark etmeden yaşar ve ölür. “Nikotin bağımlısı” dediğimizde
alışkanlığa “daha yeni” başladığımızı düşünürüz. Çoğu tiryakinin uyuşturucudan ödü
kopar, oysa kendileri uyuşturucunun bağımlısıdır. Gerçi bırakılması kolay bir uyuşturucu
fakat insan önce bağımlı olduğunu kabul etmek zorundadır.
Nikotini kesmek hiçbir fiziksel ağrı vermez. Yalnızca bir şeyin eksildiğini anımsatan
boş, huzursuz bir duygu belirir. Bu yüzden birçok tiryaki sigaranın ellerle bir ilgisi olduğunu
sanır. Bu huzursuz duygu uzun sürerse tiryaki sinirli, gergin, güvensiz ve hassas olur. Bu
NİKOTİN zehrine duyulan açlıktır.
Bir sigara yaktıktan yedi saniye sonra vücuda taze nikotin girer ve özlem sona erer;
böylece sigaranın tiryakiye verdiği rahatlama ve güven duygusu sağlanmış olur.
Sigaraya başladığımız ilk günlerde sigara eksikliğinin yarattığı özlem duygusu ile
sigaranın verdiği rahatlama duygusu o kadar hafiftir ki varlıklarını fark etmeyiz bile. Düzenli
olarak sigara içmeye başladığımızda ya sigaradan tat almaya başladığımızı yada
alışkanlık edindiğimizi sanırız. Aslında bağımlılık kazanmış oluruz. Biz fark etmesek de o
küçük nikotin canavarı kanımıza girmiştir ve artık zaman zaman onu beslememiz gerekir.
Tiryakilerin hepsi hiç gereği olmadığı halde saçma sapan nedenlerden dolayı
sigaraya başlar. Az sigara da içsek çok sigara da içsek devam etmemizin tek nedeni o
küçük canavarı beklemektir.
Sigara konusu bir dizi bilmecedir. Bütün tiryakiler aslında aptal olduklarını ve bir
şeytanın tuzağına düştüklerinin farkındadırlar. Benim için sigara içmenin en üzücü yanı
-21-
insanın bağımlılık kazanmadan önce sahip olduğu iç huzura ve öz güvene bundan böyle
ancak sigara sayesinde kavuşmasıdır.
Hani komşumuzun alarmı bütün gün çalar ve bunun gibi küçük bir şey sizi bir süre
rahatsız eder, sonra birdenbire ses kesilir. Huzur dolu bir duygu kaplar içinizi. Fakat bu
huzur gerçek anlamda bir huzur değil yalnızca rahatsızlığın sona ermesidir.
Nikotinin hapsine girmeden önce fiziksel açıdan hiçbir eksiğimiz yoktur. Derken
vücudumuza nikotin vermeye başlarız. Her sigara söndürüşümüzde nikotinin etkisi
kaybolur ve bedenimiz bir eksiklik duyar –bu fiziksel bir ağrı değil beynin yarattığı bir
yoksunluk duygusudur. Biz bu duygunun farkına bile varmazken o bedenimizi damlayan
bir musluk gibi yavaş yavaş doldurur. Mantığımız bunu anlayamaz, anlamak zorunda da
değildir. Bildiğimiz tek şey bir sigara istediğimizdir, sigarayı yaktığımızda açlığımız gider ve
kendimizi o an için hoşnut ve güvenli hissederiz –sigaraya başlamadan önceki gibi. Fakat
bu doyum geçicidir, çünkü artık açlığımızı gidermek için vücudumuza sürekli nikotin
vermek zorundayız. Bir sigarayı bitirir bitirmez açlık yeniden başlar ve kısır döngü devam
eder. KIRMADIĞINIZ TAKTİRDE bu kısır döngü yaşam boyu sürer.
Sigara içmek dar ayakkabı giymeye benzer, çıkardığınızda rahatlarsınız. Bir
tiryakinin olayların nasıl geliştiğini anlamamasının öncelikle üç nedeni var.
1. Bedeninde fark edilebilir bir ağrı yoktur. O yalnızca bir duygudur.
2. Her şey tersten yürür. Uyuşturuculardan kurtulmak bu yüzden çok zordur.
İnsan sigara içmediği zaman o usandırıcı duyguyu yaşar ve sigarayı
suçlamaz. Bir sigara yakar yakmaz rahatlar. Bu yüzden sigaranın ona zevk
verdiği yada destek olduğu yanılgısına düşer.
3. Yaşamı boyunca beynine bir sürü asılsız düşünce işlenir. Sigaraya
başlamadan önce hiçbir şeyi eksik olmadığı halde zor bir öğrenme
sürecinden sonra sigaranın insana zevk ve güven verdiğine inanmaya
başlamasına şaşırmaz. Neden sorgulasın ki? O artık en mutlu tiryakiler
topluluğuna girmiştir.
Bu noktada sigara hakkındaki bazı yanılgıları gidermem gerekecek. Sigara içmek
alışkanlık değildir. Yaşamımızda her türlü alışkanlığımız olur, bazıları çok da eğlencelidir.
Fakat iğrenç bir tadı olan, bir servete mal olan, pis ve tiksindirici bulduğumuz ve zaten
kurtulmak istediğimiz bir alışkanlığı kolaylıkla bırakmamız gerekirken neden bu kadar
zorlanırız? Çünkü bu bir alışkanlık değil, bir uyuşturucu bağımlılığıdır. Bununla başa
çıkmasını öğrenmemiz gerekir. Daha nasıl olduğunu anlayamadan yalnızca düzenli olarak
sigara almakla kalmaz aynı zamanda sigaraya gereksinim de duymaya başlarız.
Sigaramız olmadığında paniğe kapılır, giderek daha fazla sigara içeriz.
Sigarayı artırmamızın nedeni vücudun her uyuşturucuda olduğu gibi nikotinin
etkisine bağışıklık kazanması ve sonuç olarak giderek daha fazla nikotine gereksinim
duymamızdır. Kısa bir süre sonra sigara doğurduğu açlık duygusunu tam anlamıyla
dindirememeye başlar; öyle ki bir sigara yaktıktan sonra kendimizi bir an öncesine göre
daha iyi hissetmemize rağmen sigara içerken bile içmeyen bir kişiden daha sinirli ve
gerginizdir. Bu dar ayakkabı giymekten daha da komiktir, çünkü ağrının bir kısmı ayakkabı
çıktıktan sonra bile sürer.
Aslında durum daha da kötüdür, çünkü nikotin vücuttan çok çabuk –sigara biter
bitmez- çıkar. İnsanların sıkıntılı anlarda bir sigarayı söndürüp öbürünü yakmalarının
nedeni budur işte.
-22-
Daha önce de söylediğim gibi sigara içmek alışkanlık değildir. Tiryakilerin sigara
içmeye devam etmelerinin gerçek nedeni içlerindeki küçük canavardır. Onu sürekli
beslemek zorundadırlar. Tiryaki bu anı dört durumdan biri yada bunların bir araya gelmesi
anında kendisi seçer. Bu dört durum şunlardır:
CAN SIKINTISI / KONSANTRASYON – İki büyük Çelişki STRES / RAHATLAMA – İki
büyük çelişki.
Hangi olağanüstü uyuşturucu yirmi dakika önce yarattığı etkiyi birdenbire tam
tersine çevirebilir? İnsan şöyle bir düşündüğünde bu yukarıdaki dört durumdan başka
yaşamda uyku dışında ne kalıyor ki Aslında sigara ne can sıkıntısı veya stresi geçirir nede
konsantrasyonu veya rahatlamamızı sağlar. Bunların hepsi aldatmacadır.
Nikotin yalnızca bir uyuşturucu değil aynı zamanda sineklerin yok edilmesinde
kullanılan etkisi çok güçlü bir zehirdir (ansiklopediye bakabilirsiniz). Bir sigaranın içerdiği
nikotin miktarı doğrudan doğruya DAMARLARINIZA VERİLDİĞİNDE ÖLÜRSÜNÜZ. Tütün
aynı zamanda karbonmonoksit dahil başka birçok zehir de içerir.
Pipo yada puroya geçme hayalleriniz varsa bu kitabın tütünün her türünü hedef
aldığını belirteyim.
İnsan vücudu yeryüzündeki en karmaşık şeydir. Amipler ve solucanlar dahil hiçbir
canlı türü besinle zehir arasındaki farkı bilmeden yaşayamaz.
Binlerce yıldır devam eden doğal bir gelişme sürecinde insan vücudu ve beyni
yemekle zehir arasında ayrım yapacak teknikler ve zehri dışarıya atacak yöntemler
bulmuştur.
Bağımlılık kazanmadan önce kimse tütünün kokusundan ve tadından hoşlanmaz.
Bir çocuğun yada hayvanın yüzüne tütün dumanı üflediğinizde öksürmeye ve tükürmeye
başladığını görürsünüz.
İlk sigaramızı içtiğimizde içimize çektiğimiz duman öksürmemize neden olur. Çok
içersek başımız dönmeye başlar ve kendimizi iyi hissetmemeye başlarız. VÜCUDUMUZ
BİZE BU YOLLAR “BANA ZEHİR VERİYORSUN YAPMA” der. İşte tiryaki olup olmama
kararı bu noktada alınır. Sigaraya genellikle fiziksel ve ruhsal bakımdan zayıf insanların
başladığı doğru değildir. İlk sigaralarından nefret edenler çok şanslıdır, ciğerleri dumanla
başa çıkamayanların yada bu zor öğrenme sürecini, dumanı öksürmeden içine çekmeyi
öğrenmeyi göze alamayanların yaşamları kurtulmuş olur.
Benim için sigara konusunun en üzücü yanı bağımlılık kazanmak için birçok çaba
harcamamızdır. Gençleri durdurmak bu yüzden çok zordur. Sigara içmeyi öğrenme
aşamasında oldukları için sigaranın tadını hala iğrenç bulurlar ve ne zaman isterlerse
bırakabileceklerini sanırlar. Neden bizden öğrenmezler? Biz neden anne babamızdan
öğrenmedik ki?
Birçok tiryaki tütünün tadını ve kokusunu gerçekten sevdiğini sanır. Bu bir yanılgıdır.
Sigara içmeyi öğrendiğimizde nikotin alabilmek için vücudumuza kötü kokuya ve kötü tada
karşı duyarsız olmayı öğretiriz, tıpkı kendilerine şırınga yapmaktan hoşlandığını sanan
eroinmanlar gibi. Eroin eksikliğinin yarattığı kriz oldukça şiddetlidir ve eroinmanların zevk
aldıkları tek şey bu krizin dinmesidir.
Tiryaki nikotinine kavuşabilmek için kötü tat ve kötü kokuyu aklından çıkarır.
Tütünün tadından ve kokusundan zevk aldığı için sigara içtiğine inanan bir tiryakiye “hep
-23-
içtiğiniz marka yerine hiç sevmediğiniz bir marka sigara bulduğunuzda sigarayı bırakır
mısınız?” diye sorun. Asla. Tiryakiler hiçbir şey içmemektense kenevir otu bile içerler;
sarma sigara, mentollü sigara, puro yada pipo hiç fark etmez. Başlangıçta tadı iğrenç
gelse de biraz inatla onları içmesini de öğrenirler. Tiryakiler soğuk algınlığına, gribe, boğaz
ağrısına, bronşite veya amfizeme rağmen sigara içmeye kalkışırlar.
Bunun zevkle bir ilgisi yoktur. Eğer olsaydı kimse birden fazla sigara içmezdi.
Sigarayı bırakmış binlerce kişi doktorların verdiği o iğrenç nikotinli sakızlara bağımlıdırlar,
bir çoğu hala sigara içtiği halde.
Seanslarım sırasında bazı tiryakiler uyuşturucu bağımlısı olduklarını öğrendiklerinde
paniğe kapılırlar, bu durumun bırakmalarını daha da zorlaştıracağını sanırlar. Aslında
gerçek durum iki nedenden dolayı o kadar kötü değildir:
1. Sigaranın dezavantajlarının avantajlarından çok daha fazla olduğunu
bilmemize rağmen bir çoğumuzun sigara içmeye devam etmesinin nedeni
sigaranın bize gerçekten zevk verdiğine yada bir şekilde yardımcı olduğuna
inanmamızdır. Sigarayı bırakırsak bir boşluk doğacağını ve yaşamımızın
belirli kesimlerinin bir daha eskisi gibi olamayacağını sanırız. Bu bir
yanılgıdır. Gerçek, sigaranın bize hiçbir şey vermediğidir; bizden alır götürür
ve ancak kısmen geri verir, bu da yanılgıyı doğurur. Bunu sonra başka bir
bölümde daha ayrıntılı olarak anlatacağım.
2. Nikotin çok kısa süre içinde bağımlılık kazanılması açısından dünyanın en
güçlü uyuşturucusu olarak bilinse de bağımlılık derecesi o denli güçlü
değildir. Etkisini çok çabuk yarattığından yalnızca üç hafta gibi kısa bir süre
içinde vücut nikotini atar ve nikotinin eksikliğini beden o kadar az duyar ki,
birçok tiryaki farkında bile olmadan geçirir.
Çok haklı olarak “o zaman bir sürü tiryaki sigarayı bırakmakta neden o denli
zorlanıyor, aylarca eziyet çekiyor ve yaşamının geri kalan bölümünde ara sıra hâlâ sigara
özlemi duyuyor?” diye soracaksınız. Vereceğim yanıt aynı zamanda sigara içmemizin
ikinci nedenini de açıklayacak –beynimize sürekli olarak işlenen asılsız düşünceler
yüzünden. Kimyasal bağımlılıkla baş etmek kolaydır.
Çoğu tiryaki bütün bir geceyi sigara özlemi yüzünden uyanmadan sigarasız geçirir.
Birçok tiryaki ilk sigarasını yakmadan önce yatak odasından çıkmış olur, birçoğu önce
kahvaltı eder, birçoğu ise önce iş yerine gitmeyi bekler. On saat boyunca rahatlıkla
sigarasız kalabilir, fakat gündüz on saat sigara içmese deliye döner.
Birçok tiryaki yeni aldığı arabasında sigara içmez. Birçoğu tiyatroya, süpermarkete,
kiliseye vs. Gider ve oralarda sigara içememek onları hiç rahatsız etmez. Metroda bile
şimdiye kadar bu yüzden ayaklanma çıkmadı. Tiryakiler sigara içmelere kısıtlandığında
neredeyse sevinirler.
Bugün birçok tiryaki sigara içmeyenlerin evlerinde yada onlarla beraberken büyük
bir sıkıntı çekmeden sigarayı unutabilir. Aslında tiryakilerin çoğu fazla eziyet çekmeden
uzun süre sigarasız kalabilir. Ben bile bütün akşam mutlu bir şekilde sigarasız
rahatlayabiliyordum. Tiryakiliğimin son yıllarında akşam olsun da kendimi zehirlemekten
kurtulayım diye beklerdim (ne kadar gülünç bir alışkanlık).
Kimyasal bağımlılıkla baş etmek kolaydır. Ara sıra sigara içen binlerce kişi uzun
süre sigarasız kalabilir ama aslında ardı ardına sigara içenler kadar bağımlıdırlar. Sigarayı
bırakmayı başarmış fakat ara sıra puro için eski koyu tiryakiler vardır, o puro
bağımlılıklarını devam ettirir.
-24-
Daha önce belirttiğim gibi asıl sorun nikotin bağımlılığı değildir. O aklımızı karıştırıp
gerçek sorunu –beynimize işlenmiş boş inançları- anlamamızı engelleyen bir katalizör
görevi görür.
Yaşamı boyunca koyu bir tiryaki olmuş kişiler sigarayı kendilerinin de ara sıra
içenler kadar kolaylıkla bırakabileceklerini öğrendiklerinde belki biraz avunurlar. Onların
durumu bir yerde daha bile kolaydır. Sigara içmeye devam ettikçe daha kötü bir duruma
düşer, bıraktığımızda da daha çok şey kazanmış oluruz.
Başka bir avuntu da etrafta ara sıra dolaşan söylentilerin (örneğin “en son pisliğin
vücudu terk etmesi yedi yıl sürer” yada “insanın içtiği her sigara yaşamından beş dakika
götürür”) doğru olmamasıdır.
Sigaranın kötü etkilerinin abartıldığını sanmayın. Abartı değil tam tersine az bile
anlatılıyor. Fakat o “beş dakika kuralı” belli ki kaba bir tahmin ve ancak ölümcül bir
hastalığa yakalandığınızda yada atardamarlarınızı kalbiniz duruncaya dek
doldurduğunuzda geçerli olabilir.
Aslında “pislik” bedeninizi hiçbir zaman tam anlamıyla terk etmez. Etrafta sigara
içenler olduğunda sigara içmeyenler de havadaki pislikten nasiplerini alırlar. Yine de insan
vücudu olağanüstü bir makinedir ve çaresiz bir hastalığa yakalanmadıysa kendi kendini
tedavi edecek büyük bir güce sahiptir. Şimdi bırakırsanız vücudunuz birkaç hafta içinde
sanki hiç sigara içmemişsiniz gibi dinç olur.
“Sigarayı bırakmak için çok geç” diye bir şey yoktur. Ben elli, altmış yaşına gelmiş
birçok tiryakiye yardımcı oldum, bazıları yetmişinde sekseninde bile vardı. Bir süre önce
kliniğe doksan bir yaşındaki bir kadınla altmış beş yaşındaki oğlu geldiler. Kadına neden
sigarayı bırakmaya karar verdiğini sorduğumda “oğluma örnek olmak için” dedi.
Sigaranın verdiği zarar arttıkça bıraktıktan sonra yaşayacağınız rahatlama da artar.
Sonunda sigarayı bıraktığımda içtiğim sigara sayısı birdenbire yüzden SIFIRA düştüğü
halde sigarayı hiç aramadım. Sigarasızlığa alışma zamanından bile zevk aldım.
Fakat önemli olan yıllardır inandırıldığımız aldatmacaların izlerini silmektir.
-25-
7
İnandırıldığımız Aldatmacalar Ve İrade Dışı Hareket
Sigaraya nasıl ve neden başlarız ki? Bunu tam olarak anlayabilmek için bilinçaltının
benim deyişimle “uyuyan partnerimizin” olağanüstü gücünü incelemek gerekir.
Hepimiz kendi yolunu çizen zeki, üstün varlıklar olduğumuzu sanırız. Aslında
yaşamımızın yüzde doktan dokuzu önceden belirlenmiştir. Biz içinde yaşadığımız
toplumun ürünüyüz. Nasıl giyineceğimizi, ne tür evlerde oturacağımızı, yaşam tarzımızı,
değişik olduğumuz yönleri bile (örneğin politikada turuncu mu yoksa açık görüşlü mü
olduğumuz) toplum belirler. Son verdiğim örnek rastlantıya değil, içinde bulunduğumuz
sınıfa bağlıdır. Bilinçaltının üzerimizdeki etkisi çok büyüktür ve düşünceler yine gerçek söz
konusu olduğunda bile milyonlarca insan yanıltılabilir. Kolomb dünyanın çevresini
gezmeden önce çoğunluk dünyanın düz olduğuna inanıyordu. Bu gün bir küre olduğunu
biliyoruz. Bir sürü kitap yazıp sizi dünyanın düz olduğuna inandırmaya çalışırsam bile
başarılı olamam, oysa kaçımız uzayda bulunup dünyanın küre olduğunu gözleri ile gördü?
Dünyanın çevresini uçakla yada gemiyle gezmiş olsanız bile düz bir yüzey üzerinde daire
çizmediğinizi nereden biliyorsunuz?
Reklamcılar bilinçaltının yönlendirme gücünü çok iyi bilirler; bu yüzden yollar bizi
adım adım takip eden büyük posterlerle, gazetelerin her sayfası ilanlarla doludur. O kadar
para boşuna mı harcanıyor sanıyorsunuz? O reklamlar size sigara aldırtmıyor mu sanki?
Yanılıyorsunuz! Kendiniz deneyin! Soğuk bir günde bir bara yada restorana gittiğinizde
yanınızdaki kişi ne içmek istediğinizi sorduğunda “bir viski” (yada herhangi başka bir şey)
yerine “canım bugün ne istiyor biliyor musun? Bir viskinin o yumuşacık sıcaklığını.” Deyin.
Viski sevmeyen birinin bile size katıldığını göreceksiniz.
Çocukluğumuzdan beri her gün sigaranın bizi rahatlattığına, bize cesaret ve güven
verdiğine ve dünyadaki en değerli şeyin sigara olduğuna dair mesajlar alırız. Abarttığımı
mı sanıyorsunuz? Filmlerdeki bütün idam sahnelerinde idam edilecek kişilerin en son
arzuları bir sigaradır. Bunun bizde bıraktığı etki çok derindir. Bilincimiz fark etmese de
“uyuyan partnerimiz” mesajı alacak zamanı bulur. Buradaki mesaj: “Dünyadaki en değerli
şey, en son düşüncem ve en son yaptığım şey bir sigara içmektir.” Bütün savaş filmlerinde
yaralılara bir sigara verilir.
Bu son zamanlarda değişti mi sanıyorsunuz? Hayır, kocaman reklam panoları ve
gazete ilanları çocuklarımızın beynine işlemeye devam ediyor. Sözüm ona televizyonda
sigara reklamı yapılması yasaklanmış. Televizyonun en çok izlendiği zamanlarda
gösterilen filmlerde artistlerin büyük bir keyifle sigaralarını yaktıklarını görüyoruz. Bugünün
reklamcılığının en sinsi yanı sigarayı spor olayları ve jet sosyeteyle bağdaştırmaktır. Bunu
da doğal olarak tütün devleri finanse ediyor. Yarış arabaları model ve isimlerini sigara
markalarından alıyor –yada tam tersi mi? Çıplak bir çiften seks sonra yatakta bir sigara
paylaştığı reklamlar gördüm. Bunun ne tür bir çağrışım yaptığı bellidir. Asıl şu sigarillo
reklamlarına bayılıyorum: Konuları yüzünden değil kampanyanın mükemmelliğinden
dolayı. Hepsinde bir adam ölüm veya felaketle karşı karşıyadır; birinde balonu yanıyor ve
düşmek üzere, diğerinde motosikleti bir nehre uçmak üzere, bir başkasında kendisi
Kolomb kılığında ve gemisi dünyanın ucundan aşağı düşmek üzere. Hiçbirinde konuşma
yok. Hafif bir müzik çalıyor. Adam bir sigarillo yakıyor ve yüzüne kendinden geçmiş bir
ifade yerleşiyor. Sigara içen bir kişi reklamı gördüğünü belki fark etmez bile fakat “uyuyan
partner” amacı çok açık olan bu reklamı sabırla sindirir.
-26-
Doğal olarak diğer taraftan da reklam yapılıyor: Kanserin tehlikesi, kesilmiş
bacaklar, kötü kokan nefes vs. Bunların hiçbiri sigara içenleri sigaradan vazgeçirtemiyor.
Mantıklı düşünürsek vazgeçirtmesi gerekir, ama vazgeçirtemiyor. Gençleri sigaraya
başlamaktan bile alıkoyamıyor. Sigara içtiğim yıllar akciğer kanseri ile sigara içmek
arasındaki bağlantıyı bilseydim kesinlikle sigaraya başlamazdım diye düşünüyordum.
Aslında değişen hiçbir şey yok. Tuzak dün ne idiyse bugün de o. Sigaraya karşı olan bütün
kampanyalar bir tek aklımızın daha da fazla karışmasına yarıyor. Sizi içindeki şeyleri
içmeye iten o şirin parlak paketlerin üzerinde bile uyarı yazısı var. Hangi tiryaki okuyor ki o
yazıyı, nerede kaldı o yazıdan sonuçlar çıkarmak.
Öncü bir sigara firmasının o uyarı yazısını ürünlerini satmak için bile kullandığını
sanıyorum. Reklamların çoğu örümcekler, kocaman böcekler ve Venüs sinek tuzağı gibi
korkunç örneklerle dolu. Uyarı yazısı artık o kadar büyük ve dikkat çekici ki, insan
bakmamaya çalışsa bile görmemesi olanaksız. Tiryakilerin yaşadığı korkular yaldızlı parlak
paketlerle çağrışım yaptırıyor.
Bu beyin yıkama olayında en etkili etken tiryakilerin kendileridir. Sigara içen
insanların zayıf iradeli ve zayıf bedenli kişiler oldukları doğru değildir. O zehirle başa
çıkmak için iyi bir kondisyon gerekir. Tiryakiler sigaranın sağlığa zararlı olduğunu ısrarla
ortaya koyan istatistikleri bu yüzden görmezlikten gelirler. Herkesin günde iki paket sigara
içen, yaşamı boyunca bir gün bile hastalanmamış ve seksen yaşına gelmiş bir amcası
vardır. Kimse genç yaşlarda ölen diğer yüzlerce tiryakiyi ya da o amcanın sigara içmeseydi
hala yaşayacağını aklına bile getirmez.
Arkadaşlarınız arasında bir küçük anket yaptığınızda çoğu tiryakinin güçlü kişiliklere
sahip insanlar olduğunu görürsünüz. Çoğunlukla serbest çalışan, yönetim pozisyonlarında
bulunan yada doktor, avukat, polis, öğretmen, hemşire, sekreter gibi belli bir eğitim
gerektiren mesleklerde çalışan diğer bir deyişle yaşamları stres dolu kişilerdir. Tiryakilerin
düştüğü en büyük yanılgı sigaranın stresi hafiflettiğidir. Bu yüzden sigara sorumluluk sahibi
olan ve stresli bir yaşam süren aynı zamanda hayranlık duyulan ve taklit edilen dominant
insan tipi ile sık sık bağdaştırılır. Can sıkıntısı sigara içmenin ikinci nedeni olarak
bilindiğinden bağımlılığın yaygın olduğu bir başka grup da tekdüze iş yapan kişilerdir.
Korkarım sigaranın can sıkıntısını geçirdiği düşüncesi de bir yanılgıdır.
Beynimize işlenen aldatmacaların boyutları inanılmayacak kadar büyüktür.
Toplumumuz eroin bağımlılığını dışlar oysa yılda eroinden ölenlerin sayısı yüzü bulmaz.
Fakat nikotin adında başka bir uyuşturucu vardır ki, yüzde altmışından fazlamız
yaşamında bir kez bağımlılık kazanır ve çoğu, yaşamının sonuna dek bu yüzden çok para
harcar. İnsanlar harçlıklarının büyük bir kısmını sigaraya harcarlar ve sigara her yıl
binlerce kişinin yaşamını mahveder. Batı toplumunda trafik kazaları, yangınlar dahil bir
numaralı ölüm nedeni sigaradır.
Bir servete mal olan ve bizi gerçekten öldüren bir uyuşturucu bir süre öncesine
kadar hiçbir sakıncası olmayan sosyal bir davranış olarak değerlendirilirken şimdi eroini
neden büyük bir dert olarak görüyoruz? Son yıllarda genel kanı biraz değişti ve sigara
içmek sağlığa zarar verebilen biraz anti sosyal bir alışkanlık olarak nitelendirilmeye
başladı. Fakat hâlâ her bakkalda, büfede yaldızlı paketler içinde yasal olarak satılmaya
devam ediyor. Bunda en çok çıkarı olan devlettir. Sigara içenlerden trilyonlarca tütün
vergisi alınıyor ve tütün endüstrisi yalnızca reklam için yılda yüzlerce milyar harcıyor.
Bir galeride elden düşme bir araba alırken galeri sahibini nezaketler dinler ama
söylediklerinin bir kelimesine bile inanmazsınız ya, aynı şekilde sigara konusunda
beynimize işledikleri bu boş düşüncelere de tepki göstermeniz gerekir.
-27-
Öncelikle o parlak yüzlü paketlerin içine bir bakın da orada ne kadar pislik ve zehir
gizli bir görün. Kristal küllükleri veya altın çakmaklar yada kandırılmış milyonlarca kişi
yüzünden aklınızın karıştırılmasına izin vermeyin ve kendinize şu soruları yöneltin:
Ben niye sigara içiyorum ki?
Gerçekten içmek zorunda mıyım?
HAYIR, TABİİ Kİ İÇMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ.
Beynimize işlenmiş asılsız inançların açıklamakta en çok güçlük çektiğim yanı diğer
her bakımdan mantıklı, akıllı bir kişinin bağımlılığı yüzünden nasıl bu denli aptallık
etmesidir. Hiç istemeyerek itiraf etmeliyim ki alışkanlıklarından vazgeçmelerinde yardımcı
olduğum binlerce kişinin içinde en aptalı bendim.
Günde bazen yüz tane sigara içiyordum. Babam da koyu bir tiryakiydi. Boylu poslu
bir adamdı ve tam gençlik yıllarında sigara yüzünden durulmuştu. Küçücük bir çocukken
onu öksürür ve balgam tükürürken izlediğimi anımsıyorum. Görüyordum ki o da halinden
memnun değildi. Kötü bir ruh tarafından ele geçirilmiş olduğunu düşünürdüm. Anneme
“sakın hiçbir zaman sigara içmeme izin verme” dediğimi hâlâ anımsıyorum.
On beş yaşımdayken spor hastasıydım. Bütün hayatım spordu ve kendine güvenen
yaşam dolu bir insandım. Bana o zamanlar biri bir gün, günde yüz tane sigara içeceğimi
söyleseydi, bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği üzerine ömür boyu kazanacağım
maaşımla bahse girerdim.
Kırk yaşıma geldiğimde fiziksel ve ruhsal açıdan sigaranın esiri olmuştum. Artık
hiçbir fiziksel hareketi yada düşünsel olayı bir sigara yakmadan yapamıyordum. Birçok
tiryaki bir stres halinde hemen sigaraya uzanıyor, örneğin telefon çaldığında yada toplum
içinde hareket etmek zorunda kaldığında. Ben artık sigara yakmadan ne televizyonun
kanalını nede bir ampulü değiştirebiliyordum.
Sigaranın beni öldürdüğünü biliyordum. Bu konuda kendimi aldatmam olanaksızdı.
Ama ruhsal açıdan beni ne hale getirdiğini nasıl oldu da anlayamadım bilmiyorum. Oysa o
kadar belliydi ki, burnumun dibindeydi. İşin en gülünç tarafıysa birçok tiryakinin bir süre
sigaranın bir keyif olduğuna inanmasıdır. Ben bu yanılgıya hiç düşmedim. Benim inancıma
göre sinirlerime iyi geliyor ve konsantrasyonumu artırıyordu. Artık sigara içmiyorum ve
yaşamımın bir dönemini sigara içerek geçirdiğime inanamıyorum. Bu sanki bir kabustan
uyanmak gibi bir şey –hem de ne kabus! Nikotin insanın tat ve koku duyularını da
değiştiren bir uyuşturucudur. Sigaranın en kötü yanı sağlığa ve cüzdana verdiği zarar değil
insanda yarattığı psikolojik etkidir. İnsan sigara içmeye devam edebilmek için akla
gelebilecek her tür açıklamayı arar.
Başarısızlıkla sona eren bir sigarayı bırakma girişiminden sonra zararının daha az
olduğuna inandığım için pipoya geçişimi anımsıyorum.
Pipo tütünlerinin bazıları gerçekten iğrençtir. Kokusu gayet hoş olabilir ama içimi bir
felakettir. Dilimin ucunun üç ay boyunca yara olduğunu anımsıyorum. Piponun ucunda, alt
kısımda kahverengi bir su birikir. İnsan yanlışlıkla pipoyu eğdiğinde daha farkına varmadan
o pis suyu yutuverir ve içinden kusmak gelir.
Pipo içmeyi öğrenmem tam üç ay sürdü. Yalnız anlamadığım şey bu üç ay içinde
neden bir gün oturup da kendime bu işkenceyi niye yaptığımı sormamamdır.
-28-
Pipo içmeyi öğrenen bir sigara tiryakisi dünyanın en mutlu insanı olur. Bir çoğu
pipoyu tadını sevdiği için içtiğini sanır. Daha önce piposuz gayet mutlu bir şekilde yaşarken
bu zevki öğrenmek için neden bu kadar eziyet çekerler acaba? Çünkü nikotine bağımlılık
kazanır kazanmaz beynimize işlenmiş boş inançların etkisi iki katına çıkar. İnsan
bilinçaltından küçük canavarın beslenmesi gerektiğini bilir ve diğer her şeyi aklından
çıkarır. Daha önce belirttiğim gibi insanların sigara içmeye devam etmelerinin nedeni
vücuttaki nikotin miktarı azalır azalmaz ortaya çıkan yoksunluk ve güvensizlik
duygusundan korkmalarıdır. Bu korkunun farkında değilseniz korkunuz yok demek değildir.
Bir kedi için önemli olan oturduğu yerin sıcak olmasıdır, yerin altındaki kalorifer borularının
nerelerden geçtiğini bilmesi gerekmez, siz de aynı şekilde bu mekanizmayı anlamak
zorunda değilsiniz.
Sigarayı bırakmamızı güçleştiren ana unsur beynimize işlenmiş asılsız inançlardır.
İçinde büyüdüğümüz toplumun beynimize işlediği bu inançlara bir de bağımlılığımızın
yarattığı diğer boş inançlar fakat en önemlisi arkadaşlarımız ve yakınlarımızın beynimizi
yıkayarak inanmamızı sağladıkları aldatmacalar eklenir.
Sigaraya başlamamızın tek nedeni sigara içen diğer insanlardır. İçmezsek bir
şeyden yoksun kaldığımızı sanırız. Alışmak için o kadar zahmet çektikten sonra o yoksun
kalınan şeyin ne olduğunu kimse bilmez. Ne zaman sigara içen bir insan görsek “bu işte
kesin bir şey olmalı, yoksa içmezdi” diye düşünürüz. Sigarayı bıraktığımız zaman bile bir
parti yada toplantıda sigarasını yakan birini görünce içimizi bir yoksunluk duygusu kaplar
“o kendini güvenli hissediyor, yakıveriyor bir tane” diye kıskanırken sigaraya yeniden
başlayıveririz.
Bu aldatmacaların etkisini hafife almamamız gerekir. Savaş sonrası radyoda
yayınlanan Paul Tample adındaki polisiye diziyi anımsıyorum. Çok sevilen bir diziydi. Bir
bölümünde “ot” diye de bilinen haşhaş bağımlılığı konu edilmişti. Kötü adamlar sigaraların
içine gizlice ot koyup satıyorlardı. Bu sigaraların kimseye bir zararı olmadı. İnsanlar
bağımlı oldular ve sigaralardan almaya devam ettiler. (Seanslarımda yüzlerce kişi
yaşamlarında bir kez haşhaş içmeyi denediklerini itiraf etti. Fakat hiçbiri bağımlı olmamış.)
Ben o programı dinlerken yedi yaşımdaydım. Bu benim uyuşturucu bağımlılığı konusunda
edindiğim ilk bilgiydi. Bağımlılık, zorunlu olarak uyuşturucu almaya devam etmek
düşüncesi beni o kadar dehşete düşürmüştü ki bugün haşhaşın bağımlılık
yaratmadığından neredeyse emin olmama karşın haşhaşlı bir sigara içmeye dünyada
cesaret edemem. Uyuşturucudan bu denli korkarken bağımlılık yaratmakta bir numaralı
uyuşturucunun esiri olmam ne büyük bir çelişkidir. Paul Temple beni keşke sigaraya karşı
uyarmış olsaydı! Kırk yıl sonra insanlık kanser araştırmalarına milyarlar harcarken sağlıklı
gençleri iğrenç sigaraya itmek için trilyonlar harcanıyor ve bu işte en büyük kâr devlet
kasalarına giriyor!
Beynimize işlenmiş o asılsız inançları aklımızdan çıkarmak üzereyiz. Bir şeyden
yoksun kalan sigara içmeyen değil, zavallı tiryakidir. Bütün yaşamı boyunca aşağıdaki
unsurları tüketir:
SAĞLIK
ENERJİ
VARLIK
İÇ HUZUR
ÖZ GÜVEN
ÖZ SAYGI
CESARET
MUTLULUK
-29-
Bu verdiği şeylerin karşılığında ise ne alır?
Hiç sigara içmeyenlerin sürekli sahip oldukları iç huzur ve özgüvene kavuşma
hayalinden başka KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEY.
-30-
8
Sigara Özlemini Hafifletmek
Daha önce belirttiğim gibi tiryakilerin çoğu sigaranın verdiği keyif, rahatlama yada
başka hoş bir nedenden dolayı sigara içtiklerini sanır. Aslında bu bir yanılgıdır. İnsanların
sigara içmelerinin gerçek nedeni sigaranın özlemini gidermek zorunluluğudur.
Sigarayı başlangıçta toplumda bite destek veren bir nesne olarak kullanırız.
İstediğimiz zaman sigara içer istemediğimiz zaman içmeyiz. Aslında kısır döngü
başlamıştır bile. Bilinçaltımız sigaranın bazı zamanlar keyif verdiğini çoktan öğrenmiştir.
Bağımlılığımız arttıkça sigara özlemini giderme gereksinimimiz de artar, böylece
sigara bizi daha çaresiz bir duruma düşürürken biz giderek sigaranın bunun tam tersini
yaptığına inanırız. Her şey o kadar yavaş gelişir ki farkına bile varmayız. Bir önceki gün ne
hissettiysek ertesi gün de onu hissederiz. Birçok tiryaki bağımlı olduğunu ancak sigarayı
bırakmaya çalıştığında fark eder ve o zaman bile bağımlılığını itiraf etmez. Birkaç inatçı,
yaşamları boyunca kafalarını kuma gömüp kendilerini ve başkalarını sigaranın keyifli
olduğuna inandırmaya çalışır.
Yüzlerce gençle aşağıdaki konuşmayı yaptım.
Ben: Nikotinin bir uyuşturucu ve sigara içmenizin tek nedeninin bırakamamanız
olduğunun farkında mısınız?
Genç: Ne kadar saçma! Ben zevk alıyorum. Almazsam bırakırım.
Ben: İstediğiniz zaman bırakabileceğinizi kanıtlamak için bir haftalığına sigarayı
bırakın o zaman.
Genç: Gerek yok. Zevk alıyorum. İstersem bırakırım.
Ben: Kendinize bağımlı olmadığınızı kanıtlamak için bir hafta sigara içmeyin.
Genç: Neden bırakayım ki? Zevk alıyorum.
Dediğim gibi tiryakiler stres veya can sıkıntısı halinde yada konsantre olmak veya
rahatlamak istediklerinde yada bu faktörlerden birkaçı bir araya geldiğinde sigara
özlemlerini gidermek isterler. Bu konuyu önümüzdeki bölümlerde detaylı olarak
anlatacağım.
-31-
9
Stres
Stres derken yalnızca yaşamın çeşitli trajedilerini değil aynı zamanda telefon
görüşmeleri gibi sosyal olayların yarattığı veya bir annenin çocukları yüzünden girdiği
stresli durumları ele almak istiyorum. Örneğin telefon görüşmeleri. İnsanların çoğu fakat
özellikle iş adamları telefon görüşmelerini hafif stresli bir olaya olarak görürler. Telefonların
çoğu memnun müşterilerden yada sizi kutlamak isteyen patronunuzdan değildir. Genellikle
ya bir sorun vardır -bir şey ters gitmiştir- yada biri bir şey istiyordur. Sigara içen bir insan o
anda ağzında sigara yoksa bir tane yakar. O sigarayı neden yaktığını bilmez ama bir
şekilde kendine iyi geldiğini sanır.
Aslında olay şudur. Farkına varmadığı halde bir stres içine girmişti zaten -bir süredir
içmediği için sigara özlemi çekiyordu. Bu özlemi giderdiğinde diğer stres azalır ve insan
rahatlar. O anki o rahatlama duygusu aldatmaca değildir. Sigarasını yakan bir tiryaki
kendini bir an öncesine göre gerçekten daha iyi hisseder. Fakat daha o sigarayı içerken
sigara içmeyen bir insandan daha fazla gergin olur, çünkü bağımlılığı arttıkça durumu
çaresizleşir ve sigaranın verdiği rahatlama duygusu giderek azalır.
Size şok tedavisi uygulamayacağıma söz vermiştim. Şimdi vereceğim örnekle sizi
şok etmek değil yalnızca sigaranın sinirlerinizi yatıştırmak yerine yıprattığını vurgulamak
istiyorum.
Öyle bir duruma geldiğinizi düşünün ki doktor size sigarayı bırakmazsanız
bacaklarınızı kesmek zorunda kalacağını söylüyor. Şöyle bir oturup düşünün bacaksız
yaşam nasıl olur diye. Kendinizi bu uyarıya rağmen hâlâ sigara içen ve sonunda bacakları
kesilen bir kişinin yerine koymaya çalışın.
Bu tür hikayeleri çok duyar ve saçma bulurdur. Keşke bana böyle bir şey dense de
sigarayı bıraksam diye düşünürdüm. Her gün beyin kanaması geçirmeyi, yalnızca
bacaklarımı değil tüm yaşamımı yitirmeyi bekler olmuştum. Kendimi deli olarak değil
yalnızca koyu bir sigara tiryakisi olarak görüyordum.
Bu tür hikayeler saçmalık değil, bu iğrenç uyuşturucunun insanın başına neler
açabileceğini kesin olarak ortaya koyan gerçeklerdir. Sigara yıllar geçtikçe sistemli bir
şekilde enerjinizi ve cesaretinizi çalar ve o cesaretinizi çaldıkça siz sigaranın tam tersini
yaptığına inanırsınız.
Tiryakilerin akşam bir yere giderken sigaraları biterse diye korkudan girdikleri paniği
hepimiz görmüşüzdür. Sigara içmeyenler bunu bilmezler çünkü bu duyguyu sigara yaratır.
Siz yaşamınıza devam ederken sigara yalnızca enerjinizi çalmakla yetinmez aynı
zamanda güçlü bir zehir olduğu için giderek sağlığınıza da zarar verir. Tiryaki nikotin
yüzünden gerçekten ölüme sürüklendiği bir düzeye geldiğinde yalnızca sigaranın ona güç
verdiğini ve sigarasız yaşayamayacağını sanır.
Şunu artık anlayın ki, sigara sinirlerinizi gevşetmek yerine yavaş ama kesin bir
şekilde yıpratır. Sigarayı bırakmanın en büyük kazançlarından biri geleceğe ve kendinize
olan güveninizin geri gelmesidir.
-32-
10
Can Sıkıntısı
Şu anda sigara içiyorsanız herhalde ben anımsatmasam sigaranızı unutmuştunuz
bile. Sigarayla ilgili bir başka yanılgı da sigaranın can sıkıntısına iyi geldiğidir. Sigara
içerken sürekli "ben sigara içiyorum" diye düşünmezsiniz. O, ancak uzun süre sigarasız
kaldıktan sonra veya sigarayı azaltmaya çalışırken yada başarısızlıkla sona eren bir
sigarayı bırakma girişiminden sonra içtiğiniz ilk sigaralarda olur.
Aslında durum şudur: Bağımlıysanız sigara içmediğiniz zaman bir eksiklik
duyarsınız. Kendinizi sizi strese sokmayacak bir şekilde oyalarsanız uzun süre nikotin
eksikliği duymadan dayanırsınız fakat canınız sıkıldığında hiçbir şey size sigarasızlığın
verdiği sıkıntıyı unutturamaz ve canavarı beslersiniz. Sigaraya şu anda çok düşkünseniz
(yani sigarayı bırakmayı yada azaltmayı düşünmüyorsanız) sigara yaktığınızı bile fark
etmezsiniz. Pipo içinler ve sigara saranlar bile hazırlıklarını otomatik olarak farkında
olmadan yaparlar. Bir tiryaki o gün içtiği sigaraları anımsamaya çalıştığında yalnızca küçük
bir bölümünü anımsayabilir -örneğin günün ilk sigarası yada yemek sonrası sindirim
sigarası.
Sigara aslında dolaylı yoldan can sıkıntısını arttırır çünkü sigara insanı zamanla
uyuşuk bir hale getirir. Sigara içenler enerji veren aktivitelere zaman ayırmak yerine can
sıkıntısı içinde oturup sigara özlemlerini giderirler.
-33-
11
Konsantrasyon
Sigaranın konsantrasyona yardımcı olduğu bir yanılgıdır.
Bir şeye konsantre olmaya çalıştığınızda aklınızı başka bir yere çekecek her şeyden
otomatik olarak kaçınmaya çalışırsınız, örneğin üşüdüğünüzü yada sıcak geldiğini fark
etmezsiniz. Oysa sigara içenler özlem çekmeye başlarlar: Küçük canavarı beklemeleri
gerekir. Konsantre olmaya çalıştıklarında düşünme gereği bile duymadan otomatik olarak
sigaralarını yakarlar, böylece özlemleri biraz giderilmiş olur, yapmaları gereken işi yaparlar
ve bu arada sigara içtiklerini unutmuşlardır bile.
Sigara konsantrasyon yeteneğini artırmaz. Tam tersine yok bile eder, çünkü bir süre
sonra sigara özlemi başlar, tiryaki daha çok sigara içer ve sorun artar.
Konsantrasyonu azaltan bir başka unsur ise yavaş yavaş doldurduğumuz zehirle
damarlarımızın tıkanıp beynimizin yeterli oksijen alamamasıdır. Bu işlemi tersine
çevirdiğinizde konsantrasyonunuz ve hayal gücününüz önemli bir ölçüde artacaktır.
Benim sigarayı "irade yöntemi" ile bırakma çabalarım konsantrasyon yüzünden
başarısızlığa uğruyordu. Gerginlik ve moral bozukluğuyla başa çıkabiliyordum ama güç bir
şeye konsantre olmaya çalıştığımda sigarayı çok arıyordum. Muhasebecilik sınavlarımda
sigara içemeyeceğimi öğrendiğimde girdiğim paniği çok iyi anımsıyorum. Daha o zamanlar
bir biri ardına sigara içiyordum ve üç saat boyunca sigarasız konsantre olamayacağıma
inanıyordum. Bunlara rağmen sınavların hepsini geçtim ve sınav süresince hiç sigara
düşündüğümü anımsamıyorum. Demek ki zorunlu olunca sigarasız yapabiliyormuşum.
Tiryakilerin sigarasızlığa alışma süresinde konsantre olmakta çektikleri güçlükler
nikotin eksikliğinden kaynaklanmaz. Sigara için bir kişi konsantre olmaktan beyni durduğu
zaman ne yapar? Daha yakmamışsa hemen bir sigar yakar. Fakat sorununu bu şekilde
kesinlikle çözemez; o zaman ne yapar? Yapması gereken şeyi: Sigara içmeyen insanlar
gibi sorununa bir çözüm yolu bulmaya çalışır. Bir tiryaki sigaraya hiçbir zaman toz
kondurmaz: "Tiryakiler sigara yüzünden değil üşüttükleri için öksürürler." Sigarayı bırakır
bırakmaz yaşamında ters giden her şeyin sigara içmemesinden kaynaklandığına inanır.
Kafası durduğu bir anda uğraşmaya devam edeceğine "bir sigara içebilseydim sorunum
çözülürdü" diye düşünür. Derken sigarayı bırakma kararını sorgulamaya başlar.
Sigaranın konsantrasyonu artırdığına gerçekten inanıyor ve sigarasızlıktan dolayı
sıkıntı çekiyorsanız hiçbir zaman konsantre olamazsınız. Sorun nikotin eksikliğinin yarattığı
fiziksel bir şeyden değil güvensizlikten kaynaklanıyor. Unutmayın: Sigaranın eksikliğini
sigara içenler duyar içmeyenler değil.
Son sigaramı söndürüp günlük sigara tüketimimi bir gecede yüzden sıfıra indirdiğim
zaman konsantrasyon konusunda hiçbir güçlükle karşılaşmadım.
-34-
12
Rahatlama
Tiryakilerin çoğu sigaranın kendilerini rahatlattığına inanır. Oysa nikotin kimyasal bir
uyarıcıdır. İki tane sigara içtikten sonra nabzınızı tuttuğunuzda yükselmiş olduğunu
görürsünüz.
Çoğu tiryakinin en çok sevdiği sigaralardan biri yemek sonrası içilen sindirim
sigarasıdır. Yemek zamanı işimizi bırakır, oturur, dinlenir, bir şeyler yer, içer her bakımdan
rahatlar ve tatmin oluruz. Fakat zavallı tiryaki rahatlayamaz, o bir de başka bir açlığı
dindirmek zorundadır. O sigarayı pastanın kreması olarak görür oysa aslında küçük
canavar yemek istiyordur.
Sigara içen bir kişi hiçbir zaman tam olarak rahatlayamaz ve yıllar geçtikçe durumu
daha kötüye gider.
Bu dünyadaki en gergin insanlar sigara içmeyenler değil elli yıl devamlı sigara içmiş
sık sık öksüren, balgam tüküren, yüksek tansiyonlu ve sürekli gergin olan yöneticilerdir. Bu
noktada sigaranın yarattığı açlığın bir kısmını bile doyuramaz olur.
Genç bir muhasebeciyken aile kurduğum yılları anımsıyorum. Çocuklarımdan biri
ters bir şey yaptığında yaptığı şeyle kıyaslanamayacak kadar çok sinirlenirdim. Kötü bir
ruh tarafından yönetildiğime inanırdım. Bugün biliyorum ki o kötü ruh sigaraymış. O
zamanlar dünyanın bütün sorunlarını omuzlarımda taşıdığımı sanırdım. Bugün dönüm
yaşamıma baktığımda o büyük stresin nereden kaynaklandığını anlamıyorum.
Yaşamımdaki her şey kontrolüm altındaydı, beni kontrol altında tutan tek şey ise sigaraydı.
En çok üzüldüğün şey çocuklarımı o gerginliğime sigaranın neden olduğuna bugün bile
inandıramamam. Ne zaman bir tiryakinin sigara içmesini haklı çıkarmaya çalıştığını
duysalar beni iğnelerler: "Ah, sigara beni o kadar çok rahatlatıyor ve sakinleşmemi sağlıyor
ki!"
İngiltere'deki evlat edinme büroları birkaç yıl önce sigara tiryakilerine çocuk
vermeme tehdidinde bulunduğunda öfkeli bir adam telefon etti. "Büyük bir hata
yapıyorsunuz. Ben çocukken anneme onaylamayacağı bir konu açmak istediğimde hep bir
sigara yakmasını beklerdim, çünkü o zaman daha sakin olurdu." dedi. Acaba annesiyle
neden sigara içmediği bir zaman konuşmuyordu? Tiryakiler bir restoranda hoş bir yemek
yedikten sonra bile sigara içmedikleri zaman neden o kadar gergin olurlar? Sigara
içmeyenler neden genellikle sakindirler? Tiryakiler neden sigarasız rahatlayamazlar?
Bakkalda çocuğuna bağıran genç bir anne gördüğünüzde dışarıya çıkmasını bekleyin.
Çıkar çıkmaz bir sigara yakacaktır. Tiryakileri özellikle sigara içmedikleri zamanlarda
izlemeye başlayın. Ellerinin ağızlarının yakınlarında olduğunu, parmakları veya saçları ile
oynadıklarını, ayaklarıyla tempo tuttuklarını yada ağızlarını sıkı sıkıya kapattıklarını
göreceksiniz. Tiryakiler sakin değillerdir. Tam anlamıyla sakinleşmenin ne olduğunu
unutmuşlardır bile. Sizi bekleyen birçok keyiften biri de budur.
Bütün bu sigara konusu, et yiyen bir bitkinin içine sıkışmış bir sineğe benzetilebilir.
Sinek önce nektarı içer, farkında olmadığı bir anda çiçek sineği yemeye başlar. Çiçekten
dışarı çıkmanın zamanı delmedi mi?
-35-
13
Kombine Sigara
Hayır, kombine sigara iki yada daha fazla sigarayı bir anda içmek değildir. O
başınıza bir kere geldiğinde ilk sigaranızı neden yaktığınızı sorarsınız kendinize. Bir
keresinde ağzıma bir sigara koymak istediğimde ağzımda yanan bir sigarayla elimin tersini
yakmıştım. Bu öyle sanıldığı kadar aptalca bir şey değildir. Daha önce de belirttiğim gibi
sigara bir süre sonra kendi yarattığı özlemi giderememeye başlar ve sigara içerken bile bir
eksiklik duyarsınız. Birbiri ardına sigara içmenin sinirleri en çok yıpratan tarafı budur.
Tiryaki ne zaman bir desteğe gereksinim duysa sigarasını yakmıştır zaten. Koyu tiryakiler
bu yüzden çoğunlukla başka uyuşturuculara başvururlar. Neyse ben konunun dışına
çıkmak istemiyorum.
Kombine sigara bizi her zaman uyaran nedenlerden iki yada daha fazlasının bir
araya gelmesi sonucunda içtiğimiz sigaradır. Örneğin toplantılar, partiler, düğünler,
dışarıda yenen yemekler. Bu durumlar hem stres doludur hem de rahatlatıcıdır. Bu şimdi
bir çelişki gibi gelebilir ama aslında değildir. Diğer insanlarla hatta arkadaşlarla bile birlikte
olmak bazen stres yol açabilir, bir yandan eğlenmek bir yandan rahatlamak istersiniz.
Öyle durumlar vardır ki dört uyarıcı bir anda etkisini gösterir. Buna örnek olarak
araba kullanmak gösterilebilir. Örneğin doktordan yeni çıktıysanız stresinizi atıp
rahatlamak istersiniz. Diğer yandan trafik, stres faktörünü yeniden ortaya çıkarır.
Yaşamınız tehlikededir. Konsantre olmanız gerekir. Belki son iki faktörün farkında
değilsinizdir ama farkında olmadığınız için yok demek değildir. Trafik sıkışmışsa veya uzun
bir otoyoldaysanız işin içine bir de can sıkıntısı faktörü girer.
Başka bir klasik örnek ise kağıt oyunlarıdır. Briç, poker gibi oyunlar konsantrasyon
gerektirir. Sahip olduğunuzdan daha fazla kaybederseniz ve strese girersiniz. Elinize uzun
süre işe yarayan bir kağıt gelmezse sıkılırsınız. Ve bütün bunlar rahatlamak istediğiniz boş
zamanlarınızda olur. Kağıt oyunları sırasında ara sıra sigara içenler de dahil bütün
oyuncular fazla sigara özlemi çekmedikleri halde ardı ardına sigara içmeye başlarlar.
Küllükler anında dolar. Oyuncuların üzerine kalın bir sigara dumanı yerleşir. Sigara
içenlerden birinin omzuna dokunup sigara içmekten zevk alıp almadığını sorduğunuzda
"şaka yapıyor olmalısınız" yanıtını alırsınız. Böyle akşamların sabahında insanın ağzında
küllüğü anımsatan bir tat olduğunda sigarayı bırakma kararı alınır.
Bu kombine sigaralar çok değerlidir, sigarayı bıraktığınızda en çok onları
özleyeceğimizi sanırız. Yaşamdan artık eskisi gibi tat alamayacağımızı düşünürüz. Aslında
hep aynı ilke geçerlidir: Bu sigaralar da yalnızca sigaranın yarattığı özlemi giderirler ve
bazı durumlarda bu özlemi giderme gereksiniminiz daha fazladır.
Şunu artık bir açıklığa kavuşturayım. Özel olan sigara değil yaşanan olaydır. Sigara
gereksiniminden kurtulur kurtulmaz bu tür olaylardan daha çok zevk alacağız ve daha az
strese gireceğiz. Önümüzdeki bölümde bunu ayrıntılarıyla anlatacağım.
-36-
14
Bıraktığım Şey Nedir?
KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEY! Sigarayı bırakmamızı güçleştiren tek şey kokudur.
Eğlencemizi yada desteğimizi yitirmekten korkarız. Bazı şeylerin eskisi kadar güzel
olmayacağından korkarız. Stresle başa çıkamayacağımızdan korkarız.
Diğer bir deyişle zayıf olduğumuz, sigaranın gereksinim duyduğumuz bir şeye sahip
olduğu ve bıraktığımız zaman bir boşluk doğacağı beynimize işlenmiştir.
Şunu anlayın artık:
SİGARA BOŞLUK DOLDURMAZ, YARATIR!
İnsan vücudu yeryüzündeki en mükemmel varlıktır. Bir yaratana mı, doğal bir
gelişme sürecine mi, yada ikisinin birleşimine mi inanırsınız bilmem ama bedenlerimizi
yaratan varlık yada sistem insandan bir kat daha üstündür! İnsan en küçük bir canlı
hücresi bile yaratamaz, nerede kalmış görme duyusu, üreme, kan dolaşımı yada beyin
mucizeleri. Yaratan güç yada sistem sigara içmemizi planlamış olsaydı bedenimizi
zehirden koruyan bir filtremiz ve bir tür bacamız olurdu.
Aslında bedenlerimiz bizim hiçbir zaman aldırış göstermediğimiz öksürük, baş
dönmesi, mide bulantısı vs. gibi uyarı ve güvenlik sistemleri ile donatılmıştır.
Gerçek şu ki, sigarayı bıraktığınızda aslında hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda
kalmazsınız. Bedeninizi küçük canavardan aklınızı beyninize işlenmiş asılsız inançlardan
kurtarır kurtarmaz sigaraya ne arzu ne de gereksinim duyacaksınız.
Sigara yemeğin tadını artırmak yerine bozar. Sizin tat ve koku duyularınızı
mahveder. Bir restoranda servisler arasında sigara içen tiryakileri gözleyin. Yemeklerinden
zevk almazlar bile, sigara içmelerini engellediği için dört gözle yemeğin bitmesini beklerler.
Bir çoğu sigara içmeyenlerin rahatsız olduğunu bildiği halde içer. Aslında tiryakiler
düşüncesiz değillerdir, sigarasız kaldıklarında kendilerini çaresiz hissederler o kadar.
Şeytan ve derin mavilikler gibi iki tehlike arasında kalırlar: Ya sigara içmedikleri için suçlu
ve aşağılanmışlık hissederler yada içtiklerinden dolayı başkalarını rahatsız ettiklerini
düşünürler.
Tiryakileri resmi olaylarda o sonu gelmeyen konuşmaların bitmesini ve alkış
zamanının gelmesini beklerken gözleyin. Çoğu, tuvalet bahanesiyle gizlice sigara içmek
için dışarı kaçar. Böyle durumlarda sigara içmenin bir bağımlılık olduğu belli olur. Tiryakiler
sigarayı keyif aldıkları için değil sigarasız kendilerini çaresiz hissettikleri için içerler.
Bir çoğumuz sigaraya genç ve utangaçken partilerde, davetlerde başladığı için ne
zaman bir partiye, toplantıya yada bir davete katılsak sigarasız keyif alamayacağımıza
inanırız. Bu çok saçmadır. Tütün aslında öz güvenimizi çalar. Sigaranın yarattığı korkunun
en güzel kanıtı kadınlarda yarattığı etkiden anlaşılabilir. Bütün kadınlar dış görünüşlerine
önem verirler. Resmi toplantılara kusursuz bir kıyafet ve çok güzel bir kokuyla gitmek
isterler. Fakat nefeslerinin küllük gibi kokmasına aldırmazlar. O pis kokunun onları aslında
çok rahatsız ettiğini biliyorum -çoğu sağlarının ve giysilerinin kokusundan nefret eder- yine
de sigaradan vazgeçmezler. Sigaranın insanda yarattığı korku işte bu denli büyüktür.
-37-
Sigara bize toplum içindeyken yardımcı olmaz tam tersine bir engel oluşturur. Bir
elinizle içkinizi, öbür elinizle de sigaranızı tutarken sigaranın külünü dökecek ve
izmaritlerini koyacak bir yer arar, konuştuğunuz kişinin yüzüne sigara dumanını üfler bir
taraftan da kendi kendinize sorarsınız "acaba ağzımdaki pis kokuyu duyuyor yada
dişlerimdeki sarı lekeleri görüyor mu?" diye.
Sigarayı bıraktığınızda hiçbir şeyde vazgeçmek zorunda kalmayacağınız gibi
kazanacağınız birçok şey vardır. Tiryakiler çoğunlukla sağlık, para ve sosyal saygınlık
yüzünden sigarayı bırakmayı düşünürler. Bunlar doğal olarak önemli ve etkili nedenlerdir.
Fakat ben kişisel olarak en büyük kazancın ruhsal olduğuna inanıyorum. Ayrıca şunların
da unutulmaması gerekir:
1. Öz güven ve cesaretin geri gelmesi.
2. Sigara esirliğinden kurtulmak
3. Aklınızın bir köşesindeki o kara lekelerin yok olması ve böylece insanların
artık sizi küçümsememesi ve öz saygınızı tekrar kazanmanız.
Sigara içmeyen bir insan olarak hem daha iyi bir yaşama kavuşursunuz hem de
yaşamdan daha çok zevk alırsınız. Yalnızca daha sağlıklı ve daha varlıklı değil, daha
mutlu ve daha neşeli demek istiyorum. Sigara içmemenin verdiği büyük kazançları
önümüzdeki bölümlerde anlatacağım.
Bazıları "boşluk" konusunu anlamakta güçlük çekiyor Belki aşağıdaki benzetme
yardımcı olabilir. Dudağınızım uçukladığını düşünün. Bende çok etkili bir krem var. Size
"bir de bunu dene" diyorum. Siz kremi kullanıyorsunuz ve yara hemen yok oluyor. Bir iki
hafta sonra tekrar çıkınca siz "bu kremden başka var mı?" diye soruyorsunuz. Ben de size
"al tüp sende kalsın, belki yine ihtiyacın olur." diyorum. Siz kremi sürüyorsunuz ve hokus
pokus! Yara kapanmış. Yaralar giderek büyüyerek daha sık aralıklarla çıkmaya başlıyor ve
daha çok acı veriyor. Sonunda bütün yüzünüz yara oluyor ve ağrı içinde kıvranıyorsunuz.
Artık her yarım saatte bir yeni bir yara çıkıyor. Siz kremin geçici bir çözüm olduğunu biliyor
ve endişelenmeye başlıyorsunuz. Yaralar yakında bütün bedeninizi mi kaplayacak?
Yarasız anlar tamamen yok mu olacak? Bir doktora gidiyorsunuz. Doktor yarayı tedavi
edemiyor. Başka şeyler deniyorsunuz ama o sihirli kremden başka hiçbir şey etkili
olmuyor.
Sonunda bu kreme bağımlı oluyorsunuz. Yanınızda kreminiz olmadan hiçbir yere
gitmiyorsunuz. Yolculuğa çıkarken yanınıza birkaç tüp birden alıyorsunuz. Yalnızca
sağlığınız açısından değil aynı zamanda para açısından da telaşlanmaya başlıyorsunuz,
çünkü sizden her tüp için 100 pound istiyorum. Bu parayı ödemekten başka seçim
şansınız kalmıyor.
Derken gazetenin birinde yalnızca sizin değil birçok başka insanın da bu yaralara
sahip olduğunu okuyorsunuz. Eczacılar kremin yaraları iyileştirmek yerine yalnızca derinin
altına geçirdiğini ve aslında yaraların artmasına yol açtığını keşfetmişler. Yaralardan
kurtulmak için kremi kullanmaktan vazgeçmeniz yeterli olacak ve bir süre sonra yaralar
kendiliğinden kaybolacakmış.
Kremi kullanmaya devam eder misiniz?
Kremi kullanmamak için iradenizi zorlamanız mı gerekir? O yazıya tam olarak
inanmadıysanız kremi kullanmakta birkaç gün kararsız kalırsınız. Yaraların kremsiz
iyileşmeye başladığını fark eder etmez kremi kullanma gereksiniminiz yok olur.
-38-
Çaresizliğe mi düşersiniz? Tabii ki hayır. Çözümü olmadığını sandığımız felaket bir
sorununuz vardı. Şimdi çözümü biliyorsunuz. Yaraların geçmesi bir yıl bile sürse her gün
düzelmeyi görüp "ne güzel değil mi? Ölmeyeceğim." dersiniz.
İşte o son sigaramı söndürdüğüm an gerçekleşen mucize buydu. Yaralar ve krem
örneği konusunda bir şey belirtmek istiyorum. Yaralar dediğim akciğer kanseri, damar
tıkanıklığı, amfizem, anjin, kronik astım, bronşit yada kalp hastalığı değil. Onlar ayrı.
Harcadığımız milyonlarca lira, yaşam boyu kurtulamadığımız kötü kokan nefes, lekeli
dişler, uyuşukluk, öksürük, nefes darlığı, kendimizi zehirleyerek geçirdiğimiz ve keşke
yapmasak dediğimiz o yıllar, sigara içemediğimiz için gerçekten acı çektiğimiz anlar da
değil. Yaşam boyu insanlar tarafından küçümsenmek ve daha da kötüsü öz saygımızı
yitirmek de değil. Bunlar da başka. Bu örnekteki yara bütün bunları görmemizi engelleyen
panik duygusudur: "Bir sigara istiyorum." Sigara içmeyenler bu duyguyu bilmezler. Bir
tiryakinin en çok acı çektiği şey bu korku, en büyük kazanç ise bu korkudan kurtulmaktır.
Sanki birdenbire başımın üzerinden büyük bir sis kalkmış gibi olmuştu. Sonunda
sigaraya duyulan o çılgın isteğin ne benim bir zayıflığımdan nede sigaranın içindeki bir
sihirden kaynaklandığını anlamıştım. Meğer o çılgın istek, ilk içtiğim sigarayla bana
aşılanmış ve içtiğim her sigarayla yok olacağına giderek artmıştı. Aynı zamanda diğer
bütün mutlu tiryakilerin aynı kabusu yaşadıklarını anladım. Hepsi benim kadar olmasa da
aptallıklarını haklı çıkarmak için saçma nedenler bulmaya çalışıyordu.
OYSA ÖZGÜR OLMAK O KADAR GÜZELDİ Kİ!
-39-
15
Kendini Esir Etmek
Tiryakiler sigarayı genellikle sağlık, para ve sosyal saygınlık gibi nedenler yüzünden
bırakmaya karar verirler. Bu korkunç uyuşturucuyla ilgili beynimize işlenmiş asılsız inançların bir
bölümü kendini sigaraya esir etmektir.
İnsanlık geçen yüzyıl esirlikten kurtulma için o kadar savaş verdikten sonra tiryakiler kendi
kendilerini yaşam boyu esirliğe mahkum ederler. Sigara içtikleri zaman bile aslında içmemek ister
ve bu isteklerini içine atarlar. İçtiğimiz sigaraların çoğundan zevk almak bir yana içtiğimizi bile
fark etmeyiz. Ancak bir süre sigarasız kaldıktan sonra sigaradan zevk aldığımız aldatmacası ortaya
çıkar (örneğin sabah içtiğimiz ilk sigara yada yemek sonrası içilen sigara vs.)
Sigara, sigarayı azaltmak yada bırakmak istediğimiz yada toplumun sizi içmemeye zorladığı
zaman (hastanelerde, süpermarketlerde, tiyatrolarda, kiliselerde vs.) değer kazanır.
Sigaraya çok düşkün tiryakiler sigara yasağının giderek daha da çok yayılacağını akıllarının
bir köşesine yerleştirsinler. Bugün metrolarda geçerli yarın bütün resmi yerlerde uygulanacak.
Sigara içen bir insanın bir başkasının evine gittiğinde "sigara içersem rahatsız olur
musunuz?" diye sorduğu zamanlar geçti artık. Bugün yabancı birinin evine giden zavallı bir tiryaki
çerisiz bir şekilde küllük aranır ve içinde izmarit görmeyi umar. Küllük bulamazsa sigarasızlığa
dayanmaya çalışır. Dayanamazsa sigara içmek için izin istemek zorunda kalır ve "İçmeden
duramıyorsanız için", yada "İçmezseniz daha iyi olur, çünkü koku sonra uzun süre çıkmıyor." gibi
yanıtlar alır.
Kendini zaten kötü hisseden zavallı tiryaki o anda yerin dibine girmek ister.
Sigara içtiğim zamanlarda kiliseye gitmek benim için bir azaptı. Kızımın düğününde bile
gururlu bir baba olarak orada durmam gerekirken ben ne yaptım? "Umarım yakında bu iş biter de
dışarıya çıkıp bir sigara yakabilirim" diye düşündüm.
Böyle durumlarda tiryakileri izlemek size yardımcı olabilir. Hemen bir araya gelirler ve bir
değil yirmi paket birden çıkar ortaya. Konuşulanlar hiç değişmez.
"Sigara içiyor musunuz?"
"Evet, buyurun benden yakın."
"Sonra da bir tane sizden alırım."
Sigaralarını yakarlar, derin bir nefes alırlar ve "ne şanslıyız, bizim bir ödülümüz var, sigara
içmeyen zavallıların ödülü yok." diye düşünürler.
Sigara içmeyen zavallıların ödülü yoktur. İnsanlar bedenlerini sistemli bir şekilde
zehirlemek üzere yaratılmamıştır. Ne acıdır ki, tiryakiler sigara içerken bile sigara içmeyenlerin
yaşamları boyunca sahip olduğu iç huzur ve öz güvene sahip değillerdir. Sigara içmeyen bir insan
kilisede oturup zaman geçmesini beklemez. Yaşamının tadını çıkarır.
Kışın kapalı salonda bowling oynarken sürekli tuvalete gidiyormuş gibi yapıp sigara içtiğimi
anımsıyorum. Hayır o zamanlar okula giden on dört yaşında bir genç değil, kırk yaşında seçkin bir
muhasebeciydim. Ne acı. Oynadığım zaman bile oyundan zevk alamazdım. En sevdiğim hobi
olduğu halde zevk almak yerine tekrar sigara içebilmek için oyunun sonunu beklerdim.
-40-
Benim için sigara içmemenin en büyük butluluğu yaşamının yarısını sigara açlığıyla
geçirmek ve sigara yaktığım zaman keşke içmesem diye düşünmek yerine yaşamdan zevk
alabilmek ve bu esirlikten kurtulmaktır.
Tiryakiler sigara içmeyenlerle birlikteyken yada onların evindeyken kendilerini haklı bulan
bu insanlar yüzünden değil "küçük canavar" yüzünden eğlencelerinden olduklarını
unutmamalıdırlar.
-41-
16
Haftada ........ Pound Tasarruf Edeceğim
Sigarayı bırakmakta çektiğimiz güçlüğe beynimize özenle işlenmiş aldatmacaların
neden olduğunu ve sigarayı bırakmaktan önce bu aldatmacaların ne kadar çoğundan
kurtulursanız amacınıza o kadar kolay ulaşacağınızı tekrarlamaktan bıkmayacağım.
Bazen koyu tiryaki diye nitelendirdiğim insanlarla tartışıyorum. Koyu tiryaki derken
sigara alabilecek parası olan, sigaranın sağlığına zarar verdiğine inanmayan ve toplum
tarafından küçümsenmeye aldırış göstermeyen kişilerden söz ediyorum. (Bu tür fazla
insan kalmadı artık.)
Gençlere “Harcadığınız bu kadar paraya aldırmamanıza aklım ermiyor” dediğimde
gözleri parlamaya başlar. Sağlığından yada toplumdaki saygınlığından söz etseydim
kendini zayıf hissedecekti ama para olunca “Benim o kadar param var. Ne olacak ki
haftada yalnızca ....... pound, tek eğlencem yada tek günahım olan sigaraya değer bu
para.” Günde bir paket sigara içen birine “Yine de harcadığınız paraya aldırmamanızı
anlamıyorum. Yaşamınız boyunca yaklaşık 30.000 pound harcayacaksınız. Bu para
nereye gidecek? Sokağa atsanız daha iyi. Sağlığınıza sistemli bir şekilde zarar vermek,
enerjinizi ve öz güveninizi yok etmek, kendinizi yaşam boyu sigaraya ve dolayısıyla kötü
kokan nefese ve lekeli dişlere mahkum etmek üzere kullanılacak. Bu sizi hiç mi
endişelendirmiyor?” derim.
Bu noktada özellikle gençlerin yaşam boyu harcayacakları parayı hiç
hesaplamadıkları ortaya çıkar. Tiryakilerin çoğu bir paketi bile yeterince pahalı bulur.
Bazen haftada kaç para harcadığımızı hesaplarız –endişe verici bir rakam çıkar. Çok nadir
olarak (yalnızca bırakmayı düşündüğümüzde) yılda ne kadar harcadığımızı çıkarmaya
çalışırız bu gerçekten korkutucudur, bir de bütün bir yaşamı düşünün –inanılacak gibi
değil.
Tartışma sırasında koyu bir tiryaki “benim yeterli param var, zaten haftada
yalnızca ....... pound eder.” Dediğinde ona bir öneride bulunurum: “Size geri
çeviremeyeceğiniz bir önerim var. Bana şimdi 1000 Pound verin ben size yaşamınız
boyunca sigara sağlayım.”
Eğer 1000 Pound karşılığında 30.000 Pound’luk bir kredi vermeyi önerseydim
herhalde daha sözümü bitirir bitirmez imzalar atılmış olurdu. Fakat koyu tiryakilerden bile
kimse (unutmayın ki, sizin gibi sigarayı bırakmak isteyenlerden değil sigarayı bırakmaya
hiç niyeti olmayan tiryakilerden söz ediyorum.) bu önerimi kabul etmedi. Acaba neden?
Seanslarımda bu noktaya geldiğimde tiryaki “Bakın, işin mali yönü beni pek fazla
ilgilendirmiyor.” der. Siz de aynı düşünceyi paylaşıyorsanız kendinize bunun nedenini bir
sorun. Başka şeylere para harcamamaya o denli özen gösterirken nasıl oluyor da kendinizi
zehirlemek için bu kadar harcarsınız?
Bu soruların yanıtları şunlardır. Yaşamınızdaki diğer bütün kararlar iyi ve kötü
yanlarını tarttığınız ve mantıklı bir sonuca vardığınız analitik bir süreçten geçer. Yanlış bile
olsa mantıklı bir düşüncenin ürünüdür. Bir tiryaki sigaranın iyi ve kötü yanlarını bin kere
tartsa bin keresinde de vardığı sonuç aynıdır: “SEN BİR APTALSIN! BIRAK ARTIK ŞU
SİGARAYI!” Bu yüzden tiryakiler istedikleri için yada içmeye karar verdikleri için değil
-42-
bırakamayacaklarını sandıkları için sigara içerler. Kendi beyinlerini yıkarlar. Gerçekleri
görmezlikten gelmekten başka bir seçenekleri kalmaz.
Nedendir bilmem tiryakiler genellikle aralarında bir anlaşma yaparlar: “Sigarayı ilk
bırakan diğerine 50 pound verecek.” Bıraktıktan sonra o kadar parayı harcamaktan
kurtulacaklarını anlaşılan hiç düşünmezler. Bunların hepsi tiryakilerin beyinlerine işlenmiş
asılsız inançların ürünüdür.
Bir an için gözlerinizi açın. Sigara içmek insanı kendine ömür boyu esir eden
zincirleme bir reaksiyondur. O zinciri kırmazsanız yaşamınız boyunca bir tiryaki olarak
kalırsınız. Şimdi yaşamınızın sonuna kadar sigara için harcayacağınız parayı bir tahmin
edin. Miktar herkes için değişecektir ama bu örnek için 10.000 pound diyelim.
Yakında son sigaranızı içmeye karar vereceksiniz (daha değil lütfen –kitabın
başında verdiğim talimatı unutmayın). Sigara içmeyen bir insan olarak kalmak için
yapmanız gereken tek şey tekrar tuzağa düşmemektir. Yani o ilk sigarayı bir daha
içmemektir. İçerseniz o sigara size 10.000 pound’a mal olacaktır.
Olaya bu şekilde bakmayı ters buluyorsanız demek ki hâlâ kendinizi aldatıyorsunuz.
O ilk sigaranızı içmediyseniz bugüne kadar ne kadar para harcamaktan kurtulurdunuz bir
hesaplayın.
Yukarıdaki hesapların gerçekçi olduğuna inanıyorsanız yarın kapınızın önünde
10.000 pound’luk bir çek bulsanız ne yaparsınız bir düşünün. Sevinçten dans etmeye
başlarsınız! Hiç çekinmeden dans etmeye başlayabilirsiniz! Böyle bir miktar paraya
kavuşmak üzeresiniz ve bu sizi bekleyen muhteşem hediyelerden yalnızca biridir.
Sigarasızlığa alışma zamanında son bir sigara içmeye kalkışabilirsiniz. Bunun size
30.000 pound’a (yada bulduğunuz miktara) mal olacağını anımsarsanız karşı koymanız
kolaylaşır.
Yukarıda belirttiğim öneriyi yıllarca radyo ve televizyon programlarında yaptım. Bir
tek tiryaki tarafından bile kabul edilmemesine hâlâ inanamıyorum. Golf kulübündeki
arkadaşlarım artan sigara fiyatlarından yakındıklarında onları hâlâ önerimle kızdırıyorum.
Aslında çok üstelersem bir gün biri yaşamının sonuna kadar içeceği sigaraları bana
ödetecek diye ödüm patlıyor. Bir servet yitirmiş olurum.
Sigara içmenin çok büyük bir zevk olduğunu söyleyen neşeli, mutlu tiryakiler
tanıyorsanız bir yıllık sigara paralarını peşin ödemeleri halinde bir aptalın kendilerine ömür
boyu sigara sağlayacağını bildirin. Belki önerimi kabul edecek birini benim için siz
bulursunuz?
-43-
-44-
17
Sağlık
Beyin yıkama olayının en etkili olduğu alan sağlıktır. Tiryakiler sigaranın sağlık
açısından yarattığı risklerin bilincinde olduklarını söylerler ama bu doğru değildir.
Bu benim için de geçerliydi. Kafamda her an bir patlama olabileceğini sandığımda
ve bu işin sonuçlarına katlanmaya hazır olduğuma inandığımda yalnızca kendimi
aldatıyordum.
O günlerde paketten bir sigara aldığımda kırmızı bir lamba yansa ve bir uyarı sesi:
“Evet, Allen bu sigara bardağı taşıran son damla olacak. Şansın varmış, olacaklar
hakkında önceden uyarılıyorsun. Şimdiye kadar ucuz atlattın fakat bir tane daha sigara
içersen beynin uçacak!” deseydi ne olursu sizce? Hemen bir sigaraya uzanırdım!
Yanıt konusunda kuşku duyarsanız trafiği yoğun bir ana yola çıkın, gözleriniz kapalı
olarak kenarda durun ve sigarayı bırakmakla gözleriniz kapalı bir şekilde bu yolu karşıdan
karşıya geçmek arasında bir seçim yapmak zorunda olduğunuzu düşünün.
Nasıl bir seçim yapacağınız konusunda hiçbir kuşku yok. Ben her tiryakinin yaşamı
boyunca yaptığını yaptım: Bir sabah uyanıp sigaradan nefret etme umuduyla gerçekleri
görmezlikten gelmeye başladım. Tiryakiler sigaranın sağlık açısından yarattığı riskleri
düşünmezler, düşünseler keyfin aldatmacası bile kalmaz.
Böylece şok etkisi yaratan filmlerin neden bu kadar başarısız olduğu açıklanmış
oluyor. Çünkü bu filmleri sigara içmeyen insanlar seyredebiliyor ancak. Bu aynı zamanda
tiryakilerin günde kırk tane sigara içen ve seksen yaşına gelen amcalarını neden
anımsayıp nikotin yüzünden genç yaşlarında ölen binlerce insanı umursamadıklarını
açıklar.
Haftada yaklaşık altı kez genellikle gençlerle aşağıdaki konuşmayı yapıyorum:
Ben: Sigarayı neden bırakmak istiyorsunuz?
Tiryaki: Param yetmiyor.
Ben: Sağlık açısından hiç endişelenmiyor musunuz?
Tiryaki: Hayır. Yarın bir otobüsün altında da kalabilirim.
Ben: Kendinizi bilerek bir otobüsün altına atar mısınız?
Tiryaki: Tabii ki hayır.
Ben: Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaya gayret gösteriyor musunuz?
Tiryaki: Tabii ki.
Aynen. Tiryakilerin bir otobüs altında kalmaları olasılığı yüz binlerde bir olduğu
halde bu konuda çok dikkatlidirler. Oysa sağlığa zarar verme olasılığı neredeyse kesin
olan nikotinin riskine hiç aldırmadan katlanır ve bu zararları görmezlikten gelirler. İşte beyin
yıkama olayı bu denli etkilidir. Ünlü bir İngiliz golf oyuncusunu anımsıyorum, uçaktan
korktuğu için Amerika’daki turnuvalara katılmazdı ama golf sahasına birbiri ardına sigara
içerek çıkardı. Ne garip değil mi? Uçağın düşme olasılığı yüz binlerde birken ufak bir teknik
arızadan kuşkulanıp uçağa binmekten korkarız fakat sigaranın dörtte bir oranındaki yüksek
riskini umursamadan göze alırız. Peki tiryakilerin bu işten kazançları nedir?
KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEY!
-45-
Sigara hakkında yaygın başka bir efsane de sigara öksürüğüdür. Bana gelen
geçlerin çoğu öksürmedikleri için sağlıkları açısından endişe etmezler. Aslında durum tam
tersidir. Öksürük yabancı maddeleri akciğerlerden dışarı atan doğal bir güvenlik sistemidir.
Öksürüğün kendisi bir hastalık değil yalnızca bir belirtidir. Sigara içenler ciğerlerindeki
kansere yol açan katranlı zehir maddelerini dışarıya atmak için öksürürler. Öksürmezlerse
bu maddeler ciğerlerinde kalır ve kansere yol açabilir.
Şöyle bir düşünün. Güzel bir arabanız olsa ve bu arabayı hiç acımadan paslanmaya
bıraksanız yakında bir pas yığını olup işinize yaramayacak hale geleceğinden aptallık
etmiş olursunuz. Yine de bu yüzden dünyanın sonu gelmez; paranız varsa yeni bir tane
alırsınız. Bedeniniz sizi yaşamınız boyunca taşıyan araçtır. Hepimiz sağlığın en önemli
nimet olduğunu düşünürüz. Bunun ne kadar doğru olduğunu bütün hasta milyarderler
onaylayabilirler. Çoğumuz geçmişte yaşadığımız bir hastalık yada kaza süresince
iyileşmek için çok dua etmişizdir. (NE ÇABUK UNUTURUZ.)
Sigara içiyorsanız elinizde bir tek olan ve yaşam için gereksinim duyduğunuz
aracınızı paslanmaya bırakmakla yetinmez aynı zamanda sistemli bir şekilde yok
edersiniz.
Aklınızı başınıza toplayın! Kimse sizi sigara içmeye zorlamaz ve unutmayın:
SİGARANIN SİZE HİÇBİR YARARI YOKTUR.
Başınızı bir dakikalığına gömdüğünüz kumdan çıkarın ve düşünün: Bundan sonra
içeceğiniz ilk sigaranın vücudunuzda kansere yol açacağını kesin olarak bilseniz o sigarayı
içer misiniz? Hastalığın kendisini unutun (biraz zor ama) gözünüzün önüne bir kanser
kliniğine gittiğinizi ve o korkunç testlere girdiğinizi getirmeye çalışın /ışın tedavisi vs. Artık
yaşamaya başlıyorsunuz. Ailenize ve sevdiklerinize ne olacak, hayalleri ve planları
gerçekleşecek mi vs.
Sık sık kansere yakalanmış insanlar görürüm. Kendilerinin başına geleceğini hiç
düşünmemişlerdir. İşin en acı veren yanı kanserin kendisinden çok insanın kansere
kendisi yüzünden yakalandığını bilmesidir. Sigara içtiğimiz sürece hep: “Yarın
bırakacağım” deriz. Kendimizi sonunda gerçekten bırakan insanların yerine koymaya
çalışın. Beyin yıkama olayları onlar için onlar için artık bitmiştir. Alışkanlığı gerçek haliyle
görür ve yaşamlarının gerisini “neden kendimi bu kadar zaman sigara içmek zorunda
hissetmiştim? Keşke zamanı geriye alabilsem!” diyerek geçirirler.
Kitabın başında şok tedavisi yapmamaya söz vermiştim. Sigarayı bırakmaya
şimdiden karar verdiyseniz aşağıda anlatacağım şey sizin için artık bir şok olmayacaktır.
Hâlâ emin değilseniz bu bölümün gerisini atlayın ve kitabı bitirdikten sonra okuyun.
Sigaranın sağlığa verdiği zarar hakkında birçok istatistikler yapıldı. Fakat tiryakiler
sigarayı bırakmaya karar vermedikleri sürece bunlarla ilgilenmezler. Yasal olarak zorunlu
olan uyarı yazısı da bir zaman kaybıdır, çünkü insanlar büyük bir umursamazlıkla o yazıyı
okumazlar, yanlışlıkla okuduklarında bile ilk yaptıkları şey bir sigara yakmak olur.
Tiryakiler tıpkı bir mayına basmak gibi sigaranın da bazı insanların sağlığına zarar
verip bazılarınınkine vermediğini sanırlar. Şunu aklınızdan çıkarmayın: Her sigara
nefesinde –şu anda sigara içiyorsanız- içinize kansere yol açan katranlı maddeler çekiyor
ve ciğerlerinizi bunlarla dolduruyorsunuz. Nikotinin yol açtığı en kötü hastalık kanser
değildir –daha kalp hastalıkları, atardamar sertleşmesi, amfizem, anjin, tromboz, kronik
bronşit ve astım vardır.
-46-
Tiryakiler bir de sigaranın korkunç etkilerinin abartıldığı yanılgısına düşerler. Tam
tersine. Sigaranın Batı toplumunda bir numaralı ölüm nedeni olduğuna hiç kuşku yoktur.
Sigaranın yol açtığı yada kısmen etki ettiği birçok ölüm vakalarında sigara neden olarak
gösterilmez yada istatistiklerde öyle geçmez.
Bazı tahminlere göre evlerde çıkan yangınların yüzde kırk dördü sigaradan
kaynaklanıyormuş. Acaba insanın bir sigara yakmak için gözünü bir anlığına yoldan
ayırdığı anda meydana gelen trafik kazaları ne kadardır?
Aslında dikkatli araba kullanırım fakat ölüme bir kez araba kullanırken sigara
sarmaya çalıştığımda yaklaştığım kadar hiç yaklaşmadım (sigara içmek hariç tabii). Araba
kullanırken öksürerek ağzımdan sigara düşürdüğüm –hep de koltukların arasına düşeranları
anımsamak bile istemiyorum. Eminim birçok tiryaki araba kullanırken aynı şeyi
yapıyordur; bir eliyle yanan sigarayı ararken öbürü ile direksiyonu tutmaya çalışıyordur.
Beynimize işlenmiş o asılsız inançlar yüz katlı bir binadan düşen bir adamın mantığını
benimsememize neden olur. Düşerken ellinci katta “şimdilik daha bir şey yok” dediği
duyulur. Şimdiye kadar bir şey olmadı diye bir sonraki sigarada da olmayacak diye
düşünürüz.
Olaya bir de tersten bakmaya çalışın. “alışkanlığınız” yaşam boyu süren bir zincirdir
ve her sigara bir diğerini istetir. Sigaraya başladığınızda ucunda bomba olan bir ipi
ateşlemiş olursunuz yalnız İPİN NE KADAR UZUN OLDUĞUNU BİLMEZSİNİZ ve her
içtiğiniz sigara ile bombaya bir adım daha yaklaşmış olursunuz. BOMBANIN İÇTİĞİNİZ
BİR SONRAKİ SİGARA İLE PATLAMAYACAĞINI NEREDEN BİLİYORSUNUZ?
-47-
18
Enerji
Tiryakilerin çoğu ciğerlerini katranla doldurduklarının farkındadırlar ama sigaranın
genel bir uyuşukluğa neden olduğunu bilmezler.
Yalnızca ciğerlerini değil aynı zamanda yavaş yavaş damarlarını da nikotin,
karbonmonoksit gibi zehirlerle doldururlar.
Oksijen ciğerler ve kan dolaşımı tarafından vücudun çeşitli organ ve kaslarına
taşınır. Sigara içen insanlar kaslarını ve organlarını giderek daha fazla oksijenden yoksun
bırakırlar ve böylece bedenlerini her geçen gün daha kötü işlem yapmaya ve daha uyuşuk
olmaya başlar, ayrıca vücudun diğer hastalıklara olan direnci de azalır.
Bütün bunlar çok yavaş ve azar azar gerçekleştiğinden tiryakiler hiçbir şeyin farkına
varmazlar. Kendilerini her gün bir önceki günle aynı hissederler. Herhangi bir hastalıkları
olmadığı için uyuşukluklarına neden olarak yaşlarının ilerlemesini gösterirler.
Gençken çok zinde bir bedene sahip olduktan sonra otuz yılı aşkın bir süre devamlı
yorgunluk çektim. Yalnızca çocukların ve gençlerin enerji dolu olduklarına inanmaya
başlamıştım. Sigarayı bıraktıktan kısa bir süre sonra birden bire kazandığım enerji benim
için en güzel hediyelerden biriydi. Spordan tekrar zevk almaya başladım.
Bedenin kötü kullanılması ve enerji eksikliği diğer olumsuz davranışlara da yol açar.
Tiryakiler sportif aktivitelerden ve hobilerden uzak durup kendilerini yemeğe ve içkiye
verirler.
-48-
19
Rahatlatıyor ve Özgüven Veriyor
Yanılgıların en kötüsü budur. Benim için bundan kurtulmak sigarayı bırakmanın en
büyük kazancı olan sigaranın esirliğinden kurtulmakla aynı değerdedir –bundan sonra
yaşamınızı sürekli bir güvensizlik içinde geçirmek zorunda kalmazsınız.
Tiryakiler geceleri dışarıdayken sigaraları azaldığında kendilerini güvensiz
hissederler ve o güvensizlik duygusuna aslında sigaranın neden olduğuna inanmakta çok
güçlük çekerler. Sigara içmeyenler bu duyguyu bilmezler, çünkü bu duygu tütünün bir
ürünüdür.
Ben sigarayı bırakmanın verdiği avantajların çoğunu aylar sonra seanslarımda fark
etmeye başladım.
Yirmi beş yıl boyunca kontrol için doktora gitmemekte direndim. Yaşam sigortası
yaptırmak istediğimde kontrole gitmeyi kabul ettiğim için daha fazla para ödedim.
Hastanelere ve doktorlara gitmekten nefret ederdim. Yaşlanma ve emeklilik düşüncelerine
katlanamazdım.
Bunlardan hiçbirinin sigara yüzünden olduğunu düşünmüyordum, fakat sigarayı
bırakınca bir kabustan uyanır gibi oldum. Artık her günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Yaşamımda doğal olarak kötü olaylar da oluyor ve ben de herkes gibi stres ve
gerginliklerle karşı karşıya kalıyordum. Bunlarla baş edecek güvene sahip olmak çok güzel
bir şey. İnsan fiziksel canlılık, enerji ve özgüvenle güzel anların tadını daha çok çıkarıyor.
-49-
20
Kara Lekeler
Sigarayı bırakmanın bir başka mutluluğu da aklımızın bir köşesinde gizlenen o kara
lekelerden kurtulmaktır. Bütün tiryakiler aptal olduklarını ve sigaranın olumsuz etkilerini
görmezlikten geldiklerini bilirler. Sigarayı çoğunlukla hiç düşünmeden, otomatik olarak
içeriz fakat kara lekeler aklımızın bir köşesinde pusuda bekler.
Sigara içtiğimiz sürece bu kara lekelerin ortaya çıktığı anlar şunlardır:
· Sigara paketlerinin üzerindeki uyarı yazısını okuduğumuzda
· Kanserle ilgili bir şey duyduğumuzda
· Sigaraya karşı kampanyalar açıldığında
· Öksürük krizi tuttuğunda
· Kalbimizde bir ağrı olduğunda
· Çocuklarımızdan, arkadaşlarımızdan yada yakınlarımızdan biri bize acıklı bir
şekilde baktığında
· Diş doktoruna gittiğimizde veya birini öperken yada sigara içmeyen birisiyle
konuşurken nefesimizin ne kadar kötü koktuğunu ve dişlerimizin ne kadar
lekeli olduğunu fark ettiğimizde
· Sigara içmekten dolayı sosyal saygınlığımızı yitirdiğimizde
Bütün bunların farkında değilsek bile o kara lekeler aklımızın bir köşesinde pusuda
bekler ve bağımlılığımız arttıkça bizi kendilerine çekmeye çalışırlar. Bu çekişme ancak o
iğrenç bağımlılıktan kurtulmaya karar verdiğimiz zaman sona erer.
Bu kara lekeler olmadan ve bir daha sigara içmek gereksinimi duymayacağınız
bilincinde olarak yaşamanın zevkini ne kadar vurgulasam azdır.
Son iki bölümde sigara içmenin büyük dezavantajlarını ele almıştım. Önümüzdeki
bölümde ise dengeyi sağlamaya özen göstererek sigara içmenin avantajlarını sıraladım.
-50-
21
Sigara İçmenin Avantajları
-51-
22
İrade Yöntemi İle Bırakmak
Toplumumuzda sigarayı bırakmanın çok güç olduğu düşüncesi yaygındır. Sigarayı
bırakmayı öğütleyen kitaplar bile bırakmanın ne kadar zor olduğuyla başlar. Aslında
bırakmak o kadar kolaydır ki. Evet kuşkunuz olmasını anlıyorum fakat olayı iyice bir
düşünün.
Bir mili dört dakikanın altında koymayı hedeflerseniz amacınıza ulaşmakta güçlük
çekebilirsiniz. Bu hedef için yıllarca yoğun bir şekilde hazırlanmanız gerekir ve belki o
zaman bile fiziksel açıdan başaramazsınız. (Gerçekleştirdiğimiz şeyleri hayal gücümüz
belirler. Ne kadar ilginç değil mi? Bannister dört dakikanın altında koymayı başarmadan
önce böyle bir derece erişilmez gibi geliyordu. Bugün ise gayet normal bir şey oldu.)
Sigarayı bırakmaya çalışıyorsanız yapacağınız tek şey sigara içmemektir. Kimse
sizi sigara içmeye zorlamaz (kendiniz hariç tabii), yaşamak için yemek ve içmek gibi sigara
içmek zorunda değilsiniz. Bırakmak istiyorsanız neden güçlük çekeceksiniz ki? Hiç zor bir
şey değil. Tiryakiler irade yöntemiyle bırakmaya çalıştıklarında olayı kendi kendilerine
güçleştirirler. Ben irade yöntemini tiryakiye bir tür özveride bulunduğu duygusu veren
yöntem olarak tanımlıyorum. Şimdi bu yöntemi bir ele alalım.
Hiçbirimiz sigara içmeye karar vermeyiz. İlk içtiğimiz sigaralar yalnızca bir
denemedir ve tatları iğrenç olduğundan ne zaman istersek o zaman bırakabileceğimizi
sanırız. İlk sigaralarımızı genellikle canımız istediği zaman ve çoğunlukla sigara içen
başka insanlarla birlikteyken içeriz.
Ne olduğunu daha doğru dürüst anlamadan düzenli olarak sigara almaya ve sürekli
sigara içmeye başlarız.
Bağımlı olduğumuzu anlamamız çoğunlukla uzun sürer, çünkü tiryakilerin sigarayı
gereksinim duydukları için değil zevk aldıkları için içtikleri yanılgısına düşeriz. Sigara
içmekten zevk almayız (zaten hiçbir zaman zevk almayız) ve ne zaman istersek o zaman
bırakabileceğimizi sanırız.
Genellikle, ancak sigarayı bırakma girişiminde bulunduğumuz zaman bir sorunla
karşı karşıya olduğumuzu fark ederiz. İlk bırakma girişimlerimiz daha sigaraya yeni
başladığımız zamanlarda olur, çoğunlukla para sıkıntısı yüzünden (genç bir erkek bir kızla
tanışır, birlikte bir yaşam sürmek için para biriktirmek ve sigara içmek için para
harcamamak ister) yada sağlık yüzünden (genç hâlâ aktif bir sporcudur ve nefesinin
daraldığını fark eder). Neden ne olursa olsun stresli bir durum beklenir. Bırakır bırakmaz
küçük canavar besin istemeye başlar. Böylece tiryakinin canı sigara ister, içemediğinden
dolayı da içinde bulunduğu stres artar. Stresli durumlarda kendisine destek olan yardımcısı
artık olmadığından üç kat eziyet çeker. İşkence dolu bir süreden sonra ya bir özveride
bulunup “daha az içmeye” niyetlenir yada “yanlış zaman seçmiş” olduğu sonucunu çıkarıp
“daha az stresli olduğu bir anı beklemeye” karar verir. Oysa stres olmadığı zaman sigarayı
bırakmaya da gerek kalmaz; bir dahaki stres durumunda tiryaki bir girişimde daha bulunur.
Doğru zaman bir türlü gelmez çünkü yaşam giderek daha az değil daha çok stresli bir hale
gelir. Anne babamızın evinden çıkar kendi evimizi kurarız, borçlanırız, çocuklarımız olur,
işimizdeki sorumluluğumuz artar vs. Tiryakilerin yaşamında stres hiç azalmak çünkü strese
neden olan sigaradır. Alınan nikotin miktarı arttıkça hem stres hem de sigaranın gerekli
olduğu aldatmacası artar.
-52-
Yaş ilerledikçe stresin arttığı aslında bir yanılgıdır ve bu yanılgıyı sigara doğurur. Bu
konuya 28. bölümde daha ayrıntılı bir şekilde değineceğim. Tiryaki başlangıçta yaşadığı
başarısızlıklar sonucunda bir sabah kalkıp sigara içmek istememe olasılığına inanmaya
başlar. Bu umut genellikle sigarayı bırakmış diğer kişilerden duyduğu hikayelerden
kaynaklanır (örneğin “grip olmuştum iyileştikten sonra canım artık sigara içmek istemedi”).
Kendinizi kandırmayın. Ben bu tür söylentileri çok araştırdım ve olayın öyle
dışarıdan göründüğü gibi basit olmadığını anladım. Çoğu durumda tiryaki kendini sigarayı
bırakmaya zaten hazırlamış oluyor ve gribi yalnızca bir bahane olarak kullanıyor. Ben ne
zaman grip olsam sigara içmemi engellediği için dört gözle iyileşmeyi beklerim.
Sigarayı birdenbire bırakan insanların çoğu bir şok yaşamıştır. Ya yakın bir
akrabaları sigara yüzünden ölmüştür yada sağlıkla ilgili bir sorun yüzünden korkmuşlardır.
“Bir gün aniden sigarayı bırakmaya karar verdim. Ne mükemmel bir insanım.” Demek çok
kolaydır. Kendinizi kandırmayı bırakın! Öyle bir şey kendiliğinden olmaz; sizin de biraz
katkıda bulunmanız gerekir.
Sigarayı irade yöntemi ile bırakmanın neden bu kadar zor olduğunu daha ayrıntılı
bir şekilde inceleyelim. Yaşamımızın çoğunu gerçekleri görmezlikten gelip “yarın
bırakacağım” diyerek geçiririz.
Bazen bir şey sigarayı bırakma girişiminde bulunmamıza neden olur. Sağlıkla ilgili
sorunlar, parasal nedenler, sosyal saygınlık yada son zamanlarda çok fazla nefes darlığı
çekmişizdir ve aslında sigaradan zevk almadığımızı fark etmişizdir.
Neden ne olursa olsun gözlerimizi açıp sigaranın olumlu ve olumsuz yanlarını
tartmaya başlarız ve aslında yaşamımız boyunda bildiğimiz sonuca varırız. Zaten mantıklı
düşündükten sonra ancak bir tek kanıya varılabilir: SİGARAYI BIRAKMAK!
Tiryaki sigara içmezse daha iyi olacağını bildiği halde sigarayı bıraktığında bir
özveride bulunduğu duygusuna kapılır. Bu gerçi bir yanılgıdır ama çok etkili bir yanılgıdır.
Nedenini bilmemesine rağmen sigaranın yaşamın iyi ve kötü anlarında kendisine destek
olduğuna inanır.
Daha sigarayı bırakmadan önce hem toplumun beynine işlediği hem de kendi
bağımlılığının yarattığı boş inançları aklına yerleştirmiştir. Buna bir de sigarayı bırakmanın
ne kadar güç olduğu konusundaki daha da etkili yanılgı eklenir.
Aylardır sigara içmeyen ve hâlâ sigara diye ölen tiryakileri duyar. Bunlar mutlu
olmasını bilmeyen insanlardır, önce sigarayı bırakırlar sonra da yaşamlarının geri kalan
bölümünü sigara içmek isteyerek geçirirler. Yıllarca sigara içmeden mutlu bir şekilde
yaşarken bir gün bir sigara içip tekrar bağımlı olan tiryakileri de bilir. Büyük bir olasılıkla
hastalıkları iyice ilerlemiş olan, kendilerine gözle görülür bir şekilde zarar veren ve
sigaradan zevk almadıkları belli olan tiryakiler de tanıyordur –fakat yine de sigara içmeye
devam eder. Ayrıca bunların bir yada daha fazlasını belki kendi de yaşamıştır.
İşte “Yaşasın! Duydun mu? Ben artık sigara içmek zorunda değilim” diye
başlayacağına sanki Everest Dağı’na tırmanacakmış gibi sıkıntılı bir duyguya kapılım kötü
kaderine kızar, çünkü küçük canavarın tuzağına bir kere daha düşenin bir daha
kurtulamayacağı inancındadır. Bir çoğu arkadaşları ve yakınlarından özür dilemeye bile
başlar: “Bak sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Önümüzdeki haftalarda herhalde gergin
olurum lütfen biraz anlayış göster!” Bu tür girişimler başarısız olmaya mahkumdur.
-53-
Tiryakinin birkaç gün sigarasız kalabileceğini kabul edelim. Ciğerlerindeki tıkanıklık
kısa bir süre sonra kaybolur. Birkaç gündür sigara almadığı için cebinde parası vardır.
Sigarayı bırakmak istemesinin nedenleri bir anda aklından çıkar. Bu, araba kullanırken
kötü bir kaza görmeye benzer. Bir süre yavaş kullanırız fakat acelemiz olduğu bir an yine
her şeyi unutup gaza basarız.
Diğer taraftan karnınızdaki küçük canavar nikotinsiz kalmıştır. Bedeninizde bir ağrı
yoktur; bir soğuk algınlığı yüzünden aynı rahatsızlığı çekseniz ne işinize gitmezlik
ederdiniz nede depresyonlara girerdiniz. Gülerek geçiştirirdiniz. Oysa tiryakinin düşündüğü
tek şey bir sigara isteğidir. Bunun neden bu kadar önemli olduğunu kendi de anlamaz.
Karnındaki küçük canavar beyninde büyük bir canavara dönüşür ve birkaç saat yada gün
önce sigarayı bırakmanın nedenlerini sayan kişi tekrar başlamak için bahaneler bulmaya
çalışır ve şunları söylemeye başlar:
1. Yaşam çok kısa. Yarın bir bomba patlayabilir yada bir arabanın altında
kalabilirim. Zaten çok uzun süredir içiyorum. Hem bugünlerde artık her şeyin
kansere yol açtığını söylüyorlar.
2. Yanlış zaman seçmişim. Yılbaşından / tatilden / yaşamımdaki bu stres
döneminden sonra bıraksam daha iyi olacakmış.
3. Konsantre olamıyorum. Gerginim ve moralim bozuk. Doğru dürüst
çalışamıyorum. Arkadaşlarım ve ailem beni artık sevmiyor. İşin gerçeği
herkesin yararı için benim tekrar sigaraya başlamam gerekiyor. Ben sigaraya
çok düşkünüm ve anlaşılan bir daha sigarasız mutlu olmama olanak yok.
(Benim otuz üç yıl sigara içmeme neden olan buydu.)
Tiryaki bu noktaya geldiğinde kaderine razı olup bir sigara yakar ve şizofreni artar.
Açlığını giderdiği ve küçük canavarı doyurduğu için büyük bir rahatlama duyar fakat uzun
süre sigara içmediyse sigaranın tadından iğrenir ve bu iğrenç şeyi neden içtiğini bir türlü
anlayamaz. Sonunda iradesinin yetersiz olduğuna inanmaya başlar. Aslında hiçbir eksiği
yoktur. Yalnızca kararını değiştirmiş ve yeni düşüncelerinin ışığında tamamen mantıklı
başka bir karar vermiştir. İnsan kendisini perişan hissettikten sonra sağlığın ne anlamı kalır
ki? Mutsuz olduktan sonra varlıklı olup da ne olacak? Hiçbir şey. Kısa fakat eğlenceli bir
yaşam, uzun ve perişan bir yaşamdan çok daha iyidir.
Ne mutlu bize ki, bunun tam tersi doğru. Sigarasız bir yaşam çok daha eğlenceli.
Benim otuz üç yıl boyunca sigara içmeme bu hayal neden olmuştur. İtiraf etmeliyim ki bu
hayal gerçek olsaydı hâlâ sigara içiyor olacaktım (düzeltme yapayım –ölmüş olacaktım).
Tiryakilerin çektikleri eziyetin sigarasızlıklar bir ilgisi yoktur. Sigarasızlık gerçi bu
eziyetin başlamasına neden olur ama asıl savaş insanın kafasında gerçekleşir ve buna
kuşku ve kararsızlık yol açar. Tiryaki işe başından bir özveride bulunduğu inancıyla girdiği
için bir süre sonra yoksunluk duygusuna kapılır –bu da bir tür strese yol açar. Ne zaman
beyni “yak bir sigara” dese strese girer. Sigarayı bırakır bırakmaz sigara içmeye
gereksinim duymaya başlar. Fakat sigarayı bırakmış olduğu için içemez, bu durum onu
iyicene depresyona sokar ve bu depresyon onu tekrar sigaraya iter.
Bırakmayı güçleştiren bir başka etken de bir şey olsun diye beklemektir. Ehliyet
almayı amaçladığınızda ehliyet sınavını geçer geçmez hedefinize ulaşmış olursunuz.
“İrade yönteminde” ise: “Sigarasızlığa yeterince uzun bir süre dayanırsanız sigara içme
isteğiniz yok olacaktır” kanısı geçerlidir.
Hedefinize ulaştığınızı nasıl anlarsınız? Bir şey olsun diye beklersiniz, hiçbir zaman
anlamazsınız, çünkü artık bir şey olmaz. Son sigaranızı söndürdükten sonra sigarayı
-54-
bırakmış oldunuz; eğer hâlâ bir beklenti içindeyseniz bu yalnızca sigarasızlığa ne kadar
zaman dayanacağınızın beklentisidir.
Daha önce belirttiğim gibi tiryakilerin çektiği eziyet beyinle ilgili bir şeydir ve
güvensizlikten kaynaklanır. Fiziksel bir ağrı yaratmaz ama etkisi çok güçlüdür. İnsanın
kendisini perişan ve güvensiz hissetmesine yol açar. Tiryaki sigarayı unutmak bir yana
sigaradan başka bir şey düşünemez olur. Günlerce hatta haftalarca ağır depresyonlara
girer. Düşüncelerinde hep kuşku ve korku vardır.
“Bu çılgın arzu daha ne kadar sürecek?”
“Bir daha mutlu olabilecek miyim?”
“Bir daha uyanmak isteyecek miyim?”
“Bir daha yediğim yemeklerden zevk alabilecek miyim?”
“İleride stresle nasıl başa çıkacağım?”
“Bir daha sosyal olaylardan zevk alabilecek miyim?”
Tiryaki her şeyin hemen ilerlemesini bekler fakat içinde bulunduğu derin keder
sürdükçe sigaranın değeri daha da artar.
Aslında gerçekten bir şey olur fakat bunu tiryaki fark etmez. Üç hafta boyunca
tamamen nikotinsiz kalmaya dayandıktan sonra vücudun nikotin gereksinimi kalmaz. Daha
önce belirttiğim gibi nikotin eksikliğinin yarattığı özlem o kadar azdır ki fark edilmez bile.
Tiryakilerin çoğu yaklaşık üç hafta sonra sigarayı bırakmayı başardığını düşünür. Bunu
kanıtlamak için bir sigara yakar ve her şey yeniden başlar. Sigaranın tadı iğrenç gelir ama
bedenine tekrar nikotin vermiş olduğu için sigarasını söndürür söndürmez nikotin seviyesi
düşer ve içinden bir ses: “Bir tane daha yak” demeye başlar. Tam kurtulmuşken tekrar
bağımlılık kazanır.
Ondan sonraki ilk sigarasını genellikle hemen yakmaz. “Tekrar bağımlılık kazanmak
istemiyorum” diye düşünür. Şöyle biraz zaman geçsin diye bekler. Belki birkaç saat, belki
birkaç gün belki de birkaç hafta. Sonunda “Tekrar bağımlılık kazanmadığıma göre ikinci bir
sigara içmemde bir sakınca olmasa gerek” diyerek daha önceki tuzağa yeniden düşer,
fakat artık çok ince bir ip üzerinde yürüyordur.
Sigarayı irade yöntemiyle bırakmayı başarmış olanlar beyinlerine işlenmiş o asılsız
inançlar yüzünden bir süre içinde sıkılır ve zorlanırlar. Bedensel bağımlılık sona erdikten
çok sonra tiryaki hâlâ sigara özleminden yakınır. Yeterince dayanırsa artık bir daha
başlamayacağına inanmaya başlar. Yakınmaya son verir ve yaşamın sigarasız da
sürdüğünü ve hatta zevk verdiğini kabul eder.
Birçok tiryaki irade yöntemiyle başarılı olmuştur, fakat güç ve zahmetli olan bu yol,
başarıdan çok başarısızlıkla sona erer. Başarmış olanlar bile yaşamları boyunca sigara
konusunda hassas kalırlar. O asılsız inançlar belli bir ölçüde hâlâ etki eder ve sigaranın
insana iyi ve kötü zamanlarda destek olduğuna inanırlar. (Sigara içmeyenlerin çoğu da bu
aldatmacaya inanır. Onların da beynine işlenmiştir ama sigaradan “zevk almayı”
öğrenememişlerdin yada işin olumsuz yanlarından kaçınmışlardır, hayır teşekkürler!) Uzun
zaman sigara içmeyenlerin tekrar başlamalarının nedeni budur işte.
Sigarayı bırakmış birçok kişi zaman zaman “özel bir ödül” olarak yada kendisini
sigaranın tadının iğrenç olduğuna inandırmak için bir puro yada sigara içer. Tadı iğrençtir
fakat sigarasını söndürdüğü an vücudundaki nikotin seviyesi düşer ve bir ses: “Bir tane
daha yak!” demeye başlar. Bir sigara daha yaktığında tadı yine iğrenç gelir ve kendisini
kutlamaya başlar. “Yaşasın! Zevk almadığım sürece bağımlılık kazanmam nasıl olsa,
yılbaşından / tatilden / bu stresten sonra tekrar bırakırım.”
-55-
Çok geç. Yeniden bağımlılık kazanmış, ilk düştüğü tuzağa yeniden düşmüştür.
Hep söylüyorum, zevkin bununla bir ilgisi yoktur, hiç de olmadı! Sigarayı zevk için
içseydik kimse ilk sigarasından başka sigara içmezdi. Zevk almadığımız halde sigara
içecek kadar aptal olabileceğimize inanamadığımızdan dolayı sigaranın bize keyif verdiğini
sanırız. Sigara içmek işte bu yüzden çoğunlukla bilinç altında gerçekleşir. İçtiğimiz her
sigarada ciğerimize doldurduğumuz pisliği düşünsek ve kendimize “bu iş bana 30.000
pound’a mal oluyor ve şu anda içtiğim sigara ciğerlerimde kansere yol açacak sigara
olabilir” dersek zevkin hayali bile kalmaz. Sigaranın kötü sonuçlarını bilerek aklımızdan
çıkarmaya çalıştığımızda aptallık yaptığımızı düşünürüz. Bu kötü sonuçları oturup
düşündüğümüzde ise dayanılmaz olur! Tiryakileri özellikle toplum içinde izlerseniz yalnızca
sigara içtiklerini fark etmedikleri zaman mutlu olduklarını görürsünüz. Fark eder etmez
rahatsız olur ve özür dilemek isterler. İnsan sigarayı küçük canavarı beslemek için içer...
küçük canavarı vücudunuzdan büyük canavarı da aklınızdan çıkardığınız an sigara içmeye
ne gereksinim nede arzu duyacaksınız.
-56-
23
Sigarayı Azaltmak? Aman Dikkat Tuzak!
Tiryakilerin çoğu sigarayı ya bırakmaya hazırlık olsun diye yada küçük canavarı
kontrol etmek amacıyla azaltırlar. Bu adım bir çok doktor ve kitap tarafından yardım olarak
önerilir.
Ne kadar az sigara içerseniz o kadar iyi tabii ama sigarayı azaltmak tamamen
bırakmak isteyenler için iyi bir adım değildir. Sigarayı azaltma çabaları yaşam boyunca
tuzaktan kurtulamamamıza neden olur.
Genellikle sigarayı bırakma girişimlerinden biri başarısız olduğu zaman daha az
sigara içmeye yönelinir. Tiryaki birkaç saat yada gün sigarasız yaşamaya
dayanamayacağım, bundan sonra yalnızca en sevdiğim sigaraları içeceğim veya günde on
sigarayı geçmeyeceğim. Bunu başarırsam ya bu düzeyde kalırım yada daha da azaltırım.”
der.
Fakat feci bir şey olur.
1. Yapabileceği en kötü şeyi yapmıştır. Nikotine olan bağımlılığı devam etmekte
ve canavar hâlâ yalnızca bedeninde değil aynı zamanda düşüncelerinde de
yaşamaktadır.
2. Bütün zamanını bir sonraki sigarayı düşünerek geçirmeye başlar.
3. Sigarayı azaltmadan önce canı ne zaman isterse bir sigara yakıyor ve
özlemini hiç değilse kısmen gideriyordu. Şimdi yaşamın doğal stresine ve
sıkıntısına bir de nikotin eksikliğinin verdiği özlem duygusunu ekledi. Sinirli ve
perişan olmasına kendisi neden oldu.
4. İsteğine hep boyun eğdiği zamanlar içtiği sigaraların çoğundan zevk almıyor,
çoğumu içtiğini bile fark etmiyordu. Her şey otomatik olarak gerçekleşiyordu.
Keyif alındığına inandığı sigaralar yalnızca bir süre sigarasız kaldıktan sonra
içtikleriydi (örneğin günün ilk sigarası, sindirim sigarası vs.)
Artık içeceği sigaralar için bir saat daha fazla beklediği için hepsinden “zevk” almaya
başlar. Ne kadar çok beklerse aldığı “zevk” o kadar büyümüş gibi gelir. Bu “zevke” aslında
sigara değil gerginliğin sona ermesi neden olur. Bu gerginlik de nikotin eksikliğinden yada
insanın kafasında yarattığı özlemden kaynaklanır. Ne kadar uzun süre sigarasız kalırsa
sigaradan alacağı “zevk” o kadar artar.
Sigarayı bırakmanın en zor yanı kimyasal bağımlılık değildir. Onu atlatmak kolaydır.
Tiryakiler bütün gece sigarasızlığa dayanırlar, sigara özlemi yüzünden uyanmazlar bile.
Birçok tiryaki ilk sigarasını yakmadan önce yatak odasından çıkmıştır. Bir çoğu önce
kahvaltı eder. Bazısı işe gitmeyi bile bekler.
On saat boyunca sigara içmemeye aldırmazlar fakat gündüz on saat sigarasız
kalsalar çıldırırlar.
Çoğu tiryaki yeni bir araba alınca içinde sigara içmek istemez. Tiryakiler sigaranın
eksikliğini fazla duymadan süpermarketlere, tiyatroya, doktora, hastanelere, vs. Giderler.
Metrodaki sigara yasağı yüzünden bile ayaklanma çıkmadı. Tiryakiler sigara içmeleri
kısıtlandığı zaman nerdeyse sevinirler. Aslında uzun süre sigarasız kaldıkları için
içlerinden sevinirler. Bu onlara bir gün sigara içmek istemeyecekleri umudunu verir.
-57-
Sigarayı bırakmanın en zor yanı beynimize işlenmiş boş inançlardan, sigaranın bir
tür destek veya ödül olduğu ve sigarasız yaşamın aynı zevki vermeyeceği hayallerinden
kurtulmaktır. Sigarayı azaltmak size sigarayı bıraktıracağına öz güveninizin kaybolmasına,
perişan bir hale düşmenize ve dünyadaki en değerli şeyin bir süre sonra içeceğiniz sigara
olduğuna ve onsuz artık mutlu olamayacağınıza inanmanıza yol açar.
Sigarayı azaltmaya çalışan tiryakilere acıdığım kadar hiç kimseye acımam. Daha az
sigara içtikleri zaman canlarının sigarayı daha az isteyeceği yanılgısına düşerler. Aslında
durum tam tersidir. Daha az sigara içtikleri zaman daha çok sigara özlemi çekerler;
sigaradan aldıkları zevk arttıkça sigaranın tadı daha iğrenç gelir. Fakat bu onlara sigarayı
bıraktırmaz. Zaten tat bu konuda hiçbir zaman etkili olmamıştır. Tiryakiler sigarayı
tadından dolayı içselerdi kimse bir taneden daha fazla sigara içmezdi. Buna inanmak güç
mü geliyor? Peki o zaman üzerinde tartışalım. En iğrenç sigara hangisidir? Evet, günün ilk
sigarası, kışın öksürük krizine girip balgam tükürmemize neden olur. Tiryakilerin en çok
sevdikleri sigaralardan biri hangisidir? Günün ilk sigarası! O ilk sigarayı tadı ve kokusu çok
güzel olduğu için içtiğinize gerçekten inanıyor musunuz? Yoksa o sigaranın dokuz saatlik
sigara özlemini ortadan kaldırdığı açıklamasını daha mı mantıklı buluyorsunuz?
Sigarayı azaltma çabaları hem başarısızlıkla sona ermeye mahkumdur hem de
büyük bir işkencedir. Başarısızlıkla sonuçlanır çünkü tiryaki daha az içmeye alışınca
sigarayı daha az isteyeceği yanılgısına düşer. Fakat söz konusu olan bir alışkanlık değil,
bağımlılıktır ve bağımlılığın temelinde giderek daha az değil daha fazla istemek vardır.
Tiryaki sigarayı azaltabilmek için yaşam boyu irade gücüne ve disipline gereksinim duyar.
Sigarayı bırakmanın güç tarafı nikotine olan kimyasal bağımlılık değildir. Onu
atlatmak kolaydır. Güç olan şey sigaranın insana zevk verdiği yanılgısından kurtulmaktır.
Bu yanılgı daha sigara içmeye başlamadan önce beynimize işlenmiş daha sonra kendi
bağımlılığımızla pekiştirilmiş boş inançlardan kaynaklanır. Sigarayı azaltmak tiryakinin
düştüğü bu yanılgıyı öyle bir hale getirir ki, sigara tiryakisinin yaşamını tamamen kontrolü
altına alır ve tiryaki dünyanın en güzel şeyinin bir sonraki sigara olduğuna inanmaya
başlar.
Daha önce belirttiğim gibi sigarayı azaltmak için bir zaman başarıyla sonuçlanamaz
çünkü yaşam boyu irade ve disiplin gerektirir. Sigarayı bırakacak kadar iradeniz yoksa
azaltacak kadar hiç yoktur. Bırakmak çok daha basit ve acısızdır.
Azaltmanın başarısızlığa uğradığı binlerce hikaye duydum. Başarıyla sonuçlandığını
bildiğim birkaç girişim ise oldukça kısa bir süre sonra gerçekleşmiş ve tiryakinin aniden
sigarayı tamamen bırakmasıyla sona ermiştir. Bu tiryakiler sigarayı azaltmalarına rağmen
bırakmışlardır azalttıkları için değil. İnsan sigarayı azaltarak yalnızca çektiği eziyeti artırmış
olur. Başarısızlıkla sona ermiş bir sigarayı azaltma girişiminden sonra tiryakinin sinirleri
yıpranmıştır ve bağımlılığın ömrünün sonuna kadar süreceğine inanmaya başlar. Bu onun
bir girişimde daha bulunana kadar beş yıl daha sigara içmesine neden olur.
Sigarayı azaltmak sigaranın ancak bir süre yoksun kaldıktan sonra zevk verdiğini
kanıtladığı için sigara içmenin ne kadar gereksiz olduğunu açık bir şekilde ortaya koyar.
Önce başınızı duvara vurmanız (yani sigarasızlık özlemi çekmeniz) gerekir ki acı sona
erdiğinde rahatlayabilesiniz.
Seçim hakkı sizin:
1. Yaşam boyu daha az sigara içmek. Bu kendi kendinize uyguladığınız bir
işkencedir ve nasıl olsa başaramazsınız.
-58-
2. Kendinizi giderek daha fazla zehirlemek. Bunun ne anlamı var?
3. Kendinize iyilik yapıp sigarayı bırakmak.
Sigarayı azaltmakla ortaya çıkan ikinci önemli nokta ise arada bir içilen sigara diye
bir şey olmamasıdır. Sigara içmek, kırmak gayreti göstermezseniz yaşamınız boyunca
sürecek zincirleme bir olaydır.
UNUTMAYIN: SİGARAYI AZALTMAK SİZİ DAHA KÖTÜ DURUMA DÜŞÜRÜR.
-59-
24
Tek Bir Sigara
Tek bir tane sigara içme düşüncesini aklınızdan çıkarın. O bir hayaldir. Tek bir
sigara, sigaraya başlamanıza yetti. Zor durumlarda destek, özel anlarda ödül görevi gören
tek bir sigara, sigarayı bırakma girişimlerinin çoğunu başarısızlığa sürükler.
Ter bir sigara bağımlılığından kurtulmayı başarmış insanları tekrar tuzağa düşürür.
İnsan bazen artık sigaraya gereksinim duymadığını kanıtlamak ister ve kanıtlar. Sigaranın
tadı o kadar iğrenç gelir ki, bir daha bağımlılık kazanmayacağını sanır, oysa kazanmıştır
bile.
Tek bir özel sigaranın düşüncesi tiryakileri çoğunlukla sigarayı bırakma isteğinden
alıkoyar –sabah ilk sigara veya sindirim sigarası.
“Tek bir sigara” diye bir şey olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Sigara içmek
zincirleme bir olaydır, siz kesmezseniz yaşamınız boyunca devam eder.
Sigarayı bırakmış insanların bazıları bu tek bir sigara efsanesi yüzünden yakınır
dururlar. Ara sıra içilen sigara yada paket diye bir şey olmadığı düşüncesini benimseyin –o
yalnızca bir hayaldir. Sigara içmeyi düşündüğünüzde aklınıza kendinize ruhsal ve fiziksel
olarak zarar verme, sigaranın esiri olma ve ömür boyu pis bir ağız kokusuyla dolaşma
hakkına kavuşmak için bir servet harcayarak geçirdiğiniz pis yaşamı getirin.
Ne yazık ki sigara gibi, iyi ve kötü zamanlarda destek veya zevk olarak
kullanabileceğimiz başka bir şey yok. Lütfen aklınızdan çıkarmayın: Sigaranın böyle bir
hüneri yoktur. Bu felaketi ya yaşamınız boyunca çekersiniz yada hiç çekmezsiniz. Çok
güzel badem tadı var diye siyanür içmeyi düşünmezsiniz bile; arada bir içilen sigara veya
puro düşüncesi ile kendinize eziyet etmeyi bırakın artık.
Bir tiryakiye “Bağımlılık kazanmadan önceki zamana dönme şansınız olsaydı tekrar
sigaraya başlar mıydınız=” diye sorduğunuzda “Şaka yapıyor olmalısınız” yanıtını alırsınız.
Oysa tiryakiler yaşamlarının her günü bu seçim şansına sahiptirler. Neden doğru karar
vermezler? Çünkü korkarlar. Bırakamamaktan veya yaşamın sigarasız eskisi gibi
olmayacağından korkarlar.
Kendinizi aldatmayı bırakın. Başarırsınız. Herkes başarır. Çok basit.
Olayı daha da basitleştirmek için anlamanız gereken bazı temel noktalar var.
Şimdiye kadar üçünü ele aldık:
1. Vazgeçmeniz gereken hiçbir şey yok. Kazanacağınız bir sürü güzel şey var.
2. Tek bir sigara düşüncenizi aklınızdan çıkarın. Öyle bir şey yok. Yalnızca
pislik ve hastalık dolu bir yaşam var.
3. Sizin başkalarından hiçbir farkınız yok. Her tiryaki sigarayı kolaylıkla
bırakabilir.
-60-
25
Ara Sıra Sigara İçenler, Gençler, Sigara İçmeyenler
Çok sigara içenler ara sıra sigara içenleri genellikle kıskanırlar. Buna hiç gerek
yoktur. Ara sıra sigara içenler bir bakıma daha çok bağımlıdırlar ve asıl acınacak durumda
olan onlardır. Gerçi sağlık açısından daha az risk alırlar ve daha az para harcarlar ama
diğer bakımdan daha kötü durumdadırlar.
Tiryakilerin hiçbirinin sigaradan zevk almadığını unutmayın. Tiryakilerin zevk
aldıkları tek şey sigara özlemini gidermektir. Bu yüzden zamanla birbiri ardına sigara
içmeye başlarlar.
Birbiri ardına sigara içmeyi engelleyen üç ana neden vardır.
1. PARA: Birçok tiryakinin yeterli parası yoktur.
2. SAĞLIK: Kendisini sigara özleminden kurtarmak için vücuduna zehir vermek
zorundadır. Vücudunun bu zehirle başa çıkma kapasitesi insandan insana ve
kişinin o ani durumuna göre değişir. Bu sigara tüketimini otomatik olarak
kısıtlar.
3. DİSİPLİN: Bu disiplin toplum, iş yeri, arkadaşları, yakınları yada kafasındaki
sürekli çelişmeden dolayı kendisinden kaynaklanır.
Bu aşamada bazı terimleri tanımlamak yerinde olur.
SİGARA İÇMEYENLER: Hiçbir zaman tuzağa düşmemiş fakat bu yüzden de
övünülecek yanları olmayan, tanrı tarafından sigaradan korunmuş kişilerdir. Başlangıçta
kimse bağımlılık kazanacağını sanmaz. Sigara içmeyen bazı kişiler ara sıra bir sigara
içerler.
ARA SIRA SİGARA İÇENLER: Bunlar iki gruba ayrılırlar:
1. Farkında olmadığı halde tuzağa düşmüş tiryakiler. Onları kıskanmaya hiç
gerek yoktur. Onlar daha merdivenin ilk basamağındadırlar ve büyük bir
olasılıkla yakında koyu tiryaki olacaklardır. Anımsayın: Siz de ara sıra içerek
başlamıştınız.
2. Eskiden çok sigara içen ve sigarayı tamamen bırakamayacağını düşünen
kişiler. En acınacak durumda olan bunlardır. Bunlar üzerinde ayrı ayrı
durulması gereken alt gruba ayrılır.
GÜNDE BEŞ TANE SİGARA İÇEN TİRYAKİ: Sigara onun için gerçekten bir zevkse
neden yalnızca beş tane içer? Bağımlı değilse ve kolaylıkla bırakabiliyorsa neden içmeye
devam eder? Unutmayın, alışkanlık aslında insanın kafasını duvara vurmasıdır, acı yok
olduktan sonra bir rahatlama duygusu belirir. Günde yalnızca beş tane sigara içen tiryaki
sigara özleminin verdiği stresi günde bir saat bile gideremez. Günün geri kalan bölümünü
ve yaşamının büyük bir kısmını farkında olmadan kafasını duvara vurarak geçirir. Parası
yetmediği veya sağlığını düşündüğü için günde yalnızca beş tane sigara içer. Koyu bir
tiryaki sigaranın zevk vermediğine inandırmak kolaydır da gelin bir de ara sıra sigara içen
birini inandırmaya çalışın. Şimdiye kadar sigarayı azaltmaya çalışmış herkes bunun gerçek
bir eziyet ve yaşamının gerisini bağımlı olarak geçirmenin bir garantisi olduğunu iyi bilir.
-61-
YALNIZCA SABAHLARI VE AKŞAMLARI SİGARA İÇEN TİRYAKİ: Günün bir
yarısında sigarasızlık özlemi çekerken kendisine ceza verir ve diğer yarısında bu özlemi
giderir. Zevk alıyorsa neden bütün gün sigara içmediğini, almıyorsa neden içtiğini bir sorun
kendisine.
ALTI AY İÇEN ALTI AY İÇMEYEN TİRYAKİ: (Yada “İstediğim an bırakabilirim.
Şimdiye kadar binlerce kez bıraktım.”) Sigaradan o kadar zevk alıyorsa neden altı ay
boyunca içmez? Zevk almıyorsa neden altı ay sonra tekrar içmeye başlar? Aslında
bağımlılığından hiçbir zaman kurtulamaz. Gerçi bedensel alışkanlığından kurtulur ama asıl
sorun –o inandırıldığı aldatmacalar- etkisini hâlâ sürdürür. Sigarayı her bırakışında artık bir
daha başlamamayı umar ama bir süre sonra yine tuzağa düşer. Birçok tiryaki sık sık
bırakıp sonra tekrar başlayanları kıskanır. “İnsanın istediği zaman sigara içip istemediği
zaman içmemeyi böyle kontrol edebilmesi ne güzel bir şey” diye düşünür. Aslında bu tür
tiryakiler hiçbir şeyi kontrol edemezler. Sigara içtikleri zaman içmemeyi isterler.
Bırakmanın bütün angaryasını yaşadıktan sonra yoksunluk duygusu başlar ve tekrar
tuzağa düşüp sigara içmemeyi istemeye başlarlar. Her bakımdan en kötü durumu seçmiş
olurlar. Sigara içerken içmemeyi isterler sigarayı bırakmayı başardıklarında ise tekrar
başlamak isterler. Şöyle bir düşündüğünüzde bütün tiryakilerin aynı durumda olduğunu
fark edersiniz. Sigara içebildikleri zamanlar ya bunu gayet normal karşılarlar yada keşke
içmesek derler. İçemedikleri zamanlar sigaranın değeri artar. Tiryakinin içinde bulunduğu
iğrenç ikilem işte budur. Bu ikilemden kurtulamaz çünkü hâlâ bir efsane, bir hayal
peşindedir. Tek çıkar yol sigarayla birlikte bu hayalden de vazgeçmektir.
YALNIZCA ÖZEL ANLARDA SİGARA İÇEN TİRYAKİ: Evet işin başında hepimiz
yalnızca özel anlarda içeriz. Bu özel anların bu kadar çabuk artması ne garip değil mi?
Daha ne olduğumuzu anlamadan sürekli içmeye başlarız.
SİGARAYI BIRAKMIŞ FAKAT HÂLÂ ARA SIRA BİR SİGARA YADA PURO
İÇENLER: Bir bakımdan en kötü durumda olan bunlardır. Ya sürekli bir şeyden yoksun
kaldıkları duygusu içindedirler yada ara sıra içilen puroların sayısı artar. Tiryaki karanlığın
içine giden ince bir ipin üzerinde yürümektedir. Er yada geç koyu bir tiryaki olacaktır.
Sigaraya başladığı zaman düştüğü tuzağa düşmüştür.
Ara sıra sigara içenleri iki kategoride toplayabiliriz. Birinci kategori yalnızca toplum
içindeyken bir sigara yada puro içenlerden oluşur. Bu kişiler aslında sigara içmezler.
Sigara onlar için bir zevk değildir. Dışlanmamak, diğerlerinden biri olmak için içerler.
Hepimiz böyle başlarız ya. Puro dağıtıldığı bir zaman dikkat edin çoğu kimse uzun bir süre
purosunu yakmaz. Koyu sigara tiryakileri bile puroyu bitirmeyi dört gözle beklerler. Kendi
içtikleri sigara markasından çok daha fazla zevk alırlar. Büyük ve pahalı purolarda durum
daha da kötüdür –o lanet şey bütün akşam bitmek bilmez.
İkinci kategoriye çok nadir rastlanır. Bana gelen binlerce insandan neredeyse on
tanesi bu kategoridendi. Bunun en iyi örneği son vakalarımdan biriydi.
Bir gün bir kadın aradı ve özel bir randevu istedi. Kendisi avukat, yaklaşın on iki
yıldır günde tam iki tane sigara içiyor. İradesi çok güçlü bir kadın aslında. Ona grup
seanslarında başarı oranının daha yüksek olduğunu ve tek kişilik seansları yalnızca
tanınmışlığı yüzünden grup seansını bozabilecek kişilerle yaptığımı belirttim. Ağlamaya
başladı, gözyaşlarına dayanamadım.
Oldukça pahalı bir seans oldu. Çoğu tiryaki bu kadının neden sigarayı bırakmak
istediğini anlamaz. Günde yalnızca iki sigara içebilmek için benim o hanımdan aldığım
parayı seve seve vermeye razı olur. Çünkü ara sıra sigara içenlerin daha mutlu olduklarını
ve olayı kontrolleri altında tuttuklarını sanır. Kontrol olayı doğru olabilir ama kesinlikle daha
-62-
mutlu değillerdi. Kadın sigaraya başlamadan önce annesiyle babası akciğer kanserinden
ölmüşler. O da benim gibi ilk sigarasını içmeden önce sigaradan çok korkuyormuş ve
sonunda benim gibi dıştan gelen o yoğun baskıya dayanamayarak ilk sigarasını içmiş. O
da ilk sigarasının tadından nefret etmiş. Fakat benim gibi hemen teslim olup ardı ardına
sigara içmeye başlamamış, benim düştüğüm duruma düşmemeyi başarmış.
Sigaradan alınabilecek tek zevk sigara özlemini gidermektir. Bu özleme vücudun
aslında farkına varılamayacak kadar hafif olan nikotin eksikliği veya kaşınan bir yeri
kaşımamak zorunluluğunun doğurduğu gibi ruhsal bir işkence neden olabilir. Sigaranın
kendisi pislik ve zehirdir. İnsan ancak bir süre içmediği zaman sigaradan zevk aldığı
hayaline kapılır. Açlık ve susuzlukta olduğu gibi özlemi artırdıkça doyumu daha çok olur.
Tiryakiler sigara içmenin bir alışkanlık olduğu yanılgısına düşerler. “Günde belli bir sayıda
sigarayla yada yalnızca bazı özel durumlarda sigara içmekle yetinebilirsem beynim ve
bedenim buna alışacaktır. Sonra kısıtlı bir şekilde sigara içmeye devam eder, istediğim
zaman daha da azaltırım” diye düşünürler. Şunu aklınıza yerleştirin ki, sigara içmek
alışkanlık değil, bağımlılıktır. Bütün bağımlılar sigarasızlık özlemine dayanmaktansa bunu
gidermek eğilimindedirler. Şu anda bulunduğunuz düzeyde kalmak isteseniz bile
yaşamınızın gerisini irade ve disiplinle geçirmeniz gerekir, çünkü bedeniniz uyuşturucuya
karşı giderek bağışıklık kazanır ve daha az yerine daha fazla ister. Uyuşturucunun size
fiziksel ve ruhsal olarak zarar vermeye başladığı, giderek siniz sisteminizi, canlılığınız ve
öz güveninizi etkilediği gibi siz de daha sık sigara içmeye karşı koyamazsınız. Başlangıçta
sigarayı istediğiniz zaman içip istemediğiniz zaman içmemenizin nedeni budur. Benim gibi
hiçbir zaman sigaradan zevk aldığı hayaline kapılmamış bir insanın içtiği her sigarayı
fiziksel bir eziyet olarak görmesine karşın birbiri ardına sigara içmesinin nedeni de budur.
Bu kadını kıskanmanıza hiç gerek yok. Her on iki saatte bir tek sigara içerseniz sizin
için dünyadaki en değerli şey sigara olacaktır. Bu kadın on iki yıl boyunca büyük çelişkiler
içinde kalmış. Annesi, babası gibi akciğer kanserine yakalanmaktan korktuğu halde
sigarayı bırakacak gücü kendinde bulamamış. Her gün yirmi üç saat on dakika sigara
içmemek için savaş vermiş. Böyle bir şey olağanüstü bir irade gerektirir ve bu yüzden de
çok nadir görülür. Sonunda gözleri yaşlı bir zavallı durumuna düşmüş. Olaya bir de
mantıklı bir şekilde bakın. Sigara ya gerçekten avantajlı ve zevkli bir şey yada değil.
Öyleyse neden bir saat, bir gün, bir hafta boyunca vazgeçelim ki? Kendimizi neden bu
avantaj ve zevkten yoksun bırakalım? Aslında hiçbir avantajı ve zevki yoksa neden sigara
içelim?
Günde yalnızca beş tane sigara içen bir adamı anımsıyorum. Telefonda kısık bir
sesle söylediği ilk şey şuydu: “Beyefendi, ölmeden önce sigarayı bırakmak istiyorum.”
Derken yaşamını anlatmaya başladı: “Altmış bir yaşındayım. Sigara yüzünden gırtlak
kanseri oldum. Şimdi günde ancak beş sigara sarmaya iznim var. Eskiden geceleri derin
ve kesintisiz uyurdum. Şimdi saat başı uyanıyor ve sigara içmeyi düşünüyorum. Uyurken
bile rüyamda sigara görüyorum. Günün ilk sigarasını saat onda içiyorum. Beşte kalkıyorum
ve birbiri ardına çay içiyorum. Karım sekize doğru kalkıyor, sinirli olduğum için beni kapı
dışarı ediyor. Seraya gidip orada bir şeyler yapıyorum fakat aklımda hep sigara var tabii.
Dokuzda ilk sigaramı sarmaya başlıyorum, o sigarayı mükemmel bir hale gelinceye kadar
sarıyorum. Mükemmel olup olmaması beni hiç ilgilendirmiyor aslında ama böylece kendimi
biraz oyalamış oluyorum. Sonra saatin on olmasını bekliyorum. O anda eleklim
heyecandan zangır zangır titremeye başlıyor. Sigarayı hemen yakmıyorum. Yakarsam bir
sonraki sigara için üç saat beklemem gerekecek. Sonunda sigarayı yakıyorum, bir nefes
alıyorum ve hemen söndürüyorum. Tu taktik sayesinde bir sigarayı bir saat boyunca
içebiliyorum. Sigaranın boyu yarım santimetre kalıncaya kadar içiyorum sonra bir sonraki
sigarayı beklemeye başlıyorum.”
-63-
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi sigaraları sonuna kadar içmeye çalıştığından sürekli
dudaklarını yakıyormuş. Herhalde gözünüzde acınacak durumda, aptal bir adam
canlandırdınız, oysa 1.90 cm. boyundaki bu adam eskiden deniz kuvvetlerinde
astsubaymış, sporcuymuş ve sigara içmeye hiç niyeti yokmuş. Savaş zamanında yaygın
olan sigaranın cesaret verdiği düşüncesiyle askerlere bedava sigara veriliyordu. Diğer bir
deyişle bu adama sigara içmesi emredilmiş gibi olmuş. Yaşamının geri kalan bölümünü bir
servet harcayarak, diğer insanların vergilerine katkıda bulunarak ve kendisini fiziksel ve
ruhsal açıdan bir harabeye sokarak geçirmiş. Bir hayvan olsaydı toplum onu çoktan
acılarından kurtarırdı. Aynı toplum fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı geçlerin sistemli bir
şekilde sigaraya yönlendirilmesine ise hâlâ göz yumuyor.
Yukarıdaki vaka size abartılmış gibi gelebilir. Evet çok nadir fakat rastlanan bir
vakadır. Bunun gibi binlerce vaka var. Bu adam bana açıldı ve yaşamını anlattı fakat emin
olabilirsiniz ki birçok arkadaşı günde yalnızca beş tane sigara içtiği için onu kıskanıyordur.
Böyle bir şeyin sizin başınıza gelmeyeceğini sanıyorsanız lütfen KENDİNİZİ KANDIRMAYI
BIRAKIN.
O YOLDA İLERLİYORSUNUZ BİLE.
Tiryakilerin yalancılıkta adları çıkmıştır zaten, kendi kendilerini bile aldatırlar.
Aldatmak zorundadırlar. Ara sıra sigara içenlerin çoğu iddia ettiğinden daha fazla fırsatta
daha çok sigara içer. Günde sözüm ona beş tane sigara içen tiryakilerle yaptığım
görüşmelerde bu sayıyı daha benimle konuşurken geçtiklerini çok gördüm. Ara sıra sigara
içenleri düğün, parti gibi yerlerde izlediğinizde birbiri ardına sigara içenlerden hiçbir
eksikleri olmadığını görürsünüz.
Onları kıskanmanıza hiç gerek yoktur. Sigara içmenize gerek yoktur aslında. Yaşam
sigarasız çok daha güzeldir.
Gençleri sigaradan vazgeçirmek daha zordur; sigarayı bırakmakta güçlük
çekeceklerinden değil bağımlı olduklarını kabul etmedikleri yada hastalığın daha ilk
aşamasında oldukları ve ikinci aşamadan önce zaten bırakacaklarına inandıkları için.
Özellikle sigaradan nefret eden çocukların anne ve babalarını uyarmak istiyorum: Sakın
yanlış bir güven duygusu içine girmeyin.
Bağımlılık kazanana kadar bütün çocuklar tütün tadından ve kokusundan nefret
ederler. Sizde de öyle olmuştu. Devletin sigaraya karşı düzenlediği kampanyalara da
güvenmeyin. Tuzak hep aynı. Çocuklar sigara içmenin insanı ölüme sürüklediğini bilirler
fakat bir sigaradan bir şey olmayacağını da bilirler. Günün birinde bir arkadaşlarının etkisi
altında kalırlar. Belki çocuğunuzun bir sigara içtiğinde tadının ne kadar iğrenç olduğunu
görüp sigaradan uzak duracağını sanıyorsunuzdur. Çocuklarınızı Acımasız gerçeklere
karşı uyarın.
-64-
-65-
26
Gizli Gizli Sigara İçenler
Gizli gizli sigara içenler ara sıra içenler grubuna dahil edilebilirler. Fakat gizli gizli
sigara içmenin etkileri o kadar haindir ki ayrı bir bölümde ele almak gerekir. Kişisel
ilişkilerin bozulmasına neden olurlar. Benim neredeyse boşanmama yol açıyordu.
Yine başarısızlıkla sonuçlanan sigarayı bırakma çabalarımdan birini anımsıyorum.
Bu girişimime karımın sürekli öksürüğüm ve nefes darlığı çektiğim için duyduğu endişe
neden olmuştu. Sağlığımla ilgili bir korkum olmadığını söylediğimde bana “Biliyorum
korkun olmadığını ama sevdiğin bir insanın kendisine sistemli bir şekilde zarar verdiğini
görmek zorunda kalsan nasıl hissederdin kendini?” dediğinde söyleyecek bir şey
bulamadım ve sigarayı bırakmaya çalıştım. Bu girişim üç hafta sonra bir arkadaşımla
yaptığım ateşli bir tartışmadan sonra sona erdi. Bu tartışmayı o andaki ruh halimden dolayı
özellikle çıkardığımı ancak yıllar geçtikten sonra anlayabildim. O zamanlar ise gerçekten
bozulmuştum. Fakat tartışma bir rastlantı değildi, çünkü o arkadaşımla ne daha önce ne
de daha sonra hiçbir tartışmamız olmadı. O günkü olay ise kesinlikle küçük canavarın
işiydi. Her neyse bana bahane olmuştu, canım deliler gibi sigara istiyordu ve yine
başladım.
Karımın hayal kırıklığına uğramasına dayanamayacağımdan kendisine hiçbir şey
söylemedim. Bir tek yalnızken içiyordum. Sonra yavaş yavaş arkadaşlarımla birlikteyken
de içmeye başladım, artık karımdan başka herkes sigara içtiğimi biliyordu. O zamanlar
kendimden çok memnun olduğumu anımsıyorum. “Hiç değilse bu şekilde daha az sigara
içmiş oluyorum” diye düşünüyordum. Karım sonunda bir gün beni sigara içmeye devam
etmekle suçları. Hiç fark etmemiştim ama meğer sık sık tartışma yapıp evden dışarı
fırlıyormuşum. Diğer zamanlarda iki saat içinde yaptığım alışverişleri daha uzun sürede
yapmaya ve normal olarak benimle gelmesini istediğim yerlere tek başıma gidebilmek için
bahaneler bulmaya başlamıştım.
Sigara içenlerle içmeyenler arasındaki uçurum giderek büyüyor ve yakınları ile
birlikte olmaktan kaçınıyorlar yada çok nadir görüşüyorlar. Gizli gizli sigara içmenin en kötü
yanı tiryakinin bir şeyden yoksun kaldığı hayalinin güçlenmesidir. Ayrıca insanın kendisine
olan saygısını yitirmesine neden olur; diğer her bakımdan dürüst bir kişi ailesini ve
arkadaşlarını aldatmak zorunda kalır.
Herhalde ya şimdiye kadar bu tür bir şey yaşamışınızdır yada şu anda
yaşıyorsunuzdur.
-66-
27
Sosyal Baskı
İngiltere’de 1960’lardan beri on milyondan fazla kişinin sigarayı bırakmasının
başlıca nedeni şu anda meydana gelen sosyal değişimdir.
Evet biliyorum. Sağlık ve ikinci sırada da para, sigarayı bırakmamızı gerektiren
başlıca nedenlerdir. Fakat bu nedenler hep vardı. Sigaranın yaşamımızı tehdit ettiğini
anlamak için kanser hakkındaki felaket raporları okumamıza gerçekten gerek yok.
Bedenlerimiz olağanüstü gelişmiş mekanizmalardır ve herkes ilk nefesten itibaren
sigaranın zehirli olduğunu bilir.
Sigaraya başlamamızın tek nedeni arkadaşlarımızdan kaynaklanan sosyal baskıdır.
Sigaranın şimdiye kadar sahip olduğu tek artı puan bir zamanlar toplum tarafından
tamamen kabul edilir olmasıydı. Bugün sigara içenler tarafından bile anti sosyal bir
davranış olarak görülüyor.
Eskiden erkekler sert gözükmek için sigara içerlerdi. Sigara içmeyenler korkak
olarak nitelendirildiğinden sigaraya başlamak için çok çaba sarf ederdik. Erkeklerin çoğu
barlarda, kahvehanelerde tütün dumanı içinde otururdu. Havada her zaman yoğun bir
duman olur ve düzenli olarak boyanmayan tavanlar kısa bir süre sonra sarı veya
kahverengiye dönüşürdü. Bugün durum tam tersi. Bugünün sert erkeği artık sigara içmiyor,
uyuşturucuya gereksinim duymuyor.
Bu sosyal değişim nedeniyle bugün sigara içen bütün tiryakiler ciddi bir şekilde
sigarayı bırakmayı düşünmeye başladılar ve sigara içenler artık zayıf karakterli insanlar
olarak görülüyorlar.
Bu kitabın 1985’te yazdığım ilk baskısından beri meydana gelen en önemli
değişiklik sigaranın anti sosyal bir davranış oluşunun giderek daha da vurgulanmasıdır.
Sigaranın modern kadının veya sert erkeğin övünç kaynağı olduğu günler artık geride
kaldı. Bugün herkes tiryakilerin bir nedenden dolayı sigara içmeyi sürdürdüklerini biliyor:
Sigarayı bırakmayı başaramadıkları veya bırakmayı denemeye korktukları için. Tiryaki
sosyal saygınlığının kalmadığını bürolarda uygulanan sigara yasağı, kamu yerlerindeki
sigara içilmeyen bölümler, sigarayı bırakmış kişilerin bilgiçlik taslayarak yaptıkları saldırılar
sayesinde her gün hissediyor. Tiryakinin davranışları giderek doğallığını yitiriyor. Son
zamanlarda gençlik zamanımdan anımsadığım ama uzun bir süredir görmediğim durumlar
yaşadım –örneğin küllük istemeye utanıp sigarasının külünü avucuna yada çantasına
döken tiryakiler.
Yaklaşık üç yıl önce Noel günü bir restorandaydım. Gece yarısıydı. Herkes
yemeğini bitirmişti. Normal olarak bir sigara yada puro içilen bir anda kimse bir şey
içmiyordu. Hemen üstüme alınarak “ah, kitabım etkisini göstermeye başlamış” diye
düşündüm. Garsona o restoranda sigara içmenin yasak olup olmadığını sordum ve yasak
olmadığı yanıtını aldım. “Çok garip, birçok insanın sigarayı bıraktığını biliyorum ama hiç
değilse sigara içen bir kişi olmalı” diye düşünürken köşeden biri bir sigara yaktı. Bunun
üzerine restoranın her köşesinden teker teker sigaralar yakıldı. Anlaşılan herkes “buradaki
tek tiryaki herhalde ben değilimdir!” diye düşünüyormuş.
Artık birçok tiryaki kendilerini frenledikleri için yemek aralarında sigara içmiyor.
Birçoğu yalnızca oturdukları masadaki insanlardan özür dilemekle kalmıyor, bir de başka
-67-
bir yerden şikayet gelir mi diye etrafındaki masalara bakıyor. Batan gemiyi terk edenlerin
sayısı her gün artarken daha hâlâ içinde oturanlar sona kalacaklarından dolayı paniğe
kapılmaya başlıyorlar.
SONA KALAN SİZ OLMAYIN!
-68-
28
Zamanlama
Yalnızca sağlığınıza verdiği zarar yüzünden artık sigarayı bırakmanın tam zamanı
olduğunu değil uygun zamanı seçmenin de çok önemli olduğuna inanıyorum. Toplumumuz
sigarayı sağlığa zarar verebilen kötü bir alışkanlık olarak görür. Aslında öyle değildir.
Sigara bir uyuşturucu bağımlılığı, bir hastalık ve Batı toplumunda bir numaralı ölüm
nedenidir. Tiryakilerin başlarına gelen en kötü şey bu iğrenç nesneye bağımlılık
kazanmalarıdır. Bağımlı olmayı sürdürdüklerinde başlarına daha da felaket şeyler gelir.
İyileşme şansına sahip olabilmek açısından zamanlama çok önemlidir.
Sigaranın sizin için hangi zamanlarda ve durumlarda önemli olduğunu bir düşünün.
Bir işadamıysanız ve sigaranın stresi giderdiği uydurmasına inandığınız için sigara
içiyorsanız yıllık izin gibi boş olduğunuz bir anı seçin. Özellikle rahatlamak için veya
canınız sıkıldığında sigara içiyorsanız bunun tam tersini yapın. Ne şekilde olursa olsun
konuyu ciddi bir şekilde düşünüp bırakma girişiminizi yaşamınızın en önemli olayı haline
getirmeniz gerekir.
Takviminizde yaklaşık üç haftalık bir süre arayın ve bu süre içinde sizi başarısızlığa
itecek herhangi bir olay olup olmadığını göz önünde bulundurun. Düğün yada Noel gibi
olaylar kendinizi ona göre hazırlar ve bir şeyden yoksun kaldığınız duygusuna
kapılmazsanız sizi amacınızdan alıkoymaz. O zamana kadar sigarayı azaltmaya
kalkışmayın, çünkü bu sizi yalnızca sigaranın bir keyif olduğu yanılgısına düşürür. O pis
nesnelerden olabildiğince çok içmek size yardımcı bile olur. Son sigaranızı içerken
özellikle kötü kokusuna ve tadına dikkat edin ve buna bir son verdiğinizde her şeyin ne
kadar güzel olacağını düşünün.
NE YAPARSANIZ YAPIN, “ŞİMDİ DEĞİL, DAHA SONRA” DEMEK VE OLAYI
ERTELEMEK HATASINA DÜŞMEYİN. KENDİNİZE BİR PLAN YAPIN VE DÖRT GÖZLE
BU PLANI UYGULAMAYI BEKLEMEYE BAŞLAYIN.
Vazgeçtiğiniz hiçbir şey olmadığını tam tersine yakında bir sürü güzel şeye
kavuşacak olduğunuzu unutmayın.
Yıllardır dünyada sigara gizemini benden daha iyi bilen kimse olmadığını söylerim.
Olay şudur: Tiryakiler yalnızca nikotin gereksinimini karşılamak için sigara içtikleri halde
bağımlılıklarına nikotin bağımlılığının kendisi değil doğurduğu aldatmacalar neden olur.
Akıllı bir insan bir aldatmacaya bir kez düşer. Yalnızca aptallar bildikleri halde sürekli aynı
aldatmacaya kapılırlar. Çok şükür bütün tiryakiler aptal değil de yalnızca kendilerini aptal
yerine koyuyorlar. Sigara içen herkes kendi özel, kişisel aldatmacasına sahiptir. Bu yüzden
olayı daha da anlaşılmaz bir hale getirecek kadar fazla tiryaki tipi vardır.
Bu kitabın ilk baskısından beri geçen beş yılın verdiği deneyimi ve sigara içmek
konusunda her gün yeni bir şey öğrendiğimi düşündüğümde ilk baskıda yazdığım her
şeyin hâlâ geçerli olduğuna hem seviniyor hem şaşırıyorum. Yıllar geçtikçe edindiğim
bilgiyi tiryakilere en iyi şekilde aktarmak konusunda birçok deneyim kazandım. Her
tiryakinin kolaylıkla bağımlılığından kurtulabileceğini ve sigarasızlıktan zevk bile
alabileceğini tiryakiye anlatmayı başaramazsam bildiklerimin hiçbir anlamı kalmıyor ve çok
üzülüyorum.
-69-
Sık sık “Kitabı bitirene kadar sigara içmeye devam edin diyorsunuz. Böylece tiryaki
kitabı ya sonsuza dek okuyor yada hiç bitirmiyor. Bu yüzden o noktayı değiştirmelisiniz.”
Şikayetini duyuyorum. Evet, mantıklı bir açıklama ama “Sigarayı hemen bırakın” dersem
bazı tiryakiler kitabı okumaya bile başlamazlar.
İlk günlerimde bir tiryaki bana “Sizden yardım istediğim için sinirimden deli
oluyorum. Güçlü bir iradem olduğunu biliyorum. Yaşamımın diğer her alanında söz sahibi
benim. Bütün diğer tiryakiler irade yöntemiyle sigarayı bırakırken ben size gelmek zorunda
kalıyorum” dedi ve devam etti: “Sigara içebilirsem sanırım tek başıma başarabilirim.”
Bu bir çelişki gibi geliyor ama adamın söylemek istediğini çok iyi anlıyorum. Sigarayı
bırakmanın çok güç bir şey olduğuna inanırız. Zor durumlarda neye gereksinim duyarız?
Küçük arkadaşımıza. Bir de ondan vazgeçmek bize daha da güç gelir. Yalnızca yerine
getirilmesi zaten güç olan bir görevle karşı karşıya kalmaz aynı zamanda bu durumlarda
normal olarak kullandığımız küçük desteğimizden de yoksun bırakılmış oluruz.
Bu adamla yaptığım görüşmeden çok sonra yöntemimin en iyi yanının işte bu sigara
içmeye devam edin talimatı olduğunu anladım. Sigarayı bırakma sürecinden geçerken
sigara içmeyi sürdürebilirsiniz. Kendinizi kuşkulardan ve korkulardan arındırdıktan sonra
son sigaranızı söndürür, artık sigara içmeyen bir insan olmaktan mutluluk duymaya
başlarsınız.
Zamanlama konusundaki önerimi ciddi bir şekilde sorgulamama neden olan tek
bölüm bu bölümdür. İş yerinde bir stres halinde hemen sigaraya uzanıyorsanız sigarayı
tatil zamanı bırakmanızı, rahat bir ortamdayken sigara içmekten hoşlanıyorsanız bunun
tam tersini öneriyorum. Aslında işin en kolay yolu bu değil. En kolay yöntem bırakmak için
en güç zamanı –sık sık toplum içinde bulunacağınız, stresli, sıkıntılı yada konsantre
olmanız gereken bir zamanı- seçmektir. Kendinize en kötü durumlarda bile sigarasız
kalarak yaşamdan zevk alabileceğinizi kanıtladığınız an diğer her durum çocuk oyuncağı
gibi gelecektir. Size böyle bir şey önerirsem sigarayı bırakmaya kalkışır mısınız acaba?
Bununla ilgili bir benzetme yapmak istiyorum. Karımla birlikte sık sık yüzmeye
gideriz. Havuza birlikte gittiğimiz halde çok nadir birlikte yüzeriz. O önce ayak
parmaklarından birini suya sokar ve ancak yarım saat kadar sonra yüzmeye başlar Ben bu
uzun işkenceye katlanamam. Su ne kadar soğuk olursa olsun sonunda içine gireceğimi
bildiğim için işi kolaylaştırır, hemen dalarım. Ona kendini benim gibi hemen suya atmazsa
belki hiç yüzemeyeceğini anlatmaya çalıştığımı varsayalım. Sonuç olarak yüzmekten
vazgeçer. Sorunun ne olduğunu herhalde anlamışsınızdır.
Birçok tiryakinin zamanlama konusundaki önerimi kabus gibi gördükleri günü
ertelemek için kullandıklarını biliyorum. Diğer bir düşüncem ise sigara içmenin avantajları
bölümünde uyguladığım yöntemi uygulayarak “Uygun zamanı bulmak çok önemlidir. Bir
sonraki bölümde size sigarayı bırakmanın en iyi zamanını açıklayacağım” demekti. Siz
sayfayı çevirince yalnızca kocaman bir “şimdi” okuyacaktınız. Bu gerçekten en iyi yol
olurdu ama uygular mıydınız?
Sigaranın en kurnaz yanı budur. Stres içinde olduğumuzda o anın sigarayı
bırakmak için uygun olmadığına inanırsınız; stressiz bir zamanda ise sigarayı bırakmaya
gerek duymazsınız.
Aşağıdaki soruları yanıtlayın.
İlk sigaranızı içtiğiniz zaman yaşamınızın geri kalan kısmını her gün, bütün gün, hiç
durmaksızın sigara içerek geçirmeye gerçekten karar verdiniz mi?
-70-
TABİİ Kİ HAYIR!
Yaşamınızı gerisini her gün sürekli sigara içerek mi geçireceksiniz?
TABİİ Kİ HAYIR!
Peki, ne zaman bırakacaksınız? Yarın? Önümüzdeki yıl? Ondan sonraki yıl?
Bağımlılık kazandığınızı fark ettiğinizden beri kendinize sorduğunuz soru bu değil
midir? Bir gün uyanıp artık sigara içmek istemeyeceğinizi mi umuyorsunuz? Kendinizi
aldatmayın. Ben otuz üç yıl boyunca böyle bir anı bekledim. Durdum. Uyuşturucu
bağımlılığı giderek azalmaz, artar. Yarın daha kolay olacağını sanıyorsanız hâlâ kendinizi
aldatıyorsunuz. Bugün başaramazsanız yarın neden daha kolay olsun ki? Ölümcül bir
hastalığa yakalanana kadar bekleyecek misiniz? Bunun hiçbir anlamı yok.
Gerçekten tuzak zamanın şimdi uygun olmadığı –yarın daha kolay olacağı inancıdır.
Hep büyük bir stres içinde olduğumuzu sanırız. Aslında bu doğru değildir. Yaşamımızın en
büyük stresinden kurtulduk. Evden dışarı çıkarken vahşi hayvanların saldırısına
uğramaktan korkmamız gerekmez. Çoğumuzun bir sonraki öğün ne yiyeceğimiz veya
akşam nerede yatacağımız konusunda endişesi yoktur. Vahşi bir hayvanın yaşamını
düşünün. Sığınağından çıkan bir tavşan kendini kızgın bir savaşın içinde bulur ve bu
yaşamı boyunca böyle devam eder. Fakat tavşan bunun üstesinden gelir. Adrenali ve
diğer hormonları vardır –tıptı bizim gibi. Her canlı varlık için yaşamın en stresli anları
aslında çocukluk ve geçlik yıllarıdır. Yine de üç milyon yıl gelişme sonunda stresten
kurtulmak için en iyi şekilde donatılmışızdır. Savaş başladığında beş yaşındaydım. Sürekli
bombalanıyorduk ve ben iki yıl boyunca anne babamdan ayrı kaldım. Bana iyi
davranmayan insanların yanında kalıyordum. Yaşamımın kötü bir devresiydi ama geçti.
Bende yaşam boyu süren izler bıraktığına inanmıyorum, tam tersine bu sayede
karakterimin güçlendiğini sanıyorum. Yaşamıma şöyle dönüp baktığımda bu lanet nesneye
bağımlılık kazanmaktan başka bir başarısızlığımın olmadığını görüyorum.
Bir kaç yıl önce dağlar kadar derdim olduğunu sanırdım. İntihar etmenin
eşiğindeydim –bir çatıdan atlayacak değildim ama sigaranın beni yakında öldüreceğine
inanıyordum. Yaşam küçük arkadaşımla bu kadar tatsızsa onsuz hiç çekilmez diye
düşünüyordum. İnsan kendisini fiziksel ve ruhsal açıdan zayıf hissettiğinde her şeyden
daha çok etkilenir. Şimdi kendimi yine genç bir adam gibi hissediyorum. Bu değişikliğe
neden olan bir tek şey var. Artık sigara içmiyorum.
‘Sağlık olmadan hiçbir şey olmaz’ klişe bir sözdür ama doğrudur. Eskiden spor
hastaları sinirimi bozardır. Hayatta kendini zinde hissetmekten çok daha fazla şey
olduğunu söyleyip dururdum –içki ve sigara gibi. Ne kadar saçma. Kendinizi fiziksel ve
ruhsal açıdan güçlü hissettiğinizde iyi anların keyfini çıkarabilir kötü anlarla baş
edebilirsiniz. Stresle sorumluluğu sık sık karıştırırız. Kendimizi güçlü hissetmediğimiz
zaman sorumluluk stres olur. Bu dünyanın Richard Burton7ları fiziksel ve ruhsal açıdan
güçlüdürler. Onlara zarar veren yaşamın stresi, iş dünyası, yaşları değil hayalden başka
bir şey olmayan küçük arkadaşlarıdır. Ne yazık ki, bu nesneler onun ve diğer milyonlarca
kişinin durumunda olduğu gibi insanı ölüme sürükler.
Olaya bir de şöyle bakın. Yaşamınızın sonuna dek bu tuzağın esiri olmamaya karar
verdiniz. Kolay da olsa güç de olsa kendinizi bir zaman bu tuzaktan kurtarmanız gerekir.
Sigara içmek ne bir alışkanlık nede bir zevktir. Bir uyuşturucu bağımlılığı ve hastalıktır.
Yarın bırakmanın daha kolay değil daha güç olacağını saptadık. Zamanla kötüye giden bir
hastalığı HEMEN tedavi etmek gerekir –yada elinizden geldiği kadar çabuk. Yaşamımızın
-71-
her haftasının ne kadar çabuk gelip geçtiğini düşünseniz yeter, daha fazla bir şey
söylemeye gerek yok. Üzerinizdeki gölge olmadan yaşamanın ne kadar zevkli olacağını bir
düşünün. Söylediklerimin hepsine uyarsanız beş gün bile beklemenize gerek kalmaz. Son
sigaranızı söndürdükten sonra yalnızca ne kadar kolay olduğunu düşünmeyecek, ZEVK
ALACAKSINIZ!
-72-
-73-
29
Sigarayı Özleyecek miyim?
Hayır! O küçük nikotin canavarı ölüp vücudunuzdaki nikotin özlemi sona erince geri
kalan aldatmacalar da kaybolacak ve hem gerginlik ve stresle başa çıkabilmek hem de iyi
anları doyasıya yaşayabilmek açısından fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak da daha güçlü
olduğunuzu fark edeceksiniz.
Artık tehlike yaratabilecek tek şey hâlâ sigara içen insanların etkisidir. “Komşunun
tavuğu komşuya kaz görünürmüş” derler. Herkes tarafından bilinen bu söz yaşamımızın
birçok alanında geçerlidir. Sigarayı bırakmış kişiler sigaranın dezavantajlarını uydurma
“avantajlarla” karşılaştırdıklarında ortaya çok büyük bir fark çıktığı halde neden hâlâ sigara
içenleri kıskanırlar?
Çocukluğumuzdan beri beynimize işlenmiş ol asılsız inançları düşünürseniz tuzağa
düşmemizin gayet normal olduğunu anlarsınız. Sigara içmenin ne kadar büyük bir geri
zekalılık olduğunu bir kez gördükten ve bir çoğumuz bırakmayı başardıktan sonra neden
aynı tuzağın içine yine düşeriz? Sigara içenlerin etkisinden dolayı.
Çoğunlukla başkalarıyla beraberken özellikle yemek sonrasında tehlike daha
büyüktür. Tiryaki sigara yakar ve sigarayı bırakmış olan kişi bir rahatsızlık duyar. Bu
konudaki araştırmaları incelerseniz bunun ne kadar garip bir şey olduğunu görürsünüz.
Sigara içmeyenler içmedikleri için mutludurlar, sigara içenlerse beyinlerine işlemiş
inançların etkisiyle sigaranın kendilerine zevk verdiği hayaline kapılmalarına rağmen hiç
başlamamış olmayı dilerler. Öyleyse sigarayı bırakmış bazı kişiler içenleri bu durumlarda
neden kıskanırlar? Bunun iki nedeni vardır.
1. “Tek bir sigara”. Unutmayın böyle bir şey yoktur. Buna artık bir kerelik bir şey
diye değil, tiryaki açısından bakmaya çalışın. Siz tiryakiyi kıskanırken kendisi
davranışını uygun bulmaz ve o sizi kıskanır. Tiryakileri izlemeye başlayın.
Sizi bağımlılığınızdan uzaklaştıracak en iyi yardımcı onlardır. Sigaranın ne
kadar çabuk bittiğine ve tiryakinin ne kadar çabuk yeni bir tane yaktığına
bakın. Özellikle de tiryakinin sigara içtiğinin farkında bile olmadığına ve
sigarayı otomatik olarak yaktığına dikkat edin. Zevk almadığı halde kendisini
onsuz iyi hissetmediği için sigara içtiğini düşünün. Sizden ayrıldıktan sonra
sigara içmeye devam edeceğini unutmayın. Ertesi gün pislik dolu göğsüyle
kalktığında kendini zehirlemeyi sürdüreceğini düşünün. Bir daha göğsünde
ağrı olduğunda, gözüne sağlık bakanlığının uyarı yazısı iliştiğinde, sigara
içmeyen biriyle beraber olduğunda, bir dahaki dünya sigara içmeme
gününde, kansere meydan okuma kampanyasında, metroda, hastanede,
kitapçıya, doktora, süpermarkete, kiliseye vs. Gittiğinde omuzlarında hep bu
yükü taşıyacak, kendine fiziksel ve ruhsal açıdan zarar verme ayrıcalığı için
bir servet harcayacaktır. Yaşamını pislik içinde, ağız kokusu, lekeli dişler,
aklının köşesindeki kara lekelerle geçirecek ve kendine sistemli bir şekilde
zarar veren nesneye esir olacaktır. Bütün bunlara da sigaraya başlamadan
önceki haline kavuşmak hayali için katlanacaktır.
2. Sigarayı bırakmış kişilerin bazı durumlarda duydukları rahatsızlığın ikinci
nedeni de sigara içenlerin aktif olarak bir şey yapmaları, yani sigara içmeleri,
sigarayı bırakmış bir kişinin ise bir şey yapmadığı için yoksunluk duygusuna
kapılmasıdır. Sigarayı bırakmadan önce şunu aklınıza koyun: Sigara
-74-
içmeyenin yoksun kaldığı bir şey yoktur. Zavallı tiryaki birçok şeyden yoksun
kalır:
SAĞLIK
ENERJİ
PARA
ÖZ GÜVEN, ÖZ SAYGI
İÇ HUZUR
CESARET
SAKİNLİK
ÖZGÜRLÜK.
Artık sigara içenleri kıskanmak yerine onları gerçekten oldukları gibi yani perişan ve
zavallı varlıklar olarak görmeye başlayın. En kötü durumda olan bendim, biliyorum. Bu
yüzden bu kitabı okuyun. En acınacak durumda olanlar bu gerçeklere katlanamayarak
kendilerini aldatmaya devam etmek zorunda olanlardır.
Eroinmanları kıskanmazsınız. İngiltere’de eroin yüzünden ölenlerin sayısı yılda üç
yüzü geçmez. Nikotin ise yılda yüz binlerce insanın ölümüne neden olurken bu sayı dünya
çapında iki buçuk milyonu bulur. Nikotin tarihteki tüm savaşların toplamından daha fazla
kişinin ölümüne neden oldu. Her bağımlılık gibi sizinki de kendiliğinden iyiye gitmek yerine,
zamanla kötüleşir. Sigara içmekten artık bugün bile zevk almıyorsanız yarın hiç
almayacaksınız. Tiryakileri kıskanmayın. Onlara acıyın.
İnanın: ACINACAK DURUMDALAR.
-75-
-76-
30
Kilo Alacak mıyım
Bir başka yanılgı da budur. Bu yanılgıyı sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya
çalışan ve sigaranın eksikliğini gidermek için şekerlere başvuran tiryakiler yaymışlardır.
Nikotin eksikliğinin yarattığı özlem açlık sinyallerine benzer, bu yüzden sık sık açlıkla
karıştırılır. Açlık yemekle giderilir ama nikotin özlemi hiçbir zaman tam anlamıyla
giderilmez. Her uyuşturucuda olduğu gibi vücut bir süre sonra bağışıklık kazanır ve
uyuşturucu yarattığı özlemi artık tam anlamıyla gidermez olur. Daha sigarayı söndürür
söndürmez vücuttaki nikotin seviyesi düştüğünden tiryaki sürekli nikotin özlemi içindedir.
Bunun doğan sonucu ardı ardına sigara içmektir. Fakat tiryakiler aşağıdaki nedenlerden
biri yada ikisinden dolayı işin bu noktaya gelmesini engellerler:
1. Para açısından –daha fazla sigara içecek paraları yoktur.
2. Sağlık açısından –sigara özlemini gidermek için kendimizi zehirleriz bu da
otomatik olarak içebileceğimiz sigaraların sayısını kısıtlar.
Tiryakiler sürekli nikotin özlemi içinde oldukları ve bu özlemi hiçbir zaman tam
anlamıyla gideremediklerinden bu boşluğu doldurmak için genellikle çok yemek yer ve çok
içki içerler yada daha güçlü uyuşturuculara başvururlar. (ALKOLİKLERİN ÇOĞU KOYU
SİGARA TİRYAKİLERİDİR. BUNUN GERÇEKTEN BİR SİGARA SORUNU OLUP
OLMADIĞINI MERAK EDİYORUM.)
Tiryaki sigarayı yemeğin yerine kullanmaya başlar. Kendi yaşadığım kabus
yıllarında öyle bir noktaya gelmiştim ki kahvaltı ve öğle yemeğini tamamen kaldırmıştım.
Bunun yerine bütün gün birbiri ardına sigara içiyordum. Son yıllarda, akşamı dört gözle
bekler olmuştum, çünkü ancak o zaman sigarayı bırakabiliyordum. Fakat bu kez de bütün
akşam atıştırıp duruyordum. Aç olduğumu düşünüyordum, ama aslında nikotin özlemi
içindeydim. Diğer bir deyişle gündüzleri yemek yemek yerine sigara içiyor akşamları da
sigara içmek yerine yemek yiyordum. O zamanlar bugüne göre on üç kilo daha fazlaydım
ve bunun önüne geçemiyordum.
Vücudunuzdan canavarı atar atmaz o iğrenç güvensizlik duygusu yok olur. Öz
güveninizle birlikte öz saygınız da geri kalır. Böylece yalnızca yemek alışkanlıklarınızı değil
tüm yaşamınızı kontrol altına almayı garantilemiş olursunuz. Sigaradan kurtulmanın en
büyük avantajlarından biri de budur.
Daha önce de söylediğim gibi kilo alma yanılgısına sigarasızlığa alışma döneminde
sigara yerine kullanılan şeyler neden olur. Bu yöntemle bırakmayı kolaylaştırmaz yalnızca
güçleştirirsiniz. Bu konuya ileride sigara yerine kullanılanlarla ilgili bölümlerde daha ayrıntılı
bir şekilde değineceğim.
-77-
31
Yanlış Motivasyonlardan Kaçınmaz
Sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışan bir çok tiryaki motivasyonunun
güçlendirmeye çalışırken bir sürü yanlış motivasyon toplar.
Bunun birçok örneği vardır. En tipik örneği: “Tasarruf edeceğim parayla ailemle çok
güzel bir tatil yapabiliriz.” Bu mantıklı ve akıllıca bir plan gibi gelebilir ama temelde
yanlıştır, çünkü kendisine saygı duyan bir tiryaki tatile çıkmak yerine yılın elli iki haftası
sigara içmek ister. Sonuçta tiryaki hâlâ kuşkuludur, çünkü hem elli hafta boyunca
sigaradan vazgeçmek zorundadır hem de sigarasız bir tatilden zevk alıp almayacağından
emin değildir. Bu mantık tiryakinin büyük bir özveride bulunduğu duygusunu güçlendirir ve
gözünde sigaranın değerini iyice artırır. Bunun yerine en iyisi olaya şöyle yaklaşmaktır:
“Sigara içerek ne kazanıyorum?” Başka bir örnek: “Daha iyi bir araba alabilirim”. Doğru. Bu
plan arabayı alana kadar insanı oyalar. Fakat yeni araba hevesi geçer geçmez özveri
duygusu yine ortaya çıkar ve tiryaki er yada geç tekrar tuzağa düşer.
Bir başka tipik örnek ise iş arkadaşları ve yakınlarla anlaşmalar yapmaktır. Bu
yöntemde günün belli zamanlarında duyulan sigara içme isteği kendiliğinden ortadan
kalkar. Yine de bazı nedenlerden dolayı başarısızlıkla sonuçlanır:
1. Motivasyon yanlıştır: Başkaları sigarayı bırakıyor diye siz neden
bırakacaksınız ki? Bu yalnızca özveri duygusunun artmasına yol açar. Bütün
tiryakiler aynı anda sigarayı bırakmaya içtenlikle karar verirlerse ne iyi olur.
Fakat hiç bir tiryaki sigarayı bırakmaya zorlanmamalıdır. Aslında tiryakilerin
hepsi içlerinden sigarayı bırakmak isterler fakat bırakmaya tamamen hazır
değillerse böyle bir anlaşma yalnızca sigara içme isteklerini artırır. Gizli gizli
içmeye ve kendilerini giderek daha bağımlı hissetmeye başlarlar.
2. “Eziyeti paylaşmak” veya birbirine bağımlı olmak: Tiryaki sigarayı “irade
yöntemi” ile bırakmaya çalıştığında sigara içme isteğinin geçmesini beklerken
eziyet çeker. Çektiği eziyete dayanamayıp sigara içerse başarısızlığa
uğramış olur. “İrade yönteminde” birinin er yada geç dayanamayıp
vazgeçeceği önceden programlanmıştır. Böylece diğerleri bekledikleri
bahaneye kavuşmuş olurlar. Onların suçu yoktur. O kişi vazgeçmeseydi onlar
dayanacaklardı ama şimdi yarı yolda bırakılmış oldular. Aslında çoğu gizli
gizli içiyorlardır bile.
3. “Eziyeti paylaşmanın” öteki yüzü “övgüyü paylaşmaktır”. Paylaşma olduğu
zaman başarısızlık anında saygınlık yitirmek o kadar kötü değildir. Sigarayı
bırakan kişi büyük bir başarı kazanmanın mutluluğunu yaşar. İnsan tek
başınayken arkadaşlarının ve yakınlarının onayı onun için ilk günlerde
gereksinim duyacağı büyük bir ödül olur. Herkes aynı anda aynı şeyi
yapıyorsa övgüyü paylaşmak gerektiğinde ödül azalır.
Yanlış motivasyonların diğer klasik bir örneği ise rüşvettir (örneğin anne baba
çocuklarına sigaradan vazgeçmeleri için para önerir veya “dayanamazsam sana 100
pound vereceğim” diyerek kişi kendini koşullar). Bir filmde böyle bir şey görmüştüm.
Sigarayı bırakmaya çalışan bir polis memuru sigara paketinin içine 20 pound koyar ve
kendi kendine bir anlaşma yapar. Bir daha sigara içmek için önce o parayı yakacaktır. Bu
onu birkaç gün sigara içmekten alıkoyar ama sonunda parayı yakar.
-78-
Kendinizi aldatmayın. Bir tiryaki sigara için ortamla olarak 30.000 pound harcar.
Sigara içmenin ölümcül bir hastalığa yakalanma riski dörtte birdir. Sigara insanın yaşam
boyu kötü bir ağız kokusuna sahip olmasına, ruhsal ve fiziksel işkence çekmesine,
sigaraya esir olmasına, toplum tarafından küçük görülmesine ve öz saygısını yitirmesine
neden olur. Bütün bunlar sigarayı bırakmak için yeterli değilse birkaç göstermelik neden
hiç etkili olamaz, tam tersine özveri duygusunun güçlenmesine yol açar. Olaya artık şöyle
bakın.
Sigara içmenin bana ne yararı var? HİÇ
Neden sigara içmek zorundayım?
ZORUNDA DEĞİLSİNİZ!
KENDİ KENDİNİZİ CEZALANDIRIYORSUNUZ.
-79-
-80-
32
Bırakmanın Kolay Yolu
Bu bölümde sigarayı bırakmanın kolay yolu ile ilgili talimatlar vereceğim. Bunlara
uyarsanız bırakmanın oldukça kolay hatta eğlenceli bile olduğunu görürsünüz. Yapmanız
gereken yalnızca iki şey var:
1. Bir daha sigara içmemeye karar verin.
2. Bu yüzden bunalıma gireceğinize, sevinin.
Şimdi herhalde “Bu kitabın gerisi ne işe yarayacak? Neden bunu başında
söylemediniz?” diye soruyorsunuzdur. Bir an bunalıma girer, er yada geç düşüncenizi
değiştirirdiniz. Herhalde şimdiye kadar bir kaç kez yapmışsınızdır.
Dediğim gibi sigara hain ve sinsi bir tuzaktır. Bırakmanın en güç yanı kimyasal
bağımlılık değil, beyninize işlenmiş aldatmacalardır. Bu yüzden önce yanılgıları,
aldatmacaları ortadan kaldırmak gerekir. Önce düşmanını tanı, taktiklerini öğren ki,
rahatlıkla yenebilesin.
Yaşamımın büyük bir bölümünü sigarayı bırakmaya çalışarak geçirdim ve haftalarca
ağır depresyonlar yaşadım. Sonunda bıraktığımda sigara tüketimim bir anda yüzden sıfıra
düştü ve hiç acı çekmedim. Sigarasızlığa alışma döneminde bile yaşamdan zevk aldım ve
şimdiye kadar kesinlikle pişman olmadım. Sigarayı bırakmak başıma gelen en güzel şeydi.
Nasıl bu kadar kolay bırakabildiğimi bir türlü anlayamadım ve nedenini bulabilmem
uzun zaman sürdü. Bundan sonra bir daha sigara içmeyeceğimi kesinlikle biliyordum.
Bundan önceki denemelerimde de kararlıydım ama aslında sigarayı bırakmaya yalnızca
çalışıyordum ve yeterince uzun bir süre sigarasız kalmaya dayanırsam sigara içme
arzusunun yok olacağını umuyordum. Sürekli bir şey olsun diye beklediğimden yok
olmuyordu tabii, ben yakındıkça sigara arzusu artıyor ve özlem devam ediyordu.
Son girişimim değişikti. Bugün bütün tiryakilerin yaptığı gibi ben de düşünmeye
başlamıştım. O ana kadar ne zaman başarısız olsam bir sonraki deneme daha kolay
olacak düşüncesiyle kendimi avutuyordum. Yaşamımın sonuna kadar sigara içeceğimi
aklıma bile getirmiyordum. Bu düşünce içimi öyle bir nefretle dolduruyordu ki, sigara
konusunu artık ciddi bir şekilde ele almıştım.
Otomatik olarak sigara yakmak yerine sigara içerken ne duyduğumu çözümlemeye
başladım. Bildiğim şey onaylanmış oldu. Sigaradan zevk almıyor, sigarayı pis ve iğrenç
buluyordum.
Sigara içmeyen insanları incelemeye başladım. Onları o ana kadar yüzeysel, anti
sosyal, sıkıcı insanlar olarak görürdüm. Oysa daha dikkatli incelediğimde güçlü ve sakin
bir karaktere sahip olduklarını fark ettim. Stres ve gerginliğin daha kolay üstesinden
geldiklerini, insanlarla birlikteyken ise tiryakilerden daha çok eğlendiklerini gördüm.
Tiryakilerden daha canlı ve hareketli oldukları kesindi.
Sigarayı bırakmış kişilerle konuşmaya başladım. O zamanlar onları sağlık yada
para nedeniyle sigarayı bırakmak zorunda kalmış fakat hâlâ gizli gizli sigara özlemi duyan
insanlar olarak görürdüm. Birkaçı “Bazen sigara özlemi duyuyorum, ama o kadar nadir ve
-81-
o kadar hafif ki, önemsemeye değmez” derken, çoğu “Sigarayı özlüyor muyum? Şaka
yapıyor olmalısın. Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.” Diyordu.
Sigarayı bırakmış kişilerle yaptığım görüşmeler aklımın bir köşesine yer etmiş başka
bir gizemi aydınlattı. Ben doğuştan zayıf bir insan olduğumu sanırdım fakat bir anda bütün
tiryakilerin aynı kabusu yaşadıklarını anladım. Kendi kendime “Şu anda milyonlarca insan
sigarayı bırakıyor ve gayet mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Sigaraya başlamadan
önce sigara içmenin hiçbir gereğini duymuyorum, o iğrenç nesnelere alışana kadar ne
denli uğraştığımı da hâlâ anımsıyorum. Peki neden şimdi sigara içmek zorundayım?” diye
düşündüm. Sigara benim için bir keyif değildi. O pis şeyden nefret ediyor, yaşamamın
gerisini bu iğrenç nesnenin esiri olarak geçirmek istemiyordum.
Sonunda kendime şunu dedim:
“Allen, İSTESEN DE İSTEMESEN DE ŞU ANDA SON SİGARANI İÇMİŞ OLDUN.”
Daha o an bir daha sigara içmeyeceğimi anladım. Bu kadar kolay olacağını hiç
sanmıyordum, tam tersine çok güçlük çekeceğimi düşünüyordum. Aylar boyu
depresyonlarda olacağımdan ve yaşamımın gerisini sürekli özlem içinde geçireceğimden
emindim. Oysa başından beri tam anlamıyla bir zevk oldu.
Neden bu kadar basit olduğunu ve bu kez o iğrenç sigarasızlık özlemini neden
duymadığımı anlamam çok uzun sürdü. Nedeni şuydu: Sigara özlemi diye bir şey yoktur.
O yalnızca kuşku ve güvensizlikten doğar. Gerçekten çok basit ve açıktır. SİGARAYI
BIRAKMAK KOLAYDIR. İşi güçleştiren kararsızlık ve yakınmadır. Tiryakiler bağımlıyken
bile bazen uzun süre sigarasız kalmaya dayanırlar. Yalnızca sigara içmek istedikleri ama
içemedikleri zaman özlem duyarlar.
Sigarayı bırakmayı kolaylaştırmanın yolu kesin ve geri dönüşü olmayan bir karar
vermektir. Bu kararın doğruluğundan kuşkulanmak, kararı sorgulamak yerine mutlu olmak
ve sigara konusunun kapandığını ummak değil bilmektir.
Başından beri kararlı olursanız işi kolaylaştırırsınız. Kolay olacağına inanmazsanız
nasıl başından beri kararlı olursunuz? İşte kitabın geri kalan bölümü bu bakımdan
gereklidir. Sigarayı bırakmadan önce üzerinde durmanız gereken önemli birkaç nokta var:
1. Başaracağınıza inanın. Sizin başkalarından hiçbir farkınız yok ve sigara
içmek yada içmemek tamamen sizin elinizde.
2. Vazgeçtiğiniz hiçbir şey yok. Tam tersine kazanacağınız o kadar çok şey var
ki! Yalnızca daha sağlıklı ve daha varlıklı olmakla kalmayacak iyi günlerde
daha çok eğlenip kötü günlerde daha az sıkıntı duyacaksınız.
3. “Tek bir sigara” diye bir şey olmadığını anlayın artık. Sigara bir uyuşturucu
bağımlılığıdır ve zincirleme olarak devam eder. Sigara içememek yüzünden
bunalıma düşerseniz kendinizi gereksiz yere cezalandırmış olursunuz.
4. Sigarayı zarar verme olasılığı olan bir alışkanlık olarak değil uyuşturucu
bağımlılığı olarak görmelisiniz. Hoşunuza gitse de gitmese de BAĞIMLI
OLDUĞUNUZU KABUL ETMELİSİNİZ. Görmezlikten gelerek bağımlılığı yok
edemezsiniz. Bu bağımlılığın süründüren bütün hastalıklar gibi yalnızca
yaşam boyu sürmekle kalmayıp aynı zamanda giderek kötüleştiğini
unutmayın. İyileşmek için en iyi zaman şimdidir.
5. Hastalıkla (yani kimyasal bağımlılıkla) sigara içen veya içmeyen insanların
içinde bulundukları ruhsal durumu birbirinden ayırın. Tiryakiler bağımlılık
kazanmadan önceki zamana dönme şansına sahip olsalar bu şansı hemen
kullanırlardı! Siz bugün bu şansa sahipsiniz! Bunu sakın ‘sigarayı bırakmak’
-82-
olarak görmeyin. Son sigaranızı içtiğinize dair kesin kararınızı verdikten
sonra sigara içmeyen bir insan olursunuz. Artık tiryakileri yaşamlarını
sigarayla kendilerine zarar vererek geçiren zavallılar olarak görürsünüz.
Sigara içmeyen bir insanın böyle bir sorunu yoktur. Kesin kakarı verir vermez
amacınıza ulaşmış olursunuz. Bu yüzden mutlu olmanız gerekir. Bütün gün
oturup yakınarak kimyasal bağımlılığın geçmesini bekleyeceğinize dışarı
çıkıp yaşamın tadını çıkarmaya çalışın. Yaşam sigara içtiğiniz zaman da
güzeldir, içmediğiniz zaman her geçen gün daha da güzelleşir.
Sigarayı bırakmayı gerçekten kolaylaştırmak için sigarasızlığa alışma döneminde
(en fazla üç hafta) hiç sigara içmemeye kararlı olmalısınız. Bu mantıkla yola çıktığınızda
bırakmak çok kolay gelecektir.
Başlangıçta sizden rica ettiğim gibi açık kalplilikle okuyorsanız artık sigara bırakma
aşamasına gelmiş olmanız gerekir. Şu anda tasmasını sabırsızlıkla çekiştiren bir köpeğin
heyecanıyla vücudunuzdan zehri atmak için bekliyor olmalısınız.
Hâlâ bir sıkıntı içindeyseniz, bunun nedeni aşağıdaki unsurlardan biridir.
1. Sizde daha jeton düşmemiş. Yukarıda sıraladığım beş noktayı bir daha
okuyun ve doğruluklarına inanıp inanmadığınızı saptayın. Herhangi bir
noktada kuşkunuz varsa onunla ilgili bölümü bir kez daha okuyun.
2. Başarısızlığa uğramaktan korkuyorsunuz. Endişeye kapılmanıza gerek yok,
okumaya devam edin, başaracaksınız. Sigara inanılmaz bir tuzaktır. En zeki
kişiler de düşer ama bir tek aptallar olayı çözdükten sonra kendilerini
aldatmaya devam ederler.
3. Söylediklerimin doğruluğunu kabul ediyor fakat yine de kendinizi perişan
ediyorsunuz. Yapmayın! Gözlerinizi açın şu anda çok güzel bir şey olmak
üzere, esirlikten kurtuluyorsunuz.
İşe doğru mantıkla başlamak çok önemlidir: Sigara içmemem ne güzel değil mi? Bu
mantığı sigarasızlığa alışma süreci boyunca sürdürmeniz gerekir. Bundan sonraki birkaç
bölümde özellikle bu konu üzerinde duracağım. Sigarasızlığa alışma süresinden sonra
bilinçli olarak bunu düşünmenize gerek kalmayacaktır. Otomatik olarak öyle düşünecek ve
bunu daha önce neden göremediğinizi merak edeceksiniz. Yalnız dikkat etmeniz gereken
iki nokta var.
1. Son sigaranızı söndürme planınızı kitabın sonuna erteleyin.
2. Yaklaşık üç hafta süren sigarasızlığa alışma döneminden sık sık söz
etmiştim. Yanlış anlaşılmasın. Üç hafta boyunca eziyet çekeceğinizi
sanabilirsiniz. Bu doğru değildir. “Üç hafta dayanabilirsem tamamdır”
yanılgısına düşmeyin. Üç hafta sonra hiçbir şey olmayacak. Kendinizi
birdenbire sigara içmeyen bir insan olarak hissetmeyeceksiniz. Sigara
içmeyenler kendilerini içenlerden farklı hissetmezler. Şimdi üç hafta boyunca
sigara içmemekten yakınıyorsanız üç hafta sonra da yakınırsınız. Demek
istediğim şudur: “Artık sigara içmeyeceğin ne güzel değil mi?” gibi bir
mantıkla başlarsanız üç hafta sonra sigara içme hevesiniz kalmaz. Fakat “Üç
haftayı bir atlatabilsem” diyorsanız o üç hafta sonunda sigara diye ölürsünüz.
-83-
-84-
33
Sigarasızlığa Alışma Süresi
Son sigaranızı söndürdükten sonra yaklaşık üç hafta kadar sigara özlemi
çekebilirsiniz. Bu birbirinden ayrı iki faktöre dayanır.
1. Nikotin eksikliği, bir boşluk veya güvensizlik duygusu, tiryakilerin özlem diye
tanımladığı bir tür açlık veya ellerle ilgili bir şey.
2. Bazı olayların yarattığı psikolojik etki, örneğin telefonda görüşmek.
Tiryakiler “irade yönteminde” bu iki etken arasındaki farkı anlamamak ve ayırt
edememekten dolayı güçlük çekerler. Sigarayı bırakmayı başarmış birçok kişinin tekrar
tuzağa düşmesinin nedeni de budur.
Nikotin eksikliği insana acı vermez ama hafife de alınmamalıdır. Açlığın çok güçlü
bir dürtü olmasına ve yemeksiz kaldığımız zaman sinirlerimizin bozulmasına karşın bütün
gün yemek yemediğimiz zaman yalnızca midemiz guruldar, acı çekmeyiz. Vücudumuz
nikotinsiz kalınca da aynı şey olur. Aradaki fark vücudumuzun besine gereksinim duyduğu,
zehre duymadığıdır. Doğru mantıkla yola çıkıldığında özlemle başa çıkmak kolaylaşır ve
kısa bir süre sonra özlem yok olur.
Tiryakiler “irade yöntemi” ile de olsa birkaç gün sigarasız kalmayı başarırlarsa
nikotin özlemi kısa sürede kaybolur. Sorun ikinci faktördür. Tiryakinin belli zaman ve
durumlarda sigara isteğini karşılamaya alışmış olması çağrışımlar doğurur (örneğin:
“Sigara olmadan içkiden zevk alamam”). İkinci bir örnek bunu belki daha iyi açıklayabilir.
Birkaç yıl sinyalleri sürücünün solunda olan bir araba kullandıktan sonra sinyalleri
sağda olan bir araba kullanmaya başladığınızda sağda olduklarını bildiğiniz halde birkaç
hafta boyunca sinyalleri çalıştırmak istediğinizde silecekleri çalıştırırsınız.
Sigara bırakmak da buna benzer. Sigarasızlığa alışma süresinin başında belli
durumlarda çağrışım mekanizması çalışmaya başlar. O anlarda sigara istediğinizi
sanırsınız. İnandırılmış olduğunuz aldatmacaların etkisine başından karşı koyarsanız
çağrışım mekanizması çabuk kaybolur. “İrade yönteminde” tiryaki sigara içme isteğinin
gitmesini bekler; böylece çağrışım mekanizmasını ortadan kaldırmak yerine artırır.
Yemek yemek özellikle arkadaşlarla birlikte bir restorandayken sigara çağrışımı
yaptırır. Sigarayı bırakmış kişi sigara içemediği için sıkıntı duyar. Arkadaşları sigaralarını
yaktıklarında kişinin bir şeyden yoksun kaldığı duygusu daha da artar. Artık o, güzel
yemekten ve arkadaşlarıyla birlikte olmaktan zevk alamaz çünkü bunlar ona sigarayı
anımsatır. Böylece üç kat daha fazla eziyet çeker ve sigara konusundaki asılsız inançlar
iyice beynine yerleşir. Oysa kararlı olup biraz dayanabilirse kaderini kabul edip yaşamına
devam edecektir. O asılsız inançların etkisi kısmen sürer ve sigaraya sağlık yada para
yüzünden bırakmış kişilerin uzun yıllar belli durumlarda sigara özlemi çekmelerine neden
olur. Bu kişiler akıllarındaki sigara hayali yüzünden huzur bulamaz ve kendilerine boşu
boşuna eziyet çektirirler.
Benim yöntemimde bile başarısızlığın en büyük nedeni çağrışım anında gösterilen
tepkidir. Sigarayı bırakmış kişi sigarayı kimyasal etkisi olmayan bir ilaç olarak görmeye
başlar. “Sigaranın bana yararlı olmadığını biliyorum ama kendimi buna inandırırsam bazı
durumlarda yardımcı olabilir.” diye düşünür.
-85-
Kimyasal etkisi olmayan bir ilaç anlık sıkıntıları gerçekten ortadan kaldırdığı için
psikolojik açıdan çok etkilidir. Fakat sigara bir ilaç değildir. Önce izleri yaratır sonra onları
yok eder ve bir süre sonra bu izleri tam olarak bile yok edemez. Batı toplumundaki bir
numaralı ölüm nedeni olduğunu bir tarafa bıraksak bile kendisi hastalık üreten bir şeydir.
Sigara içmeyenlerin veya sigarayı yıllar önce bırakmış kişilerle ilgili bir örnek
vereyim. Kocasını yitirmiş bir kadını ele alalım. Böyle durumlarda tiryakiler çoğunlukla
bütün iyi niyetleriyle bir sigara uzatıp: “İç bir tane, rahatlarsın.” derler.
Kadın sigarayı kabul ederse bağımlı olmadığı ve özlem duymadığı için rahatlamaz.
Sigara ancak psikolojik açıdan geçici bir destek olabilir o kadar. Bittiğinde trajedi hâlâ
devam etmektedir. Aslında artık durum daha da kötüdür. Çünkü kadın nikotin özlemi
duymaya başlamıştır. Bu özleme dayanmakla bir sigara daha içip özlemi gidermek
arasında kalır ve kısır döngü ortaya çıkar. Sigara bir an için psikolojik desek sağlamaktan
başka bir işe yaramamıştır. Aynı etkiyi avutucu sözler yada bir içki de yaratabilirdi. Sigara
içmeyen yada sigarayı bırakmış birçok kişi bu tür durumlar yüzünden sigaraya
başlamışlardır.
Yanlış inançlara daha başlangıçta karşı koymak gerekir. Şunu artık aklınıza
yerleştirin: Sigaraya muhtaç değilsiniz ve sigarayı bir tür yardım yada destek olarak
görmeyi sürdürdükçe kendinize eziyet çektirmiş olursunuz. Kendinizi perişan etmeye hiç
gerek yok. Sigara, restoranda yenen bir yemeği yada arkadaş toplantılarını çekici bir hale
getirmektense bozar. Tiryakilerin restoranlarda zevkten değil zorunluluktan dolayı sigara
içtiklerini unutmayın. Bağımlı oldukları için uyuşturucuları olmadan ne yemekten ne de
yaşamdan zevk alabilirler.
Kendinizi sigaranın aslında keyif veren bir şey olduğu düşüncesinden arındırın.
Birçok tiryaki “Keşke zararsız sigara olsa” diye düşünür. İçinde yalnızca ot olan zararsız
sigaralar vardır ama deneyen herkes kısa bir süre sonra vazgeçer. Sigara içmenizin tek
nedeninin vücudunuza nikotin sağlamak olduğunu anlayın artık. Nikotin arzunuz yok
olduğunda sigaraya fazla gereksinim duymazsınız.
Sizde sigara arzusunu sigara özleminin mi (o boşluk duygusu) yoksa çağrışım
mekanizmasının mı uyandırdığına aldırmadan varlığını kabul edin. Fiziksel bir ağrı
olmadığına göre doğru bir mantıkla yola çıkarsanız sigara sorununuz kalmaz.
Sigarasızlığın yarattığı duygudan endişelenmeyin. O kadar kötü değildir, asıl sorun o can
atılan ama yasak olan sigarayla yapılan çağrışımlardır.
Bu yüzden bunalıma gireceğinize kendinize şöyle deyin. “Bunun ne olduğunu
biliyorum. Nikotin eksikliğinin yarattığı duygudur bu. Tiryakiler bunu yaşam boyu çekerler
bağımlılıkları da bu yüzden devam eder zaten. Sigara içmeyenlerin böyle bir sorunu
yoktur. Bu sigaranın birçok dezavantajından yalnızca bir tanesidir. Vücudumu bu kötü
şeyden tamamen kurtarmam ne güzel değil mi?”
Diğer bir deyişle vücudunuz gelecek üç hafta içinde hafif bir sarsıntı geçirecek ama
bu süre içinde bütün yaşamınız boyunca sürecek çok güzel bir şey olacak. İğrenç bir
hastalıktan kurtulacaksınız. Bu sigaranın eksikliğini duymaktan zevk bile alacaksınız. Size
bir eğlence doğacak.
Olayı heyecanlı bir oyuna dönüştürün. Nikotin canavarına midenizdeki bir tür kurt
olarak bakın. Siz onu üç hafta boyunca yemeksiz bırakmaya çalışırken o yaşamını
sürdürebilmek için bütün taktikleriyle size sigara içirtmeye çalışacaktır.
-86-
Bazen moralinizi bozmaya çalışacaktır. Bazen hazırlıksız olacaksınız, biri size
sigara verecek ve siz belki sigarayı bıraktığınızı unutacaksınız. Unutmazsanız hafif bir
özlem duyacaksınız. Bu tür durumlara önceden hazırlanmanız gerekir. Size sigara isteten
şey ne olursa olsun buna bedeninizdeki küçük canavarın neden olduğunu ve bu
durumlarda sigara içmemekle canavara bir darbe daha indirdiğinizi düşünün.
Sakın sigarayı unutmaya çalışmayın. Sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışan
tiryakilerin depresyonlara girmelerine neden budur. Bütün gün oturup sigarayı unutmayı
beklerler.
Bu uyku tutturamamaya benzer. Düşündükçe uykunuz kaçar.
Ne olursa olsun unutamayacaksınız. İlk birkaç gün küçük canavar size sürekli
anımsatacaktır, buna engel olamayacaksınız. Çevrenizde tiryakiler ve sigara reklamları
oldukça sigarayı anımsamaya devam edeceksiniz. Sigarayı unutmak zorunda değilsiniz
zaten. Kötü değil çok güzel bir şey olmakta. GÜNDE BİN KEZ DE DÜŞÜNSENİZ TADINI
ÇIKARIN. ÖZGÜR OLMANIN NE KADAR GÜZEL OLDUĞUNU KENDİNİZE SÜREKLİ
ANIMSATIN. KENDİNİZİ ZEHİRLEMEK ZORUNDA OLMAMANIN MUTLULUĞUNU
DÜŞÜNÜN.
Bir süre sonra sigara özlemi eğlenceye dönüşecek ve siz sigaranın aklınızdan ne
kadar çabuk çıktığına şaşıracaksınız.
Ne yaparsanız yapın AMA KARARINIZDAN KUŞKU DUYMAYIN. Kuşku duymaya
başladığınız an yakınmaya da başlarsınız ve her şey daha kötü olur. Onun yerine o anı
yeni bir şevk arayarak değerlendirin. Kuşku duymanızın nedeni bir depresyonsa sizi bu
duruma düşürenin sigara olduğunu anımsayın. Bir arkadaşınız sigara uzattığında gururla
“Ne mutlu bana ki artık gereksinim duymuyorum” deyin. Buna önce biraz bozulur ama
sigarasızlığın sizi etkilemediğini görünce onun da aklı yatmaya başlar.
Sizi bu karara çok önemli nedenlerin ittiğini unutmayın. Bir tek sigaranın size mal
olacağı binlerce lirayı düşünün ve kendinize bu korkunç hastalıklardan birine yakalanma
riskine girmek isteyip istemediğinizi sorun. Özellikle de bu duygunun yakında geçeceğini
ve her dakikanın sizi amacınıza yakınlaştıracağını düşünün.
Bazı tiryakiler yaşamlarının geri kalan bölümünü “otomatik uyarıcıları” tersine
çevirerek geçireceklerinden korkarlar. Diğer bir deyişle psikolojik oyunlar yardımıyla
kendilerini sigaraya gereksinim duymadıklarına inandırmaları gerektiğini düşünürler. Çok
yanlış. İyimser bir kişi şişeyi yarı dolu, kötümser bir kişi yarı boş olarak görür. Sigara
durumunda şişe boştur ama tiryaki onun dolu olduğuna inanır. Sigara içmenize gerek
olmadığını anladığınız an kısa bir süre sonra bunu kendinize sürekli söylemek zorunda
kalmazsınız, çünkü sigaraya gerçekten gerek yoktur. Yaşamınızda en son gereksinim
duyduğunuz şey sigaradır, dikkat edin en son yaptığınız şey olmasın.
-87-
34
Tek Bir Nefes
Sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışan bir çok tiryakinin perişan olmasına
neden budur. Üç dört gün sigarasız kaldıktan sonra devam edebilmek için ara sıra bir
sigara içmeye yada bir iki nefes çekmeye başlarlar. Bunun ruh hallerinde yarattığı felaket
etkinin farkına varmazlar.
Çoğu tiryaki bu ilk nefesin tadını beğenmez ve sevinir. “İyi, hiçbir zevk almadım,
demek ki sigara isteğim azalıyor.” Diye düşünür. Aslında tam tersi olur. Aklınızdan
çıkarmayın: SİGARA HİÇBİR ZAMAN ZEVK DEĞİLDİR. Sigarayı zevk için içmiyordunuz.
Tiryakiler sigarayı zevk için içseler de hiçbir zaman birden fazla sigara içmezlerdi.
Sigara içmenizin tek nedeni küçük canavarı beslemekti. Dört gün boyunca aç
bıraktınız. O bir sigaranın veya nefesin onun için ne kadar değerli olduğunu düşünün! Siz
fark etmezsiniz ama bilinçaltınız yeni gelen nikotini hemen kaydeder ve o ana kadarki
bütün çabanız boşa çıkar. İçinizden bir ses: “Her türlü mantığa karşın sigara çok güzel bir
şeydir. Bir tane daha iç. Diye fısıldamaya başlar.
Bir tek nefes çekmenin iki zararlı etkisi vardır:
1. Bedeninizdeki küçük canavarı yaşatmaya devam eder.
2. Daha da kötüsü beyninizdeki büyük canavarı yaşatmaya devam eder ve ilk
nefes ikinciyi istetir.
Unutmayın: Tiryakilerin sigaraya başlamalarının nedeni tek bir sigaradır.
-88-
35
Benim İçin Daha mı Zor Olacak?
Bir tiryakinin bağımlılığından ne kadar kolay kurtulacağını belirleyen sonsuz etken
vardır. Herkesin karakteri, işi, yaşam koşulları ve sigarayı bırakmak için seçtiği zaman
farklıdır. Bazı mesleklerde daha zor olabilir, ama yanlış inançlar ortadan kalkınca bu fark
kaybolur. Bunu kir kaç örnekle açıklamaya çalışayım.
Tıp mesleğinde çalışan kişiler için daha zor olduğu söylenir. Oysa sağlık açısından
etkilerini daha iyi bildikleri ve bunlarla her gün karşılaştıkları için doktorların sigarayı
bırakmaları daha kolaydır sanırız. Onları sigarayı bırakmaya zorlayan nedenler daha
güçlüdür ama aşağıdaki nedenlerden dolayı bırakmaları daha kolay değildir:
1. Sağlık açısından risklerin sürekli bilincinde olmak korku yaratır. Bu korku
sigara özlemini gidermemizi gerektiren durumlardan birini doğurur.
2. Doktorlar mesleklerinden dolayı büyük bir stres içindedirler ve genellikle
sigarasızlığın yarattığı stresi iş yerlerinde gideremezler.
3. Bir de suçluluk duygusunun verdiği stres eklenir. Doktorlar insanlara iyi örnek
olmak zorundadırlar. Bu baskı özveri duygusunu güçlendirir.
Doktor sigara özlemini ancak gerçekten hak ettiği ve günlük stresin geçici olarak
yok olduğu aralarda giderebilir. Bu yüzden de sigara onun için çok değerlidir. Doktorlar
ister istemez uzun süre sigarasız kalan ve ancak ara sıra sigara içen tiryakiler kategorisine
girerler. Tiryaki “irade yönteminde” özveride bulunduğuna inandığı için kendini kötü
hisseder. Ne verdiği aradan ne de içtiği çay yada kahveden zevk alır. Böylece özveride
bulunduğuna inanmaya başlar ve belli çağrışımlardan dolayı her şeyin sorumlusunun
sigara olduğunu düşünür. Şu aldatmacalardan kurtulup sigara içemediğiniz için
üzülmekten vazgeçerseniz vücudunuz nikotin isterken bile siz büyük bir zevkle kahvenizi
içebilirsiniz.
Bir başka zor durum da can sıkıntısıdır, özellikle de stresle bir araya geldiği zaman.
Bunun tipik örneklerini şoförler ve küçük çocukları olan ev kadınları yaşarlar. İşleri stresli
fakat monotondur. Sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışan bir ev kadını “yoksun
kaldığı” şeyi anımsayacak çok zamanı olduğundan depresyona girer.
Doğru mantık kullanıldığında bu durumun da üstesinden gelinir. Sigarayı
bıraktığınızı düşünmekten korkmayın. Sigarayı düşündüğünüzde o lanet canavardan
kurtulduğunuz için mutlu olun. Olaya iyimserlikle bakarsanız sigarasızlık bir eğlenceye
dönüşür.
Yaşları, cinsiyetleri, zeka dereceleri, meslekleri ne olursa olsun VERDİĞİM
TALİMATLARIN HEPSİNE UYAN tiryakiler sigarayı bırakmayı hem kolay hem de eğlenceli
bulacaklardır.
-89-
36
Başarısızlığın Ana Nedenleri
Sigarayı bırakma girişimleri genellikle iki nedenden dolayı başarısızlığa uğrar.
Birincisi diğer tiryakilerin etkisidir. Zayıf bir anınızda veya başkalarıyla birlikteyken biri bir
sigara yakar. Bu konuya daha önce ayrıntılı bir şekilde değindim. Tek bir sigara diye hiç bir
şey olmadığını anımsayın. Zincirleri kırdığınız için sevinin. Tiryakilerin sizi kıskandığını
aklınıza yerleştirin ve onlara acıyın. İnanın acınacak haldeler.
Başarısızlığın ikinci nedeni araya kötü bir gün girmesidir. Sigara içmeyenlerin de
sigara içenler gibi iyi ve kötü günleri olduğunu unutmayın. Yaşam inişli çıkışlıdır ve her şey
birbirine bağlıdır. “İrade yönteminde” tiryaki yaşadığı ilk kötü günde hemen sigarayı arar ve
tabii o kötü gün daha da kötü olur. Sigara içmeyen bir kişi stres ve sıkıntıyla hem fiziksel
hem de ruhsal açıdan daha rahat başa çıkabilir.
Sigarasızlığa alışma döneminde kötü bir gün yaşamaktan korkmayın. Eskiden
sigara içtiğiniz zaman da kötü günleriniz olduğunu (yoksa bırakmaya karar vermezdiniz)
unutmayın. Sigara içemediğiniz için üzüleceğinize kendi kendinize şöyle deyin: “Evet, bu
gün pek iyi bir gün değil, ama sigara da bir işe yaramayacak. Yarın daha iyi bir gün olur, şu
anda hiç değilse bir artı puana sahibim. O iğrenç sigara alışkanlığından kurtuldum artık.”
Tiryakiler sigaranın kötü yanlarını görmezlikten gelirler. Hiçbir zaman sigara
yüzünden öksürmezler, sürekli soğuk algınlığına yakalanırlar. Issız bir yerde arabanız
bozulduğunda bir sigara yakarsınız. O sigara yüzünden mutlu mu neşeli mi olursunuz?
Tabii ki hayır. Biri sigarayı bırakır bırakmaz yaşamda ters giden her şeyin suçunu
sigarasızlığa yüklemeye başlar. Arabanız bozulduğunda: “Eskiden böyle durumlarda bir
sigara yakardım.” Diye düşünürsünüz, fakat sigaranın hiçbir sorunu çözmediğini unutur,
hayal ürünü bir destek arayarak kendinize eziyet çektirirsiniz. Kendinizi zor bir duruma
düşürür, sigara içemediğiniz içi perişan olursunuz, içseniz durumunuz daha da kötü olur.
Doğru bir karar aldığınızı biliyorsunuz; bu karardan kuşku duyarak ne diye hâlâ kendinize
işkence çektiriyorsunuz?
Unutmayın olumlu düşünmek her zaman için çok önemlidir.
-90-
37
Sigaranın Yerine Kullanılanlar
Birçok kişi sigaranın yerine şeker, sakız, nane şekeri, içinde ot olan sigaralar, haplar
kullanır. HİÇBİRİNİ KULLANMAYIN. Bu tür şeyler işinizi kolaylaştırmak yerine yalnızca
güçleştirir. Canınız sigara istediğinde ve siz sigara yerine başka bir şey kullandığınızda
sigara isteğinizin devam etmesine ve artmasına neden oluyorsunuz. Aslında “Sigara
içmeliyim veya bu boşluğu başka bir şekilde doldurmalıyım” diyorsunuz. Bu bir şantajcıya
yada inatçı bir çocuğa yenilmek gibidir. Canınız sigara istemeye devam eder ve işkence
uzar. Ne olursa olsun kullandığınız şey sigaranın yerine geçmez, çünkü istediğiniz yemek
değil nikotindir. Başka bir şey kullanmakla sigarayı düşünmeye devam etmiş oluyorsunuz.
Aklınıza şunu yerleştirin:
1. Nikotinin alternatifi yoktur.
2. Nikotine muhtaç değilsiniz. Nikotin besin değil zehirdir. Nikotin özlemi
duyduğunuzda yalnızca tiryakilerin bu duyguyu yaşadıklarını sigara
içmeyenlerin böyle bir sorunu olmadığını anımsayın. Bu özlemi nikotinin
neden olduğu başka bir dert, canavarın ölüm çığlığı olarak görün.
3. Unutmayın! Sigara özlemi yaratır, gidermez. Sigaraya ve sigaranın bir
alternatifine muhtaç olmadığınızı ne kadar çabuk anlarsanız o kadar çabuk
kurtulursunuz.
Nikotin içeren sakızların yada başka şeylerin yakınından bile geçmeyin. Bunların
vücuttaki nikotin miktarını sabit tuttukları ve sizi nikotinsizliğin kötü etkilerinden korudukları
için sigarasızlığa alışma dönemini dolaylaştırdıkları söylenir. Aslında aynı nedenlerden
dolayı bırakmayı güçleştirirler. Sigara alışkanlığı sürekli sigara özlemi gidermektir.
Nikotinin hiçbir yararı yoktur. Sigara içmenizin tek nedeni nikotinsizliğin yarattığı özlemi
gidermektir. Bu özlem kaybolunca alışkanlık da yok olur. Zaten özlem o kadar hafiftir ki
herhangi bir önlem almak gerekmez. Sigara içmenin asıl sorunu daha önce de söylediğim
gibi kimyasal bağımlılık değil aklımızı karıştıran aldatmacalardır. Nikotin içeren sakızlar
kimyasal bağımlılığın devam etmesine neden olurlar, kimyasal bağımlılık da psikolojik
bağımlılığın uzamasına yol açar.
Sigarayı bırakmış birçok kişi nikotinli sakızlara bağımlıdır. Hâlâ sigara içen sakız
bağımlıları da vardır. Sakızın tadının iğrenç olduğunu söyleyerek kendinizi aldatmayın. İlk
sigaranızın tadını anımsayın.
Sigaranın diğer bütün alternatifleri nikotinli sakızlarla aynı etkiye sahiptir. “Sigara
içemediğime göre boşluğu normal sakız yada şekerle dolduruyorum” düşüncesinden söz
ediyorum. Sigarasızlığın yarattığı boşluk besinsizlikten doğan açlıktan ayırt edilmezse de
biri birinin yerini tutmaz. Aslında canınızı sigara istetecek bir şey varsa o da kendinizi tıka
basa sakızla ve nane şekeri ile doldurmaktır.
Sigara alternatiflerinin en kötü yanı asıl sorunun yani beynimize işlenmiş yanlış
inançların devam etmesine neden olmalarıdır. Gripten kurtulduğunuzda bir alternatif arar
mısınız? Tabii ki hayır. “Sigaranın yerini tutacak bir şey arıyorum” dediğinizde aslında “Bir
özveride bulunuyorum” demiş oluyorsunuz. “İrade yönteminde” yaşanan depresyonlar
tiryakinin özveride bulunduğuna inanmasından kaynaklanır. Tiryaki bir sorunun yerine
başka bir sorun yaratmıştır. İnsanın kendisini şekerlerle tıka basa doldurması hiç hoş bir
şey değildir. Yalnızca şişmanlayıp kendisini kötü hissetmesine arkasından da sigaraya
tekrar başlamasına neden olur.
-91-
Hiçbir alternatife muhtaç olmadığınızı unutmayın. Sigara özlemi bu zehre karşı
duyulan açlıktır ve kısa bir süre içinde yok olacaktır. Bu önündeki birkaç günü atlatmanıza
yardımcı olur. Bedeninizi zehirden beyninizi esirlikten ve bağımlılıktan kurtarmaktan zevk
alın. İştahınız artarak, daha çok yemek yemeye başlar ve önünüzdeki günlerde birkaç kilo
alırsanız endişe etmeyin. Daha sonra değineceğim “uyanma zamanında” sigaranın
gereksizliğini keşfettiğiniz an güveniniz artacak ve olumlu düşünce ile yemek alışkanlıkları
dahil bütün sorunların üstesinden geleceğinizi göreceksiniz. Sakın yemek aralarında
atıştırmayın. Yoksa şişmanlar ve mutsuz olursunuz. Ayrıca sigarayı kesin olarak ne zaman
bıraktığınızı da bilemezsiniz. Sorundan kurtulmak yerine yerini değiştirmiş olursunuz.
-92-
38
Beni Sigaraya İtecek Durumlardan Kaçınmalı mıyım?
Şimdiye kadar önerilerim üzerinde hep ısrarla durdum. Sizden ricam bunları tekliften
çok talimat olarak görmenizdir. Önerilerim geçerli ve pratik nedenlere dayandığından ve bu
nedenler binlerce araştırma tarafından onaylandığından dolayı ısrarlıyım.
Sigarasızlığa alışma döneminde sigara içmeyi heveslendirecek olaylardan
kaçınılmalı mı kaçınılmamalı mı sorusuna korkarım kesin bir yanıt veremeyeceğim. Buna
herkesin kendisinin karar vermesi gerekiyor. Yine de size yardımcı olacağını umduğum
bazı önerilerde bulunabilirim.
Yaşamımızın sonuna dek sigara içmeyi sürdürmemize korkunun neden olduğunu
söylemiştim. Bu korkunun iki aşaması vardır.
1. Sigarasın nasıl yaşayabilirim?
Bir tiryakinin akşam geç saatte dışarıdayken sigarası bittiğinde girdiği panik
duygusudur. Sigara özleminden kaynaklanmamıştır, bağımlılığın yarattığı
psikolojik korkudur –sigarasız yaşanmaz! Bu korkunun en yoğun halini son
sigaranızı içtiğinizde duyarsınız; oysa o anki sigara özleminiz çok daha
hafiftir.
Balıklama atlamayı öğrenmekte olan herkesin yaşadığı türden, bilinmeyene
karşı duyulan bir korkudur bu. Atlama tahtası aslında 30 cm. yüksekliktedir
ama iki metre gibi gözükür. Suyun derinliği iki metrenin üzerinde olduğu halde
insana 30 cm gibi gelir. Atlamak cesaret ister. Başınızı vuracağınızdan
eminsinizdir. Atlamak en zordur, ona cesaret edebilirseniz gerisi kolaydır.
Aslında diğer bakımlardan güçlü bir iradeye sahip tiryakilerin neden sigarayı
bırakmayı hiç denemediklerinin veya ancak birkaç saat sigarasız
kalabildiklerinin açıklaması budur. Günde bir paket sigara içen tiryakiler
vardır, sigarayı bırakmaya karar verdiklerinde bu kararı vermemiş olsalardı
içecekleri bir sonraki sigaradan çok daha önce bir sigara yakarlar. Bırakma
kararı bir panik yaratır ki, bu da stres doğurur. Bu beynin “yak bir tane” dediği
anlardan biridir fakat artık yakamazsınız. Bir şeyden yoksun kalırsınız –stres
artar. Beyinden gelen sinyal tekrar başlar –sigorta atar ve siz bir sigara
yakarsınız.
Merak etmeyin. Bu panik yalnızca psikolojiktir. Bağımlılık korkusudur. Aslında
nikotine hâlâ bağımlı olduğunuz halde artık tiryaki değilsinizdir. Paniğe
kapılmayın! Bana güvenin ve atlayın.
3. Korkunun ikinci aşaması daha uzun bir süre için geçerlidir. Gelecekte bazı
durumların sigarasız aynı zevki vermeyeceği veya sigara olmadan
güçlüklerle başa çıkılamayacağı korkusu bu ikinci aşamaya örnektir.
Endişelenmeyin. Bir kez atladıktan sonra bunun tam tersini düşüneceksiniz.
Sigara içmeyi heveslendirecek olaylardan kaçınma konusunda iki önemli nokta
vardır.
-93-
1. “Evde sigara tutuyorum, içmesem bile orada olduklarını bilmek bana güven
veriyor.”
Sigaralarını saklayan insanların başarısızlık oranının atanlarınkinden daha
yüksek olduğuna inanıyorum. Sanırım bunun nedeni sigarasızlığa alışma
döneminde yaşanan kötü bir anda evde hazır bekleyen sigarayı içmenin
gayet kolay olmasıdır. Yüzünüzü kızartıp dışarıya çıkarak sigara almanız
gerekirse vazgeçme şansınız daha fazladır. Siz dükkana gidinceye kadar
sigara isteğiniz geçmiş olur zaten. Yine de başarısızlığın asıl nedeninin
tiryakinin işin başında kesin karar vermemesinden kaynaklandığına
inanıyorum. Başarının iki anahtarını anımsayın.
· Kesin karar vermek
· Artık sigara içmemek zorunda olmamanın zevkine varmak
Neden evinizde sigara tutarsınız ki? Hâlâ yanınızda sigara taşımak
gereksinimi duyuyorsanız, kitabı yeniden okumanızı öneririm. Çünkü bu sizde
jetonun daha düşmediği anlamına gelir.
2. “Sigarasızlığa alışma döneminde stresten ve insanlarla birlikte olmaktan
kaçınayım mı?”
Stresten kaçınmanızı öneririm. Baskıyı artırmanın hiçbir anlamı yok.
İnsanlarla birlikte olmak konusunda ise tam tersini yapmanızı öneririm. Dışarı
çıkın ve yaşamın tadını çıkarmaya başlayın. Bağımlılığınız devam etse bile
artık sigaraya muhtaç değilsiniz. Bir partiye gidin ve artık sigara içmek
zorunda olmadığınızı müjdeleyin. Yaşamın sigarasız çok daha güzel
olduğunu göreceksiniz –bir de küçük canavar bütün zehriyle vücudunuzdan
çıktığında her şeyin ne kadar güzel olacağını düşünün.
-94-
-95-
39
Sigaradan Kurtulduğunuzu Keşfettiğiniz An
Sigaradan kurtulduğunuzu keşfettiğiniz anı sigarayı bıraktıktan yaklaşık üç hafta
sonra yaşarsınız. Gökyüzü birden açılmaya başlar ve o anda beyninize yer etmiş
aldatmacaların bütün izleri silinir: Bundan sonra kendinize sigara içmeye gereksinim
duymadığınızı söylemek yerine artık son ipin de koptuğunu ve yaşamınızın geri kalan
bölümünden bir daha sigara gereksinimi duymadan zevk alabileceğinizi fark ettiğinizi
söyleyin. O andan itibaren diğer tiryakileri acınacak insan olarak görürsünüz. “İrade
yöntemi” uygulayan tiryakiler artık sigara içmek zorunda olmadıkları için sevinmelerine
karşın özveride bulundukları duygusundan bir türlü kurtulamadıkları için bu anı
yaşamazlar.
Ne kadar çok sigara içmişseniz bu an size o kadar güzel gelir ve bütün bir yaşam
sürer.
Kendimi hayatta çük güzel şeyler yaşamış şanslı bir insan olarak görürüm başıma
gelen en güzel şey ise sigaradan kurtulduğumu keşfetmekti. Yaşadığım diğer güzel anları
düşündüğümde beni çok mutlu ettiklerini anımsıyorum ama aynı mutluluğu bir kez daha
duyamıyorum. Ama artık sigara içmemenin verdiği sevinç aklımdan hiç çıkmıyor. Bugün
moralim bozuk olduğunda ve bir destek aradığımda o iğrenç ota bağımlı olmamamın ne
kadar güzel olduğunu düşünürüm. Sigarayı bıraktıktan sonra benimle temasa geçen
kişilerin yarısı da yaşamlarındaki en güzel olayın sigaradan kurtulmak olduğunu anlatırlar.
Sizi o kadar güzel bir yaşam bekliyor ki!
Bu yazdığım kitap ve düzenlediğim seanslardan edindiğim beş yıllık deneyim
sayesinde birçok tiryakinin sigaradan kurtulduğunu anladığı anın yukarıda söylediğim gibi
üç hafta değil birkaç gün sonra gerçekleştiğini öğrendim.
Ben o duyguyu daha son sigaramı söndürmeden önce yaşamıştım. Tek kişilik
seanslar yaptığım ilk zamanlarda bazen karşımdaki tiryaki daha seans bitmeden “tamam
başka bir şey söylemenize gerek yok, Allen. Her şeyi anladım, artık bir daha sigara
içmeyeceğimi biliyorum.” Derdi. Grup seanslarında kişiler bir şeş söylemeseler de ben
olayın ne zaman gerçekleştiğini bilirim. Aldığım mektuplarda okuyucular bazen daha kitabı
okurken bu anı yaşadıklarını yazıyorlar.
İşin mantığını anlayıp talimatların hepsine uyarsanız sigaradan hemen
kurtulursunuz.
Bugün gruplarıma vücudun duyduğu nikotin eksikliğinin yaklaşık beş gün sürdüğünü
ve aşağı yukarı üç hafta içinde kişinin özgürlüğüne kavuştuğunu söylüyorum. Bir bakıma
böyle bir süre vermek hoşuma gitmiyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi bazı insanların
kendilerini beş gün veya üç hafta eziyet çekeceklerine hazırlamaları. İkincisi kişinin kendini
“Beş gün veya üç hafta dişimi sıkarsam sonunda harika bir şey olacak.” düşüncesiyle
inandırması. Belki o beş günü veya üç haftası iyi geçer de ondan sonra herkesin başına
gelebilen, sigarayla ilgisi olmayan kötü bir gün yaşar. Sigaradan kurtulduğunu hissetmeyi
bekleyen kişi kendini birden bir depresyonun içinde bulur ve güvenin sarsılmasına yol
açabilir.
Hiç süre vermezsem bu kez kişi yaşamının sonuna dek bir şey olsun diye bekler.
Sigarayı “İrade yöntemi” ile bırakmaya çalışanlar büyük bir olasılıkla bu yüzden
-96-
başarısızlığa uğrarlar. Önce insanın sigaradan kurtulduğunu hemen fark ettiğini söylemeyi
düşünüyordum fakat bu kez de hemen fark edemeyenler güvenlerini yitirip o anın hiç
gelmeyeceğini düşüneceklerdi.
İnsanlar bazen o beş gün, üç hafta sürelerinin önemi olup olmadığını merak ediyor,
kendi uydurmam mı olduğunu soruyorlar. Bu süreler tabii kesin değil ama yıllardır
edindiğim sayısız deneyimlere dayanıyor. Yaklaşık beş gün sonra kişi sigaradan başka
şeyler de düşünmeye başlar. Çoğu tiryaki sigaradan kurtulduğunu bu süre içinde keşfeder.
Eskiden hemen sigaraya başvurduğunuz bir stres anını yada sigarasız zevk alamadığınız
toplumsal olayları birdenbire yalnızca sigarasız geçirmekle kalmaz sigara düşüncesini
aklınıza bile getirmezsiniz. O andan itibaren iş çocuk oyuncağına döner. Artık özgür
olduğunuzu bilirsiniz.
Sigarayı “irade yöntemi” yardımıyla bırakmaya çalıştığım zamanlarda başkalarının
da söylediği gibi en ciddi girişimlerin bile yaklaşık üç hafta sonra başarısızlığa uğrama
tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini fark ettim.
Sanırım bunun nedeni şudur: Sigara içme gereksinimi yok olur. Kişi kendine bunu
kanıtlamak ister ve bir sigara yakar. Tadını beğenmez ve bağımlılıktan kurtulduğunu
kanıtlamış olur. Fakat vücuduna üç haftadır yoksun bıraktığı nikotini yine vermiştir.
Sigarasını söndürür söndürmez nikotin vücudunu terk etmeye başlar. Şimdi içinden bir
ses: “Daha kurtulamadın, bir tane daha iç.” diye fısıldar.
Bir sonraki sigarayı hemen yakmaz, çünkü yeniden bağımlılık kazanmak istemez.
Şöyle biraz zaman geçmesini bekler. Bundan sonraki ilk denemede “Geçen sefer tekrar
başlamadım, şimdi bir tane daha içersem yine bir zararı olmaz.” diye düşünür. Fakat yanlış
yola girmiştir bile.
Bu sorunun çözümü sigaradan kurtulduğunuzu hissetmeyi beklemek yerine son
sigaranızı söndürdükten sonra artık sigara olayının kapandığını kabul etmektir.
Yapabileceğiniz her şeyi yaptınız. Nikotini kestiniz. Artık dünyadaki hiçbir güç
özgürlüğünüzü elinizden alamaz. Şimdi artık yaşamdan zevk almaya bakım, böylece
sigaradan kurtulduğunuzu fark etmeniz fazla uzun sürmez.
-97-
40
Son Sigara
Zaman konusunda karar verdiğiniz an son sigaranızı içmeye hazırsınız demektir.
Yalnız önce aşağıdaki iki önemli noktayı inceleyin.
1. Başaracağınıza inanıyor musunuz?
2. Kendinizi üzgün yada huzursuz mu hissediyorsunuz yoksa yakında olacak
harika şeyin heyecanı içinde misiniz?
Hâlâ emin değilseniz kitabı bir kez daha okuyun.
Kesin kararınızı verdiyseniz son sigaranızı için. O sigarayı tek başınıza ve bilinçli
olarak için. Çektiğiniz her nefese, tadına, kokusuna, kansere yol açan ve ciğerlerinize
dolan dumanına, damarlarınızda biriken zehir maddelerine ve bedeninize giren nikotine
dikkat edin.
Söndürdüğünüzde bütün bunları bir daha tekrarlamak zorunda olmamanın ne kadar
güzel olacağını düşünün. Esirliği özgürlükle değişmek karanlıklar dolu bir dünyadan çıkıp
güneş içine girmek gibi sevinç verici bir olaydır.
-98-
40
Son Bir Uyarı
Sigaraya başlamadan önceki zamana dönebilme şansına sahip hiçbir tiryaki
bugünkü aklıyla sigaraya başlamazdı. Bana gelen birçok kişi sigarayı bırakmalarına
yardımcı olabilirsem bir daha sigaraya dokunmamaya kararlıdır. Yine de sigarayı
bırakmayı başarmış birçok kişi yıllarca mutlu bir yaşam sürdükten sonra yeniden tuzağa
düşüyor.
Bu kitabın sigarayı bırakmanızda size çok yardımcı olacağına inanıyorum. Yalnız bir
uyarıda bulunacağım. Sigarayı kolaylıkla bırakan tiryakiler aynı kolaylıkla yeniden
başlarlar.
SAKIN BU TUZAĞA DÜŞMEYİN.
Ne kadar zamandır sigara içmediğinizi yada bir daha başlamamak konusunda
kendinize ne kadar güvendiğinizi bir kenara bırakıp bundan sonra hiçbir nedenden dolayı
sigara içmemeyi yaşamınızın temel ilkesi haline getirin. Tütün endüstrisinin reklam için
harcadığı milyarları hiçe sayıp bunun ölüme yol açan bir numaralı zehir olduğunu
anımsayın. Eroin çekmeye kalkışmazsınız oysa Batı toplumunda nikotinden ölenlerin
sayısı eroin yüzünden ölenlerinkinden çok daha yüksektir.
Unutmayın tek bir sigaranın size vereceği hiçbir şey yoktur. Giderilmesi gereken bir
özleminiz olmadığı gibi tadı da iğrenç gelecektir. Yalnızca vücudunuza nikotin sağlayıp
içinizdeki fısıltıyı başlatacaktır: “Bir sigara daha yak.” Sonra bir süre kendinizi perişan
hissetmekle o iğrenç kısır döngüye geri dönme arasında seçim yapma durumuna
düşersiniz.
-99-
42
Beş Yıllık Deneyim
Bu kitabın ilk baskısından beri hem kitabın hem de düzenlediğim seansların
sayesinde beş yıllık bir birikimim oldu. Başlangıçta çok savaş verdim. Uzmanlar
yöntemime burun kıvırdılar. Bugün ise seanslarıma katılmak için dünyanın her köşesinden
tiryaki geliyor. Bunların içinde diğer her meslek sahibinden daha fazla doktor var. Bu kitap
İngiltere’de sigarayı bırakma konusunda en etkili yardımcı olarak görülüyor ve ünü
yurtdışında da hızla yayılıyor.
Ben bir hayırsever değilim. Tamamen kişisel nedenlerden dolayı bana zevk verdiği
için sigarayla savaşıyorum –kesinlikle sigara içenlerle değil. Ne zaman bir tiryakinin
sigarayı bıraktığını duysam benimle ilgisi olmasa bile içime bir sevinç dolar. Yıllardır
aldığım bilince teşekkür mektubu bende sonsuz bir mutluluk yaratır.
Çok kez hayal kırıklığına da uğradım tabii. Buna iki kategoriye ayırdığım tiryakiler
neden oldu. Sigarayı kolaylıkla bırakan fakat özellikle de geçen bölümdeki uyarıya rağmen
sonra yeniden başlayan ve bir daha bırakamayan tiryakilerin sayısı beni çok üzüyor. Bu
yalnızca okuyucular için değil aynı zamanda seanslarıma katılan kişiler için de geçerlidir.
Yaklaşık iki yıl önce bir adam vardı. Çok üzgündü, ağlıyordu. “Bana bir hafta
boyunca sigara içmemem için yardımcı olursanız size 1000 pound vereceğim. Bir hafta
dayanabilirsem başaracağımı biliyorum.” dedi. Belli bir ücret aldığımı ve onun dışında para
vermesine gerek olmadığını söyledim. Grupların birine katıldı ve o kadar kolay başardı ki,
kendisi de şaşırdı. Sonra bana çok nazik bir teşekkür mektubu gönderdi.
Seanslara katılanlara ayrılmadan önce son olarak “Sakın unutmayın bir daha bir tek
tane bile sigara içmek yok.” derim. Bu adam giderken “Hiç merak etmeyin, Allen bir
bıraktım mı bir daha hiç içmem.” dedi.
Uyarımı tam olarak anlamadığını fark etmiştim. “Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum
ama altı ay sonra?” diye sorduğumda bana “Allen, bir daha hiç sigara içmeyeceğim”
yanıtını verdi.
Yaklaşık bir yıl sonra yeniden aradı. “Allen, Noel’de küçük bir puro içtim ondan beri
günde yine iki paket sigara içmeye başladım. Ona “İlk telefon görüşmemizi anımsıyor
musunuz) Sigaradan o kadar nefret ediyordunuz ki bir hafta boyunca sigara içmemenizi
sağlarsam bana 1000 pound ödemeyi önermiştiniz.” dediğimde “Anımsıyorum. Ne kadar
aptallık ettim değil mi?” dedi. “Bir daha sigara içmeyeceğinize dair verdiğiniz sözü
anımsıyor musunuz?” diye sorduğumda “Biliyorum çok geri zekalıyım.” diye yanıtladı.
Bu şuna benziyor. Boğazına kadar bataklığa batmış ve yakında tamamen batacak
bir insana rastlıyorsunuz, dışarı çekiyorsunuz, size teşekkür ediyor ve altı ay sonra
yeniden içine atlıyor.
Aynı adamın daha sonra katıldığı başka bir seansta söyledikleri çok ilginçti.
“İnanır mısınız, oğluma yirmi birinci yaş gününe kadar sigara içmezse 1000 pound
vereceğimi söyledim ve verdim. Şimdi yirmi iki yaşında ve baca gibi sigara içiyor. Bu kadar
aptal olduğuna inanamıyorum.”
-100-
“Oğlunuza nasıl aptal dediğinizi anlamıyorum. O hiç değilse yirmi iki yıl tuzağa
düşmemeyi başarmış ve kendisini ne gibi bir felaketin beklediğini de daha bilmiyor. Oysa
siz biliyordunuz, yine de ancak bir yıl dayanabildiniz.” karşılığını verdim.
Sigarayı kolaylıkla bırakan fakat sonra yeniden başlayan tiryakiler başlı başına bir
sorun oluştururlar. Onlara yardımcı olabilmek için yakında ikinci bir kitap çıkaracağım. Bu
arada siz sigarayı bırakırsanız LÜTFEN RİCA EDİYORUM AYNI HATAYA BİR KEZ DAHA
DÜŞMEYİN. Tiryakiler bu kişilerin bağımlılıkları devam ettiği ve sigarayı özledikleri için
yeniden başladıklarını sanırlar. Aslında bırakmakta hiç güçlük çekmedikleri için sigaradan
artık korkmazlar ve “Arada bir içmemde bir sakınca yok, bir daha bağımlılık kazansam bile
yine bırakırım nasıl olsa.” diye düşünürler. Korkarım olay bu kadar basit değil. Sigarayı
bırakmak kolay da bağımlılığı kontrol altında tutmak olanaksızdır. Sigarayı bırakmanın en
önemli şartı sigara içmemektir.
Beni hayal kırıklığına uğratan ikinci kategori ise bırakmayı denemeye cesaret bile
edemeyecek derecede korkanlar yada denese bile çok savaş verenler kategorisidir.
Buradaki temel sorunlar şunlardır.
1. Başaramamaktan korkmak. Başaramamak ayıp değil ama hiç denememek
büyük aptallık. Olaya söyle bakın: Bir yere gizleniyorsunuz fakat sizi arayan
yok! En kötü durumda başaramazsınız o zaman da durumunuz şimdikinden
daha kötü olmaz. Başarırsanız ne kadar iyi olacağını düşünün. Fakat
denemezseniz başarısızlığınızı garantilemiş olursunuz.
2. Paniğe kapılmaktan ve kendini perişan etmekten korkmak. Bu yüzden endişe
etmenize hiç gerek yok. Bundan sonra hiç sigara içmemenin size ne gibi bir
felaket getireceğini düşünün. Hiç. Sigara içmeye devam ettiğiniz zaman ise
başınıza felaketler gelecek. Panik sigaradan kaynaklanır ve kısa sürede yok
olur. En büyük kazanç bu korkudan kurtulmaktır. Yoksa tiryakilerin kollarının
bacaklarının kesilme riskine sigaradan aldıkları zevkten dolayı mı
katlandıklarını sanıyorsunuz? Paniğe kapıldığınızda derin bir nefes almanız
yeterlidir. Başkaları moralinizi bozarsa onlardan uzaklaşın. Bir garaja, boş bir
büroya yada başka bir yere gidin.
Ağlamak istediğinizde utanmayın. Ağlamak gerginliği atmanın en iyi yoludur.
İçinden geldiği gibi ağlamak insanları her zaman rahatlatmıştır. Oğlan
çocuklarının ağlamamaları gerektiğini söylediğimizde çok büyük kötülük
yaparız. Zavallılar gözyaşlarını tutarlar ama dişleri, birbirine vurmaktan
zangırdar. Duyguları dışa vurmak uzun süre erkekliğe yakıştırılmadı. Fakat
insanlar duygularını içlerine atmak için değil dışarı göstermek için
yaratılmışlardır. Bağırın, çağırın, tepinin, kartonları dolapları tekmeleyin.
Verdiğiniz savaşı, kaybetmemeniz gereken bir boks maçı olarak görün.
Zamanı kimse durduramaz. Her geçen dakika içinizdeki canavar biraz daha
ölür. Kaçınılmaz başarınızı kutlamaya başlayın.
3. Talimatlarıma uymamak. İnanılması güç ama bazı tiryakiler “Yönteminiz
bende etkili olmadı” diyorlar. Sonra talimatlarımı –yalnızca bir tanesini değil
tümünü –nasıl hiçe saydıklarını anlatıyorlar. (Açıklığa kavuşturmak için
bölümün sonunda bir kontrol listesi vereceğim.)
4. Talimatlarımı yanlış uygulamak. En önemli hatalar:
a) “Sigarayı düşünmekten vazgeçemiyorum.” Tabii vazgeçemezsiniz ve
denemeye kalkarsanız korku ve mutsuzluk yaratırsınız. Bu akşamları
uykuya dalmak gibi bir şeydir: Siz denedikçe güçleşir. Ben her sabah
kalkarken yada her akşam yatarken yüzde doksan sigarayı
düşünürüm. Önemli olan ne düşündüğünüzdür. “Canım öyle çok
-101-
sigara istiyor ki!” yada “Ne zaman özgür olacağım?” diye düşünürseniz
durum kötü. “YAŞASIN, artık özgürüm!” diye düşünürseniz mutlu
olursunuz.
b) “Bu bedensel bağımlılık ne zaman kaybolacak?” Nikotinin vücudunuzu
terk etmesi uzun sürmez ama vücudun ne zaman nikotin istemekten
vazgeçeceğini söylemek olanaksız bir şeydir. İnsanın kendisini boş ve
güvensiz hissetmesi normal açlık, üzüntü veya stres tarafından
kaynaklanır. Bu yüzden “irade yöntemi” uygulayan tiryakiler sigarayı
kesin olarak ne zaman bıraktıklarını tam olarak bilmezler. Vücut
nikotin istemezse ve siz yalnızca açlık duyarsanız veya stres
içindeyseniz beyin hâlâ “Bu senin sigara istediğin anlamına gelir” der.
İşin komik tarafı nikotin isteğinin geçmesini beklemenize gerek yoktur,
zaten o kadar hafiftir ki fark edilmez bile. Biz onu bir istek olarak biliriz:
“Canım şimdi sigara istiyor.” Diş doktorundan çıktığınızda çenenizdeki
ağrının geçmesini mi beklersiniz? Tabii ki hayır. Günlük yaşamınıza
devam edersiniz. Çeneniz ağrısa da mutlusunuzdur.
c) “Sigardan kurtulduğunuzu fark edeceğiniz anın gelmesini beklemek.”
Bunu beklerseniz yalnızca bir korku daha yaratmış olursunuz. Bir kez
“irade yöntemi” ile üç hafta boyunca sigarasızlığa dayanmıştım.
Sigarayı bırakmış eski bir okul arkadaşıma rastladım. Nasıl olduğumu
sorduğunda “Üç haftadır idare ediyorum.” Dedim. “Ne demek üç
haftadır idare etmek?” diye sordu. Ben de üç haftadır sigara
içmediğimi söyledim. Bunun üzerine bana “Peki şimdi ne yapacaksın?
Yaşamının gerisini idare etmekle mi geçireceksin? Ne bekliyorsun ki?
Başardın artık. Artık tiryaki değilsin.” dedi.
Kendi kendime “Haklı, neyi bekliyorum ki?” diye düşündüm. Ne yazık
ki o zamanlar tuzağın mekanizmasını bilmiyordum ve kısa bir süre
sonra yeniden başladım. Fakat bu noktayı aklımın bir köşesine
koydum. Son sigaranızı söndürdüğünüz an sigarayı bırakmış
oluyorsunuz. Önemli olan ilk andan itibaren sigara içmemekten
mutluluk duymaktır.
d) “Canım hâl^sigara istiyor.” O zaman aptalsınız. “Sigarayı bırakmak
istiyorum.” dedikten sonra nasıl “Bir sigara içmek istiyorum” dersiniz?
Bu bir çelişkidir. “Bir sigara içmek istiyorum dediğiniz zaman “Ben bir
tiryaki olmak istiyorum” demiş olursunuz. Sigarayı bırakmış kişiler
sigara içmek istemezler. Ne istediklerini bilirler. Kendinizi
cezalandırmaktan vazgeçin artık.
e) “Benden geçti artık.” Neden ki? Yapmamanız gereken tek şey
kendinizi zehirlememektir. Yaşamınıza son vermek zorunda değilsiniz.
Bakın, çok kolay. Önünüzdeki bir kaç gün biraz sıkıntı çekeceksiniz.
Vücudunuz nikotin isteyecek. Bu süre içinde hep şunu düşünün:
Eskisinden daha kötü bir durumda değilsiniz. Sigara içtiğiniz süre
içinde de sigarasız kalabiliyordunuz, uyurken, kilisede, süpermarkete
veya kütüphanelerde. O zamanlar buna pek aldırmıyordunuz. Şimdi
bırakmazsanız yaşamınızın sonuna dek sigarasızlıktan
yakınacaksınız. Sigara yemeğin, içkinin, arkadaş partilerinin zevkini
artırmaz tam tersine azaltır. Vücudunuzun hâlâ nikotin istediği
zamanlar bile güzel bir yemek veya arkadaş toplantıları hoş olaylardır.
Yaşam çok güzel bir şeydir. Aralarında tiryakiler de olsa insanların
içine girin. Unutmayın yoksunluk duyan siz değilsiniz, tiryakilerdir.
Hepsi teker teker sizin yerinizde olmaya can atar. İlk olmanın ve
dikkatleri üzerinize çekmenin tadını çıkarın. Sigarayı bırakmak,
üzerinde bol bol konuşulabilecek güzel bir konudur, özellikle de
tiryakiler sizin hoşnut ve mutlu olduğunuzu görünce. Hayranlık içinde
-102-
yüzeceksiniz. Buradan önemli olan yaşamın başından beri keyfini
çıkarmak. Tiryakileri kıskanacak hiçbir neden yok. Tiryakiler sizi
kıskanacak.
f) “Kendimi perişan ve gergin hissediyorum.” Bu ancak talimatlarıma
uymazsanız başınıza gelir. Sorun nerede onu bir düşünün. Bazıları
söylediğim her şeyi anlar, her şeye inanır ama işin başında sanki
felaket bir şey olacakmış gibi dünyanın sonu gelmiş havasına girer.
Yalnızca kendi isteğinizi değil aynı zamanda dünyadaki bütün
tiryakilerin özendiği bir şeyi yapıyorsunuz. Sigarayı bırakmış herkes –
hangi yöntemle olursa olsun- ruhsal dengesine kavuşur ve sigarayı
düşündüğü zaman içinden “YAŞASIN! ARTIK ÖZGÜRÜM!” diye
sevinir. Sizin de amacınız buysa daha ne bekliyorsunuz ki? İşe bu
düşünceyle başlayın ve sonun kadar öyle devam edin. Kitabın geri
kalan bölümü size başka bir alternatif olmadığını gösterecektir.
-103-
KONTROL LİSTESİ
Aşağıdaki talimatlara uyarsanız başarısızlığa neden kalmaz.
1. Bir daha içinde nikotin olan hiçbir şey içmeyeceğinize, çiğnemeyeceğinize
veya yemeyeceğinize dair resmi bir ant için ve buna sadık kalın.
2. Şunu aklınızdan çıkarmayın: Vazgeçtiğiniz hiçbir şey yok. Sigara içmeyen bir
insan olarak her bakımdan daha iyi durumda olacaksınız (bunu zaten hep
biliyordunuz.) Sigara içmek için hiçbir mantıklı neden olmadığı halde
sigaradan bir tür zevk yada destek aldığınızı sanıyor olmalısınız –yoksa
içmezdiniz. Sigara ne gerçek bir zevk nede gerçek bir destektir. Bu sonradan
acı duymamak çok hoş olduğu için başınızı duvara vurmak gibi bir yanılgıdır.
3. Sigaradan vazgeçmeyecek tiryaki yoktur. Siz bu sinsi tuzağa düşmüş
milyonlardan yalnızca birisiniz. Bir zamanlar sigarayı bırakamayacaklarını
düşünen diğer milyonlarca tiryaki gibi sonunda siz de bırakacaksınız.
4. Sigaranın avantajlarıyla dezavantajlarını ne kadar çok tartarsanız tartın hep
aynıdır: “Geri zekalılık etme, sigarayı bırak.” Bu hiç değişmeyecek. Hep
böyleydi yine böyle kalacak. Kararınızın doğruluğuna inandıktan sonra kuşku
duyup kendinize eziyet çektirmeyin.
5. Sigarayı düşünmekten korkmayın, sürekli düşünüyorsanız da merak etmeyin.
Yalnız bundan sonra sigarayı şu şekilde düşünmelisiniz: “YAŞASIN! ARTIK
SİGARA İÇMİYORUM!”
6. Sigaranın yerine başka bir şey kullanmayın. Sigaralarınızı SAKLAMAYIN.
Tiryakilerle birlikte olmaktan KAÇINMAYIN. Artık sigara içmiyorsunuz diye
yaşam tarzınızı DEĞİŞTİRMEYİN.
Yukarıdaki talimatlara uyarsanız sigaradan kurtulduğunuzu yakında anlarsınız.
Fakat:
7. O anın gelmesini beklemeyin. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamınıza devam
edin. Güzel günlerin tadını çıkarın kötü günleri de atlatmaya çalışın. Bu
sayede o anı fazla beklemezsiniz.
-104-
43
Batan Gemideki Tiryakilere Yardım Edin
Tiryakiler bugünlerde bir panik içindeler. Toplumda bazı şeylerin değiştiğinin
farkındalar. Bugün artık sigara içmek tiryakiler arasında bile anti sosyal bir davranış olarak
görülüyor. Olayın sona yaklaştığının siz de farkındasınız. Milyonlarca tiryaki sigarayı
bırakıyor diğerleri de bunun bilincinde.
Ne zaman bir tiryaki sigarayı bıraksa geride kalanlar kendilerini kötü hissederler.
Tiryakiler bir kağıda sarılmış kuru yapraklar için o kadar para vermenin, onları yakıp
kansere yol açan katranlı maddeleri ciğerlerine doldurmanın komik olduğunu içgüdüsel
olarak bilirler. Bu olayı hâlâ bir aptallık olarak görmüyorsanız yanan bir sigarayı kulağınıza
sokmaya çalışın ve kendinize aradaki farkı sorun. Tek fark bu şekilde bedeninize nikotin
vermemiş olmanızdır. Ağzınıza sigara koymaktan vazgeçebilirseniz nikotine gereksinim
duymazsınız.
Tiryaki sigara içmesine hiçbir mantıklı açıklama getiremez fakat başkaları da içtiği
için kendisini o kadar kötü hissetmez.
Tiryakiler sigara yüzünden hem kendilerini hem de başkalarını aldatırlar. Buna
zorunludurlar. Saygınlıklarını tamamen yitirmemek için kendi kendilerine aldatmacalar
yaratırlar. Alışkanlıklarını hem kendilerine hem de başkalarına karşı haklı çıkarmak
gereksinimi duyarlar. Bu yüzden sürekli sigaranın hayal ürünü avantajlarının reklamını
yaparlar. Tiryaki sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışırsa sürekli bir şeyden yoksun
kaldığı duygusuna kapılır ve yakınır. Bu tiryakiler için sigara içmeye devam etmekte ne
kadar haklı olduklarının kanıtıdır. Bir tiryaki sigarayı bırakmayı başardığında sağlığına
zarar vermeye ve gereksiz para harcamaya son verdiği için mutludur. Fakat bunun için
kendini haklı çıkarmaya çalışmaz, etrafta sigara içmemenin ne kadar harika olduğunu
abartılı bir şekilde duyurmaz. Bunu ancak biri ona sorduğu zaman anlatır. Fakat tiryakiler
istemedikleri şeyleri duymamak için zaten bir şey sormazlar. Unutmayın, tiryakiler korku
yüzünden sigara içerler ve sigara içmemenin avantajlarını görmezlikten gelirler. Ancak
sigarayı bırakmaya niyetlendikleri zaman bu konuyla ilgilenirler.
Tiryakilere yardımcı olun. Korkularını silin. Sağlığa zarar vermek zorunda
olmamanın, sabahları kalkınca öksürmek ve nefes darlığı çekmek yerine sağlıklı ve zinde
olmanın, esirlikten kurtulmanın, o kara lekeler olmadan yaşamdan zevk alabilmenin ne
kadar güzel olduğunu anlatır.
Yada en iyisi bu kitabı okumalarını sağlayın. Morallerini bir de havayı kirlettikleri
veya pis oldukları gibi saldırılarla bozmayın. Sigarayı bırakmış kişilerin bu konuda en kötü
oldukları söylenir. Bunda doğruluk payı vardır ve sanırım “irade yönteminden” kaynaklanır.
Tiryaki alışkanlığından kurtulmuştur fakat beynindeki aldatmacaların izleri olduğu gibi
durduğundan bir bakıma hâlâ özveride bulunduğunu düşünür. Çabuk kırılır ve doğal bir
karşı koyma mekanizmasından dolayı saldırılarda bulunur. Bu kendisine yardımcı olabilir
ama diğer tiryakilere hiçbir yararı yoktur. Yalnızca onların savunmaya geçmelerine,
kendilerini daha da perişan hissetmelerine ve sigara gereksinimlerinin artmasına neden
olur.
Toplumdaki sigara imajının değişmesi milyonlarca kişinin sigarayı bırakmasına
neden olduğu halde sigarayı bırakmalarını kolaylaştırmaz. Tam tersine olayı büyük bir
ölçüde güçleştirir bile. Bugün tiryakilerin çoğu sigarayı sağlık nedeniyle bıraktığını düşünür.
-105-
Bu aslında doğru değildir. Sağlık sigarayı bırakmanın en büyük nedenidir gerçi ama
tiryakiler yıllardır sağlığa aldırmadan ölümüne sigara içerler. Asıl neden toplumun artık
sigaranın gerçek halini, yani kötü bir uyuşturucu bağımlılığı olduğunu görmesidir. Zevk
zaten hep hayaldi. Toplumdaki bu değişiklik, hayali ortadan kaldırdığı için tiryakinin artık
tutunacak hiçbir dalı kalmaz.
Londra metrosunun tamamında uygulanan sigara yasağı bu ikilemin klasik bir
örneğidir. Tiryaki ya “Peki, eğer metroda sigara içemezsem başka bir taşıt kullanırım.” diye
düşünür ve metro idaresi büyük kayıplar yaşar, yada “Tamam, bu hiç değilse daha az
sigara içmeme neden olur.” Der. Metroda içeceği ve zaten zevk almayacağı bir yada iki
sigaradan bir saatliğine vazgeçecektir. Fakat bu zorunlu yoksunluktan dolayı yalnızca
ruhsal bakımdan eziyet çekmekle ve ödülünü beklemekle kalmaz bir de vücudu acil olarak
nikotin istemeye başlar –ve birazdan yakacağı ilk sigara ona en çok keyif verecektir.
Zorunlu yoksunluk sigara tüketimini azaltmaz çünkü tiryaki içebildiği an çok daha
fazla sigara içer ve böylelikle sigaranın ne kadar değerli bir şey olduğu düşüncesi
onaylanmış olur. Zorunlu yoksunluğun en hain yanı hamile kadınlar üzerindeki etkisidir.
Zavallı geçlerin sonunda bağımlılık kazanmalarını sağlayan reklam bombardımanına
tutulmasına göz yumarız. Sonra kafalarındaki yanlış inançlardan dolayı sigaraya
gereksinim duyduklarını sandıklarında yaşamlarının herhalde en büyük stresine girerler,
çünkü tıp onlara bebeğe zarar vermek istemiyorlarsa sigarayı bırakmalarını söyler. Bir
çoğu istediği halde bırakamaz ve yaşamı boyunca suçluluk duygusu çeker. Birçoğu bırakır
ve bıraktığına sevinip “Harika bunu bebeğim için yapıyorum dokuz ay sonra ben de
kurtulmuş olurum zaten.” diye düşünür. Sonra sancılarla birlikte doğumdan korku başlar
derken dünyanın en güzel duygularından biri yaşanır. Sancılar ve korku geçmiş bebek
doğmuştur. Eski çağrışım mekanizması yeniden başlar. Asılsız inançların izleri hâlâ
duruyordur ve daha neredeyse göbek bağı kesilmeden genç annenin ağzına bir sigara
yerleşir. O sonsuz sevinci içinde sigaranın tadının ne kadar iğrenç olduğunu fark etmez
bile. Yeniden başlamak niyetinde değildir. “Yalnızca tek bir sigara.” diye düşünür. Çok geç!
Bağımlılık kazanmıştır bile. Nikotin bedenine girmiş eski arzu yeniden ortaya çıkmıştır.
Hemen olmasa bile doğum sonrası yaşanan depresyon zamanında düzenli olarak sigara
içmeye başlar.
Eroin kullanmak yasal bir suç olarak görüldüğü halde toplumumuz haklı olarak şu
soruyu sorar: “Bu zavallı insanları kurtarmak için ne yapabiliriz?” Tiryakilere de aynı
davranışı göstermemiz gerekir. Tiryaki sigarayı istediği için değil içmesi gerektiğine
inandığı için içer ve eroinmanlardan farklı olarak yıllarca ruhsal ve fiziksel eziyet çeker.
Hızlı ölümün yavaş ölümden iyi olduğunu söyleriz hep. Bu yüzden tiryakiyi kıskanmanıza
hiç gerek yoktur, ona acımalısınız.
-106-
44
Sigara İçmeyenlere Bir Öğüt
SİGARA İÇEN ARKADAŞLARINIZIN VEYA YAKINLARINIZIN BU KİTABI
OKUMASINI SAĞLAYIN.
Önce kitabın içeriğini inceleyin ve kendinizi sigara içen bir kişinin yerine koyun.
Tiryakiyi bu kitabı okumaya yada sağlığına verdiği zarar ve gereksiz bir şekilde harcadığı
para yüzünden sigarayı bırakmaya zorlamayın. O bunu sizden daha iyi bilir. Tiryaki
sigarayı zevk aldığı yada istediği için içmez. Saygınlığını yitirmemek için hem kendisini
hem de başkalarını sigaradan zevk aldığına inandırmaya çalışır. Sigaraya bağımlı
olduğunu, ancak onun sayesinde rahatladığını, sigaranın kendisine cesaret ve güven
verdiğini ve onsuz bir yaşamın zevksiz olacağını sandığından dolayı sigara içer. Sigarayı
bırakmaya zorlandığı zaman kendisini tuzağa düşmüş bir hayvan gibi hisseder ve daha
çok sigara içmek ister. Belgi gizli gizli içmeye başlar ve onun için sigaranın değeri artar.
Siz madalyonun öbür tarafına ağırlık verin. Onu sigarayı bırakmış kişilerle bir araya
getirin (milyonlarca var.) Onlar, ona bir zamanlar kendilerinin de yaşamlarının sonuna dek
sigaradan kurtulamayacaklarını sandıklarını ve yaşamın sigarasız ne kadar güzel
olduğunu söyleyeceklerdir.
Bırakabileceğini düşündüğü an sizi dinlemeye başlayacaktır. İşte o zaman ona
sigara özleminin yarattığı aldatmacaları, sigaranın ona enerji vermek yerine güvenini yok
ettiğini, sinirli ve gergin olmasına neden olduğunu anlatabilirsiniz.
O zaman bu kitabı okumaya hazır olabilir. Akciğer kanseri, kalp hastalıkları vs. ile
bombardıman edilmeyi bekleyecektir. Ona bu kitabın konuya bambaşka bir açıdan
yaklaştığını ve yalnızca küçük bir bölümünün hastalıkları içerdiğini belirtin.
SİGARASIZLIĞA ALIŞMA DÖNEMİNDE ONA YARDIMCI OLUN.
Sigarayı bırakmış kişi eziyet çekse de çekmese de çekiyormuş diye kabul edin.
Sigarayı bırakmanın ne kadar kolay olduğunu söyleyerek içinde bulunduğu güç durumu
önemsemezlik etmeyin, o bırakmanın kolay olduğunu kitaptan öğrenir. Sürekli onunla ne
kadar gurur duyduğunuzu, çok daha iyi göründüğünü, çok daha güzel koktuğunu ve kolay
kolay nefes aldığını söyleyin. Ona destek olmaya devam etmeniz çok önemlidir. Bir tiryaki
sigarayı bırakmaya çalıştığında arkadaşlarının ve yakınlarının sevinci ve ilgisi ona
başlangıçta çok yardımcı olur. Fakat insan ne yazık ki, çabuk unutur bu yüzden onu
övmeyi bilinçli olarak sürdürün.
Sigaradan söz etmiyor diye unuttuğunu sanıp anımsatmak istemeyebilirsiniz. “İrade
yönteminde” anımsatmak istemeyebilirsiniz. “İrade yönteminde” bunun tam tersi olur,
tiryaki sigaradan başka bir şey düşünmez. Siz konuyu açmaktan kaçınmayın ve ona övgü
yağdırmaya devam edin. Anımsatılmak istediği zaman o size söyler.
Sigarasızlığa alışma döneminde fazla strese girmemesini sağlamaya gayret edin.
Yaşamına küçük sevinçler ve keyiflerle renk katmaya çalışın. Bu sigara içmeyen için de
zor bir zamandır. Gergin bir kişinin siniri diğerlerine de yansır. Moralinin bozuk olmasına
karşı kendinizi hazırlayın. Sinirini sizden çıkarmaya çalışırsa hemen karşılığını vermeyin, o
anda aslında sizin övgünüze ve acımanıza gereksinim duyar. Sinirli olduğunuz zaman ona
göstermemeye çalışın.
-107-
Sigarayı “İrade yöntemi” ile bırakmaya çalıştığım zamanlar uyguladığım taktirlerden
biri sinir küpü olup karımın ve arkadaşlarımın: “Yeter artık! Seni böyle sinirli görmeye
dayanamıyorum, iç bari bir tane sigara.” demelerini beklemekti. Tiryaki böylelikle onurunu
yitirmemiş bağımlılığına yenilmemiş olur, çünkü sigarayı o kendisi içmemiş ona içmesi
söylenmiştir. Size böyle bir oyun yapmaya kalkarsa sakın onu sigara içmeye
yönlendirmeyin. Onun yerine “Sigara seni bu hallere düşürüyorsa dua et ki, yakında
kurtulacaksın. İyi ki, bırakacak cesarete ve mantığa sahipsin.” deyin.
-108-
Final:
Bu Skandala Son Vermek İçin Yardımcı Olun
Ben sigaranın bazı toplumunda nükleer silahlar dahil en büyük skandal olduğuna
inanıyorum.
Uygarlığın temeli, insanlığın bu denli ilerlemesinin nedeni edindiğimiz bilgi ve
deneyimleri yalnızca birbirimize değil aynı zamanda gelecek kuşaklara aktarmamızdır.
Daha az gelişmiş hayvanlar bile yavrularını yaşamın tehlikelerine karşı uyarmak gereğini
duyarlar.
Nükleer silahlara ne kadar karşı çıkarsam da bu tür kararların hiç değilse olumlu bir
amaca yönelik olarak, insanlığa yarar sağlamak için alındığını itiraf etmeliyim. Sigaranın
gerçekleri ise ortada. Belki son savaşta insanlar sigaranın gerçekten cesaret ve güven
verdiğine inanıyorlardı ama bugün öyle olmadığı biliniyor. Bugün gazetede çıkan sigara
reklamlarına bakarsanız sigaranın rahatlama veya zevk verdiğine dair hiçbir şey
yazmadığını görürsünüz. Yalnızca sigaranın boyu veya tütünün kalitesi belirtilmiştir. Bu
zehrin boyu yada kalitesi bizi neden ilgilendirsin ki?
İki yüzlülük inanılır gibi değil. Toplumumuz sigarayla karşılaştırıldığı zaman çok
küçük bir sorun olduğu halde eroine karşı çıkar. Oysa bir zamanlar dünya nüfusunun
yüzde altmışı sigara içiyordu veya hâlâ içiyor ve çoğu paralarının büyük bir kısmını
sigaraya harcıyor, her yıl on binlerce kişi sigara yüzünden yaşamını yitiriyor. Batı
toplumunda ölüme yol açan en büyük etken sigara. Peki, bundan en çok kimin kazancı
var? Sevgili Maliye Bakanlığımızın. Sigara içenlerin felaketi üzerinden yılda trilyonlar
kazanıyor, tütün endüstrisiyse reklam için yılda milyarlar harcıyor.
Sigara firmalarının paketlerin üzerine uyarı yazısı bakmaları ve devletin kanser
tehlikesi, kötü ağız kokusu ve kesilmiş bacaklar hakkındaki programlar gibi kampanyalar
için biraz para ayırması ne kadar akıllıcadır. Böylece vicdanlarını rahatlatıp: “Biz sizi
tehlikeye karşı uyardık. Bu sizin seçiminizdi.” diyebilirler. Tiryakilerin seçim şansı
eroinmanlarınkinden fazla değildir. Tiryaki olmaya karar vermezler; sinsi bir tuzağa
düşürülürler. Gerçekten seçim şansı olsaydı yarın her an bırakabilecekleri düşüncesiyle
başlayan geçlerden başka kimse sigara içmezdi.
Olaya neden iki ayrı açıdan bakılıyor? Eroinmanlar yasalar karşısında suçlu
görüldükleri halde neden bağımlı olduklarını kaydettirip bağımlılıklarından kurtulmak için
bedava olarak eroin alabiliyor ve gerekli tıbbi tedaviyi görebiliyorlar? Sırf şaka olsun diye
kendinizi sigara tiryakisi olarak kaydettirmeye çalışın. Size maliyet fiyatına bile sigara
vermezler. Değerinin üç katı fazlasını vermeniz gerekir ve ne zaman devletin kasası
boşalsa Maliye Bakanlığı tütün vergisini artırır. Sanki sigara içenlerin yeterince sorunu
yokmuş gibi!
Doktora gidip yardım istediğinizde size ya bildiğiniz şeyi “Sigarayı bırakın, sizi ölüme
sürüklüyor.” Söyler yada en azından reçete parasını vermek zorunda olduğunuz ve içinde
kurtulmaya çalıştığınız uyuşturucu bulunan nikotin sakızları önerir.
Sigaradan uzaklaşma kampanyaları tiryakiye yardımcı olmaz, yalnızca sigarayı
bırakmasını güçleştirir. Paniğe kapılmasına neden olur, bu da sigara içmek isteğini artırır.
Gençleri bile sigaraya başlamaktan alıkoymaz. Gençler sigaranın insanı ölüme
-109-
sürüklediğini bilirler ama tek bir sigaranın böyle bir tehlike yaratmadığını da bilirler. Sigara
çok yaygın olduğu için gençler sosyal baskı yada merak gibi nedenlerden dolayı er yada
geç bir sigara içeceklerdir. Tadı iğrenç geleceğinden büyük bir olasılıkla bağımlılık
kazanacaklardır.
Bu skandala neden göz yumuyoruz? Neden devletimi artık etkili bir kampanya
düzenlemiyor? Neden bize nikotinin bir uyuşturucu ve ölüme yol açan bir zehir olduğu, ne
rahatlama ne de özgüven duygusu verdiğini, yalnızca yaşam gücümüzü yok ettiğini ve
çoğunlukla tek bir sigaranın bağımlılık kazanmamıza yettiğini söylemiyor?
H.G. Wells’in “Zaman Makinesi” adlı kitabını okumuştum. Kitap gelecekte olan bir
olayı anlatıyordu. Adamın biri bir nehre düşer, yanındakiler nehir kenarında kıpırdamadan
duran hayvanlar gibi onun çığlıklarını umursamadan orada öylece dururlar. Bu davranışı
insanlık dışı ve ürkütücü bulmuştum. Toplumumuzun sigara konusundaki genel
kayıtsızlığını buna çok benzetiyorum. İngiltere’de tütün endüstrisinin finanse ettiği dart
turnuvaları hep televizyonun en çok izlenen zamanlarında gösterilir. İzleyiciler “Yüzde
seksen!” diye bağırırken oyuncunun bir sigara yaktığı görülür. Turnuva mafya tarafından
finanse edilseydi ve oyuncu kolundan şırınga vuran bir eroinman olsaydı ne gibi bir etki
yaratırdı tahmin edin!
Toplumun sağlıklı, hiçbir eksiği olmayan gençlere kendilerine fiziksel ve ruhsal
açıdan zarar verme, yaşam boyu sigaraya esir olma ve pislik ve hastalık içinde yaşama
ayrıcalığı için bir servet harcatmasına neden göz yumuyoruz?
Belki abarttığımı düşünüyorsunuzdur. Abartmıyorum. Babam elli yaşında sigara
yüzünden öldü. Güçlü bir adamdı, bugün hâlâ yaşıyor olabilirdi. Ben kırk yaşlarındayken
ölümden kıl payıyla kurtuldum, gerçi buna sigara değil beyin kanaması neden olmuştu.
Şimdi yaşamımı sigara konusunda danışmanlık yaparak geçiriyorum. Sigara yüzünden
sakat kalmış yada sona yaklaşmış kişiler beni görmeye geliyor. Şöyle bir düşünme
zahmetinde bulunursanız sizin de bu durumda birçok kişi tanıdığınızı fark edersiniz.
Toplum içinde artık yeni bir rüzgar esiyor. Bir kartopu yuvarlanmaya başladı ve
umarım bu kitap sayesinde bir çığ haline gelir.
Bu kitaptaki düşünceleri yayarsanız siz de katkıda bulunmuş olursunuz.
-110-