Bölüm 6

814 26 0
                                    

  Önüm çeşit çeşit lezzetli yiyeceklerle doldurulurken mutlu hissediyorum kendimi ya da huzur mu bu bilmiyorum duygularıma adlandırma konusunda çok iyi değilim sanırım. Sonradan geliyor aklıma belki ne mutluluk ne de huzur belki de sadece aşktır bu.

  Kahvaltımızın tadını çıkarırken hızlanan yağmur damlalarının denizle buluşmasını izliyoruz. Damlaların çıkardığı sesler sanki romantik bir şarkıya dönüşüyor kullaklarımda.

''Müzik ne güzel şey değil mi?''

''O nereden çıktı şimdi.''

''Dinlesene. '' diyorum dışarıda yağan yağmuru işaret ederek. Durup benimle birlikte dinliyor ama gözü camdan süzülen damlalardan çok bulunduğum andan aldığım keyfin rahatça okunabildiği yüzümde.

''Sen müziği seviyorsun o zaman.''

''Sana kimsenin bilmediği bir şey söyleyeyim mi? Küçükken bir kere aklımda bir acaba belirmişti. Acaba şarkılar söylemek, uçmaktan bile güzel olabilir miydi? Çünkü evde bazen sesler yükseldiğinde, korktuğum da, üzüldüğümde annemi çok özlediğimde hep şarkılar dinlerdim. Kafamı alır başka yerlere götürürdü. Korktuğumu, üzüldüğümü hatta özlediğimi bile unuttururdu bana. Benim masallarım şarkılardı, ben küçükken hep kulağımda bir kulaklıkla dalardım uykuya''

''Bir şeyler çalıyor musun peki?''

''Kafam başka bir şeyle o kadar doluydu ki bir enstrüman çalmayı düşünemedim bile ama keşke öğrenseymişim diyorum şimdi. Londra’da çaldığı saksafona danslarımızla eşlik ettiğimiz sokak sanatçısı olmak ne kadar güzeldir düşünsene hem eğlenmek, hem eğlendirmek. İnsanların ruhunu besleyip, içlerindeki çılgınlığ ortaya çıkarmak... Elbette zorlukları vardır ama kulağa harika gelmiyor mu? ’’

''Evet keşke bir enstürman çalabilseydin sabahları uğruna kalkabileceğin tutkuyu bulmuş olacaktık. Şu yağmurun sesini dinlerken, o sanatçı olmayı anlatırken yüzünün aldığı şekil aradığımız işaretlerden çok daha fazlası... Hımm, peki sesin nasıl?''

Gülümsüyorum ona

''Sanırım çokta fena değil, ama kimseye şarkı söylemedim o yüzden pekte emin değilim belki sadece kendimi beğenmişlilk yapıyorumdur.''

''Emin çok güzeldir. Biliyor musun benim doğum günüme sadece 2 hafta kaldı sanırım hediye olarak ne istediğimi söylememe gerek yoktur herhalde.'' diyor gülümseyerek.

''Sana şarkı söyleyeme mi istiyorsun? Bunu isteme benden dediğim gibi kimseye şarkı söylemedim daha önce ben, başka bir şey iste . Hıh buldum sana bir şarkı yazmama ne dersin? Ama güzel olacağına söz vermem.'' Diyorum gülerek.

''Şarkıda mı yazıyorsun sen?’’ Diyor büyük bir şakınlıkla. Alaycı bir tonla devam ediyor: ‘’Benim geçtiğimiz yazın her gününü birlikte geçirdiğim hamfendi sizdiniz değil mi yanlış gelmedim ben? Şimdiye kadar  uçmaktan, bulutlardan, pilot olmak istemeden başka hiç bir şeyden bahsetmedin bana, daha yeni tanışıyormuşuz gibi hissediyorum seninle. Ha bu arada yırtım sanma madem şarkıda yazıyorsun hem yazmanı hem de benim için söylemeni istiyorum.’’  

Bir kaç itiraz girişimim olsa da gözlerimin içine diktiği mavi gözlerine bakarak hayır demeyi başaramıyorum.

''Peki sana bir şarkı borcum var o zaman.''

Çok büyük bir zafer kazanmışçasına sallıyor yumruğunu havada.

''İşte bu.''

''Gülmek çok yakışıyor sana farkında mısın? Umarım hayat hep gülebileceğin şeyler çıkarır karşına.''

Yarın Diye Bir Şey Yok (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin