*13*

1.8K 145 16
                                    

Tarih : Bilinmiyor

Gün : Bilinmiyor

Merhaba yoongi-ya. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Psikolojik olarak zihnin zehirleniyordu sanki. Sosyo-fobin başlamıştı ve banyoda uyuduğun günler oluyordu çoğu zaman. Bu gün doğum gününü kutlamak için hediye almaya çıkmıştım. Babam çalışıyordu, annem.. o da çalışıyordu. Heyecanla mağazaları gezerek sana uygun şeyler arıyordum. Küçüklüğümden beri para biriktirme alışkanlığım vardı. Genelde doğum günlerinde harcıyordum. Kot ceket, beyaz tişört ve yırtık kot pantolon almayı planlıyordum. Kombini Aldıktan sonra eve gelirken mahvettiğim beyaz sweatin aynısını gördüm marka mağzanın vitrininde. Koşarak mağazaya girdim onu almak için. Koşarak onu aldım, yaani, Daha doğrusu alıyordum ki bir hata yüzünden üstüme tişörtlerin yıkılmasıyla ezilmiştim. Bir görevlinin tişörtleri kaldırması ile ayağa kalkarak gördüğüm sweati aradım, fakat yoktu. Uzakta kalan MiCha'nın o sweati bana doğru salladığını görünce küplere binmiştim.

"Bunu mu arıyorsun kardeşim?"

Hızla yanına ilerleyip gideceğim sırada kolumdan tuttu.

"Lütfen Kimbom bunu al. Kirlendiği için yenisi-"

"Ben yenisini kendim alırım, senin lanetli ellerinin deymediği bir beyaz sweat istiyorum." dedim hızlıca.

"Ama artık o beyaz sweat yok, artık beyaz değil."

" Hatırlatırım MiCha o beyaz sweat artık senin yüzünden yok. Lanet ellerinin deydiği her şey mahvoluyor, uzak dur benden."

" Asıl sen lanetlisin kimbom. Bela mıknatısı gibi lanetli olman benim sorunum değil."

"Bak... Sen de biliyorsun. Ben lanetliyim.. başına musallat olurum. uzak dur benden"

Giderken omuz atmayı da ihmal etmemiştim. O kız lanet babamın eserlerinden biriydi ve ondan nefret ediyordum. MiCha zengindi.. dolayısıyla şımarık biriydi. Mağazadan çıkarak lavaboya gittim ve derin nefesler alarak kendimi sakinleştirdim. Kendimi sakinleştirdiğim lavabodan çıkıp gidiyordum ki tekrar Aynı sweatten görünce dayanamadan koştum ve kaptım. Küçük bir zafer gülümsemesiyle onu elime aldım. Sonra da kasaya gittim ve aniden Sirenler çaldı. Al işte, yine seni buldu bela.

"Bu yılın şanslı kişisi sizsiniz. İstediğiniz 3 ürünü bedavaya alabilirsiniz."

Bu bir şakamıydı ? Bu gün en sevdiğim gündü yoongi-ya, çünkü o sweatten üç tane almıştım. İkidini sana hediye edecektim. Tam çıkıyordum ki bir poşetin eksik olduğunu fark ettim. Hızlıca kasaya gittiğimde ne göreyim? Sweatlerin parasını ödeyen bir MiCha! Yanına gidip sessizce yüzüne baktım. Daha sonra ise derin bir nefes vererek arkamı döndüm ve eve gelmeye çalıştım. Ne yaparsam yapıyım MiCha zorla onları verecekti...
Hızla yanına geliyordum yoongi-ya. En son bir pastaneye uğrayarak sana çikolatalı pasta aldım. Aslında ben çikolatalı sevdiğim için de almış olabilirim. Herneyse, büyük bir mutlulukla yanına geliyordum yoongi-ya. Sadece sana geliyordum. Bu gün hayatımın en güzel günlerindendi ve bunu hiçbirşey bozamazdı.

*****

Kısa bir zamanda eve geldiğimde sana seslendim.

"Hey yumurta kafa ben geldim !"

Tık yok...

"Hey sana diyorum, Yine mi uyukluyorsun ?"

Ses, seda yok ...

"Yha Öküzcük yine mi rap yapıyorsun ?. Ondan duymuyorsun demi?"

Seesizliğin sesi dışında bir ses yoktu. Ve bu beni geriyordu.

"Yoongi, Beni korkutuyorsun eğer bu bir şakaysa bırak ve yanıma gel. Lütfen~ "

Tekrar ses yok.

"BİR SES VER!.... YOONGI OPPA?! "

Poşetleri atarak evde dolanmaya başladım. Banyodan gelen sesinle derin bir nefes verdim ve sana sövmeye başladım. Tanrım, yüreğime indiriyordun!

****

Aradan bur saat geçmişti ve sen bu kadar uzun süre banyo yapmazsın.
Banyonun kapısına geldim ve yavaşça tıklattım.

"Hey yoongi-ya ?"

İçeriden bir hıçkırık sesi ilişti kulağıma ve işte o an mantığım kaçmak için yer aradı.

"Yoongi? iyimisin?"

Bir hıçkırık daha kaçmıştı ağzından. Sen ağlamazsın Yoongi-ya.

Kapıyı açmaya çalışmıştım. Fakat kilitliydi.. biraz daha bağırdıktan sonra dayanamamıştım ve başka bir odanın anahtarı ile kapıyı açmıştım. Kapı duvara savrulunca sana ilişti gözlerim. Bileklerini kesmiştin ve yerde yatıyordun yoongi-ya. Neden yaptığını anlamamıştım. Telefonuma sarılarak ambulans çağırmıştım. Sense bir yandan istemsizce ağlıyor bir yandan bileklerine bakıyordun yoongi-ya. Bunu neden kendine yapmıştın?

"Yoongi bana bak "

Kafanı ellerimin arasına alarak gözlerimizi birbirine kitlemiştim.

"Bana bak, sakın gözlerini benden ayırma."

Gözlerin kapanıyordu ve ben çaresiz bir biçimde duruyordum. Kanı durdurmak yeni aklıma gelince hemen ecza dolabına koşturdum. İçi neredeyse boş olan ecza dolabına.. Sargı bezi alarak bileklerini bağladım ve yüzünü yıkadım.

"Benden gözlerini ayırma."
Dedim. Sen ise gözlerini zor açık tutuyordun.

"Kimbom. Seni. Seviyorum."

Sesin dondurucu soğuk bir rüzgâr gibi titretiyordu. Sonunda bir ses vermiştin. Lakin ses vermen ile bütün hat çökmüştü yoongi-ya. Gözlerin anında kapanıp kafan sağa düştüğünde çığlık atarak sarılmıştım bedenine. Başka çarem yoktu. Ambulansı bekledim çaresizce.
Artık hayatımın en kötü günü buydu yoongi-ya .hani dedim ya "Bu gün hayatımın en güzel günlerindendi ve bunu hiçbirşey bozamazdı ." Diye, boyumdan büyük konuşmuştum ve hayattaki şansım milyonuncu kez gözlerimi yaşartmıştı yine kanlı bir biçimde.

Sen herşeye değerdin yoongi-ya , ölümün dışındaki her şeye~

Min Kimbom ~

Epilouge | Min Yoongi  / /Tamamlandı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin