Sınıfa çıktığımızda nerden bilebilirdik ki kavga eden iki erkek göreceğimizi?
Bir tanesi derste tanışmak isteyen çocuktu. Hani çapkınca sırıtan. Diğeri de gerek olmadığını söyleyip ters cevap veren hani. "Duydun mu dedim sana!" diye bağırdı ve bize çapkınca sırıtan çocuğa bir yumruk daha geçirdi. "Çağrı! Sakin ol, buradalar!" dedi sınıftan biri bize bakıp.
'Gerek var mı Can?' diye sorup tesleyen çocuğun adı Çınar'mış. Ben de üzüm ağcı.
Çınar çocuğun üstünden kalkarken "Bir daha... Bir daha o aptal kelimeleri o çarpık ağzından çıkarma, kötü olur!" dedi nefes nefese. Can, yerde dövülmüş olmasına rağmen kahkahalarla gülüyor ve "Hadi ama Çınar! Neden onların yanında söylemiyorsun beni döverken söylediklerini?" dedi ve bize bir bakış attı.
"N'oluyor ya?" dedi Eda dayanmayıp. "İki kızı nasıl yürüteceksin peki?" dedi ve yerde kahkaha atmaya başladı. Ne!? "Seni gebertirim oğlum!" diye sinirle bağırdım ve kutsal dostumu (tostumu) Eda'ya verip çocuğun yanına ilerledim. Ardından karnına bir tekme attım. "Bana..." bir tekme daha. "Bak..." bir tekme daha. "Bir daha..." bir tekme da- tabii Eda kolumdan çekti. Bir daha okuldan atılma faciasını yaşamak istemiyordu. İstemiyorduk.
"Kalk!" diye bağırdı Eda. "Yerler kan olmuş hep! Asprini olan var mı?"
Cidden mi Eda!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç' E' (Tamamlandı)
Teen FictionBaşlama tarihi: 04.01.2019 "Yıldızlar," dedi birden. "... Onlara dargınım. Gökyüzünü kandırıyorlar ve kayıp gidiyorlar teker teker." Bitiş tarihi: 09.01.2019