-Tamam işte Jisoo unnie. Niye daha hala tedirginsin?
Gelinliğinde ufak bir pürüz vardı ve Rose bunu halletmişti. Ama daha hala tedirgindi hanımefendi. Bugün Jin oppa ile Jisoo unniem evleniyordu. Sabah erken saatte kalkmış ve özel tasarım elbisemi giymiştim. Saç ve makyajımı yaptırıp hazır bir şekilde düğün vaktini bekliyordum. Düğün zamanına kadar Jimin i affetmemiştim. Unutmuştum aslında onu. Çünkü onu hiç görmemiştim. Tek dileğim görünce eski duygularımın ortaya çıkmamasıydı.
-Kızlar ya!!! Ben çok heyecanlıyım.
Ben de 5.000 kişilik düğünün gelini olsaydım ben heyecanlanırdım.
-Unnie abartma alt Tarafı 5000 kişilik bir düğünün gelinisin.
-Sorun da o ya Lisa tamı tamına 5000 kişilik düğünün geliniyim.
Onların bu konuşmasına gülmüştüm. Zil çalınca ayağa kalktım ve elbisemi düzeltip kapıya doğru yöneldim.
Kapıyı açtığımda karşıma Jimin i görmeyi beklemiyorum. Lanet olsun ki onu görmem tekrar kalbimi hızlandırıyordu.
-Jimin! Ne işin var burda?
-Çekil kenara.
Kenara geçtiğimde onu ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Onu incelemeye başladım. Zayıflamıştı göz altları çökmüş ve hiç de iyi gözükmüyordu. Sanki ayakta zor duruyordu.
-Eserinle gurur duymuş olmalısın Jennie.!
Bu halde olmasının sorumlusu olarak beni tutuyordu haksızdı. Asıl suçlu kendisiydi.
-Bunların hepsi senin suçunken suçunu bana atamazsın.
-Ayakta serumlarla kalmam senin yüzünden! Günlerdir dışarı çıkmadın, sadece telefonumdaki fotoğraflarından özlem giderdim.
Umrumda değildi! O güveni bir kere kaybettiğim için bir daha geri dönmem imkansızdı. Ama "imkansız"ın içinde bile "imkan" vardı.
-Senin hatan hepsi! Her şeyin sorumlusu sensin. Bana -kendi çıkarların için- büyü yaptıran sensin, üstüne üstelik Angelina yı öpen sensin! Gelip de beni suçlayamazsın. Buraya gelme amacın beni suçlamak ise başarısızsın şimdi burdan git.
Üstümdeki elbiseyi inceledi. Kaşları gergince çatıldı.
-Elbiseni de hiç beğenmedim.
-Beğenip beğenmediğini de soran olmadı zaten. Git şimdi burdan.
Yüzüme baktı, boş bakıyordu.
Boş bakışlar...-Ben buraya seni suçlamak için değil, biraz da olsa seni görmek için ne halde olduğumu göstermek için geldim.
Bu sefer boş bakma sırası bendeydi. Sadece duygusuzca baktım.
-Seni görmek istemiyorum. Şimdi burdan git.
***
-Hadi Jisoo unnie, davetliler geldi. Tek eksik gelin ve damat.
Lisa sözünü bitirdiğinde burun çekme sesi geldi. Kimin ağladığını biliyorsunuzdur.
-Hadi ama Rose. Ağlama zaten birlikte yaşamaya devam edicez.
-Eskisi kadar fazla değil ama.