Ellerimi gezdirdim. Dokundurdum göğsünde.
Bir mil gibi ince ince, bir kumaş gibi dokudum, gül bahçeleri açtırdım.
Böyle söylerdi.Gül bahçeleri açıyor senin teninin değdiği her yere.
Gülümsedim ve uyuyan bedene, görecekmiş gibi bir öpücük yolladım havadan.
Tuttu, nefesini içine çekti. Açtı gözlerini ve baktı.
Ne yapıyorsun, dedi.
Bir suçlu edasıyla daha da gömdüm başını kolları arasına. Okşadı, güldü ve okşadı saçlarımı.
Ardından annemi andıran öpücüğü, alnımın orta yerine kondu.Beni kanatlandırdı ve melek oldum, bulutlara uçtuk yüreğimle.
Nergis gibi kokusuyla, dudaklarıma kondu.
Bu sabah çok güzelsin, dedi. Doyamıyorum yine sana.
Dudakları bal tadında. Bilmezsiniz, gözleri süt beyazı.
Beyaz dediğime bakmayın, öyle temiz bakıyor ki.
Baktığı her dakika gözlerim bulut bulut oluyor.
Çiçek çiçek oluyor avuç içlerim, nefesim açılıyor.Gitmem gerek. Bu cümle içimin aniden kurtlanmasına sebep oldu.
Gitme, gitme. Bu gece gitme, lütfen.
Dudaklarıma, sanki ümit bağını koparmış bir çocuk gibi öpücük bıraktı. Elimde balon, avutulmaya çalışır gibi okşandı başım.
Baekhyun, biliyorsun.
Sesi kısıldı, cümlesi tamamlanmadı. Gözlerimin dolduğunu gördüğünde, onun da gerildiğini gördüm.
Sustum, çenemi bastırdım, dudaklarım zırh edindi. Sustum ve kaşlarımla kapıyı gösterdim.
Başını eğdi, yine. Sustu.
Gözlerime bakmadan, bir öpücük daha bırakıp, seni daha çok seviyorum demeden, kalktı.
Yataktan kalktı.
Kendimi nehirlerin, çiçek bahçelerinde hissettiğim yatağımızdan bir rüzgar bırakarak arkasında kalktı.Soğuk odada aceleci bir tavırla giyindi. Saatini taktı, bir ara başımı gömdüğüm yastıktan kaldırırken telefonun çaldığını duydum.
Açmadı, açsaydı eğer,
Eğer açsaydı,Yarın gelemeyebilirim.
Nefesimi tuttum, ağlamamak için tutundum yastığa. Ellerine tutunmak ne çok isterdim oysa.
Neden diye sormadan, dilindeki yara veren bıçakla konuştu.
Konrtolü var, gece de-
Defol, dedim. Tok sesimle, ne ara geri kaçtığını bilmediğim göz yaşlarımla bakarak, dedim.
Gözlerime baktı. Yutkunuşunu duydum, gülümsedi, sustu. Gülümsedi ve ceketini askılıktan alarak çıktı odadan.
Acı tebessümünün izi kaldı gözlerimde. Sulandı, sulandı ve bedenimi bir çöp gibi hissettirdi o bakış.
Suçu bana yıktı yine, sözleri tüğüm olup dizildi boğazına. Anlıyordum onu.
Ama bir yanım, yüreğim, anlamak istemiyordu.
Kalktım yerimden, çıplak ayaklarımla, ayaklarının geçtiği yerlere bastım.
Camın önünde dururken, tül perde arasından arabaya binişini gördüm.
2 dakika boyunca bekledi, görmüş olmalıydı.Ben de görmek istiyordum. Ağlıyor muydu?
Araba hızla hareket ettiğinde, yüreğimde esinti oluştu. Ellerimi kalbime götürdüm ve nefesimi içime çektim.
Parfümü odama, ellerime, dudaklarıma sinmişti. Nefesi parfümümdü.
Yatağıma geri döndüm, usulca. Sessizce, sanki bir suç işler gibi, parmak ucuyla.
Ve ne kadardır çıkmadığımı, inanın, bilmiyordum.