Hayat ne kadar tuhaftı. Bu dünya ne kadar tuhaf bir yerdi böyle.
Ona söylediğim son şeyler onun sinirlenmesini sağlamıştı. Üzerime doğru hızlı adımlarla yaklaştı elindeki bıçağı salladığında bileğini tuttum ve ters çevirdim. Bileğinden çıkan sesler kulağıma melodi gibi geliyordu. Acı çığlıklarını duyduğumda dudaklarım alaylı bir şekilde yukarı kıvrıldı. Tuttuğum kolun tam dirsek kısmına dirseğimle vurdum, ardından tam göğsüne büyük bir tekme attım. Bir kaç adım geri savrulan adam öfkeli ve acı içindeki gözlerini bana çıkardı. Bu sefer tekme salladığında ayağından tuttuğum gibi sırtının üstüne yere yapıştırdım. Dirseğimle tuttuğum bacağın diz kapağına defalarca vurduktan sonra soluk soluğa kaldığım için astım krizim tutmasın diye biraz geri çekildim. Etraftakiler dikkatimi çekmişti gözlerimi etrafta gezdirirken siyah masadaki siyah gözlerle buluştu gözlerim. Bir şey dikkatimi çekmişti, herkes korkmuş ve şaşkın bakışlarla bakarken sadece o bu durumdan zevk alıyomuş gibi izliyordu bizi. Arada bi kahvesinden yudum alan adam film seyredermiş gibi olacakları heycanla izliyordu. Gözlerimi dikmiş onun gözlerine bakarken karnımda hissettiğim acıyla bir kaç adım geri gitmiştim. O şefsiz kendini toparlamış ve karnıma sıkı bir yumruk atmıştı. Tekrar siyah gözlü adama baktığımda kaşlarının hafif çattığını farkettim. Acı çekmem onun pek hoşuna gitmemişti.
O şerefsize dönerek hızlı bir şekilde karın boşluğuna yumruğumu geçirdim. Acı ile inleyerek öne eğilen adama fırsat vermefen kafasını dizime geçirdim Kanlar içinde yere yığılan adamın yanına yaklaşarak yere eğildim
"Sevinmelisin hayvan herif! Seni ailenin yanına gönderiyorum. CEHENNEMDE görüşürüz. Oraya vardığın zaman ailene benden selam söylemeyi unutma ve şunuda söyle öteki taraftada iki elim yakalarında olucak"
Dövüşmekten okadar bitkin düşmüştümki daha fazla dövüşmeye mecalim kalmamıştı.kırmızı masaya doğru ilerleyerek masadaki çakmağı ve çantamda bulundurduğum parfüm şişemide alarak tekrar adama doğru yöneldim. Adam yapmamam için yalvarıyordu ama bu benim onu öldürme isteğimi dahada arttırıyordu
"Sen anneme acıdınmı lan şerefsiz! Bende sana acımayacağım canlı canlı kakacağım seni. Acı Çığlıklarını kazıycaam beynime. Uyumadan önce hergün bu sahne gelicek aklıma. CANIN CEHENNEME PİSLİKK!!!"Üzerine boşalttığım parfüm şişesini bir kenara fırlattıktan sonra çakmağı çakıp üzerine bırkatım. Aniden alev alan adam acılar içinde kıvranıyordu. Sadist bir yüz ifadesi takınarak kıkırdadım. Sonunda rahat bir uyku girecekti gözlerime, uyku ilacı içmeden uyuyamadığım için neredeyse uyku ilaçlarının bağımlısı olmuştum. Her tarafı muazzam derecede yanık ceset kokusu alıp vurmuştu. Bu kokuya dayanamayan guruplar tek tek yemek haneden çıkmaya başladılar. Bende duvarın dibine çöküp yanan cesedi izledim. Cesetten çıkan dumanlar yangın alarmını devreye sokmuş ve su fıskiyeleri çalışmaya başlamıştı. Oturduğum yerde sırıl sıklam titrerken buldum kendimi. Sonra bir ağırlık hissettim omzumda. Kafamı omuzuma doğru çevirdiğimde bu ağırlığın bir elden ibaret olduğunu gördüm. Elin sahibine doğru çıkardım bakışlarımı. Bu o çocuktu, siyah masadaki siyah gözlü çocuk.
"Hadi, yeter bu kadar! Gidiyoruzz!"
Onun sesini ilk defa duymuştum. Sesi kulağıma ulaştığında hayır anlamında omuz silktim.
Hafif kaşlarını çatarak
"Bu güne kadar kimseye nezaket göstermedim 5 saniye içinde kalkmazsan kaba kuvvet kullanmaktan çekinmem bilmiş ol"
Hiç umrumda değildi onun söyledikleri. Gözlerimi, fıskiyeden çıkan su yüzünden sönmüş ve üzerinden duman çıkan cesete dikmiştim.
"Seni uyarıyorum. Birdaha beni tehtit etmeye kalkma yoksa sonucuna katlanırsın"
Büyük bir kahkaha patladdı. O kadar güzel gülüyoduki,her haliyle yakışıklıydı. Gülünce kısılan gözleri tebessüm etmemi sağlamıştı, ama hayır sert ve duygusuz olmam gerekiyordu. Yüzümdeki gülümsemeyi silerek;
"Seni bukadar güldüren şey ne?""Bana hiçbir kız yada erkek meydan okumaya cesaret edemedi. Ama görüyorumki sen çok cesursun."
"Cesur olmamla alakası yok! Ben asla kendimi düşünmem! Bana ne olucağı, ölüp ölmeyeceğim yada canımın acıyıp acımayacağı hiç umrumda değl! Bu yüzden kendimden emin konuşuyorum. Şimdi beni kendi dertlerimle yalnız bıra-..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Takipçim Bir MELEK¡¡¡
FantasyAnnesini ve babasını 1 sene önce kaybeden Azra, bir sığıntı gibi amcasının evinde yaşamaya başlar. Amcasının karısı ve çocukları azrayı evlerinde istemezler ve azrayı evlerinden göndermek için ellerinden geleni yaparlar. Azranın amcası, karısının ve...