16:30 ||c.h||

bir

Odası onu boğuyordu. Yaklaşık üç saattir bu sikimsonik bir turkuvaz rengine boyanmış odada ağlamaktan başka birşey yapmıyordu.

Ayna karşısına geçti. Gözleri, havuzun klorlu suyunun içinde yaklaşık dört saat açık kalmış gibi kızarmıştı.

Yatağına yeniden oturmak yerine banyoya gitti. Üç saattir ilk defa odadan çıkıyordu.

Banyodan geldikten sonra bileğinde üç kesik vardı. Ama bu sandığı kadar acıtmamıştı.

O sırada masasının üstündeki yeşil kapaklı günlüğü gözüne çarptı. Eline günlüğünü aldı.

Gözlüğünü komidinin üzerinde unuttuğunu görünce kendini yatağı atıp gözlüğünü taktı. Günlüğü okumaya başladı.

"6.3.14

Selam sevgili günlük,

Normalde günlük yazmayı sevmem. Ama sırf onun için yazıyorum. Adı neydi? Calli olması gerek. Neyse. O bana Tanrı'nın hediyesiydi. Pek Tanrı inancım yoktur. Ama bugünden sonra Teşekkürler Tanrım.

Onunla bugün aramızda geçen bütün dialogları ezberledim. Paten kayıyordum. Ama daha tam bilmiyorum. Ve Calli'nin üstüne düştüm.

Ben: Ihm. Özür dilerim

Calli: Sen benimle dalga mı geçiyorsun ?! Kolumu kanattın.

Ben: Ç-çok üzgünüm. Daha tam bilmiyorum.

Calli: Hayır yani ayağını buz pateninde kayarmış gibu yapıcaksın. Bu kadar

Ben: Daha önce buz pateni yapmadım.

Calli: Ouh. Ya bir ayağını böyle at. Diğerinide aynı şekilde diğer tarafa.

Ben: Üzgünüm anlamadım. Böyle mi?

Calli: Oouf. Sen gerçekten öğrenmek istiyor musun?

Ben: Evet.

Calli: O zaman yarın bir saat söyle. Patenlerimi alıp sana öğreteyim.

Ben: Ou. 16:30?

Calli: Sana uyarsa bana uyar.

Ben: Bu arada adın ne?

Calli: Ben Calli.

Ben: Bende Adia. Yarın görüşürüz o zaman.

Calli: Bay

Ah. Niye bu kadar soğuk? Ben ne diyorum. Calli'ye çarpıp kolunu kanattığım halde « Bende seni seviyorum» diyecek değil ya"

«Ben ne salakça konuşuyor muşum?» diye düşündü Adia. Sonra diğer sayfaya geçti.

Y/N: İlk olarak Calli benim hatam değil. :D Bu arada beğendiniz mi? Yorumlarınız önemlii.