Birinci Cheonseo Savaşı

554 76 39
                                    

Playlist:

-Kelly Clarkson - My Life Would Suck without You

-5 Seconds Of Summer - She Looks Perfect

bu kadar lol




Cheonseo sessiz, huzurlu, tipik bir semtti. Burada olağandışı çok az şey olurdu. Herkes birbirini tanır, sabahları sokaklarda selamlaşma sesleri yankılanırdı. Byun Baekhyun ise semtin gözde çocuğu olmanın tadını çıkarıyordu. Her zaman ailesi ve arkadaşları tarafından sevilen biri olmuştu. Yaşıtları onunla yakınlık kurmaya çalışır, bunun için ona güzel hediyeler getirirlerdi. Büyükler ise söylediği sözlere güler, ne kadar akıllı bir çocuk olduğunu vurgulayıp ona şeker ya da çikolata verirlerdi. Sekiz yaşındaki bir çocuk için ideal bir hayata sahipti. Ta ki adı anılmayasıca o çocuk gelene kadar...

Park Chanyeol.

Hayatına birden bire girebileceğini ve arkadaşlarıyla şekerlemelerini çalabileceğini düşünen bir mankafa... Geçen hafta yanlarındaki müstakil eve taşınmışlardı. Baekhyun onu görür görmez onda garip bir şeyler olduğunu anlamıştı. Öncelikle elinde bir gelincikle dolaşıyordu. Kim evcil hayvan olarak gelincik beslerdi ki? Ayrıca dikkat dağıtıcı kepçe kulakları, sinir bozucu gözlükleri vardı ve de kiloluydu. Oyun oynadıkları zaman hep en geride o kalıyordu. Ama Baekhyun'un anlayamadığı bir şekilde herkes onu seviyordu. Gelinciğini sevmek için sıraya giriyorlardı. Yaşlılar onun yanaklarını sıkıp ona şekerler veriyordu. Baekhyun'a verilmesi gereken şekerler... Baekhyun bu duruma daha fazla katlanamayacağına karar verdi ve kendince Park Chanyeol'e savaş ilan etti. İlk hamle olarak da okulda gizlice beslenme çantasına bir örümcek koydu. Chanyeol beslenmesini açıp örümceği gördüğünde neredeyse bütün öğle tatili boyunca ağlamıştı. Baekhyun ise gülüyordu. Park Chanyeol'e gününü göstermişti. Ancak savaş beklediği kadar erken bitmedi. Baekhyun bunu ertesi gün kendi sırasının altında oyuncak bir yılan bulunca anladı. Korkup çığlık atmıştı ama en azından Tombul Chanyeol gibi bütün gün ağlamamıştı.

"Savaş mı istiyorsun? Öyle olsun o zaman."

Bu şekilde sakin semtin bütün huzurunu kaçıracak, insanların her gün Park ve Byun ailesine şikayetlerle gelmesine yol açacak bir savaş başladı. İlkokulda, ortaokulda hatta lisede de devam etti. Bir kimya dersinde ortalığı birbirine katıp tehlikeli bir patlamaya yol açtıklarında ikisinin aynı sınıfta ders görmesi yasaklandı.

Semtteki herkes en az bir kez Baekhyun ve Chanyeol'un kavgasının kurbanı olmuştu. Birbirlerini görür görmez atışmaya başlıyorlardı. Ve insanlar erkenden müdahale edip onları birbirlerinden uzaklaştırmadığı takdirde de kavga fiziksel boyutlara ulaşıyordu. Bir keresinde bunun yüzünden nezarete bile atılmışlardı. Ancak hiçbir şey aralarındaki husumeti bitirmeye yetmiyor gibi görünüyordu.

Artık ikisi de 18 yaşına gelmişlerdi. Chanyeol sürekli Baekhyun onun kadar uzun olmadığı için onunla dalga geçiyordu. Artık eskisi gibi kilolu da değildi ve elinde bir gelincikle gezmiyordu. Onunla ilgili her şey gün geçtikçe Baekhyun'un sinirlerini daha da bozuyordu.

Odasının penceresinden baktığında onun odasını görebiliyordu. Bu da oldukça sinir bozucu bir şeydi ancak bazen eğlenceli olabiliyordu. Chanyeol camın önündeki çalışma masasına oturmuş dikkatli bir şekilde ders çalışıyor gibi gözüküyordu. Baekhyun'un yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. Yavaşça yatağından kalkıp pencerenin önüne gitti ve sonuna kadar açtı. Ardından odasındaki müzik çalara bulabildiği en gürültülü şarkıyı koydu ve onun da sesini sonuna kadar açtı.

my life would suck without youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin