TAM DİZE YATMALI SAÇ OKŞAMALI BİR SAAT

170 24 18
                                    

Uzay'ın omzuma dokunması ile gözlerimi açtım. Bir marketin önün de duruyorduk.

"Saat kaç?" diye sordum uykulu bir sesle.
"12. İyi ki uyuma dedim tam 3 saattir uyuyorsun." dedi kızıyormuş gibi.
"3 saat mi? O kadar oldu mu ? Beni neden uyandırmadın ki ?"
"Çok tatlı uyuyordun kıyamadım uyandırmaya." dedi ve kemerini çözüp kapısını açtı.

Ayakkabılarımı giydim ben de kemerimi çözüp dışarıya çıktım.

Uzay 'yanıma gel 'der gibi elini salladı ben de yanına gittim ve birlikte markete girdik.

"Karnın acıktı mı ?" diye sordu bir tane kraker alırken.
"Fazla değil. Senin?"
"Ben de fazla acıkmadım o zaman biraz atıştırmalık alsak yeter."
"Olur ama çok zaman harcamayalım yoksa geç kalırız. "
"En geç 3 saate İstanbul'da oluruz merak etme. Ne almak istiyorsan al hadi."

Marketin için de dolaşırken;
"Kraker al çikolata da alabilirsin su al bi de. Başka... kek ve meyve suyu al bu kadar başka almaya gerek yok."
"Tamam meyve suyu neyli olsun?"
"Karışık olsun ya da vişneli fark etmez. Keki meyveli alma ama sadece ." deyip kasa da Uzay'ı beklemeye başladım.

Dediğim her şeyi almıştı. Aldığı yiyecekleri teker teker kasaya koyuyordu ben de ona yardım etmek için sepetin için de olan suyu tam elime alırken elini elimin üstüne koyunca su geri sepetin içine düştü.

Ben Uzay'a  ' ne yapıyorsun? 'der gibi bakıyordum.  Uzay ise yüz ifademe kısa bir tebessüm etti. Bu aralar çok fazla gülüyordu.

Suyu tekrar aldım ve kasaya bıraktım. Ürünleri ben poşete koyarken Uzay 'da parasını ödedi ve poşetleri alıp marketten çıktı. Ben de hemen arkasından çıktım.

Arabaya geri binince poşetleri kucağıma bıraktı ve arabayı çalıştırdı.

Poşetlerin içinden krakeri alıp diğerlerini arka koltuğa koydum.

"Yemek ister misin?" diye sordum krakeri açarken.
"Evet."
"Tamam al o zaman." dedim ve krakeri Uzay'a doğru uzattım.
"Araba kullanıyorum Alya kaza mı yapalım?"
"Tek elle de sürebilirsin ayrıca 2 saniyelik iş bana bakarak şarkı söylemesini biliyorsun ama." dedim ve tekrar önüme döndüm.

"Bir daha söylemem."
"Söyleme zaten. " bir tane krakeri alıp Uzay'a uzattım. "Al."

Bana döndü ve ağzını açtı krakeri sert bir şekil de ağzına bıraktım.

"İyi ki sert değildi dışım kırılırdı yoksa." bu sefer de ben güldüm.

Bir ben yiyordum bir Uzay'a veriyordum. Kraker 5 dakika için de bitmişti.

Bu sefer 2 tane kek aldım. Vişneli ve çikolatalı almıştı.

Ben kendime çikolatalıyı aldım Uzay'a da vişneliyi verdim.

Paketi açıp Uzay'a uzattım.

"Bunu da kendin ye bi zahmet ."
"Hayır sen yedir."
"Ya Uzay bebek misin ye işte kendin."
"Hayır sen yedir."
"Çok gıcıksın ve inatsın."
"Senin gibi."

Çikolatalı kekimi ve vişne suyumu birlikte yedim. Biraz kötü bi uyum olsa da güzeldi.

Uzay bana küstüğü için 2 saat boyunca konuşmamıştı. Kekini de yememişti.

Ben de telefon oynamış,  şarkı dinlemiş ve uyumuştum.

Keki tekrar elime alıp Uzay'a uzattım. Bana dönmedi.

"Uzay!" cevap da vermedi. "Al bak yemicek misin?" deyip keki Uzay'ın gözünün önün de salladım.

Kırmızı ışığa gelince bana baktı ve tekrar ağzını açtı.

KALBİMDE UZAY VAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin