Öğleyin Emre nin seslenmesi ile uyandık. Aras Mehmet bağıra bağıra bir hal oldu.
Mehmet: günaydın.
Ben: günaydın.
Mehmet ile beraber salona geçtik. Kahvaltı hazırlanmış herşey hazır bizi bekliyorlar. Direk kahvaltıya oturduk. Emre ve Doğanın suratı asıktı biraz. Hiçbirşey söylemeden kahvaltıya başladım. Herkes birşeyler söylüyor hepsi bir ağızdan konuşuyor hiç takmadım.
Doğan: Aras muhabbete dahil olmuyorsun birşey mi oldu ?
Ben: uykum var sadece biraz daha uyumak istiyorum.
Doğan: yemeği yedikten sonra yaparsın.
Benim uykusuz kaldığımı duyunca Emre ve Doğanın yüzü yine değişti. Kahvaltıyı bile tam olarak yapmadan ;
Ben: gençler ben biraz daha uyusam ayıp olur mu yasa.
Masadakiler: sorun yok. Keyfine bak.
Masadan kalkıp odama geçtim. Direk yatağıma uzanıp yattım.
Aradan dört beş saat geçtikten sonra ;
Emre: Aras akşam yemeği hazır. Kalkmıyor musun ?
Ben: kalktım kalktım.
Salona geçtiğimde herkes bizde masaya oturmak için beni bekliyorlarmış. Içeriye geçtim.
Mehmet: günaydın Aras.
Doğan: nasıl olsun ?
Emre: uykucu sonunda uyanabildin.
Hepsine tebessüm ederek. Kurt gibi açım hadi sofraya diyerek masaya geçtim. Yemeğimi yerken ;
Ben: yemekler çok güzel olmuş ellerinize sağlık. Kim bunların mimarı?
Doğan: afiyet olsun. Ben yaptım. Emre sofrayı hazırladı. Beraber hallettik.
Ben: ellerinize sağlık. O zaman bundan sonra yemek işi sende. Temizlik işi Emre de , bende akşama kadar yatarım.
Herkes de bir kahkaha koptu. Olur canım falan derken sohbet muhabbet yemekten kalktık. Masayı hep beraber toplayıp bulaşık işine ben giriştim. Antrenmana daha bir saat var diye herkese kahve yapıp götürdüm. Kahvelerimizi içip yavaş yavaş hazırlanmaya başladık. Ben kahve bulaşıklarını yıkayarak çıkalım evden desemde ;
Mehmet: gelince hallet onları. Erken gidelim. Emre bana smaç çalıştıracak.
Ben: tamam. Iki dakika müsade edin de bari üzerimi değiştireyim.
Mehmet: tamam. Biraz acele et.
Biraz kafamı toplamaya ihtiyacım vardı. Antrenmandan sonra bir yere gidip bir bira içip düşünecektim birşeyleri. Spor çantama spor ayakkabılarımı koydum. Herkesin beklediği spor kıyafet yerine dar bir kot üzerine Can Bonomo tarzı bir salaş tişört altına bot giydim. Spor çantamı alıp dışarıya çıktığım da herkes bir farklı baktı.
Doğan: vay bu ne şıklık Aras bey.
Emre: gidecek olduğumuz yer iki sokak yukarısı. Bu kadar süslenmeye gerek yoktu.
Mehmet: gerçekten çok yakışmış.
Teşekkürler hepinize dedim gülümsedim. Diğer arkadaşlar hala bana bakmaktaydı. Kimseye aldırmadan evin kapısını kapattım. Merdivenlerden aşağıya inerken parfüm de sıktım. Yolda benle dalga geçe geçe yürüdüler. Salona gidip giyindik. Artık tek bakan Emre değildi ne mutlu bana.
Biraz koşu biraz açma germe derken birbirimize birşeyler öğretmeye başladık. Sen şöyle yaparsan doğru olur , bak blokta bu şekilde dur , bloktan şu şekilde kaç , blok outu bu şekilde yap derken hoca gelmiş farkında değiliz.